Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: İnebolu yine Türkiye'de bir ilke ev sahipliği yapıyormuş

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
İNEBOLU, TÜRKİYE'DE BİR İLKE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK
(26 Nisan 1920'de Atatürk'ün Lenin'e yazdığı mektubun 99. yıl dönümünde İnebolu'da bir konferans düzenlenecek ve Milli Mücadele'ye Rus yardımları anlatılacak.)
Yıllardır bu çabayı kim hatırlar diye düşünüyordum. Buyrun haberin linki;

http://www.inebolugazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=1470&fbclid=IwAR08fzXeW1tNGy6H5Vc0NEB1HI7dWpMrhLvcOIQ9urrlcTyeyVne9xRbRaA
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Bu kadar detayını  bilmiyordum. ?0-?
Bilgilendirme için teşekkür ederim. :)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
Yaşım 58. Yaşıtlarım ya da yakın akranlarım belki hatırlar aşağıdaki anekdotu.
İlkokul Türkçe kitaplarında "Okuma parçaları" diye bölümlerden birinde geçiyordu.
Yazarı milli mücadele yazarlarından biri olsa gerek. Sanki Nurullah Ataç ya da Falih Rıfkı Atay gibi hatırlıyorum ama kesin değil.

Hamamcı Kadı Salih Reis
13 Haziran 1921’de İnebolu kıyılarında yaklaşık bir yıldır süren telaşın bir yenisi daha yaşanıyordu. Kayıklar, açıkta demirlemiş gemilerden cephane yüklü sandıkları kıyıya getirmiş, ilçe halkı kıyıya yaklaşan kayıklarda taşıyabildikleri sandıkları omuzlayarak depolara taşıyorlardı. Salih Reis kıyıya yanaşmış cephane yüklü kayıktan ihtiyar bedenine aldırmadan bir top mermisi omuzladı. Bu arada Kastamonu Bölgesi Komutanı Muhittin Paşa’da Kadı Salih Reis’i izliyordu.Muhittin Paşa yardım etmek amacıyla bu 70’lik ihtiyarın yanına geldi ve ;

“Dede, ver de bende taşıyayım…” dedi.
Sırtındaki mermiyi zorla taşıyan ihtiyar Kadı Salih Reis başını bile kaldırmadan;
“Bana yardımı bırak düşman gemileri geliyor. Git bir sandık cephanede sen omuzla!” diyerek farkında olmadan Paşayı tersledi ve mermisini vermedi. Bu diyalog üzerine etrafta bulunanlar Paşanın kızdığını düşünürken Muhittin Paşa;
“Bu millet ölmez, bu millet esir olmaz” dedi.

Yıllarca gomunustler moskıvaya diyenlere,
Bu okuma parçasını hatırlatıp İnebolu limanina gelen bu cephaneler Karadeniz gibi kapalı bir denize gökten mi inmiş diyerek,
 beni sözüm ona aşağılamaya çalışanlara verdim veriştirdim.

Ardın sıkıştığında yardım iste, selamete erdiğinde yardım edeni unut ve ardını dönüve. R yok.
Bu da yetmezmiş gibi birde sana en onulmaz dönemeçte yardım elini uzatanlara hakaret et.
Tipik yurdum insanı manzumesi.

Neyse doksandokuz yıl sonra da olsa
Bu da bir şeydir.
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
Artık denizin kenarında bir heykeli var.  Ruhu Şad Olsun.

HAMAMCI KADI SALİH REİS
İstiklal Harbi sırasında.İnebolu’ya gemilerle getirilen harp malzemeleri kahraman denizcilerimiz tarafından DENK KAYIKLARIYLA karaya çıkartılıp, yaşlılar,kadınlar ve çocuklar tarafından,depolara taşınmış,oradan da, KAĞNILARLA cepheye ulaştırılmıştır.

Doğum Yeri Ve Tarihi : İNEBOLU-1851
Ölüm Tarihi : 1929
Baba Adı : Çolak Kadı oğlu Süleyman
Adı : Salih Reis
Lakabı : Hamamcı Kadı

İNEBOLU KAYIKCILAR LONCASI üyesi, 70 yaşındaki (düz tarladaki hamamı işleten,aynı zamanda denizci)HAMAMCI KADI  lakabıyla anılan SALİH REİS’TE,13 HAZİRAN 1921yılında YARBAŞI MERDİVENLERİNDEN ,bir elinde bastonu,omuzunda  mermisi ile zorlanarak çıkarken:Merdivenlerin üst kısmında,maiyetindekilerle birlikte olayı seyreden KASTAMONU VALİSİ MUHİTTİN PAŞA’NIN dikkatini çeker.(Dönemin Valisi Muhittin Paşa,Atatürk’ün Harbiye’den öğretmenidir).Yanındakilerden ayrılarak ihtiyarın yanına gider ve derki;”DEDE,VER DE BEN TAŞIYAYIM”.Sırtındakı mermiyi zorla taşıyan ihtiyar deniz kurdu başını bile kaldırmadan:”KÖRMÜSÜN! BENİMKİNİ İSTEYECEĞİNE GİT SENDE KAYIK’TAN BİR TANE ALSANA!Etrafındakiler “eyvah Paşa kızdı” diye düşünürlerken, MUHİTTİN PAŞA,”BU VATAN BÖLÜNMEZ, BU MİLLET ÖLMEZ”…. diye söylenir.Paşayı fark eden Salih Reis ellerine sarılır ve orada bulunan herkes gözyaşlarına boğulur.

Hamamcı Kadı Salih Reis kahramanlıkları ve fedakarlıklarıyla İstiklal savaşının kazanılmasına katkıda bulunan İnebolu Denizcilerini temsil etmektedir.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
 E birde şenlendirelim bu etkinligi.
İlk okuyan Cem Karaca.

Volkan Konak yöresel şive ile daha hoş geliyor bana.
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
Tabi ki Kırım Türklerini unutmamak lazım. en büyük fedakarlık onlardan gelmiş. Kırımlı  Türk bir Römorkör Kaptanı Rahmetli Dedemlerin uskunasını defalarca rüzgarı bulana kadar açık denize çekmiş.Sonrası güzelim Poyraz rüzgarı İnebolu 50 saat. Karşı taraf bir düzene girsin, bu seyri dedemin hatırasına bir yelkenli ile yapmayı hayal eder dururum. Niyetim o zaman teknede bulunanların torunlarıyla yapmak, birde dümende  babam olsun isterdim ama artık o bu yolculuğu yapacak güçte değil , biraz geç kaldım aslında.  :-X
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1159
    • KUTUP YILDIZI
 Konu içindeki 3 nolu iletim,
 "Forum üyelerini rahatsız edebilir" şaikiyle  şikayet etme dürtüsüne yenik düşen bir dostça sikayet edilebilir.
Böylesi bir durumda yazımın kaldırılması gerekebilir.
Bu durumda DT arkadaşlar rahat olsun. Sikayet edene dar gelen bana bol gelir. İletimi siliverin gitsin.
  • IP logged
ВЛАДА / TEOS

e

ersinboke@icrs.com.tr

Foruma yazmıyorum ama buraya yazmaz isem çatlarım. Can hoca gelmiş. Şenlenir artık buralar. Hazır yakalamışken üzerimde kalmasın. Sezar'ın hakkı Sezar 'a . Şu kuruluş tartışmalarında önerdiği iki konu vardı Can hocanın. Ben de muhalefet ettiydim. Kabul etmedikti. Ama söylediklerinde haklı imiş. Sorun çıkar dediği yerlerde sorun çıktı.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
Foruma yazmıyorum ama buraya yazmaz isem çatlarım. Can hoca gelmiş. Şenlenir artık buralar. Hazır yakalamışken üzerimde kalmasın. Sezar'ın hakkı Sezar 'a . Şu kuruluş tartışmalarında önerdiği iki konu vardı Can hocanın. Ben de muhalefet ettiydim. Kabul etmedikti. Ama söylediklerinde haklı imiş. Sorun çıkar dediği yerlerde sorun çıktı.

Sağol Abi, konu başlığı ile çok alakalı ve yazman yerinde olmuş, bende bu konuyu forumun olabilecek sorunlarına çözüm üretmek için açmıştım.  :)
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1165
Üniversitenin sondan bir önceki senesiydi (baştan kaçıncı senesi olduğunu sormayalım lütfen). Yakın bir arkadaşımız en zorlu dersleri geçmiş, neredeyse mezun olacaktı ama devamsızlık yüzünden birinci sınıftan beri bir türlü  geçemediği İnkılap Tarihi dersine o yıl mecburen devam etmek durumundaydı. Bir gün konuşurken bu dersin hocasından uzun uzun bahsetmişti. Üniversitemizin meşhur Dil Tarih Coğrafya Fakültesinden neredeyse sürgün edilmiş bu hocanın tarihimizi şimdiye kadar hiç duymadığımız ve okumadığımız şekilde anlatmasından övgüyle bahsediyordu. Hoca yoklama almadığı halde bizim arkadaş dersleri kaçırmıyordu. Hayret etmiştim. Benim de tarihe olan merakımı bildiği için  kendisiyle derse girmem için epey ısrar etmişti.

Arkadaşımın tavsiyesini değerli bulduğum için sonraki ilk derse beraber girdik. O günkü derste hoca tam da bu konuyu anlatıyordu. Sovyet Cumhuriyeti ile ilişkilerden, yardım ve desteklerden, İnebolu’nun ve İneboluluların öneminden bahsetmişti. Bu adam şimdiye kadar hiç duymadığımız perde arkasında kalmış bilgileri ve kişileri de öyle keyifli anlatıyordu ki, bütün sınıf adeta hipnotize olmuşçasına büyük bir hayranlıkla onun ağzının içine bakıyorduk. Ders süresinin nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Hayatımda ilk defa bir dersin sonunda bir tiyatro oyunu ya da konserdeymişim gibi bis yapmak geldi içimden. Dersten sonra sınıfın en az yarısı kalıp hocanın etrafını sardık. Pek çok soru sorduk. Hoca hepsini cevaplamaya çalıştı. Harika bir dersti. O günden sonra arkadaşımla birlikte beş-altı derse daha  girme ve hocayla sohbet etme şansını buldum. Tavsiye ettiği kitapları alıp okumaya çalıştım. Tüm öğrencileri gibi kendisine hayran oldum. 

O sene arkadaşım İnkılap Tarihinden yüksek bir  notla geçti. Bir kaç yıl sonra soğuk bir Aralık ayı Ankara  akşamında televizyondan bu değerli hocamızın evinin önünde öldürüldüğü haberini alınca, bir yakınımı kaybetmişçesine üzüldüğümü unutamam. Necip Hablemitoğlu’nun o dönem bize kattıkları ve öğrettiklerini hayatım boyunca unutmadım. Kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum.

Kurtuluş savaşımızı kazanmamızı sağlayan Kahraman İnebolu'lular dahil tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.  Necip Hocamızın da ruhu şad olsun.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 19 Şubat 2019, 23:42:28 Gönderen: Mücahit Karabaş »

  • *
  • İleti: 975
Üniversitenin sondan bir önceki senesiydi (baştan kaçıncı senesi olduğunu sormayalım lütfen). Yakın bir arkadaşımız en zorlu dersleri geçmiş, neredeyse mezun olacaktı ama devamsızlık yüzünden birinci sınıftan beri bir türlü  geçemediği İnkılap Tarihi dersine o yıl mecburen devam etmek durumundaydı. Bir gün konuşurken bu dersin hocasından uzun uzun bahsetmişti. Üniversitemizin meşhur Dil Tarih Coğrafya Fakültesinden neredeyse sürgün edilmiş bu hocanın tarihimizi şimdiye kadar hiç duymadığımız ve okumadığımız şekilde anlatmasından övgüyle bahsediyordu. Hoca yoklama almadığı halde bizim arkadaş dersleri kaçırmıyordu. Hayret etmiştim. Benim de tarihe olan merakımı bildiği için  kendisiyle derse girmem için epey ısrar etmişti.

Arkadaşımın tavsiyesini değerli bulduğum için sonraki ilk derse beraber girdik. O günkü derste hoca tam da bu konuyu anlatıyordu. Sovyet Cumhuriyeti ile ilişkilerden, yardım ve desteklerden, İnebolu’nun ve İneboluluların öneminden bahsetmişti. Bu adam şimdiye kadar hiç duymadığımız perde arkasında kalmış bilgileri ve kişileri de öyle keyifli anlatıyordu ki, bütün sınıf adeta hipnotize olmuşçasına büyük bir hayranlıkla onun ağzının içine bakıyorduk. Ders süresinin nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Hayatımda ilk defa bir dersin sonunda bir tiyatro oyunu ya da konserdeymişim gibi bis yapmak geldi içimden. Dersten sonra sınıfın en az yarısı kalıp hocanın etrafını sardık. Pek çok soru sorduk. Hoca hepsini cevaplamaya çalıştı. Harika bir dersti. O günden sonra arkadaşımla birlikte beş-altı derse daha  girme ve hocayla sohbet etme şansını buldum. Tavsiye ettiği kitapları alıp okumaya çalıştım. Tüm öğrencileri gibi kendisine hayran oldum. 

O sene arkadaşım İnkılap Tarihinden yüksek bir  notla geçti. Bir kaç yıl sonra soğuk bir Aralık ayı Ankara  akşamında televizyondan bu değerli hocamızın evinin önünde öldürüldüğü haberini alınca, bir yakınımı kaybetmişçesine üzüldüğümü unutamam. Necip Hablemitoğlu’nun o dönem bize kattıkları ve öğrettiklerini hayatım boyunca unutmadım. Kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum.

Kurtuluş savaşımızı kazanmamızı sağlayan Kahraman İnebolu'lular dahil tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.  Necip Hocamızın da ruhu şad olsun.

 :)xx :)xx :)xx
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
 :)xx :)xx :)xx :)xx
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
Üniversitenin sondan bir önceki senesiydi (baştan kaçıncı senesi olduğunu sormayalım lütfen). Yakın bir arkadaşımız en zorlu dersleri geçmiş, neredeyse mezun olacaktı ama devamsızlık yüzünden birinci sınıftan beri bir türlü  geçemediği İnkılap Tarihi dersine o yıl mecburen devam etmek durumundaydı. Bir gün konuşurken bu dersin hocasından uzun uzun bahsetmişti. Üniversitemizin meşhur Dil Tarih Coğrafya Fakültesinden neredeyse sürgün edilmiş bu hocanın tarihimizi şimdiye kadar hiç duymadığımız ve okumadığımız şekilde anlatmasından övgüyle bahsediyordu. Hoca yoklama almadığı halde bizim arkadaş dersleri kaçırmıyordu. Hayret etmiştim. Benim de tarihe olan merakımı bildiği için  kendisiyle derse girmem için epey ısrar etmişti.

Arkadaşımın tavsiyesini değerli bulduğum için sonraki ilk derse beraber girdik. O günkü derste hoca tam da bu konuyu anlatıyordu. Sovyet Cumhuriyeti ile ilişkilerden, yardım ve desteklerden, İnebolu’nun ve İneboluluların öneminden bahsetmişti. Bu adam şimdiye kadar hiç duymadığımız perde arkasında kalmış bilgileri ve kişileri de öyle keyifli anlatıyordu ki, bütün sınıf adeta hipnotize olmuşçasına büyük bir hayranlıkla onun ağzının içine bakıyorduk. Ders süresinin nasıl geçtiğini anlayamadık bile. Hayatımda ilk defa bir dersin sonunda bir tiyatro oyunu ya da konserdeymişim gibi bis yapmak geldi içimden. Dersten sonra sınıfın en az yarısı kalıp hocanın etrafını sardık. Pek çok soru sorduk. Hoca hepsini cevaplamaya çalıştı. Harika bir dersti. O günden sonra arkadaşımla birlikte beş-altı derse daha  girme ve hocayla sohbet etme şansını buldum. Tavsiye ettiği kitapları alıp okumaya çalıştım. Tüm öğrencileri gibi kendisine hayran oldum. 

O sene arkadaşım İnkılap Tarihinden yüksek bir  notla geçti. Bir kaç yıl sonra soğuk bir Aralık ayı Ankara  akşamında televizyondan bu değerli hocamızın evinin önünde öldürüldüğü haberini alınca, bir yakınımı kaybetmişçesine üzüldüğümü unutamam. Necip Hablemitoğlu’nun o dönem bize kattıkları ve öğrettiklerini hayatım boyunca unutmadım. Kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum.

Kurtuluş savaşımızı kazanmamızı sağlayan Kahraman İnebolu'lular dahil tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.  Necip Hocamızın da ruhu şad olsun.

Vay ne güzel hatıralar çıkıyor, açığa. :)xx :)xx :)xx
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

 
Yukarı git