GÜNAYDIN cümletten!
"Bir Ada Hikayesi"
Aslında unuttuğumuz -unuttuğumuz demesek, yazmakla bitmeyecek daha pek çok eserin olduğunu mu söylesek?- çok kitap var.
Bu sabah yine düşündüm "ada" üzerine.
Bir kitaptan söz edecektim;
Cuma ve Pasifik Arafı adında.
Robinson’u duymuşuzdur, gemisi batar, bir adaya çıkar, gemiden kurtardığı malzemelerle adada daha ilkel, daha doğal bir hayatta yaşam savaşı verir. Kazanır bu savaşı.
Bu Cuma ve Pasifik Arafı adlı romanda da Robinson adaya düşüyor. Hayatta kalma müzadelesi veriyor. Kalıyor da. Ama romanın öyküsü bundan sonrasında değişiyor.
Ada kavramı bende hep; “tek başına, diğer insanlardan uzak insan” imgesi üzerinden işledi. Adada bir başına olan insanın, pantolon, gömlek giymeden dolaşabileceğini, bir başkası olmadığı için de sosyal bir varlık olmayacağını, uygarlığın insana yüklediği pek çok buhrandan uzak kalacağını, en azından günah işleme, başkalarına kötülük yapma kavramlarıyla hayatını zehir etmeyeceğini, vicdan sızıları duymayacağını varsayardım.
Öyle değilmiş.
Bu Robinson, tarla ekip, depoya buğday stoklamaya, keçileri çoğaltıp, süt içe içe güçlenmeye başladığı andan sonra, yaptığı ilk iş bir ADA ANAYASASI hazırlamak oldu. Şok oldum. Ne demekti şimdi bu? Kime bu yasalar? Yanıt ortadaydı; KENDİNE.
Ardından yarı ağaç yarı dal, tomruk, bir kilise yaptı kendine. Bir yandan da, “Rezil etti güzelim romanı,” diyorum. Ben olsam böyle mi yazardım, halleri.
Kararları yazdığı defterde her gün yeni bir madde…
“Hasat edilen buğdayın en fazla ¼’ü tüketilecek. Gerisi depoda muhafaza edilecek,” gibi şeyler.
İki kap fazla buğday tükettiğinde de cezalar, günaha girdim’ler.
Böyle dallanan budaklanan bir durumun içine -romanın yarısına doğru- Cuma denen garibim düşüyor. Herifi -Robinson’dan söz ediyorum- tanıdım artık. Acıyorum garip Cuma’ya. Ama ne yapabilirim okumaktan başka.
Burada Cuma’nın asıl işlevi, Robinson’un misyonerliğinin tatmini, yani cahil vahşi’yi doğruya, dine ve uygarlığa döndürme misyonunun uygulama alanı.
Sosyal politik bir hiciv romanın her satırına jilet olmuş döşenmiş. Anlatmayayım daha fazla. Okusun isterseniz merek eden.