Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Enes Save nin ''Karaya çıkmadan 1000 deniz mili konferansı''

  • *
  • İleti: 558
Hasköy Rahmi Koç Müzesi 4 Aralık 2018 Salı günü 1400-1600 saatleri arasında Fenerbahçe Vapuru alt salonunda Amatör Denizci Sayın Enes Save tarafından           

 '' KARAYA ÇIKMADAN 1000 DENİZ MİLİ'' başlıklı bir konferans verilecektir.

Sayın Save'nin Zodyak botla gerçekleştirdiği uzun deniz geçişlerindeki tecrübelerini aktaracağı konferansa sizi ve konuya meraklı dostlarınızı davet eder bu vesile ile sevgi ve saygılar sunarım.

Amiral Cem Gürdeniz
KÜDENFOR Direktörü
  • IP logged
« Son Düzenleme: 02 Aralık 2018, 21:13:00 Gönderen: Hasan Toparlak »

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Yarın İstanbul'da olmak vardı. :'(
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 237
Ben toplantıya katılacağım.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4269
Ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Enesçim, başarılar.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1177
Ben de katılacağım. Enes Reisimize şimdiden başarılar diliyorum.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5842
    • Son Denk Kayıkçısı
Katılmayı çok istedim ama olmadı, başarılar dilerim.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1177
Enes Save’nin sunumuna maalesef on beş dakika geç kaldım. İşlerim programladığımdan uzun sürdü. Yetişebilmek için öğlen yemeği yemedim. Hatta arabanın yakıt göstergesi alarm verdiği halde onun için dahi durmadım. Çok şükür ki sunumun yapıldığı Rahmi Koç Müzesi'nin çok yakınında yakıt istasyonu varmış. Dönüşte oradan alabilirim diyerek pas geçtim.

Müzeye daha önce üç defa gelmiş ve çok beğenmiştik. Bu sefer arkadaşımızın sunumu için gelmek ayrı bir heyecandı. Otoparka park edip nazik görevliler eşliğinde hızlıca tarihi Fenerbahçe Vapuru’na bindim. İtiş kakış olmadan bir vapura binmek öyle keyifli ki geç kalmış olmasam birkaç defa daha inip binmeyi düşünürdüm. 

Sunum vapurun baş taraftaki alt salondaydı. Kapıdan içeri girdiğimde, zamanda bir yolculuk yapmışım gibi bir anda seneler öncesinde buldum kendimi. Vapurun sıcacık salonu davetlilerle neredeyse doluydu. Ev sahiplerimiz sıcak çay ve kaşarlı simit servisi yapmışlar bildiğimiz vapur atmosferini oluşturmuşlardı. Ben müze yöneticilerinden birisi olsaydım, koltuklardan birisine de gazetesini ya da Gırgır dergisini okuyan bir adamla yanındaki otlakçıyı tasvir eden balmumundan heykeller yaptırır, eski günlere sıcak bir atıfta bulunurdum.

Ben öyle nostalji havasına girmişim ki bir an bu vapura neden bindiğimi bile unuttum. Öyle ya bizim zamanımızda bu vapurda tek sunum yapan kişi, ünlü Burhan Pazarlama olurdu. Ön tarafta bir perdenin önünde duran Enes, takım elbiseleri içinde yakışıklı bir pazarlamacı olarak anlatıyordu sanki... Perdedeki slaytta bir bot resmi vardı. Ben bekliyorum ki Enes; “ Sayın yolcularımız bu görmüş olduğunuz bot her yerde üç bin lira iken ben de sadece bin beş yüz lira. Hem de bu fiyata dahil olan sadece bot değil. Yanında ki bir çift kürek de var. Bununla da bitmiyor…”  diye anlatıyor. Neyse ki, “Botu tamir edince Marmara Adası'ndan ayrılma vakti gelmişti.” cümlesini duyunca kendime geliyorum. Enes Save’nin “Karaya Çıkmadan Botla 1000 Deniz Mili” sunumuna hoşgeldim. Böyle bir maceranın denizin üzerinde bu güzel deniz aracında olması çok şık… Önce biraz ayakta dinliyorum. Sonra garson arkadaşlardan birisi ön tarafta boş yer gösteriyor. Gittiğim zaman buranın bu organizasyonun mimarı Sayın Cem Gürdeniz’in masası olduğunu fark ediyorum. Kendisi beni ve yanımdaki bir beyefendiyi kibarca karşılayıp elimizi sıkıyor. Zaten arkadaşımızın sunumuna gelmişiz büyük gurur içindeyiz. Bir de bu masada konuk olmak ayrı bir şeref.  Şimdi “Yeter artık sunuma gelelim” dediğinizi duyar gibi oldum. Bir dakika zaten öğle yemeği yememişim. Bir iki lokma simitle, çayımdan bir yudum alıp kendime geleyim. 

...
  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Aralık 2018, 18:56:08 Gönderen: Mücahit Karabaş »

  • *
  • İleti: 1345
Enes Reis çok keyifli ve başarılı bir sunum yaptı.Salondaki tüm dinliyenler kendisini ilgiyle izledi ve sonunda da tebrik ettiler.
Ben de tekrar kutluyorum.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

e

ersinboke@icrs.com.tr

Enes , davet ettiğin halde gelemedim koşuşturmaktan. Çok özür gelemediğim için..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1070
Gelemeyeceğinizi/gelmeyeceğinizi önceden söylemiş olsanız da, son anda gelemeseniz de gözlerim bir ümit hepinizi aradı.

Sağlık olsun. Bir başka sefere diyelim.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Aralık 2018, 22:30:26 Gönderen: Enes Save »
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1070
Sunum öncesi yazdıklarınıza yanıt veremedim. Üzgünüm. Sunum öncesi gergindim. Normalde pek gerilmezdim.

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 1070
Bugün geldiniz. Teşekkür ederim. Varlığınızın verdiği sıcaklık sunuma da yansımış olmalı ki neredeyse herkes teşekkür etti.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1177
Enes Reisimiz sunuma çok iyi hazırlanmış. Kıyafeti ve duruşuyla da dört dörtlüktü. Detaylarla sıkmadan çok akıcı bir üslubu var. Üç buçuk ay süren 1000 deniz milini iki saate sığdırabilmek herkesin harcı değil. Dinleyiciler arasında deneyimli denizciler var. Camianın önde gelen pek çok ismi burada. İsimleri tek tek saymak istemedim. Unuttuğum olursa ayıp olur. Herkes birbirinden değerli… Enes’in kullandığı dil çok sade. Belki de denizcilikle hiç alakası olmayan insanların da gelebileceğini düşünerek hazırlanmış. Diksiyonu ve vücut dili çok iyiydi. Ege’yi inerken karşılaştığı insanları, sahil güvenlik botlarını, askeri gemileri çok iyi anlattı. Onları nasıl selamladığını anlatırken çok güldüm. Aralara çok kaliteli espriler sıkıştırdı.

Seyahati boyunca daha önce hiç görmeyip sosyal medyadan tanıştığı kişilerin kendisine nasıl yardımcı olduğundan bahsetti. Yakaladığı palamut balığını botta kızartıp yemesini fotoğrafla anlatınca herkesi şaşırttı. Yaşadığı tehlikeleri öyle güzel canlandırdı ki, drama yeteneğine hayran oldum. Adam karşımızda cap canlı durduğu halde başına bir şey gelecek diye korktuğumu, kalbimi hızlandırdığını fark ettim.

Yolculuk sırasında psikolojisindeki olumlu ve olumsuz değişimleri de yeri geldiğinde çok iyi  yansıttı. Kendisi hakkında anlattıkları, tahminimden daha fazla nesnel oldu. Yolculuk ilerledikçe başarısız olmaktan korkmaya başladığını hissettirdi. Biz nasıl hayattaki maddi manevi birikimlerimiz arttıkça onları kaybetmemek için endişeleniyorsak, bu projenin de ilerledikçe, başına bir şey gelip yarım kalmasından korktuğunu anlattı. Projenin bazı zamanlarda kendisinde yarattığı baskıyı biz de hissettik.

Knidos'u, Yedi Burunları geçerken yıllardır okuyup dinlediklerinden dolayı nasıl endişelendiğini, ortalık sakin olduğu halde Knidos’ta durmadan palamut büküne kadar gittiğini anlatırken hepimiz ona hak verdik. O anda bize sorsaydı “Knidos’ta dursa mıydım acaba?” diye. Eminim bütün salon hep bir ağızdan heyecanla  “ Arkana bakmadan uzaklaş oradan Enes Reis !!!” diye cevap verirdik.   

Yolculuğun sonlarına doğru ise büyük bir işi başarmaya yakın olmanın kendisine verdiği özgüveni de çok güzel ifade etti. Anamur geçişi sırasında karadan çok uzaklaşmasından, uzaklaştıkça denizin kendisine nasıl davetkar görünmesinden, nefsine yenilmeyip daha fazla açılmadan anamur burnunu rota tutmasından bahsederken hepimiz Enes Reisle birlikte aynı botta gibiydik. 

Enes Reis, iki saati çok verimli kullandı. Yine de bize anlatmak istediği daha pek çok konu ve anısı olduğundan eminim. Ben ve pek çok arkadaşımız seyahati boyunca zellodan kendisine destek vermeye çalıştık. Bir kişi vardı ki, hepimizin toplamından da çok daha fazla destek verdi. Enes’in yolculuğu boyunca Ona hem teknik, hem de moral desteği verdi. Bu kişi hepimizin çok sevdiği Gülümser Özharar Ablamızdı. Enes, Gülümser Özharar’dan çok bahsetti. Gülümser Abla da her zaman olduğu gibi Onu yalnız bırakmamıştı ve bugün sunumu izlemeye gelmişti. Sunum sonrası her zamanki pozitif enerjisini hepimize dağıttı. Burada hem kendi adıma hem Enes Reis adına kendisine tekrar teşekkür ederim.

Enes’in sözleri bittiğinde Cem Gürdeniz kısa bir konuşma yaptı. Enes’in Mustafa İhsan Denizaşan’ın günümüzdeki temsilcisi olduğunu ifade etti. (http://www.yachtturkiye.com/yazarlar/cem-gurdeniz/mustafa-ihsan-denizasan-cumhuriyetin-ilk-amator-denizcisi.html )

Herkes sunumu çok beğendi. Enes Reis’i kuvvetlice alkışladık. Süre daha uzun olsaydı sıkılmadan dinleyebilirdik.

Enes Save’nin yaptığı bu seyahat Türk denizcilik tarihine yazıldı bile… Kimsenin kolayca cesaret edemeyeceği bir yolculuğu başarıyla tamamladı. Yolculuğa tanıklık eden ya da etmeyen sayısız insanda denize dair bir farkındalık yarattı. Bütün yaşadıklarını çok duru bir şekilde anlatarak belgelendirmeyi de başardı.

Enes’i üç senedir tanıyorum. Şimdiye kadar denizcilikle ilgili yaptıkları ve yapmak istedikleriyle kendisini %51 deli ya da çılgın olarak değerlendiriyordum. Bugünkü sunumdan sonra Enes’in %100 akıllı , ne yaptığını çok iyi bilen, idealist bir insan olduğuna inandım. Bugün yaşadıklarını anlatırken çok güzel değerlendirmeler yaptı. Kendisini bizim gibi sıradan insanların gözünden de görebildiğini. Aslında yaptığı her şeyi çok bilinçli eyleme geçirdiğini, sonuçlarını da çok iyi değerlendirebildiğini öğrendim. Kendisiyle arkadaş olmanın, bugün burada bu sunumu dinlenmenin ne kadar değerli olduğunu iliklerime kadar hissettim.   

Bu yolculuğu yaptığı botu Orsa 1 ve sevgili kanosu da onun kadar övgüyü hak ediyor. Bugün yaşadıklarını anlatırken bir yerde bunu sakın evde denemeyin gibi güzel bir espri yaptı. Bence de bu yolculuğu herkes deneyemez. Orsa 1, kendisini çok iyi tanıyan Reisi ile birlikte tarihe geçmenin gururunu yaşayabilir. Enes forumlardaki profil imzasında “Güvenlik batıl inançtır” benzeri bir ifade kullanıyor. Fakat ben onun biraz efsunlu bir reis olduğuna da inanıyorum. Şöyle ki; Enes’in soy ismi olan “Save” kelimesi  ingilizce de güvenli “Safe” kökünden türeyen “kurtarma” “güvenceye alma” gibi bir anlam içeriyor.  Bu soyadının denizde onun çok  işine yaradığını düşünüyorum.
 
Geçenler de Mustafa Reis’in Babatunca’sını İstanbul’a getirirken burada yazmayı unuttuğumuz bir espri vardı. Toplam 350 mil yol gelmiştik. Havayolu şirketlerinde olduğu gibi millerimizin biriktiğini ve Babatunca ile daha yolculuk hakkımız olduğunu konuşuyorduk. Bu akşam üstü Enes’le ayrılırken bu espriyi anlattım. Kendisi bu yolculukta Orsa 1 ile 1000 deniz mili yol yaptı. Ama öncesinde yaptığı milleri de toplarsak Dünya Denizlerinde yeniden seyahat için sayısız mil kazandı.

Enes Reisimizi bundan sonra daha da fazla desteklemek istiyorum. Kendisiyle gurur duyuyorum. Umarım buna benzer sunumları daha çok yapar. Daha çok insanı denize yakınlaştırır.

Bugün sunumun bir yerinde  amatör bir denizci olarak hepimizin idolü olan Sadun Boro ile şahsen tanışamamış olmanın kendisi için hep bir eksiklik olduğunu söyledi. Ben de zaman zaman bunu düşünürüm. Ama şunu söyleyebilirim, Sadun Boro için de Enes’le tanışmamış olmak bir eksikliktir. Ben Enes Save’yi tanıdığım için çok mutlu ve gururluyum. Bugün sayesinde bir tarihe yeniden tanıklık ettik. Ne kadar teşekkür etsek azdır. 
Viya Böyle…
 










Bu seyahatin gizli kahramanı, pozitif enerji jeneratörümüz Gülümser Özharar
  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Aralık 2018, 22:53:34 Gönderen: Mücahit Karabaş »

  • *
  • İleti: 5842
    • Son Denk Kayıkçısı
Sunuma gelip , "damadın köyden gelen akrabalarını temsilen" bir kenara oturup hunharca alkışlamak isterdim. Ama olmadı , inşallah bir daha sefere, yeniden tebrikler abicim. Selametle...
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 989
Enes tebrik ederim Selametle.
  • IP logged
“Merhaba denizci, sen de senden sonrakilere anlat…”

 
Yukarı git