DENİZDE MURPHY KANUNLARI MI İHMAL Mİ?Denizdeyken hesap ettiğimiz en kötü olasılık gerçekleşebileceği gibi bazen de hiç aklımıza gelmeyen daha da kötü olan olasılık gerçekleşebiliyor. Burada suçu Murphy’e atarak vicdanımızı rahatlatabiliyoruz. Ama bu vicdan rahatlığı elbette o anda yaşadığımız heyecana, korkuya engel olamıyor.
Murphy Kanunlarına göre; “Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir. Hata bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir.” Bu durumda ters gidebilecek kaç olasılık olduğunu düşünüp bu olasılıklarla baş etmek için nasıl hazırlanmamız gerektiği konusunda kafa yormamız gerekebilir.
Murphy Kanunları denizciler için de gayet güzel çalışır. En bilineni şüphesiz günlerce hava durumu takip edilip, planlandığı gün seyre çıkıldığında havanın yüksek olmasıdır. Bizim gibi tatil süresi kısıtlı olan birçok tekne sahibi bu havaya rağmen maalesef yola çıkar ve tecrübesine tecrübe katar.
Murphy’nin teknede bize ilk defa varlığını göstermesi de sert bir havada yelken seyrinde oldu. Bildiğiniz gibi direk üzerindeki halatlar rüzgârın etkisiyle direğe çarpmasın ve sesi çevreyi rahatsız etmesin diye ince bir halatla bağlarız. İlk teknemiz Ekim’de, bağladığımız bu kısa halatı çözdük fakat ana yelken mandarına dolanmış. Sert havada ana yelkeni indirirken takıldı ve epey mücadele etmemize sebep oldu. Nasıl oldu demeyin.
Gerçekten Murphy devreye girdi. O gün denizin ihmali kabul etmeyeceğini öğrenmiş olduk.
Murphy özellikle acemileri çok seviyor. “Hadi bir sert hava seyri yapalım” diye bir düşüncemiz hiç olmadığı halde sağ olsun Poseidon ve Murphy birlikte denizciliğimizi geliştirmek için çok çalıştılar. Ekim’i aldığımız ilk sene her seyirde güzel havada çıkıp fırtınayla dönüyorduk. Artık bizim için; seyre çıkınca hava bozar diye bir Murphy kuralı oluşmuştu. Yeşilköy Barınakta tecrübeli kaptanlardan birisinin bir gün yanımıza gelip; “Bugün çıkmazsanız iyi olur. Arkadaşım Marmara Adası’ndan dönecek. Fırtınaya yakalanmasın.” demişliği bile vardır.
Peki, Murphy denizde başımıza ne gibi işler açabilir?
Teknenin içi neta değilse kesinlikle iyi bir dalgaya maruz kalınır her şey ortalığa saçılır.
Bir işi yapmanın en kolay yolu ancak o iş bittikten sonra akla gelir.
Hiçbir tamirat, hesaplanan sürede ve/veya maliyette bitmez.
Hangi yönde yelken yapmaya karar verilirse rüzgâr o yönden eser.
Denize düşen halat pervaneye dolanır.
Açık unutulan kapaktan içeri düşülür.
Tuvalet lumbozu kırıldığında tuvalet kapağı açıktır ve lumboz parçaları tuvalete düşerek kullanılmaz hale gelmesine neden olur.
Demir bağlanmazsa seyrin en zorlu anında düşer.
Çalışmayan motor, usta gelince çalışır.
Can simidi en çok ihtiyaç duyulduğu anda yerinden çıkmayacak durumda olur
Her zaman göz önünde olan bir şey, ihtiyaç olduğunda kaybolur.
Boğazda karşı kıyıya geçmek istendiğinde gemi trafiği artar.
Acil ihtiyaç olduğunda izbarço yapılamaz.
Teknede her şeyin yedeği varken, yedeği olmayana ihtiyaç duyulur.
Bütün hafta harika olan hava, hafta sonu seyir planı varsa bozar.
İyi bir yanaşmada çevrede kimse yoktur. Kötü bir yanaşmada ise izleyici çoktur.
Sert havada yanaşma sırasında ırgat kumandasının pili biter.
Yukarıda yazdığımız örnekler ve sayamadığımız daha niceleri; bilgisizlik, ihmal ve tecrübesizlik kaynaklı olabilir fakat Murphy’nin de payı çok.
Abartmadan önlemleri almak, olabileceklere karşı öngörülü olmaya çalışmak gerekir. Ayrıca yaşananları paylaşmak aynı ihmalleri, hataları başkalarının yapmamasını sağlayabilir.