[O.Utku Uçkan]

Başlık biraz ters oldu ama ne yazacağımı bilemedim.
Far Out'u bir satmaya kalkıyorum, gidip ilanı koyuyorum.
Ertesi hafta satıp ne yapacağım teknesiz diye karalar bağlayıp,gidip ilanı kaldırıyorum.
Hanım her ne kadar ''nasıl olacak o iş'' diyorsa da ortak aramaya başladım sonunda.
Sigara içmeyen.
İzmir'de ikamet eden.
Tercihan benden epeyce genç.
Benim kadar titiz olmasa da savruk olmayan.
Elinden iş gelen ve adam kullanmayan(bu yaştan sonra hizmetçilik yapmayalım).
Gibi bazı kriterler aklıma gelse de tanışma sonrası kanımızın kaynaması gibi durumların da olabileceğini düşünerek durumu sizler ile paylaşmayı düşündüm.
Her türlü eleştiri ve görüşe açığım.
Yıllar önce benim yaşlı kızı almaya ilk kalktığımda param yarısına yetiyordu ve sahibine 2 yıllık ortaklık teklif etmiştim.2 yıl sonra emekli ikramiyemi aldığımda diğer yarıyı verip tamamının sahibi olacaktım.
O zamandan bu yana pek akıllanmamışım galiba.

[Bülent Büyükdağ]

Olmaz abi.

[O.Utku Uçkan]

Olmaz abi.

Zaten profil resminden de anlıyorum bu işin sen ile olamayacağını.

[ersinboke@icrs.com.tr]

Utku dede,

Sen ortak değil forsa arıyormuşsun gibi geldi bana. Tarif daha çok ona uyuyor da.

Senin gözünde bir " liboş " olduğumdan eh dolayısı ile bu alım satım işlerini senden daha iyi bildiğimden şöyle bir yorum yapabilirim. Aslında Türkiye de bir çok teknesini satmak isteyen kişi benzer hatayı yapıyor. Hazır sen konu açınca yazma fırsatı oldu.


Ortalama bir teknenin satış süresi fiyatı eğer doğru belirlenmiş ise maksimum 6 ay. 6 ay sonrasında tekneniz hala ilan ettiğiniz fiyattan satılmıyorsa demek fiyatınız güncel piyasa şartlarına göre doğru değil demektir.

Bir malı satmadan önce hedef kitlesini iyi belirlemek gerekir. Şimdi eee ne var bunda bunu herkes bilir diyeceksin ama öyle kolay iş değildir bunu belirlemek.

Aslında senin teknen çoktan satılmalı idi. Çünkü tekne alırken en önemli kurallardan biri kimden tekne aldığındır.
Ahmet ile koyduğumuz bir kural var. " arıza tekne sahibi " kuralı.  dur hemen yanlış anlama. Buradaki "arıza " teknesine  değer veren , eli teknenin üstünde olan kişi demek. Can hocadan dinlediğim sen de teknene önem veren , yapılması gerekenleri aksatmadan yapan bir tekne sahibisin.

Peki niye satılmadı ? Çünkü tekneyi yapanlar da benim gibi "liboş " hatta liboşluğu icad eden adamlar olduğundan bu tekneyi yaparken bir ekonomik ömür hesap ettiler. Fiber bu "liboş " ları şaşırttı ama. Kimse fiberin bu derece dayanıklı ve uzun ömürlü olabileceğini baştan tahmin etmemişti. Bilseler "liboş " olduklarından daha az fiber kullanırlardı.

Ancak sistem böyle yürümediğinden , Yeni üretilen teknelerin satılması gerektiğinden bu sefer adamlar kendi yaptıkları eski tekneleri bile pislemeye başladılar. Neyse konuyu dağıtmayalım.

Şimdi Senin tekne de muhtemel kaya gibi ve "arıza " bir sahibi olduğundan tıkır tıkır çalışmakta. Sen fiyat belirlerken elbette eski olmasını da dikkate alarak bir fiyat belirledin. Hal böyle olunca bu tekneye de daha çok bu işe yeni başlayacaklar talip olmaya başladılar. Onların gözünde eski de olsa tekne "fiber " olduğundan zaten problem değil.  Ancak sonuçta paraları kıymetli. O yüzden de buna bir yatırım gözü ile de baktıklarından fiyat bunlara pahalı gelir.

Peki neye göre pahalı? İşi bilmiyorlar ama bunlarda bu lanet " liboş " sistemin içinde olduklarından az çakal değiller yani. Verdikleri teklif muhtemelen üç beş yıl sonra tekneyi satabilecekleri fiyat olacaktır.

Yani sen satış fiyatını belirlerken bu günkü değerini değil , üç yıl sonra olabilecek düşüş ile birlikte bir fiyat belirlemelisin. O zaman bahsettiğim 6 ay içerisinde tekneni satabilirsin. Aksi durumda daha da bekleyebilirsin ancak teknen bir yıl daha yaşlanmış olur. Bu sefer ister istemez fiyatı düşer.

Bu fiyata satacağıma satmam daha iyi gibi gerekçeler ise kendini kandırmaktan öteye geçmez genelde. Çünkü sonuçta tekne durduğu yerde para yemeye devam eder.

Ne fiyat belirliyorsun bilmiyorum ama fiyatını gözden geçirmen en mantıklısı.

Konu başlığı ile ilgili yorumuma gelince. Belirlediğin fiyattan satmaya çalış daha iyi. en azından bir şans var. ama bana sorarsan "ortak " bulma şansın hiç yok. 

sana takılmayı özlemişim dede.. İlaçları aldıydın  inşallah.. 

[O.Utku Uçkan]

Ersin biladerim kişi herkesi  kendi gibi bilir derler ya tam o sun.
Senin mantığın beni çözemez,belki 66 sına gelince anlarsın.Her şeyi bildiğini sanan bir kişisin ve pervane gibisin.
Ama katamaran konusunu ilgi ile izliyorum.
Tam benim evin önüne uygun bir çözüm olduğundan.
Catalac 9 benin favorim.Gel bak bunlardan bir tane al ve yenile,ömür geçiyor zaman değerli.
Usta adı altında çal çakal takımı ile vaktini harcama derim.
Ne kadar liberal olsan da sonunda ODTÜ'lüsün bir şeyler olmalı diye düşünüyorum.Üstüne üstlük bir de Karşıyaka'lsın.
Bu gün KSK nın kuruluş kutlamaları var.

[Servet]

[O.Utku Uçkan]

Sevet biladerim vallahi çok haklısın.
Zorla adamı çileden çıkarıyorlar bu liberaller, kabahat bende değil diyeceğim ama, adamın gel geline düşecek yaşta da değilim ama, ne diyeceğim bilemiyorum.
Bu arada forumda bir boşluk var sürtünenler için hiç mi bir yaptırım yok.
Adam konumu da .iç etti vallahi.

[O.Utku Uçkan]

Madem artık kimse burada kavgaya karışan kişi görüntüsü vermemek adına yazmayacak, bari ben gelişmeleri yazayım.
Far Out'u satmaya kalkmamın nedeni yazlık nedeni ile gidememek ve faydalanamamak idi.
Yazlığın oraya götüreyim dediğimde önceden ''çok iyi olur'' senfonisini seslendirenler korosu bu kez'' abi çalınır'' oratoryosunu söylemezler mi.Bendeniz şaşkın ihtiyar hepten kafayı karıştırdım.''Çalsınlar anasını satayım'' konçertosu ile cevaplamaya kalkınca ''ama bir suçta kullanırlarsa sen sorumlusun''diye tüm yaylı sazlar ile beni susturdular.
Yazlık inşaatı bitip,bahçemsi toprak parçacığı da deneysel peysaj çalışmaları ile tamamlanınca hafta sonu 2 gün yazlığa fazla gelmeye başladı ve pazarları marinaya kızımızı görmeye fırsatımız oldu.Teknede yatınca en iyi uykumu uyuduğumu görüp ilanı kaldırdık.Ama İzmir'e gelince önümüzdeki senenin marina parası vs.uykular yine kaçtı.Yazı bir gün Mana'da, bir gün Teos'da tükettik.İlanı yeniden astık.Avro düşmeye başlayınca ilandaki rakamları revize etmeye başladım.
Bu arada marinada babasının teknesi olan,ama kendi teknesini almak isteyen bir genç tekneye alıcı çıktı ve uzak yollara gideceğim o nedenle sizinki gibi bir tekne istiyorum diye açıklama yaptı.Sonradan durumlar değişti falan ama benim kafa yine havalanmıştı.Al tekneyi donat ve ortak olalım,senin gittiğin yerden uygun olan yerlerde ben de takılayım yeter diye teklif sundum.Çok teşekkür eti beni onere ettin abi diyerek o da beni mutlandırdı ve şimdi babası ile karşı komşu olduk.Proje delikanlının özel koşullarındaki gelişmelerden ötürü rafa kalktı.Ama ben de bu ortaklık fikri yeniden uyanmış oldu.
Bu yaştan sonra bizim aradığımız bunlar.Bazıları anlamaz ama bize para pul lazım değil. Birlikte olacak düzgün yürekli insanlar arıyoruz,düzgün dostluklar için.
Ha bir de tabi sonuçta artık emekli maaşı ile ek bir iş yapmadan da marinalarda sürdürülebilir teknecilik konusunda bir şeyler de yapmak lazımdı.
Bir alternatif de dünya turu yapıp şimdilik marinaların bazılarında bu kontenjandan ücretsiz yararlanmak.Ama o da benim hiiiç harcım değil.

[Servet]

Çalınan bir araçla işlenen şuçta, araç sahibi nasıl sorumlu olur?
Bülent avukat,o daha net cevaplar.

Çalındıgında teknenin yerini gösteren gps li sistemler var,onlardan takabilirsin..
Ama ortak kullanım işi zor gerçekten.

[ersinboke@icrs.com.tr]

Ortak işi kolay iş değil bence. Çok iyi anlaşan , uzun süreler beraber yelken ya da farklı paylaşımlar yapmış olan kişiler belki başarabilirler diye düşünüyorum.  İngilizler gibi yapıp, yaşlandıkça tekne küçültmeli bence.  Ancak alargacılık da zor . Ne bileyim dede. Zor ve karışık işler bunlar araba satmaya benzemiyor pek.

[O.Utku Uçkan]

Çalınma durumunda suçlu olmasan bile başın ağrır durumu devreye giriyor Servet'ciğim.
Alargada tekne bırakma procesi uygulamaya girecek olursa o tür bir alet kesin gerekecek ve konulacaktır.
Marinalara mahkum olmak ve istedikleri gibi çakmalarına ses çıkaramamak rahatsız ediyor.
Geçenlerde Haldun ağabey ile kokteyl konusunda muhabbet açtığımda yeni teknesini Ören marinaya getirdiğini ve çok güzel olduğunu anlattı.Motosikleti ile dolaştığını ve sahilde bir çok güzel restoran olduğundan bahsetti.Yıllar önce uzun bir bayram tatilinde bütün sülale bir oteli kapatmıştık.Gerçekten çok güzel ve tadı ağzımızda kalmıştı.
Acaba yeniden güneye götürürsem yazın veya güzel havalarda gidebilir miyim diye düşünmeye başladım ki Böke biladerimin Tayo Mar'ı oraya bağladığını okur gibi oldum.
Tamam dedim Böke beni oralarda yalnız başıma görürse kesin DT farketmeden halleder diyerek dosyayı ileri tarihli proceler rafına kaldırdım.
Bir de bizim burada Catalac 9 marka bir katamaran var ve bizim evin önündeki sığlıkta çok daha rahat olur diye bir başka proce inceleme kapsamında komisyonda.
Tekneye müşteri olayı ise Böke biladerim , senin de yazdığın gibi yaşlı da olsa kızını tanımadığın birine vermek benim için de ciddi sorun.Olay tamamen duygusal bir bağ oluşturma olayı.Sevgili Ateş Erim  ''abi üçe beşe bakma sat kurtul'' dediğinde ciddi irkildim.Satıp bütün gün denize bakmak adamı hasta eder, çöker gideriz hepten

[Oğuzhan Oğuz]

Çalınma durumunda suçlu olmasan bile başın ağrır durumu devreye giriyor Servet'ciğim.
Alargada tekne bırakma procesi uygulamaya girecek olursa o tür bir alet kesin gerekecek ve konulacaktır.
Marinalara mahkum olmak ve istedikleri gibi çakmalarına ses çıkaramamak rahatsız ediyor.
Geçenlerde Haldun ağabey ile kokteyl konusunda muhabbet açtığımda yeni teknesini Ören marinaya getirdiğini ve çok güzel olduğunu anlattı.Motosikleti ile dolaştığını ve sahilde bir çok güzel restoran olduğundan bahsetti.Yıllar önce uzun bir bayram tatilinde bütün sülale bir oteli kapatmıştık.Gerçekten çok güzel ve tadı ağzımızda kalmıştı.
Acaba yeniden güneye götürürsem yazın veya güzel havalarda gidebilir miyim diye düşünmeye başladım ki Böke biladerimin Tayo Mar'ı oraya bağladığını okur gibi oldum.
Tamam dedim Böke beni oralarda yalnız başıma görürse kesin DT farketmeden halleder diyerek dosyayı ileri tarihli proceler rafına kaldırdım.
Bir de bizim burada Catalac 9 marka bir katamaran var ve bizim evin önündeki sığlıkta çok daha rahat olur diye bir başka proce inceleme kapsamında komisyonda.
Tekneye müşteri olayı ise Böke biladerim , senin de yazdığın gibi yaşlı da olsa kızını tanımadığın birine vermek benim için de ciddi sorun.Olay tamamen duygusal bir bağ oluşturma olayı.Sevgili Ateş Erim  ''abi üçe beşe bakma sat kurtul'' dediğinde ciddi irkildim.Satıp bütün gün denize bakmak adamı hasta eder, çöker gideriz hepten

Dede bizim marinadan tekne çalındı. Bodrum’da yakalandı. Mülteci kaçakçılığı için her türlü düzenleme yapılmıştı teknede. Yani marinada bağlamak da çözüm olmayabiliyor .


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[O.Utku Uçkan]

Şöyle bir baktım neler paylaşmışız diye. Köprünün altından ne sular akmış biraz yazalım bu güzel pazar günü tekrar hortlayan gribimiz ile evde otururken.
Dün uzun zamandan sonra güneş yüzünü göstermiş,antibiyotik bitmiş ve Far Out yine beni çağırıyor.
Hep kullandığım bir benzetme ile söze başlayayım.
Kullandığımız evimiz her daim yanımızda,cefakar  sevgili karımız.
Yazlığımız Belli sürelerde kullandığımız metresimiz.
Teknemiz ise yıllarca hayalimizdeki, bir türlü vazgeçemediğimiz sevgilimizdir diye.
Güneş panalleri, aküler, Victron enerji hepsi geçen yıl sıfırlandı.Bir önceki kış yapılan hata tekrarlanmayacak,mümkün ise her hafta kontrol gezileri ile izlemede.
Gelelim satamama durumlarına.
Satamıyoruz bari masrafları paylaşalım ve sürdürebilir marinacılık oynayalım diye ortaklık düşünülür diye yazıyorum. Bir gün face de bir arkadaş soruyor ''nasıl bir ortaklık?''. Hadi buyur buradan yak NASIL.
Forumdan tanıdığım ve fikirlerine çok önem verdiğim yurtdışı deneyimi ile bana en iyi fikri verebileceğini düşündüğüm şu an aramızda olmayan arkadaşımı arıyorum.
Uzun bir konuşmadan sonra nasıl sorusu çözülmüş ve teklif edilecek ortaklık koşulları belirlenmiş oluyor.
Yazışılıyor, telefonlaşılıyor ve randevulaşılıyor.
Marinadayız ve tam tekneme çıkarken önümden geçen bir yelkenlide eski bir komşum gülerek sesleniyor ''abi ortak olalım m?'' .
Bir müddet sonra yeni DOSTLARIMIZ ile tanışıyoruz.
Düşündüğümün de ötesinde güzel bir aile ve kısa bir konuşmadan sonra bir çok ortak noktamız olduğuna görüyoruz.Çaylar kahveler uzun bir neşeli muhabbet.Sanki 40 yıllık dostlarız.Marina mağduru bir Seferihisar'lı doktor kardeşimiz.Tekneyi çok beğeniyorlar.Ama diyor hanfendi ''biz aslında babamızın tekne almasını istemiyoruz, tekne olunca bizler 2. plana düşüyoruz.Ortaklık koşulları falan anlaşılabilir şeyler ama esas sorun bu''.
Sonuç yeni denizci arkadaşlarımız oldu diye seviniyoruz.
Biraz gözlerimizi dinlendirelim retinada kabarma var görme kaybı başlamış dikkatli olmalıyım, daha bir 66 sene daha kullanacağız sonuçta.

[Bülent Büyükdağ]

Hayırlı olsun, ama  66 değil, 99!

[O.Utku Uçkan]

Hayırlı olsun, ama  66 değil, 99!

Seçmen listelerindeki tiplere döneriz o zaman.

Neyse bizim ortaklık olayına dönelim yine.
Hafta arası telefon çalıyor ama tatlı tatlı bir çalış bu.Arayan yeni arkadaşımız ve uzun bir selam faslından sonra ''abi bir ara masraflara ortak olalım dedin ya biraz açarmısın ''diyor.Ana diyorum ''öyle bir seçenek daha mı söyledim'' ben? ''Ben öyle anlamışımdır abi'' deyince ''senin anladığın gibi bir seçenek daha olsun ,evin yakın git istediğinde kullan,çocuklar marinanın olanaklarından yararlansınlar,bizim yaşlı kız da mutlu olsun,arada uğrar motoru çalıştırırsın falan ''diye olur veriyoruz ve masraflara ortak olur sürdürebilir marinacılığa kapı aralıyorum.
Hafta sonu tekrar bir araya geliyoruz bu sefer çocuklar köpeklerini de getiriyor.Miço rahmetli olduktan sonra köpeksiz kalan yaşlı kızım daha bir mutlu.Çocuklar da tekneyi çok beğeniyor ve biz
Yunan adaları programına başlıyoruz.''Her türlü yasal prosedür sana ait ben ünüformalı insanlarla konışurken bile tansiyon 20 oluyor'' diyerek görevlendirmeyi yapıyorum.Ortam çok sıcak ve marina fiyatları ve masraflar konuşulup günü noktalıyoruz.
Ben başlıyorum düşünmeye,tekneye rolbar gerekli kızlar güverteyi rahat kullanabilmeli,denizde ilave ulaşım için bot gerekli.Fizibilite çalışmaları yaparken arkadaşla tekrar bir araya geliyoruz ama başka arkadaşlar da var ve bir ara ''abi senin ile baş başa konuşalım,bazı aklımı kurcalayan konular var'' deyince olur diyerek ertesi hafta tekrar buluşuyoruz.Ben ''bu iş olmaz diyecek ama kırmak istemiyor abisini'' diye düşünürken ''abi sizler çok iyi ve hassas insanlarsınız ve biz teknede yanlış bir şey yapar da sizi üzersek diye düşünüyoruz'' demez mi.
Ben de ''tamam kuralları çok detaylandırırız ve kırılacak bir şey olmaz''diyerek haftaya tekrar bir araya gelmeye karar veriyoruz.
Bir hafta düşündükten sonra ''anahtarlar sizde kalsın konuştuğumuz gibi ortak kullanalım, ama siz para vermeyin ve bizim misafirimiz olun ve misafir de ev sahibini kırmaz'' diyerek ortak dostluğumuzu sözlü kayıt altına alıyoruz.
Bir dingi arayışına giriyorum,yeni arkadaşım balık hastası olduğu için amatör balıkçı ehliyeti alıyorum ve yaza hazırlanmaya başlıyoruz.
Ben gidemez isem arkadaşım kızımı ziyaret ediyor, havalandırıyor, motoru çalıştırıyor ve telefonda sesini dinletiyor.
Darısı yaza.