1 Temmuz Pazar.
Daha ilk sabah sorunla uyandık.Teknede elektrik yok.Motora basıyoruz çalışıyor.Sorun yaşam akülerinde .Hemen buzdolabını açıyorum ,hala soğuk demekki sabaha karşı yada sabah oldu.Brifing de Hasan bey paneli gösterirken ortadaki swich tutunca elinde kalmıştı,takılmayın zaten hiçbir şey bağlı değil demişti.
Sonra soldaki swichi gösterdi burada da temas sorunu var eğer enerji giderse çok hafif oynayın geri gelir demişti,hafif ileri geri oynattım bir şey yok.En sağdakine bakınca sorun ortaya gördüm.Swichler çok hassas dokunmaya gelmiyor.sağ swich off konumuna gelmiş nasıl geldiyse ,on yapınca enerji geri gelmiş.Oysa o kabinde kullanılmıyor.Kısa bir soruşturmada ortaya çıktı,Eşim sabah erken uyandığı için yandaki boş kabinin sonundaki bir şeyi almak için uzanmış o ara ayağı bir şeye çarpmış,en ufak harekette oynayan swich de kapanmış.Allahtan tekne de çocuk yok
Enerji geri gelince bu seferde pompa periyodik çalışıp susmaya başladı.2-3 sn. çalışıp 2-3 sn. susuyor.Önce otomatik sintine sandım hemen kapakları açıp baktım çalışmıyor,sintine de kuru.Dışarıdaki duşa baktım onda da sorun yok,o ara eşim 2. tuvalete bakınca açık kaldığını fark etmiş.Elekrik olmayınca çalışmayan çeşmeyi de açık bırakınca enerji geri gelince başlamış basmaya.Milleti bir telaş aldı,rahat olun bunlarda dertmi teknede basit sorunlar diye geçiştiriyorum.Daha büyük bir dert olsa telefonla bildiririz,birilerini gönderirler tekneye diyorum.Bu da kiralık tekne kullanmanın avantajı .Aklıma bot geliyor hemen halatından çekip içine bakıyorum evet yine su yapmış,büyük ihtimalle tıpalarda kaçırıyor.Geç kalmadan kahvaltı etmemiz lazım ,birazdan tur tekneleri burayı dolduracak.Daha kahvaltının ortasında tekneler doluşmaya başladı akvaryum koyuna.Bir de süratli bir sahil güvenlik botu sakin koyda süratle tekneler arasında slalom yapıyor,bu nedir ya geçtikten sonra tüm tekneler sallantıda.Oysa daha keyif yapacaktık.Aceleyle bitirip keyif çaylarını bile içmeden,üzerimize biri demir döşemeden çıkıyoruz koydan.Dışarısı yine lodos ama çok hafif.Gümbet-bodrum kalesi derken karaadanın kuytusunda rüzgar kaldı haliyle.Bu günkü rota Çökertme orada kalıp,İhtiyar balıkçıda yemek yiyeceğiz akşama.Tanver abide gerekli telefonlar var.Adadan açığa çıkınca hafif bir lodos bulduk ama düşük 5-7 knot esiyor.Buna rağmen tüm yelkenleri açtık,trimleri ayarlayınca 4-4,2 leri buluyor.Karinaya,salmaya,dümen palasına ve pervaneye ilk denize girdiğimde dalıp bakmıştım hepsi pırıl pırıl,karina ipek kumaşa dokunur gibi kayıyor.sanki dün liftten inmiş kadar temiz.Eh yeni dizayn tekne aynı zaman da hafif havada bile güzel gidiyor.Burundan buruna atlarken rüzgar iyice düştü,süratte 3 knotlara düşünce kapadık yelkenleri.Hadi madem burunları geçiyoruz belki kısmetimiz vardır deyip yanımda getirdiğim rapalayı sallıyorum suya,gelen giden yok tabiî ki.Zaten yelken yaparken bir kere balık yakalasam dişimi kıracağım
Bu arada geçmiş yıllara nazaran denizde daha az tekne görüyoruz,oysa burası Türkiyenin sevilen bir cennet köşesi daha çok tercih edilir gibi geliyordu.Çok az yabancı tekne,yada yabancıların kiraladığı tekne gördük,oysa tatil köylerinde bu sene rezervasyonların çokluğundan bahsediliyordu.Bir ihtimalde seçimlerin 2. tura kalacağı sanılarak herkesin tatil programını buna göre ayarlaması tabi.Yalıçiftlik civarı kargıcık koyu yanında bir koy var.Suyu ,rengi cennetten bir köşe.Koyun bitiminde Bodrum Park resort tatil köyü var,sanırım 4-5 sene önceydi 1 hafta buradaydık,tesis eskimiş,personel sayısı az,bir karmaşa gidiyordu o sene ama denizi harika,suyu turkuaz.Konuştuğumuz bir çok kişi üst üste birkaç senedir,işletmesi yetersiz olmasına rağmen denizi için geldiklerini söylemişlerdi.
Koyun içini dolaştık,burayı dönüşe bırakarak Yalıçiftlik mevkii Orak adasının doğusundaki koyda kıyıdan 50 mt. açıkta 10 metrelere demirleyerek deniz molası verdik.Teknede yoldayken bira harici likit kullanmıyoruz.Bu son yıllarda yazılı olmayan bir kural gibi oldu.Çok da iyi oluyor aslında,Marmarada rakı sofrası kurulup gece yarıları Mudanyadan Marmara adasına,bazen kalamışa yaptığım seyahatler aklıma gelince,cahil cesareti diyorum .Sonuçta o teknedeki herkes kaptan ama ayık kaptan araki bulasın
Deniz molasından sonra rotayı direk doğuya 90 derecelere çökertmeye çevirdik,rüzgarda artınca yine yelken keyfi başladı.Koy geniş olduğu için yelkenle giriyoruz.Tanver abi geçen senede buraya geldiği için gerekli telefonları almış,İhtiyar balıkçı rest.da çalışan palamar hizmetide veren Oğuzhanı arıyor,rest. önünde değilde koyun sağında kalmak istediğimizi söylüyor.palamar birazdan geliyorum dedikten sonra rüzgar üzerine dönüp önce cenovayı toplayıp sonra ana yelkeni topluyoruz.yelken toplanırken yaptığımız iş bölümü harika.Rüzgara dönünce dümene Dilek geçiyor arada kaçırsada tam rüzgara gitmeyi geçen sene öğrenmiş,Tanver abi yarışlarda da yaptığı işi burada yapıyor vinçde(yarış işini daha sonra anlatacağım)ben bumbayı tam kasıp direk yanına geçiyorum ve ana yelkeni elle gerdirip ütülü bir biçimde direk içine sarılmasını sağlıyorum,bu yüzden büyük bir sorun yaşamadık.Oğuzhan yoğunluk nedeniyle gelemiyor başka bir arkadaşını yollamış,biz demir atıp tornistanla gelirken uzun koltuk halatlarımızı alıp bizi kıyıya bağlıyorlar.
20.15 gibi bizi almalarını söylüyoruz.Koyda bir hayli tekne var gerek bizim bölümde gerekse iskele önünde ve açıkta alargada.geçen sene buralarda zor yer bulunurmuş.Bir kaç restoran var kıyıda ,bozukta olsa yolu varmış.İlk defa geldiğim bir yer pek de bilgim yok aslında.Üstelik bu gün Pazar, günü birlikçilerde yoğun belli.Teknede önce hoş bulduk biralarını açıyoruz,sonra deniz faslı duşumuzu alıp vakit dolduruyoruz.Aklıma yanımda getirdiğim 3 kitap geliyor.Her sene aynı şey olur,kesin okurum diye en az 2 roman alırım yanıma birkaç sayfa ya okurum ya okuyamam.tekne de iş bitmiyor maalesef.Botu kontrol ediyorum içi bileklere kadar su dolu,serpintiden bu kadar su yapacağını tahmin etmiyorum,boşaltayım bakalım sabaha kadar ne olacakHalatları rodala,motora bak,akü,su deposu kontrolü,elektronikleri kapa,sintinede bir şey varmı yokmu .şortu çıkar mayo giy,yok ıslak mayoyla oturma değiştir.Zaten hep yolda bir yerlere yetişme telaşı.Ama yelken yapınca her şeye değdiği fark ediliyor.Tabi teknesi olanları ayrı tutuyorum kimi 1 ay kimi 5 ay teknede yaşıyor,onlarda bizlerdeki telaş yoktur umarım.
Bu işlerin bir kısmını tekrar yaptıktan sonra Sadun hocanın kitabından yarınki okluk civarına bakındım.Oraya da ilk defa gideceğim denizden .Türkiye kıyılarının Karadeniz ve Gökova hariç büyük bölümünü dolaşmıştım Alanya ya kadar,bu cennet Gökovaya niye yolum düşmemiş hala çözemedim.
Oğuzhan tam saatinde dediği gibi bizi almaya geldi.Tanver abi’yi de Dilek’i de görür görmez hatırladı.Şirin bir çocuk,uni. Bitmiş,bu kış askerliğinide kısa dönem tamamlamış ,tekrar çalışmaya buraya gelmiş.Çalışanlar hep gençlerden hepside eğitimli ve kültürlü,çok cici uni.de okuyan 2 kızımızda bizlere güzel servis yaptılar.
Yedik içtiklerimizin ve fiyatlandırmasını yazıp yazmama konusunda tereddütüm vardı,yanlış anlaşılırmı diye .Sonradan hatırladım, Hakkı(Algın) ağabeyimizin geçen sene yaptığı yunan adaları gezisinin notlarında gittikleri rest.ların fiyatlandırması konusunuda yazmıştı.Yeni gideceklere yada bilmediği yerlerde yemek yeme konusunda acaba kazıklanırmıyım diye düşünenlere yol göstermesi açısından.Böyle paylaştığım için bana kızacaklar olabilir,lütfen mazur görsünler.Belki birilerine faydası olur.İhtiyar balıkçı restoran: Tel.0.537.5158959
Öncelikle belirtmek isterim Çökertmede yediklerimiz gayet lezzetli idi.Deniz 2 mt. uzaklıkta kurulan masada yemek ayrı bir zevk ayrıca.
.Eşimin içkiyle arası çok yoktur,severek içmez,bazen bana eşlik eder hatır için bir duble gibi onu da bitiremez zaten.Dilek bazen tek duble alır.Teknede zaten yeteri miktarda ve çeşitte likid olduğu için bir 20 lik rakı Tanver abiyle bana yetiyor.Meze olarak Deniz börülcesi,kaya koruğu,koca bir yeşil salata,kabak çiçeği dolması,haydari ara sıcak olmazsa olmaz ahtapot ızgara,karides güveç,kalamar tava.
Doymamıza rağmen yemeden olmaz dediğimiz 2 şer tek barbun tava(Kg. fiyatı 140 tl. idi) sanırım yarım kg. gelmiş.Tüm hesap 360 Tl.Yıllar sonra okuyacaklara ölçü olması için hesap 65 euro.Dövizin fırlaması ile Tr. fiyatları Yunan fiyatlarının altına düşmeye başladı sanırım
.Bizlere çok uygun geldi bu fiyatlar.Türkiyede yemekte içilen likitin fiyatları oldukça şişirdiği gerçeği ortaya çıkıyor bu şekilde.İyi kötü 1,5 duble rakımızıda içmiş olduk .Yemekten sonra Oğuzhan bizi botla tekrar tekneye bıraktı.
Geceye 2 şer duble cin tonik eşliğinde sohbet ederek devam ettik.Sabah erken kalkılıp kahvaltı için hazırlık yapılacak.4 misafirimiz var teknede kahvaltıya.Yasemin-Ümit ve 2 Alman misafiri Bodrum dan geliyorlar.geliyorlar.
2 Temmuz Pazartesi:
Erken kalkınca hadi denize girelim dedik,Bodrumdan gelmeleri vakit alacak.Bol bol yüzdük ,duşlar alındı nescafeler içildi.Motoru tekrar bota monte ettik.Dün de takıp kısa mesafe denemiştik problem yoktu.Telefon gelince biz geldik iskeledeyiz diye hemen atladım motora aramız sanırım 250-300 mt. gibi.Ekstra siparişlerimizde vardı onlarıda almışlar,en az 2 yada 3 sefer yapacağım iskeleyle tekne arasında.Motoru çalıştırır çalıştırmaz yüksek devre çıkıp bolcana duman atınca içimden eyvah dedim 20 yıllık benzin motorlu sürat teknesi kullanmış biri olarak. Gazı kısınca duman hafifledi ama hala atıyor.neyse yol verdim çıktım yavaş yavaş gaza yükleniyorum ama tedirginim.Bir müddet sonra açılınca gazı sonuna kadar açtım,bot şimdilik iyi gidiyor.150 mt. sonra teklemeye başladı gittikçe devir düşürdü ve tık diye stop etti.Tam aradayım ,gidip alıp kürekle dönmeye kalksam baya hırpalayacak,benim kaldığımı tekneden gördülermi onuda bilmiyorum.telefonumda yanımda değil.Önce bir kontrol; jikle kapalı,benzin açık,depo havalandırma açık,elektrik kesicisi takılı,başladım ipi çekmeye,nefesim tükenene kadar çektim bir halt yok,çekme sesinden çalışmayacağı belli ediyor,1 dakika dinlendim kapağı açıp bakıyorum ,buji yada çıkan bir şey varmı diye ,oda yok.tekrar bir deneme yok çalışmıyor.Küreğe kuvvet geri döndüm tekneye,beni görmüşler iki taraftan da Oğıuzhan da oralardaymış,halimi görünce ben sizi bırakırım demiş.Aynı anda tekneye geldik.Yükleri boşalt,hoş geldin faslı derken benzin kokusu gelmeye başladı.Hemen bottan söküp yerine aldık ama hala damlatıyor.Ufacık damla denize gelince öyle bir yayılıyorki,büyük bir halka oluşturuyor.Yan teknede gördü durumumuzu özür diledim haliyle,güzelim deniz benzin yağ karışımı oldı,kıyıya doğru gidiyor.Allahtan denizde değiller.Hemen 2 kat çöp torbasını alttan geçirip büzdük,damlıyor ama en azından denize değil.Ya küçük depoda ,yada hortumlarda çatlak var,tabi karbüratörde de olabilir yada hava ayarı nebilim.Çokda ihtiyacımız yok bota ve motora olursa bakarız dedik..Kahvaltı öncesi denize tekrar girildi bu arada Dilek ve Özden kahvaltı hazırlıyorlar,bir ara içerden bir çığlık koptu Dilek ıslanan merdivenlerden kayarak düşmüş ve sırtını merdivene çarpmış,ayaklarını o karışık halini görünce eyvah dedim,neyse korkulan olmadı ama çok canı yandığı belli.Mükellef bir kahvaltı ettik doğanın göbeğinde,tabi misafir Almanların çok hoşuna gitti..Bol bol denize girdiler,Saat 13.00 gibi tekneyle çıkıp hem yelken yapacağız hemde düzgün bir koyda deniz molası vereceğiz.saat 15.00 gibide onları karaya çıkarıp biz okluk’ a hareket edeceğiz.
Alman hanımı genelde tekne tutarmış,çıktık baya sıkı yelken yaptık buna rağmen gıkı çıkmadı,çokda keyif aldılar,deniz molasından sonra onları alargada Oğuzhana teslim ettik.Bu arada bota geçerken rüzgar arttı,nasıl olduysa marin kolonun üstündeki kapak tekneden denize uçtu,en yakındaki Tanver abi peşinden atladı ama parmaklarının ucundan dibi boyladı..Yapacak bir şey yok derinlik fazla,hoş 5 mt. bile olsa bizde dalacak ciğer yok
Vedalaşıp saat tam 15.00 gibi karşıya geçiş başladı, 18 mil okluk.
Sağlam bir lodos var yine bugün.100 derecede gidersek direk okluk koyuna gireceğiz.Biraz açılınca tam arma tekrar açıldı.Rüzgar başlarda 17-20 knot civarı.
Normal rotamızda geniş apazdan geliyor süratimiz 5,5-6 arası oynuyor .Dümeni ben alınca rotayı 150 dereceler çevirdim, apaza geçince tekne sahlandı,işte sana yelken seyri 7,6 lara çıktık,tabi seyir keyfi biraz bozuldu ama hanımlardan ses yok,haklarını vermemiz lazım.15 -20 derece kadar yatıyor tekne ara ara sağnak bindiriyor bir ara 8,2 i gördüm bu kadar yeter dedim.Tanver abide ikaz edince bu sefer 90 dereceler döndüm yaklaşık 30-40 dakika müthiş keyifliydi.Körfezin ortalarındaydık sanırım dalga boyu büyüdü,geniş apazla devam ettik,yinede 6-6,5 mil yapıyoruz.Ara ara dümen değiştik.Yolu uzatmamıza rağmen 3 saat dolmadan deniz kızı heykelinin önündeydik.Hiç motor açmadan 3 saatlik bu yelken keyfi sanırım tüm haftanın en uzun yelken seyri olacak.
Girişten sonra heykele doğru yol alıyoruz.Yelkenler hala açık,biraz ileride hava düşünce kapatıyoruz.Şimdi fotoğraf çekme Zaman'ı.Yıllardır belgesellerde,fotoğraflarda gördüğüm deniz kızını şimdi çıplak gözle görüyorum.
Hoş hemşerimiz rahmetli Tankut Öktem hocamızın yapmış olduğu heykel çok yıprandığı için yakındaki bir yere nakledildi ve yenisi yerine kondu.Gemlik kumladaki atölyesinden alındığı günü anımsadım bir an.Sadun hocamızı ve Tankut hocamızı saygıyla ve rahmetle anıyoruz.Karşıdan bakınca sağ taraf cumhurbaşkanlığı konutu,sol ise Denizkızı rest. İskelesi ve Sadun hocanın yıllar boyunca kaldığı koy.
İnşaat devam ediyor cumhurbaşkanlığı konutunda,yine sarı ve kavuniçi yelekli çalışanlar bir şeyler yapıyorlar,bir kaç araç eşliğinde.Sahile yakın ağaçlar kesilmiş,iskelede sökülmüş gibi duruyor.Bu kadar ağaç kesilmesine değermiydi ki.O resimlerde gördüğümüz köpük ve yüzen cisimler ortada yok artık,tek iyi haber bu.
Deniz kızı rest.ın iskelesine yanaşıyoruz.Her zaman dolu olduğu söylenen iskelede bolcana yer var.Palamarla gelip tonoz halatı verip arkadanda bağlıyorlar.Bir yanımızda 50 ft.bir Benetteau var,sahibi usturmaçalarla yardımcı oluyor,eşi Alman kendisi de orada mühendis imiş.İskelemiz boş derken bir tekne geliyor.Aman allahım 9 mt.lik bir katamaran 60'lı 70'li yıllarının olmalı çift direk,boyaları dökülüyor.Bir İngiliz çift.Sorsan kesin bir kaç Okyanus dolaşmışlardırSelamlaşıyoruz,yükseklik kısa kaldığı için ben bizim usturmaçaları tekrar ayarlıyorum. Teknelerini tutuyorum falan ,Ada'm Türkçe yavaş yavaş acele yok diyor teşekkür ediyor,gülüşüyoruz.Önce hoşgeldin biralarını içip sonra duşlara koşuyoruz.Kıyı da Deniz çok kirli gözüküyor,iskelenin karaya bakan ucunda deniz çamur halinde,her zaman mı böyle yoksa direk karşıdan gelen rüzgardan dolayımı bilemiyorum.Duş sonrası yemek vaktine kadar dinlenelim diyoruz,kısa bir uyku çekiyorum.Kalkıncada çay, kek hafif atıştırıyoruz.20.30 gibi de Denizkızı rest.yemeğe geçiyoruz.
Devam edecek....