Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Uzaklar..

e

ersinboke@icrs.com.tr

Uzaklar..
OP: 03 Temmuz 2018, 18:33:01
Seçim için döndüğüm İstanbul 'da müşahitlik dahil tüm görevlerimi yapıp, birikmiş sevimsiz işlere daldım. Zaten artık her iş sevimsiz gelmeye başladı. Tayo MAr 'ın İstanbul 'da olmadığını bilmek çok rahatsızlık verdi önceleri.

Büyük kızım doğum günü hediyesi olarak Osman Atasoy'un Uzaklar kitabını hediye etti. Bir zamanlar çok arayıp, bulamamıştım bu kitabı. açıkçası Tayo Mar kadar bir yol (yawl ) tekne ile yapılan dünya turu çok ciddi ilgimi çekmişti.
ancak şimdi hatırlamadığım birisi kitabın çok kötü yazıldığı ile ilgili birşeyler söyleyince kitabı arama hevesim de kaybolmuştu.

Oysa hiç öyle değilmiş. elime almam ile bırakamadım kitabı. Çok güzel yazılmış bir kitap. ÇOk büyük bir keyifle okudum. Onlarla her fırtınada ya da her güçlükte beraberdim resmen. Akıl yürüttüğüm dahi oldu. Keke şöyle yapsalardı diye.

Benzer bir tekne ile seyir yapan, son derece tecrübeli bir yelkencinin anattıkları arasındaki ince trim tekniklerinden çok etkilendim.

Şunu açıkça ifade etmeliyim ki o zamanki Uzaklar ile kıyaslandığında Tayo Mar şu an daha donanımlı. İmkansızlklar içerisinde yapılan bir dünya turu. Doğru dürüst bir otopilot olmadan , sonradan takılan bir rüzgar dümeni , sornlu bir motor, Ozmoz tedavisi görmüş bir tekne ile yapılan inanılmaz bir macera.

Atasoy, tanıdık gelen kimi duygularını öyle içtenlik ile anlatmış ki, etkilenmemek elde değil. Teknesinde olmayan şeylerden biri de buz dolabı. Koca kitapta bir kez bile buz dolabı olmamasından dolayı çiftin şikayet ettiğin bir pasaj okumadım bu arada.

Yani benden çok önce de buz dolabını teknesinde gereksiz bulan denizciler varmış. Neyse, kitaptan etkilendiğim en önemli bölümlerden birisi teknenin salmasını uzatması ve buna neden gerek duyduğu.

Kitabında Uzaklardaki omurgayı medium keel, ya da theree quarter keel olarak geçiyor. Kendi tercümesi yarı uzun omurga şeklinde.

Çoğunlukla ikiz yelkenler ile pupa seyri yaptıklarından , arkadan gelen denizlerde çok fazla aykırılayan teknelerini tam omurga salmaya çeviriyorlar. Bu işlemi yapmadan önce bir gemi inşaat mühendisine de danışıp onayını almışlar.

deneme seyrinde elde ettikleri sonuçtan son derece memnun kalmışlar. Artık kıskanma ötesinde gıcık olduğum İngiliz iş teknelerinin kıça doğru uzayan ve derinleşen omrga salmayı neden kullandıkları artık benim için son derece aşikar.

Bir teknenin açık denizde zor deniz şartlarına uyumu bu tür salma ile mümkün.  Bu salma ile yüzlerce mil , rüzgar dümeni ile dümene hiç dokunmadan seyir yapıyorlar.

Bir önemli detay da bu değişiklik ile çok çabuk rüzgar üstüne dönen teknenin daha az rüzgar üstüne dönüyor olmasından bahsediyor Atasoy.

Tekne iki kez şaft kesiyor. Bunun nedenini ise fiberglas teknenin kıçtan gelen büyük denizlerde teknenin burulmasından kaynaklı olduğunu düşünüyor olması.

Geleneksel yöntemler ile yapılmış olan tekneler ile fiber teknelerin  en önemli sıkıntısı bu olmalı. Nitekim Düseldorf tan HR standında bilgi alırken Fiber kabuğun içerisine sonradan eklenen, galavanizlenmiş demir omurganın nedeni de böylece ortaya çıkıyor.

Hepimizin ilham kaynağı olan gerek Sadun Boro , gerekse Osman Atasoy 'un arkasında yeteri kadar değerini bilmediğimiz kahraman ise Necati Zincirkıran.  O nun gazeteci olarak, gerek maddi gerek manevi gerekse PR çalışmaları olmasa , bence bu dünya turları ne bu kadar bilinir , belki de yarım kalabilirdi.

Necati Zincirkıran , en az diğerleri gibi anılması gerekir , belkide heykeli dikilmeli diye düşünüyorum.

Türkiye 'deki amatör denizciliğin temelini atan bu sıkı yelkencilere selam olsun. Gani gani rahmet eylesin ve yaşayanlara da uzun ömürler versin .

Bu teknesiz İstanbul günlerinde , okuduklarımdan öyle etkilendim ki seyir planlarımı değiştirdim. Gerçi diğer bir gurum olan John Vigor 'un tekne değil kaptanın yetenekleri ve teknesini ne kadar tanıdığı önemlidir diyor ya.

Olsun, daha donanımlı Tayo Mar , daha açık seyir yapmayı hak ediyor. Kaptanı Atasoy yanında ne kadar deneyimsiz olsa da.

Atasoy 'un kitabının sonunda Marmara ve Ege denizlerinde seyir yapan herkes , rahatlıkla uygun hava durumlarını yakalarsa okyanuslarda da seyir yapabilir önermesi umarım ki başıma bir macera açmaz.

Ancak yine kitaptan okuduğum kadarı ile kendi teknem ile olmasa bile tayfa olarak bir yelkenli ile Portekiz ya da Kanarya adalarından Karayiplere kadar seyir yapmak pek bir cazip gelmeye başladı. Bunu araştıracağım.

Gemi turunda okyanusun sonuçta öyle korkulacak bir yer olmadığını görmüştüm. Yine aynı Turda Cebel-i Tarık geçişi sırasında Osman Atasoy 'un anlattığı coğrafi şartları da birebir gözlemleme şansım olmuştu.

Atasoy, kitabında gittiği yerdeki denizci geleneklerinden ve sosyolojik yapıdan da sıkmayacak şekilde bahsetmiş. Taze et ihtiyacını karşılamak için Galapagos adalarındaki dev kara kaplumbağalarını ambarlarına yükleyen uzun yol gemileri , ters çevrildiği halde aylarca yemeden içmeden yaşayabilen bu kaplumbağaları taze et kaynağı olarak kullanmışlar. Bu yüzden az kaldı hayvanların soyu tükeniyormuş.

Uzun yol teknelerinin tekne karinalarını beyaza boyamamalarının bir nedeni de balinalarmış. Balinaların beyaz renge ciddi bir ilgisi olduğu , merak edip dokunsa dahi ciddi sıkıntılara yol açacağı düşüncesi ile beyaz ya da açık renk karina asla tercih edilmemekteymiş.

Böyle ilginç bilgi ve  yaşanmışlıklar ile dolu dolu bir kitap. Tam bir sıkıldıkça tekrar tekrar okunacak bir başucu kitabı. Hararet ile tavsiye edilir.

Böyle yelkencileri gördükçe nasıl da gururlanıyorum. Teşekkürler Atasoy ve tebrikler. İnsnın isterse her türlü imkansızlıklar içerisinde neler başarabildiğini gösterdiğin ve bizlere Sadun Bora gibi cesaret verdiğin için..


 Not :  Osman Atasoy ile yol tekneler üzerine konuşacak ne çok şey vardır kim bilir. ?

Tanıyan , iletişim bilgilerini bilen varsa ve özelden paylaşırsa çok sevinirim.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 03 Temmuz 2018, 18:36:10 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Uzaklar..
#1: 04 Temmuz 2018, 03:30:59
Yazmadığıma hep hayıflanırım.Bizim kuşak için Sadun Boro sonradan bilip de tanıdığımız bir efsanedir ancak sanırım  Osman ve Zuhal Atasoy biraz daha popülerdir. Beni diğerlerine ulaştıran Osman Atasoy'un kitabı olmuştur. Tam da benliğimi bulduğum, denize olan tutkumu anlayıp da peşine takıldığım bir dönemde Atasoyların TV programını takip ettiğimi, Uzaklar kitabını iki defa okuduğumu belirtmeliyim. Dünya turu bir yana Osman Atasoy'un beni en çok etkileyen bir hikayesi de genç yaşında Mustafa reisin Küçük'ü gibi küçük bir kayıkla salt yelken ile İstanbul Bodrum seyri yapmış olmasıdır.
Ersin reise katılıyorum, kitabında okuyanı denize çağıran, tekneyle gezmeyi, dünya seyahatini hafife almayan ama hiç de korkutmayan güzel bir anlatımı var. İçimin bir köşesinde sönmesin diye közünü canlı tuttuğum dünya seyahatinin ateşini yakan kitaptır.

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Uzaklar..
#2: 04 Temmuz 2018, 08:31:39
Erman yazınca Osman Atasoy ile yapılan söyleşileri izledim. Deniz cahili sipiker ya da sunucuların saçma sapan sorularından başka bir şey yok.

Güney okyanusu tabiri ilgimi çekti yalnız, 3100 deniz mili yol.. Doğru dürüst tek bir ciddi döküman bilgi yok..

Benzer bir tartışma geçen sene Global Sailing de yaşandı . O yazmıyor ancak ben yazacağım. Global sailing'in müdürü ve eşi Horn burnunu dolaştılar. Neden yazmadın ? diye sormuştum. Dünya yelkenciliği için o derece sıradan ki kendimi önemsemek olurdu gibi bir yanıt almıştım.

Anlatamadığım ise şu. Yahu dünya yelkenciliği için sıradan olabilir ancak bizler için çok önemli ve teşvik edici. Yazılması gerekir. ama gel de anlat.


  • IP logged

N

Niyazi Ağaçdiken

Ynt: Uzaklar..
#3: 04 Temmuz 2018, 11:18:52
D&R dan sipariş ettim biraz önce...
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1060
Ynt: Uzaklar..
#4: 04 Temmuz 2018, 12:16:52
Erman yazınca Osman Atasoy ile yapılan söyleşileri izledim. Deniz cahili sipiker ya da sunucuların saçma sapan sorularından başka bir şey yok.

Güney okyanusu tabiri ilgimi çekti yalnız, 3100 deniz mili yol.. Doğru dürüst tek bir ciddi döküman bilgi yok..

Benzer bir tartışma geçen sene Global Sailing de yaşandı . O yazmıyor ancak ben yazacağım. Global sailing'in müdürü ve eşi Horn burnunu dolaştılar. Neden yazmadın ? diye sormuştum. Dünya yelkenciliği için o derece sıradan ki kendimi önemsemek olurdu gibi bir yanıt almıştım.

Anlatamadığım ise şu. Yahu dünya yelkenciliği için sıradan olabilir ancak bizler için çok önemli ve teşvik edici. Yazılması gerekir. ama gel de anlat.

Horn burnu denizcilerin Everest dağıdır. Dağcılar Horn burnunu geçmenin,  denizcierse Everest'e çıkmanın daha zor olduğunu söylerler.

Yukarıdakileri söyleyenler Zirvedeki dağcı ve denizciler. Kolay olsaydı söylerlerdi.
  • IP logged
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4250
Ynt: Uzaklar..
#5: 04 Temmuz 2018, 13:18:44
D&R dan sipariş ettim biraz önce...

youtube'da Uzaklar belgeselini de izleyebilirsin. Yelkene, denizlere ilgimi daha da kamçılayan belgesel haftda bir gün yayınlanırdı. Atasoy'un daha sonra Uzaklar II ile yaptığı Antarktika seyrinin de belgeseli aynı kanalda var.

Kitap için de şunu diyeyim; İlk 100-150 sayfada dil berbat, acemice. Ama daha sonra gittikçe yerine oturan bir Türkçe ile yazılmış. Keyif veriyor. Atasoy'un daha sonraki tüm metinlerinde kullandığı  Türkçe, tertemiz.

Gerçi bu sorun Türkçe'de yayınlanmış neredeyse bütün gezgin kitaplarında var.(Sadun Boro, edebi eser niteliğinde, onu tenzih edelim). Hatta çeviriler bile çuvalla dil hatasını barındırıyor.Neyse, sorun bu değil. :)
  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Temmuz 2018, 13:28:13 Gönderen: Bülent Büyükdağ »
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4250
Ynt: Uzaklar..
#6: 04 Temmuz 2018, 13:28:49
Âli abiyi de tenzih ediyorum elbette.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Uzaklar..
#7: 04 Temmuz 2018, 13:34:42
O senin dediğin antartika için olan. Beni ilk seyri  daha çok ilgilendiriyor.

Yoksa anlatımı iyi değil diye benim hevesimi kaçıran senmiydin ?
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4250
Ynt: Uzaklar..
#8: 04 Temmuz 2018, 14:27:46
Her ikisinin de belgeseli var Ersin.
Ama hevesi kaçıran ben miydim, anımsamıyorum :)
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 592
Ynt: Uzaklar..
#9: 04 Temmuz 2018, 14:35:11
Özkan Gülkaynak'ın kitabında da ilk bölümlerinde görsel malzeme çok azdı. Mesela Akdeniz safhasını hemen geçerken, Büyük Okyanus ve Avustralya bölgeleri çok fazla görsel ve anı barındırıyordu..

Sanırım yola çıkıp alışmak, not ve görsel tutmak ilk anlarda zor oluyor.
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Uzaklar..
#10: 04 Temmuz 2018, 15:09:38
Birkaç bölüm de alayım kitaptan.. Tatlı su ihtiyacı için ufak bir hırsızlık anısı.

" Önde Pierre  arkada ben, çalıların arasından sessizce ilerledik. Beş yüz metre kadar ilerleyince orman içine yapılmış iki gözlü , basit bir tuvalet binasının önüne geldik. Etrafta başka yapı yok, Otel daha içerideymiş. Bu herhalde işçilerin kullandığı tuvalet. alaturka taşın yanında taharet musluğuna  bir buçık metre bir hortum takılı. Pierre yerdeki hortumu alıp, bidonun içine sokup suyu açtı. aynı şeyi benim yapmama imkan yok. Zuhal'e bidonu taharet musluğuna bağlı hortum ile doldurduğumu söylesem aklını kaçırır. ! Lavabonun musluğundan doldurmayı denedim ancak bidon musluğun altına tam girmiyor. Zor bela yarısını doldurana kadar üstüm başım sırıl sıklam oldu. Pierre iki bidonu da ağzına kadar doldurmuş hayretle bana bakıyor. Ona yerdeki hortumun ne işe yaradığını daha sonra anlatırım. Belki de hiç söylememek daha iyi. Zaten günlerdir bu suyu içiyorlar. Midelerini bulandırmaya gerek yok. aksi gibi biz de dün akşam teknelerinde  bu suduan içtik "


Pu ha ha ha..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631
Ynt: Uzaklar..
#11: 04 Temmuz 2018, 20:22:03
Birkaç bölüm de alayım kitaptan.. Tatlı su ihtiyacı için ufak bir hırsızlık anısı.

" Önde Pierre  arkada ben, çalıların arasından sessizce ilerledik. Beş yüz metre kadar ilerleyince orman içine yapılmış iki gözlü , basit bir tuvalet binasının önüne geldik. Etrafta başka yapı yok, Otel daha içerideymiş. Bu herhalde işçilerin kullandığı tuvalet. alaturka taşın yanında taharet musluğuna  bir buçık metre bir hortum takılı. Pierre yerdeki hortumu alıp, bidonun içine sokup suyu açtı. aynı şeyi benim yapmama imkan yok. Zuhal'e bidonu taharet musluğuna bağlı hortum ile doldurduğumu söylesem aklını kaçırır. ! Lavabonun musluğundan doldurmayı denedim ancak bidon musluğun altına tam girmiyor. Zor bela yarısını doldurana kadar üstüm başım sırıl sıklam oldu. Pierre iki bidonu da ağzına kadar doldurmuş hayretle bana bakıyor. Ona yerdeki hortumun ne işe yaradığını daha sonra anlatırım. Belki de hiç söylememek daha iyi. Zaten günlerdir bu suyu içiyorlar. Midelerini bulandırmaya gerek yok. aksi gibi biz de dün akşam teknelerinde  bu suduan içtik "


Pu ha ha ha..

Buzdolabı olmamasına razıyım. Teknendeki damacanayı muhafaza et lütfen. Sen böyle kitaplara da inanma Ersin reis para tuzağı bunlar boşver  :D
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: Uzaklar..
#12: 04 Temmuz 2018, 20:59:26
Ve yola devam..

En son gerekli olan istikhaklar da tamamlandı. 2 litrelik ateş suyu ve seyir hedeflerinde içilecek cohiba ve günlük ucuz cohibalar. Lazy bag, serpinti körüğü , bimini olarak kullanılacak olan tente de ufak düzeltmeler de tamalandı.

sıkıntı çıkarabilir denilen marş rölesi temin edildi ve yarın değiştirilecek. Malum Tayo Mar da motor parçaları risk içerir içermez değiştirilir. Yelkenli tekne yelkenle gider ama motoru da gerektiğinde tek seferde çalışmalı.

Yarın bu ufak tefek işler yapılacak. Muhtemel öğleden sonra artık son derece rahat ettiğim Ayvalık Setur Marina ya veda edilecek. Geçen sene kaldığım koyda alarga kalınarak tekne  altı ve pervane temizlenecek, serinlenecek ve hayırlısı ile Tayo Mar , Midilli ye yakın , Çeşme yönünde seyrine başlayacak. Kaçış limanı Midilli Tarti koyu. Yine kaçış limanı olarak Karaburun Yeni liman belirlendi.

Yine sakız adasına yakın adadaki Mandraki koyunda da dinlenme mılası verebilirim.  sakız adası Lagkadas koyu da düşünülebilir . sonrasında çocukluk anılarımla dolu Çeşme Altınyunus!

Ertesi gün Çeşme Kuşadası rotası , arada Nergis koyu ya da balık çiftliklerinden fırsat alırsa zeytineli körfezi. Ancak bunlardan öteye Doğanbey koyu gecelemek için düşündüğüm koy.  Sonrasında Kuşadası Setur Marina.

Sonrasında geldik sayılır , Kuşadası Setur dan sonra Samos adası pisagor koyu ya da Türk tarafındaki Saint Nikola koyu.

Sonrasında İstikamet Bodrum Kara İncir koyu. Sonrasında geçen yıl göremediğim Kinidos ve selimiye ile tatil başlar..

  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: Uzaklar..
#13: 04 Temmuz 2018, 22:50:52
Uzaklar Kitabını okuyalı 10 sene olmuş .Ben çok beğenmiştim hatta bende iz bıraktı bu kitap.Benim için bu gezinin kahramanı Zuhal kaptandır hayran olmamak elde değil kendisine.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1165
Ynt: Uzaklar..
#14: 04 Temmuz 2018, 23:03:33
Osman Atasoy'un Uzaklar teknesini Koç Müzesinde ilk defa gördüğümüzde eski bir dostu görmüş gibi sevinmiştik.  Atasoy'un iyi hazırlanmış web sitesinin linki aşağıda. Enes Reis de buna benzer bir site oluştursa, seyahatinin dökümanları çok derli toplu olur düşüncesindeyim. Sayfanın reytingine göre sponsor bulması da kolaylaşabilir.

http://osmanatasoy.org/
  • IP logged

 
Yukarı git