Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: vakit tamam..

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: vakit tamam..
#75: 24 Haziran 2018, 12:37:47
Akıntı ile beraber sırf trinket ile 5 knot üzerinde bir seyir hızım var.

Bu sırada Tayo Mar , sanki palpa bir havada seyir yapıyormuşçasına umursamaz bir halde Bozcaada ya doğru yoluna devam etmekte.

Aklıma yağmur sularını toplayarak seyrini devam ettiren Moitessier geliyor. Kana kana yağmur suyu içiyorum

Yüzlerce metre yukarıdan düşen su ile , çok önce toprağa düşen , üzüm olan ve daha kıdemli alkollü su ile cam bir bardakta buluşan bu ikiliyi izliyorum bir süre. Hangisi daha çok şey yaşadı acaba.? Denizci olan mı, üzümden gelen mi? Kim bilir ?

Yalnız seyir ruhu paklar, beyni aydınlatır.

Tayo-Mar'da seyir yapmayan anlatılanları tam olarak kavrayamaz, içselleştiremez.

Yolun açık olsun Ersin.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: vakit tamam..
#76: 24 Haziran 2018, 13:59:21
Selametle
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 558
Ynt: vakit tamam..
#77: 25 Haziran 2018, 06:41:51
İyi seyirler Ersin kaptanım
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#78: 01 Temmuz 2018, 00:09:15
Önce seçim, sonra ikinci tur olmayışı , planları alt üst etmiş durumda. Tayo MAr Ayvalık marina da. Kış boyunc yaptığım planlama ve çalışmaların bu seyirde ciddi faydasını gördüm.  En başta bisiklet. Bisiklet olmadan bir tekne düşünmem mümkün değil artık.

Ayvalık 'ta o kadar çok bisiklet ile gezdim ki yürümek zor geldi. İkincisi ise patalya. Ayvalık marinanın içerisinde önemli denemeler yaptım. Bir kere  de devrildim.  Öcal reise bak kürekler ne kadar hızlı götürüyor diye hava atacak iken sancak küreğe öyle bir asılmışım ki pirinç iskarmoz eğrilmiş. Bir anda kendimi denizde buluverdim.  Güzel haber patalya suya kaynamıyor. bir diğer güzel haber, yüzerek çekmek mümkün. 

Bu durumda denge sorunu yaşamamak için iskele ve sancak tarafına iki büyük usturmaça bağladım. BU usturmaçalar sayesinde patalya daha da dengeli hale geldi. Usturmaçalar ile devirmeye çalıştım olmuyor..

Güzel. arık rahatlıkla karaya çıkacak, tekneme yakışan bir kayığım var Güneyde çok faydasını göreceğim kesin.  Merdiveni sarkıtıp, rahatlıkla inip biniyorum. Malum bot ile kürekle gitmek ayrı bir dert ancak bu kerata resmen uçuyor.

aklıma ünüversitedeki kürek antrenmanları geldi. Yıllar sonra yeniden kürek çekiyor olmak ilginç.

Setur 'un bu kampanyası resmen bana yaradı. Bir aksilik olmaz ise Haftaya yola devam. Tam yarı yoldayım. Bundan sonra hedef, Çeşme altın Yunus , sonrasında Kuşadası şeklinde olacak. son durak Selimiye sığ liman.

Antik limanlar merakım malum. Knidos a uğramadan gitmek yok sığ limana..
  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Temmuz 2018, 00:11:10 Gönderen: Ersin Böke »

B

Burak Doneray

Ynt: vakit tamam..
#79: 01 Temmuz 2018, 01:42:36
Madem yazdın birde resimle görelim. Heyamolahey heryerde.



 Takipteyim çok keyifli bir rota .Ayvalık bizden sorulur resmi nerden buldun diyorsan 😈

  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Temmuz 2018, 01:44:35 Gönderen: Burak Doneray »

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#80: 01 Temmuz 2018, 06:10:51
Öcal abi bu fırsatı kaçırır mı :) Her ne hikmetse giderken çekemedi de düşünce çekti fotoğrafları.
  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: vakit tamam..
#81: 01 Temmuz 2018, 06:28:43
😀 Fotoroman olacak kadar çok resim var elimde 😀 Onu bunu bilmemde patalyan çok güzel abicim bu nazarlık olsun .
  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Temmuz 2018, 06:30:15 Gönderen: Burak Doneray »

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#82: 01 Temmuz 2018, 10:34:47
Aklıma hep Leo 'nun cenova ıskotasına asılğımda " be slow, this is not a wooden boat" dediği geliyor. aslında kürekler biraz büyük geldiler. Küreklerin boyu kayığın boyu ile aynı.  ancak bu çok önemli bir avantaj sağlıyor.  Çekerken ya da üzerine brandasını örttüğümde bu iki kürek çatı görevi görüyor ve  yağmur suları ya da dalgalar branda üzerinde birikmiyor.

Bir diğer avantaj ise çok rahat ve hızlı kürek çekilmesi. Ancak ıskarmozlara mutlaka halat da bağlamalı. Sonrasında eklediğim iki büyük usturmaça ile bu sorun da ortadan kalkmış oldu.

Şu ana kadar tekne üzerine almaya gerek olmadı. Yanaşırken de korktuğum olmadı. Üstelik Çanakkale de ağır rüzgar altında olduğum halde rahat rahat kıçtan kara yapabildim.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: vakit tamam..
#83: 01 Temmuz 2018, 11:46:40
Bisiklet olur ama buzdolabı olmaz.  ;)

Patalya bottan daha iyidir. Tabii devrilebilir, ama önemli değil. :P

Zaten benim doğrularım doğrudur, diğer herşey yanlıştır.  8-)
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#84: 01 Temmuz 2018, 18:16:41
YA -KIŞ -MI-YOR ! 

Bot Tayo Mar gibi bir yelkenliye yakışmıyor. Patalya ile ilgili bir sürü şey yazdım. Bir kere bile bot ile kıyaslamadım.

Teknede ucuz bir bot var. Şişirilyor ve işe de yarıyor. Yer de kaplamıyor. Ancak hadi aldım diyelim, bot kürek ile zor gidiyor. Bu sefer de motor almak lazım. Motor ile iş bitmiyor benzini, yedek parçası derken benim için ciddi çapariz.

Üstelik bu Devlin tasarımı çok dengeli bir kayık. Genişliği sayesinde en az iki kişiyi rahatlıkla taşıyor. Kürekler ise bizim ağır ve hantal küreklerden çok farklı ve patalyayı çok hizli götürüyor . Çok abanınca ıskarmozundan çıktı. Ben de boşa düşüp denize doğru devrildim.

Osman Atasoy 'un kitabını hediye etmiş kızım. Kitabın baskısı yok. Uzun süredir de okumak istiyordum ancak kim söyledi hatırlamıyorum, çok sıkıcı diye bir yorum yapmıştı. Oysa hiç de öyle değilmiş. Keyifle okuyorum.

Malumunuz Osman Atasoy, Tayo Mar benzeri boyda bir fiber tekne ile dünya tutru atmıştı. Bu süreçte teknesinde buz dolabı yoktu !

Buz dolabı Tayo Mar da olmayacak. ! Gerek yok. Hele hele Ege'de hepi topu 40 millik seyirler yapıyorsanız teknenizi çirkinleştirmeye hiç gerek yok.

Osman Atasoy 'un tuttuğu balıkları saklama yöntemi çok hoşuma gitti. Tuttukları balıkları cam kavanozlara temizleyip çiğ olarak koyuyorlar ve tencerede kaynatıyorlar. Balık , kendi suyu ve yağı ile pişiyor ve ısınan hava da bir miktar daha kavanozdan dışarı çıkıyor. ancak kavanoz soğuduğunda kapak iyice sıkışıyor ve aylarca saklanabilecek , son derece lezzetli balık konserveleri hazırlıyorlar.

Keza , yine Uzun yol denizcilerinden öğrendikleri bir çiğ balık tarifi var ki çok hoş. Limon, zeytinyağı ve tuz ile hazırlanan özel bir sosta bekletip, afiyetle yiyorlar.

Keza benim aklıma gelmemişti , oysa çok severim. Şu mumlu gauda peynirleri de bu ambalajından dolayı aylarca dayanıyormuş.

Hellim peyniri, su içinde saklanan tulum peynirleri de bozulmuyor. Küçük tetrapak içerisindeki sütler de haftalarca serin yerde bekletilirse bozulmuyor. Özellikle sabah kahvaltılarında kuru meyvei müsli ile doyurucu bir kahvaltı mümkün. Keza karper peynirde çok yağlı olduğundan bozulmuyor.

en beğendiğim ismini unuttuğum tohumlar. Özelliği , iki gün içerisinde filizlenmeleri ve taptaze salata yemenize olanak vermeleri. Tohumun özelliği çok hızlı filizlenmesi ve  lezzetli olması.

Keza kaliteli bal, zeytin, şu Migroslarda satılan uzun sürede pişirilen Alman ekmekleri de bozulmuyor.

Ceviz ve fındık , tuzlu fıstık ise atıştırmalık olarak süperler. Cevizi ekmek yerine de kullanmak mümkün.

Buz dolabına ihtiyaç duymadığım için kullanmıyorum. Birçok dış dünyada da birçok denizcinin önceliği değil .

Üstelik bunlar benim doğrularım değil, akılcı yöntemleri tercih eden bu uzun yol denizcilerinden okuyup öğrendiklerim.

Bunlar öğrendiğim ve aklıma yatan tercihler. Buz dolabı olmaz ise her şeyi daha taze ve sağlıklı tüketmek mümkün.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: vakit tamam..
#85: 02 Temmuz 2018, 00:45:22
Gülüm,

Ben buzdolabı kullanmama fikrini eleştirmiyorum.
Ben bisiklet kullanma fikrini eleştiriyorum.
Osman Atasoy da bisiklet kullanmazdı ki...
Zaten Tayomar’a bisiklet ya kış mı yor.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#86: 02 Temmuz 2018, 13:43:50
Sen dalganı geç. Sabır ile yazmaya devam edeceğim.

Bisiklet yelken açmamı, yelkeni görmemi engellemiyor. Buz dolabına karşı değilim. Buz dolabı yüzünden yelken yapma gereklilikerinden taviz verilmesini doğru bulmuyorum hepsi bu.

Bunları da yazarken tercihini bu yönde kullanan kişileri de eleştirmek için yazmıyorum. Onlar tercihlerini yapmışlar zaten.

Buz dolabı olmadan da uzun seyirler yapılabildiğini (Osman Atasoy örneği )  Buz dolabı için gerekli olan donanımın hiç de ucuz olmadığını anlatıyorum.

Günümüz şartlarında denizlerde  " amatör denizci " yok . Mali durumu iyi olan , konforlu yelkenli ya da motoryatı olanlar ve keyifçi diye tabir ettiğimiz , denizcilik ile çok ilgisi olmayan kişiler var.

Ancak yukarıda anlattığım tarzda hali vakti yerinde kişilerin, kendi tercihlerini olmaz ise olmaz diye sunduklarından bu işi zamanında benim gibi hiç bilmeyenlere farklı alternatif ve çözümler olduğunu , üstelik bu çözümlerin uzunca bir zamandır denizciler tarafından da kullanıldığını anlatıyorum.

50 feet teknenin Çökertme önlerinde nasıl küçük tekneler gibi baş kıç yaptığını yazıyorum. Koca teknelerin yelpaze kıçları yüzünden pupa giderken nasıl gezindiğini yazıyorum.  Farklı tipte çeşit çeşit armalar olduğunu, dünyada bunların gelişerek kullanıldığını, farklı türde teknelerin aslında bizim denizlerimiz için de çok uygun olabileceğini yazıyorum.

Marmara nasıl tırmanılır onu yazıyorum. İşin komedisi şu camiada okuduğum kadarı ile benden çok daha fazla kişi bu denizi faklı dönem ve mevsimlerde geçtiği halde yazmanın bana kalmış olması.

Pulluk tipi çapaların erişte ve sert zeminlerde zorlandığını yazıyorum. Fiyat ve performans açısından bakıldığında admiralti den daha iyi demir yoktur diye yazınca kızılca kıyamet kopuyor. sonra benden daha tecrübeli birileri çıkıp evet öyledir dediğinde yazılanları görüp gülüyorum.

Böyle liste uzar gider ..

Karşılığında küfür, hakaret, aşağılama, kafa bulma. Ne ararsan artık. 

Yazdıklarımdan rahatsız olanların , eleştirdiği tek nokta , okunsun diye kullanmış olduğum iğneleyici üslup.

Şöyle yazmalısın, böyle yazmalısın muhabbetleri başlıyor. Bu eleştiriyi yaparken de eleştirdikleri tarzda yazı yazmaya hiç çekinmeyen bir sürü insan..

ancak hala en hayrete düştüğüm , bir konu tartışılırken, ortaya atılıp, abuk yazılar yazan , kavga çıkarıp, sonra da sen bu konuyu açmasaydın bak böyle bir kavga olmayacaktı diyen tuhaf kişilikler.

son derece tecrübeli olduğu halde tecrübelerini "mütevazi " görünümleri arkasına saklayanlar. ama aslında paylaşmak istemeyenler.

arkadaşlık dostluk muhabbeti yapıp, aşırı kırılgan, " abi " dediğimiz ama aslında bu sıfatı hiç hak etmeyenler.

Devam.. en azından bu işi iyi yaptığınız kesin..










  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: vakit tamam..
#87: 02 Temmuz 2018, 14:08:00
Böyle yazdım ama dur son bir kez Marmara denizi nasıl tırmanılır ya da nasıl inilir diye bir arattırayım dedim. Aman tanrım. ! ilk çıkan yazı muhteşem.

Tırmanırken , motor yelken seyir yapılmasını, cenovanın ise asla açılmamasını , çünkü kafayı açacağını yazıyor. Teknenin bir miktar bayıltılarak , gelen dalgaların karina da patlamasını ve böylece daha az dalgalardan etkilenileceğini ve teknenin dalgaları ezeceğini yazıyor.

Ne akıntılardan bahsediyor ya da lokal rüzgarlardan ve o lokal rüzgarlar sonrasında dalgaların ne yönde ve nasıl kalktığından.

7 bofor havada ise bu yöntemin de işe yaramayacağını yazıyor.

Ben benim görüşümü yazayım.  Tırmanırken durabileceğiniz en uygun liman "çardak " koyudur. Doğal bir liman olan bu koy neredeyse her havaya kapalıdır.

Buradan sonra benim Bermuda şeytan üçgeni diye isim taktığım, Deniz boğaz karışımı olan Çanakkale boğazı Marmara çıkışı , Şarköy, Marmara adası üçgeni geliyor.

sığlıklara dikkat ederek , mümkün olduğunca kıyı seyri ile tırmanmak gerekiyor. Poyraz dışında akıntı yönüne karşı esen hiç bir havada buraya girmemek gerekir. Poyrazın yarattığı dalgaları özler duruma düşersiniz. Bu bölgede derinlik 1000 Metrelerden çok dik olarak düşüyor, akıntı var ve buna ters rüzgar , dalgaları çok büyütüyor.

Tekirdağ Körfezine gelir gelmez, kısa diye açıktan geçmek yerine körfezin içinden geçiniz. Arkadan gelen ters akıntı ile hızınız 7-8 knotlara kadar yükselecek. açıktan geçtikten çok daha çabuk, Marmara  Ereğlisine vardığınızı görecek, hem de dayak yemeyeceksiniz. Keza benzer akıntı Büyükçekmece önünde de var. Her zaman olmuyor deniyor ancak ben her seferinde denk geldim. en azından karşıdan gelen yok.

silivri körfezi için yapılacak tek şey sabah geçmeye çalışmak. Öğleden sonraya kaldı iseniz kaderinize razı olacaksınız. 20 mil kadar poyraz etkisi ile güzel bir seyir yapılıyor aslında.

Motor açmanıza da gerek yok. Cenova ve ana yelkeni 10 derece bayacak şekilde dengeleyip , ciddi bir süratle bu son 20 millik etap geçilebilir.

Varış noktanız Tuzla yönünde ise de yine kuzeyden geçerek , dalgaları iskele baş omuzluktan alır , büyükçekmece önlerinde artık tuzla istikametine dönersiniz. Bence takip edilecek en iyi rota budur.

Hiç anlatılmayan, Avrupa yakasından yakın seyir halinde olan gemilerin İstanbul boğazına giriş için dönüş noktalarının Sivriada önleri olduğudur. Arkanızdan gelen gemiler ile bir anda burun buruna gelebilirsiniz bu gemi yolunu dikkat etmez iseniz .


  • IP logged

  • *
  • İleti: 1049
Ynt: vakit tamam..
#88: 02 Temmuz 2018, 15:30:59
1. Her yazdığımıza bozulacak mısın?
2. Her yazdığımız 1 satıra, 10 satır olarak mı cevap vereceksin?
3. Biraz eğlensek olmaz mı?
4. Bence Amatör Denizclik EÖ ve ES olarak iki farklı zaman dilimine ayrılmalı. Bununla ilgli bir anket düzenlesem mi?

  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: vakit tamam..
#89: 02 Temmuz 2018, 15:39:43
o uzun yol denizcilerinin balık tarifi değil ki, bizim balıkçı Erman emminin tarifi. Allahsız yol boyu yakaladığı palamutlardan yapmıştı bana, onun yüzünden bir sürü rakı içtim.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

 
Yukarı git