İdari yönden olabilir Erdal abi. Ama Amerikan Anayasasını İnsanlık Tarihi için önemli yapan, ne başkanlık sistemi, ne eyalet sistemi. Zira o sistemin benzerleri, Roma, Bizans, Osmanlı tarafından üstelik hayli ustaca kullanılmış. Onu önemli ve dönüm noktası kılan, Berksan'ın da belirttiği gibi bireysel özgürlüklere verilen önem, yargı bağımsızlığına açık vurgu ve yürütmenin sertçe kontrol edilmesi olarak tanımlanabilecek kuvvetler ayrılığına düşkünlüğü değil midir?
Şöyle soralım dilerseniz, Örnekse, İdam cezasını ilk yasaklayanlar M.Ö. 1200'lerde Hititlerdir. Sizce Avrupa'nın 20. yüzyılda idam cezasını kaldırmasının sosyolojik temeli Hititler olabilir mi?
Aynı şekilde, Amerikan Anayasa'sının birey hak ve özgürlüklerine yaptığı vurgu, Mısırolabilir mi? Bireysel hak ve özgürlükler Antik Mısır'ın kapısına uğramış mıdır? sanmıyorum.
Soru biraz daha karmaşık hale gelebilir belki, mesela Amrikadaki kuzey güney savaşı, güneylilerin siyahlardan nefreti kuzeylilerin siyahları çok sevmesi midir, yoksa çiftçi Güney'in elindeki kölelere ve mallara, manifaktürün gelişmiş olduğu Kuzey'in işçi ve hammade olarak ihtiyacı olması mıdır?
Kuşkusuz felsefi düşünce birbiri ardına gelir ve bir önceki ardından geleni besler. Ama dünyayı anlamak için hermetik bilgiye değil, daha çok balkondan dışarı bakmak gerekir, kanısındayım.
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.