Bundan iki sene önce Enes Save Reisimizin Küdenfor’un ( Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu) konuğu olarak Koç Müzesi Fenerbahçe Vapuru’ndaki efsane sunumundan aklımda kalan bir cümle var: “ Rahmetli Sadun Boro ile şahsen tanışmamış olmak benim için büyük bir eksikliktir”. Enes Abinin olduğu gibi hepimizin benzeri ukdelerimiz vardır şüphesiz. Benim de tanışmış olsaydım dediğim kişilerden birisi ise usta denizcimiz aynı zamanda efsane romancımız olan Yaman Koraydır. Daha önce “Kapıdağ Marmaranın Yeşil Devi” Konusunda Ondan küçük bir alıntı yapmış ama daha fazlasını yazmamıştım. Romanlarıyla ilgili forumda daha önce birkaç başlık açılmışsa da kendisini tanıtımı için özel bir başlık açmak istedim. Biz tanıyamadık ama belki kendisini tanımış reislerimiz de birşeyler yazarlar. Yaman Koray’ın değeri yeterince anlaşılamamış bir edebiyat üstadı olduğunu düşünüyorum. İşin üzücü yanlarından birisi de kendisi hakkında wikipedia’da bile özel bir sayfa açılmamış.
Yaman Koray ile ilgili internette bulduğum kısa bir yaşam öyküsü şöyle: Romancı (D. 1934, İstanbul – Ö. 6 Mart 2006, Karacasöğüt köyü / Marmaris / Muğla). Romancı Mebrure Sami Koray’ın oğlu. İstanbul Saint Joseph Fransız Lisesini (1954) bitirdi. Ailesiyle birlikte önce Marmaris’e, sonra Erdek’e (1956) yerleşerek, otelcilik ve zeytincilikle uğraştı. Edebiyata Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinde yayımladığı hikâyelerle girdi. Sonra, kıyı yörelerinde yaşayan halkın hayatını konu aldığı romanlar yazdı. Başından sekiz evlilik geçti. Türkiye’nin en eski dalgıçlarından olan Yaman Koray, 1970’lerde Marmaris Karacasöğüt’e yerleşerek “Mavi Yolculuk” kaptanlığı yaptı. Yirmi iki yıl hiç yazmadı, daha sonra yeniden yazmaya başladı ve iki ay gibi kısa bir sürede üç kitap tamamladı. Elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
ESERLERİ:
Deniz Ağacı (1962), Gelin Taşı (1963), Sığırcıklar (1967), Mola (1970), Büyük Orfoz (Milliyet’te tef. 1974 / 75; bas. 1979), Badanalı Yüzler (1983), Kuyudaki Adam (2005), Ne Cennet Şey Şu Deniz (2005), Bir Ömür Yetmez (2006), TYB Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı (2007).
Yaman Koray bana göre ülkemizin yetiştirdiği en büyük romancılardan birisi. Öncelikle romanlarında konu olan tüm ana ve yan hikayeleri, tüm ana ve yan karakterleri bizzat yaşamış ve gözlemlemiş bir isimdir. İkinci olarak bu kişileri ve hikayeleri o kadar başarılı anlatır ki: eserleri, epik roman ya da şiirimsi roman kategorisine girmiş denebilir İlk romanlarını yazdığı 1960’lı yıllarda deniz edebiyatımız çok sınırlıydı. Hatta günümüzde bile deniz ve denizcilik konusundaki edebi eserlerin sayısı olması gerekenden çok az. Mensup olduğu aile ve aldığı eğitimi göz önünde bulundurduğumuzda belki çok farklı alanlarda çok başarılı bir kariyer yapabilecekken Kapıdağ kıyılarında tüm zamanını deniz üstü ve denizaltında geçiren, hava denize çıkmaya uygun olmadığında köy kahvelerinde vakit geçiren, zeytin toplamaya giden, insanlarla sohbeti seven titiz bir gözlemcidir. Güney Marmara insanının taş ocaklarında işçilik yaparken balıkçılık tekniklerini öğrenmesiyle sıfırdan balıkçılığa başlaması, sonrasında tüm Marmara’ya ve diğer denizlerimize tehdit olan trolcülere dönüşmesinin evrimini onun romanlarında bulabilirsiniz. Ya da Marmara Adası balıkçılarının Marmara Denizinde katliama varan Kılıç Balığı avcılığının nasıl yaptıklarını eşsiz cümleleriyle Yaman Koray’dan daha güzel kimse anlatamaz. Batı Kaçağını da kendisinden daha iyi tasvir edebilecek birisi olduğunu sanmıyorum .
Sonunda Marmara’dan umudu kesince Gökova’ya yerleşen Yaman Koray orada vurduğu büyük Orfozu yine destansı bir hikayeleme ile kitaplaştırır. Balıkçılık ve denizciliği birarada uzun yıllar hakkını vererek profesyonel olarak yapar. Gökovada uzun zaman mavi turlar düzenler. 2006 yılında Yaman isimli teknesinde elektrik akımına kapılarak aramızdan ayrılır.
Yaman Koray iyi bir yüzücü, zıpkıncı, dalgıç ve denizcidir. Bütün bunlara standartların üzerinde yakışıklı birisi olduğu için kendisini beğenen ve bunu belli etmekten hiç çekinmeyen birisidir. Deniz Ağacı romanındaki Ahmet de odur, Büyük Orfoz’un Metin’i de... Herhalde Deniz Ağacı kitabından sinemaya uyarlanan Orhan Elmas’ın yönettiği Kanlı Deniz isimli Yeşilçam eserinde Ahmet rolünü sinemamızın en iyi jönlerinden birisi olan Tarık Akan’ın oynamış olması da onu gururlandırmıştır. Sekiz evlilik ve altı kez babalık deneyimi yaşamış olan yazarımız, son anına kadar hayatla ilgili planları ve hayalleri olan bir gönül adamıdır.
Bol bol denizcilik terimleri içeren romanlarıyla mavi edebiyatımıza çok büyük katkı sağlamış Yaman Koray’ın eserleri uzun zamandır sadece sahaflarda bulunabiliyor. Ama Eylül ayında Dedalus Yayınevinin instagram sayfasında tüm eserlerinin yakında tekrar basılacağı müjdelenmiş. Eğer gerçekleşirse çok sevinirim. Tüm yeğenlerime Yaman Koray’ın kitaplarını hediye olarak alırım.
Yaman Koray Güney Marmara’yı öyle güzel anlatır ki, kitaplarını okuduktan sonra Marmara Adasını, Paşa Limanını, Ekinlik Adasını, Ada Boğazını, Dağlar Altını, Gelin Taşını, İlhan Köyü, Erdeği, avucunuz içi gibi bilir, bazı günler durduk yere oraları sebepsiz özlersiniz. Keşke onunla birlikte bir dalışlı bir mavi tura katılabilseydik. Gündüzleri motorumuzu fayrap edip maviliklere açılır, akşamları da onun insanlarını ve hikayelerini Türkçemizi çok seven ve çok iyi kullanan bu birinci ağızdan dinlerdik. Sayısız dalışlar yaptığı denizlere kök salmış, dallarında eşsiz kitaplarının yaprakları ile göz kamaştıran bir “Deniz Ağacı” idi Yaman Koray. Özlemle anıyorum.
2005 yılından bir Yaman Koray röportajı
https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/butun-erkekleri-kiskandiracak-bir-erkek-315719Kanlı Deniz filminin tamamını aşağıdaki youtube linkinden izleyebilirsiniz
https://www.youtube.com/watch?v=ip4EkJ1sMW8