Sevgili Eyüp kaptan ve Heyamola cı kaptanlar,
Öncelikle iyi dileklerinize zamanında yanıt veremediğim için özür dilerim.
Şu anda Türkiye deyiz, büyüklerimiz daha uzun gezilere müsaade etmiyorlar, ne zaman arasak ne zaman geliyorsunuz? diye soruyorlar, biz de mecburen geri dönüyoruz. Tekneyi Panama City nin 90 km. kuzeyindeki Vistamar Marinada karaya çektik.
Kısmetse Mart sonu, nisan başında Pasifik i geçmek üzere yola çıkacağız. Burası tekneyi tamir, gerekli malzeme bulma vs. son yer diye düşünüyoruz. Gerçi tekne tamiri ve problemler hiç bitmiyor. Eşim bu konuda çok karamsar, iş yapmadığımız birgün olacak mı? diye sorup duruyor.
Curaçao dan 22 Kasımda çıktık, önce 70 mil yol gidip Aruba nın batısında bir koya ancak gece 21.00 gibi varabildik. Bu arada belki biliyorsunuz, bu seyahate , Curaçao daki çekek yerinde işletmenin tesadüfen yanımıza çektikleri Kısmet Güzelim teknesi ile beraber devam ediyoruz. Can Sürekli ve eşi Çiğdem ile güzel bir arkadaşlığımız oldu ve iki ay beraber dolaştık.
Curaçao - Panama arası dünyanın sayılı zor geçişlerinden biri diye bahsediliyor. Jimmy Cornell in kitabına göre en iyi tarih kasım ayı imiş, bizde kasımda geçtik ancak aldığımız tüm hava tahminlerine göre uygun hava olacak diye gördüğümüz halde 4 günlük geçişin iki günü epey zorlandık. Sarıla sarıla ufacık kalmış Cenova ve 3. camadandaki ana yelkenle bile 10,5 knotlara ulaştık. Dalgalar çok yüksek ve akıntı çok fazlaydı, oralarda derinlik 3-4000 m den birden 200 m lere çıkıyor, bu da denizde yüksek çalkantıya sebep oluyor. Hatta bir gece ayrı yönden gelen iki yüksek dalga tam arkamda çarpıştı ve yükselen su tüm havuzluğu doldurarak 25 cm yüksekliğindeki giriş kapısını da aşarak salona girdi, tabii farşların altındaki tüm malzeme sırılsıklam oldu. Artık dalga yüksekse kapıyı kapatıyorum.
Grenada da tekneye stay sail (trinket) yaptırdım. Pupa gidişlerde çok yardımı oluyor, ayı bacağını bir türlü beceremiyorum, Walder bumba kavança önleyicim olduğu halde ana yelkenin patlamalarına bumbanın sağa sola savrulmasına dayanamıyorum. Preventer denilen bumbayı bağlama işi de gözüme çok emniyetli gözükmüyor. Tek bir yerden bağlamak savrulmayı önlemiyor, ani bir durumda açması boşlaması bana zor gözüküyor. Bir de öyle bir bağlamanız lazım ki gerektiğinde kopsun bir yerlere zarar vermesin, güvertede çapariz vermesi de cabası. Bence bu tip Pupa Yelken gidilecek yola çıkanların stay sail taktırmasında yarar var, açması kapaması kolay, ayrıca orsa da gidebiliyorsunuz.
Panama Kanalı nı 2019 da geçmemiz için Kolombiya ya uğramaktan vaz geçtik.
Panama Kolombiya sınırından Panama ya girdik.
Panama ülkesi gördüğüm en yağmurlu yer, günde birkaç kere bir kaç saat süren aşırı yağış var, tabii bu yağış ne kadar dere var ise hepsinin ağaç, kütük vs denize taşımasına neden oluyor, yolda devamlı ağaç gözlüyorsunuz. Bir de yerlilerin çıtra dedikleri hayalet sinekler, bu görünmez sinekler nereye ayak bassak başımıza bela oldular, balık temizlemek için bile kıyıya çıkamaz olduk. Heryerimizi ısırıp yara yaptılar.
San Blas lar, kartpostallık manzaraları, Kuna Yala yerlileri, timsah korkusu, balıkları ve istakozları ile ilginç bir yer. Binlerce ada var, yerliler nerede yaşıyor ise oralara gitmekte yarar var, eğer ada boş ise sinek var demek bence. Yerliler ana karada değil kıyıdan 5-10 mil açıktaki bu adalara yerleşmişler. Ana kara tam bir jungle. Yol da yok ulaşım hep denizden. Turistik olan adalar zaten belli oluyor, yerlilerin sazdan kulübelerinde bir ocak ve kişi sayısı kadar hamaktan başka eşya yok, herkes gülüyor, mutlu görünüyordu.
Can Sürekli arkadaşım Naviga da daha detaylı ve güzel anlatıyor.
Panama nın Atlantik kıyısındaki köy, kasaba ve şehirleri dökülüyor ve çok fakir, oysa Pasifik kıyısındakiler sanki küçük Amerika Panama şehrinde belki iki yüz gökdelen var ve bayağıda büyükler. Geniş sahalara yayılmış golf sahaları etrafı duvar ve elektrikli tel ile çevrilmiş siteler hemen her yerde; arabalar son model. Oysa Atlantik teki Colon şehri Karayiplerdeki suç oranının en yüksek olduğu şehirlerden deniyor. Gerçi orada da sanayisinde Jeneratörün su pompasının keçesini aradım ama arka sokakları gözüm yemedi.
Ara ara bence şu ana kadar önemli olduğunu düşündüğüm bilgileri paylaşacağım, belki bu yola çıkacakların bir yerlerde işine yarar.
Ayrıca Jimmy Cornell in 200 000 miles diye yeni bir kitabı var, bu zaman kadar başından geçmiş önemli olayları ve kendince önemli noktaları "tips" diye paylaşmış, okumanızı öneririm, bulamayanlar için bir kaçını paylaşacağım.
Sağlıcakla kalın
Aygün Özçer
S/Y Albatros