4 yıl oldu galiba...
Arki adasının arkasındaki nefis denizin olduğu yerde geceleyeceğiz.
Resim için linki deneyin lütfen:
Sabahtan vardık. Ağır yolla, iki ada arasındaki sığlığa yanaşıyorum. Hızım düşük ve derinlik gittikçe azalıyor.
Tekne ahalisi (arkadaşlar da var) klasik "çok sığ olmadı mı" telaşında, ben de gayet havalı. endişe etmeyin diyorum ve derinlik göstergesini izleyerek iyice sığlığa giriyorum.
2 metre kala ben de "tamam" artık dedim, ve tornistan verdim. Ama tekne hala ileri gitmeye devam etti. Hemen dümeni kırdım açığa doğru, oturmaktan santimle sıyırdım. Bu sefer de ileri verdim, ses var görüntü yok. Ciddi olarak görüntü yok. Hani ileri verince, arkada pervane suyunu görürüz ya... Yok öyle bir şey.
Tam bu esnada kızım (o zaman 5-6 yaşlarında) "aaa pervaneye bak" diye, kumda yatan pervaneyi gösteriyor.
O anda anladım tabii...
Allah'tan dingi motorum güçlüydü ve dingi sudaydı. Onunla desteği ile manevramızı yapıp, demiri attık.
Pervane o kadar sığda düşmüştü ki, dalıp aldık. Ancak şaftın ucu kırıldığı için takamadık.
Ertesi gün yine dingi desteği ile aralardan açık denize çıkıp, yelkenla Didim Marina'ya döndük.
İlk pervane düşüş hikayemdir bu...
Sonra bir tane daha oldu ama bu kadar heyecanlı değildi.