Heyamola Hey
Tersane => Tekne Yapımı => Konuyu başlatan: Ahmet Kabaalioğlu - 22 Aralık 2016, 15:07:02
-
İnebolu Çektirmesi
"İki ucu yay ortası ay gibi " tarif edilirmiş bir zamanlar. Benim ailemde de çok önemli bir yeri olan çektirmeler, Karadeniz Çektirmesi yada İnebolu Çektirmesi diye anılan teknelerdir. Benim gördüklerim 50-100 ton kapasitesi olan makine ve yelkenle yürütülan gemilerdi. Ama önceki dönemde yelken ve kürekle yürütüldükleri söylenir. Dedemin 30 tonluk çektirmesinde de makina yokmuş. Sandal önünde iki çifte kürekle limanlardan çıkarlarmış sonrasında yelkenler foraaaa.
-
Son dönemde İnebolu'da değerli Mustafa Abimiz hayalleri doğrultusunda bir çektirme inşaa etti. Halen Aktif gezi teknesi olarak kullanmakta ve aslına uygun haldedir.
(http://heyamolahey.com/index.php?action=dlattach;topic=29.0;attach=30)
-
Başka bir resimle desteklersek;
-
İnebolu'da Mustafa Abimize ait "Şevval" isimli çektirmenin fotoğrafları Mustafa Yaşar Albümünden;
İnşaa Hali:
(http://i.hizliresim.com/1VEA3G.jpg) (http://hizliresim.com/1VEA3G)
-
Foto Ar Arşivinden 1955 İnebolu Limanı Fırtına da batan ve zarar gören çektirmeler.
(http://i.hizliresim.com/DBDvNO.jpg) (http://hizliresim.com/DBDvNO)
-
Yine Aile Arşivimizden orjinali bizde bulunan aileye ait bir çektirmenin denize indirilişi
(http://i.hizliresim.com/GPDrdZ.jpg) (http://hizliresim.com/GPDrdZ)
-
Bu çektirmeler (biz çektiri derdik) muhteşem teknelerdir. Oburix gibi kocaman karınlarıyla Antalya eski limanına tonlarca yük getirir götürürlerdi. Yıllar sonra içinde yaşanabilecek en uygun tekne olarak gördüğüm çektirilerden aramıştım ama bulamadım. Galiba o eski yalılar ve arabalar gibi o güzel atlara binip çekip gitmişler. Çok yazık :(.
-
Bu çektirmeler (biz çektiri derdik) muhteşem teknelerdir. Oburix gibi kocaman karınlarıyla Antalya eski limanına tonlarca yük getirir götürürlerdi. Yıllar sonra içinde yaşanabilecek en uygun tekne olarak gördüğüm çektirilerden aramıştım ama bulamadım. Galiba o eski yalılar ve arabalar gibi o güzel atlara binip çekip gitmişler. Çok yazık :(.
İşte sonuncusu yukarıda ki resimdeki "Şevval" ,orjinal formatında yapıldı.halen İnebolu da gezi teknesi olarak kullanılıyor.
-
Bir de şöyle bir video var yazarak anlatacağımız bir çok şeyi sahibinden dinleyelim, buyrunuz.
https://www.youtube.com/watch?v=p2L5MQD3jdE
-
(http://i.hizliresim.com/Pn1pr7.jpg) (http://hizliresim.com/Pn1pr7)
Başta ki süslemelerin anlamları nedir ?
-
Goca Reis bu konu başlığı da Tersane > Tekne yapımına taşınmalı derim.
Ahmet çok değerli bilgiler paylaşıyorsun.
Keza Pereme Kütüğü / Denk kayığı da Tersane > Tekne yapım kısmına taşınmalı.
Goca Reis biliyorum yazamıyorsun emme velakin bi duy yavvv. ;)
-
(http://i.hizliresim.com/Pn1pr7.jpg) (http://hizliresim.com/Pn1pr7)
Başta ki süslemelerin anlamları nedir ?
Sanırım bir nevi estetik katmak için yapılmış, yumruların arasına , kuşak üstü ay yıldız motifleri falan yaparlardı. Bu arada orası Bartın Deresi , Zehirli boya olmadığı için kışlamayı derede yaparlardı. O gemilerden mavi yeşil olan Şakiroğlu sanırım , arkadaki kırmızı olan da Manolya yada Güzel Nevin sanırım.
-
Hep aynı ve hep aynı sıra ile yapılmış tüm eski resimlerde ki bütün teknelerde. Mutlaka bir anlam ifade ediyordur bence.
Müsaade edersen çektirmeler ile ilgili Kayık Türkiyeden bir alıntı ile katkıda bulunmak istiyorum. Güzel anlatılmış ve ilginç ayrıntılar mevcut.
"Çektirmeler
Yük çektirmesi ve balıkçı çektirmesi olarak iki kategoriye ayrılır. Yük çektirmeleri çeşitli çaplarda (50-250 ton yük taşıma kapasitesine kadar) olmakla beraber bunlardan en çok inşa edilmiş revaçtaki çaplar 110 ton, 160-180 ton civarındadır.
Gulet tipi 300-500 tonluk tekneler de yapılmıştır. Bu teknelerde genellikle bas tarafta, “baş altı” denilen eşya veya ekseriyetle tayfanın kullanacağı bir mekan ile ortada ambar ve kıç tarafta ise makine dairesi bulunur.
Çektirmelerin denizli havalarda karşılaştıkları zorlamalara karşı bağlarının yetersiz olması, boylarını sınırlandırmaktadır. Bu sebeple en büyük boy 26 metre olup ancak Guletlerde nadiren 40 metreyi bulmaktadır. Çektirmelerin baş su hatları dirençli olmasına karşı kıç taraf su hatları daha narindir. Buna rağmen belli bir süratten sonra kıç omuzlukta gözle görülebilen akımdan ayrılma (separation) olayı, yüklü su hattında dolguluğunu ifade etmektedir. Makine gücünün olmadığı yelken devirlerinde, basit ağaç yekesinde dümen tutmak için büyük enerji sarf edilen Taka, Çektirme ve Guletlerin, Orta Çağ’dan kalma langa lunga ırgatları ve admiralti demirleriyle ancak esir mesaisiyle denizde gezebildiğini belirtmekteydi.
1963 yılı rakamlarına göre denizlerimizde 7730 adet ağaç tekne bulunduğu ve bunların 2500’ünün çektirme tipinde olduğu tespit edilmiştir. Limanlarımızdan yapılan taşımacılığın % 52’si ağaç teknelerle yapılmakta olduğu anlaşılmıştır. Pratik hesaplara göre 150 tonluk bir tekneye 130 metre küp ağaç sarf edilmekteydi. Bu teknelerin yapılması ve tamirleri için ormanlarımızdan alınan kerestenin senelik tutarı yaklaşık olarak 4000 metre küp tutmaktaydı.
Çektirme ve takalar özellikle Cide, Sürmene, Rize, Ünye, Ayancık’daki tersanelerde inşa edilmekteydiler. Çektirme ve takaların inşaatları endaze ve işçilik resimleri olmadığından ustanın karışının ölçüsüne, keser sapının büyüklüğüne, kollarının kuvvetine ve gözünün keskinliğine göre değişmekteydi. Bu el becerisi, ustanın babadan kalma görgü ve tecrübesine dayanmaktaydı. Geleneksel yordamla çalışan ustalar arşın ya da metre kullanmamaktaydılar. Ölçü olarak kullanılan “yarım parmak” yani baş parmağın yarısı bir santim, tüm başparmak iki santim olarak kullanılmaktaydı. Ayrıca “Mecidiye” paraları da kıyas amaçlı kullanılmıştaydı. 2 parmak, 1 Mecidiye (4 santim) etmekteydi. Ustaların okuma-yazması olmadığından ölçüler genellikle “parmaklarla” ya da “Mecidiye” para ölçüsüyle alınmıştaydı. Ayrıca keser sapı ve keser de tahta ustası için ölçü olarak kullanılmıştır. Bundan dolayı tekneler arasında ölçü farkları olabilmekteydi. İşçilik yapana göre kısmen değiştiğinden, ayni büyüklükteki iki teknenin malzeme ölçüleri farklıdır. Teknenin ölçülerinin hesaplanmasında usta istenen boy ölçüsünü iple ölçüp, ipi dörde bölüp (ipi dört kat yapar) dört katın üçünü atar. Fakat Karadeniz usulü, biraz geniş olsun diye de fark koyarak genişliği bulur. Usta bu ölçüleri “göz yanlışı kabul etmez” yöntemiyle tekrar kontrol eder ve sonra inşaya başlar. Ustalar boyuyla eni ayarladıktan sonra geriye pek bir şey kalmadığını söyler. Daha sonra ana iskelet baş bodoslama, kıç bodoslama, ortasında da omurga “belkemiği” konarak çatılır. Daha sonra eğriler yerleştirilir. Eğrilerin yerleştirilmesinde yine göz kararı vardır. Biraz daha yanaşık olabilirler. Fakat o zaman tekne ağır olur. Biraz geniş olsa o da ustaların tabiriyle “iyi olmaz”. Eğri tahtalar için eğri ağaç bulmak gerekmektedir. Düz ağaçtan tahtası biçilir ve teknenin üstüne kavislenerek çakılır ve gerekirse düz ağaç ateşte ısıtarak eğrilir.
Eskiden küçük teknelerde tahtaları çakmak kara çivi (İngiliz çivisi) kullanıldığı fakat bu çivilerin kayık denize indikten 5 sene sonra tuzlu suyun etkisiyle çürüdüğü söylenmektedir. Kayığın 20 sene ömrü olduğundan çivi 5 sene de bir değiştirilmekteydi. Daha sonraları bakır kapların kalaylanması gibi demir çiviler de ustaların tabiri ile ilaçlı suyla yıkanıp kalaylanarak kullanılmaya başlandı.
Çektirme ve takaların ahşap birleşim yerlerinde ise bağlar kurulup, kuşaklar atılarak galvanizli civatalar kullanılmaktadır. Ustaya göre teknenin köklerinin olması gereklidir. Bunun için, teknenin yüksekliğinin üçte birinin denize, öbür üçte birinin geminin yüküne, üçüncüsünün de geminin kendi hakkı olarak ayarlanması gerekmektedir. Bu rüzgarın, dalgaların, fırtınanın hakkından gelmesini sağlayacaktır.
Usta için diğer bir önemli nokta ise “Endaze”dir. Ustaya göre teknenin ortasını, düzden bir, iki, üç misli, kambur yapmak lazımdır ki, “geçsin” suya. Düz olsa suya “inmez”. Kambur yaparsan suya “iner”, ağacın kökü gibi. İşte bu suya “inmeyen”, suyu “kesmeyen” tekne, iskeleye bağlı iken alabora olur. Ama suya geçmişse “yatmaz”… Endazenin ölçüsünü teknenin eğrilerinin bölünmesi belirlemektedir.
Gemicilikte kullanılan her türlü bilgi, araç ve gerecin babadan kaldığı anlaşılıyor. Ayrıca ustalar kullandıkları aletleri ya babalarından devralmışlar ya da kendileri yapmışlar. Ustanın tabiriyle “Hem para vermem, hem de “kendime göre” olur.” Keser, testere, kerpeten, kollu rende, düz rende gemi yapımında kullanılan takımlarıdır. Eğriler keserle “dönülür”. Delikli keser çivi çekmede kullanılır. Ama tahtayı işlerken delik yüzünden zayıfladığı için genellikle kırılır. Kırılmasın diye delik yapılmaz. Ufak keser ufak şeyleri traş etmek için, büyük olan daha büyük kayık içindir. Ustanın deyimiyle küçüğü “küçük keser”, büyüğü “büyük keser”. Tahtadaki keser dalgaları sonradan boyanınca iyi görünmediği için el rendesiyle temizlenir.
Usta, bir sanatkarın kendi aletini kendi yapması gerektiğini, aksi halde onun sanatkar sayılmayacağını düşünür. Çünkü, ancak kendi yaparsa aletin nasıl kestiğini, niye tıkandığını, niye kesmediğini bileceğini düşünürler.
Tekne yapılırken ustası kaplamalarını mümkün olduğu kadar yaklaştırmıştır. Ama yine de kalafat için yer bulunur. Kalafat demiriyle o aralıkları “aça aça gidilir”. Bir kulaç kadar gidilip kalafatı yapılır. Eskiden, kalafat için macunu olmadığından kıtık ve zift kullanarak kalafatı yapılırdı. Son olarak da teknenin bir kısmı suyun içinde, bir kısmı dışarıda olduğu için boyanarak koruma sağlanırdı Konstrüksiyon malzemesi olarak tamamen ahşap kullanılmıştır.
Kullanılan malzemenin seçimi de yöresel ağaçlara göre seçilmekteydi. Omurga, iç omurga, ağız kuşağı Istralyalar Dışbudak ( 10 yıl ömürlü) Postalar, döşekler, bodoslamalar kemereler, kamaralarda Karaağaç (10 yıl ömürlü) Eğme posta, aynalık, paraçol Çam ( 6 yıl ömürlü) Dış kaplama Kestane (20 yıl ömürlü) /Sedir /Dut (15 yıl ömürlü ) Su altında Gürgen (6 yıl ömürlü )-Meşe (12 yıl ömürlü )"
-
Bu tür teknelerin günümüze gelememesi ile ilgili olarakta şöyle bir düşünceleri var. Sen ne dersin ?
"Kullanıldıkları dönemde kayık imalatının ana ham maddesi olan ağaçın yöre ormanlarından kolayca ve ucuza temin edilebilmesi, teknelerin maliyetinin düşük olamasını sağlamakta, içinde çalışan az sayıdaki gemici veya tekne sahibi sebebiyle işletme masrafları da düşük oluyordu. 1970’lerden sonra ustaların kullandıkları ahşabın azalması ve devlet denetiminde kesim yapılması kayıkların imalat maliyetlerini, denizcilikle ilgili emniyet ve güvenlik amaçlı kurallar, işletme masraflarını yükseltmiş ve sonuçta bu tür teknelerin yapımında gerileme sürecine girilmiştir."
-
Bu tür teknelerin günümüze gelememesi ile ilgili olarakta şöyle bir düşünceleri var. Sen ne dersin ?
"Kullanıldıkları dönemde kayık imalatının ana ham maddesi olan ağaçın yöre ormanlarından kolayca ve ucuza temin edilebilmesi, teknelerin maliyetinin düşük olamasını sağlamakta, içinde çalışan az sayıdaki gemici veya tekne sahibi sebebiyle işletme masrafları da düşük oluyordu. 1970’lerden sonra ustaların kullandıkları ahşabın azalması ve devlet denetiminde kesim yapılması kayıkların imalat maliyetlerini, denizcilikle ilgili emniyet ve güvenlik amaçlı kurallar, işletme masraflarını yükseltmiş ve sonuçta bu tür teknelerin yapımında gerileme sürecine girilmiştir."
Buda bir etken ama asıl etken bence;
Bu tekneleri kullananlar aynı zamanda sahipleriydiler. Saç gemi çoğalma sürecinde kendilerini yenileyemediler ve ağaç gemide kaldılar. Çünkü bunların 5-10 seferde taşıdığı yükü bir seferde taşıyan gemiler çıktı.Hatta kamyonla taşımak bile ekonomik hale geldi. Çünkü yükleme boşaltma maliyeti fazlaydı. Sonra bu gemiler rekabet edemez hale geldiler. Sahipleriyle birlikte ustaları da yaşlandı. Bir süre kum gemisi olarak çalıştılar sonrada yavaş yavaş yok oldular. En azından benim ailemde ve çevremdekilerin yok olması bu şekilde oldu.
-
http://www.cembercimotorserviskitaplarikutuphanesi.com/vessel/turkish/GEB-nutku-1963.pdf
1963 yılına ait İTÜ kaynaklı bir çalışma. Henüz bulamadım, bir de kullanımlarına dair güzel bir makale vardı. Bulunca paylaşırım onu da.
-
http://www.cembercimotorserviskitaplarikutuphanesi.com/vessel/turkish/GEB-nutku-1963.pdf
1963 yılına ait İTÜ kaynaklı bir çalışma. Henüz bulamadım, bir de kullanımlarına dair güzel bir makale vardı. Bulunca paylaşırım onu da.
Kitabın daha birinci sayfası Ahmet'in son yazdıklarını doğruluyor.
-
http://www.cembercimotorserviskitaplarikutuphanesi.com/vessel/turkish/GEB-nutku-1963.pdf
1963 yılına ait İTÜ kaynaklı bir çalışma. Henüz bulamadım, bir de kullanımlarına dair güzel bir makale vardı. Bulunca paylaşırım onu da.
Kitabın daha birinci sayfası Ahmet'in son yazdıklarını doğruluyor.
BU arada şahane karşılaştırmalar var. Norveç ve Isveç Kosterleri ile bizim çektirmeleri karşılaştırmış. Bitiriverdim valla bir çıpıda.
-
Yahu ben bu konuyu karıştırmışım Ahmet'in açtığı bir diğer konu ile .. Neyse yakaladım..
Benim çocukluğumda , Pasaporttaki İzmir Ticaret Borsası önünde neredeyse hep bu Çektirilerden vardı. Ben hep gemi diye bunları bellemiştim çocuk aklımla.. Babamı beklerken uzun süreler hep bu teknelerin yük boşaltıp, ya da yüklenmesini izlerdim.
En çok şaşırdığım da öyle bir yüklerlerdi ki neredeyse bordası bile batardı.. Sonra zamanla yok oldular.Hatta bu süreci de iyi hatırlıyorum..Ahmet'in dediği gibi saç imalatı gemiler çoğalmaya başladılar.. Önce saç olanlar tek tüktü.. Sonra çektirmeler tek tük kaldılar. Sonra da yok oldular..
Hala bir tanesi Küçük yalı barınakta duruyor. Gezmiştim zamanında.. Dur bakayım fotoğrafları da olacaktı..
-
Burada..
(http://i325.photobucket.com/albums/k381/ersin48/20140116_092904_zps1nulbqof.jpg) (http://s325.photobucket.com/user/ersin48/media/20140116_092904_zps1nulbqof.jpg.html)
-
(http://i325.photobucket.com/albums/k381/ersin48/20140116_094244_zpsuabf4bg6.jpg) (http://s325.photobucket.com/user/ersin48/media/20140116_094244_zpsuabf4bg6.jpg.html)
BU da civadranın resmi. ancak bence orjinalinin böyle olmaması gerek. Bu hali ile yelkenleri çekmesi çok zor..
-
Çok detaylı incelenmesi gereken çok ilginç bir çalışma.. İncelenen teknenin anladığım kadarı ile modeli yapılıp, deneylere tabi tutulmuş..
-
Burada..
(http://i325.photobucket.com/albums/k381/ersin48/20140116_092904_zps1nulbqof.jpg) (http://s325.photobucket.com/user/ersin48/media/20140116_092904_zps1nulbqof.jpg.html)
Bu Çektimeye pek benzemiyor.
-
Neden ?
-
Forma güzel ama üstyapı fazla kurcalanmış. Yine de güzel ama :)
-
Tiryaki nin yazdığı nedenle. Kemere hattı daha denize yakın olmalı sanki. Bu biraz gulet çektirme kırması.
-
;D Buyrun size üst yapı
(http://i.hizliresim.com/Bvay7g.jpg) (http://hizliresim.com/Bvay7g)
-
(http://i325.photobucket.com/albums/k381/ersin48/20140116_094905_zpsdzwu8vfy.jpg) (http://s325.photobucket.com/user/ersin48/media/20140116_094905_zpsdzwu8vfy.jpg.html)
Bal gibi çektirme işte.. Ulen bi yazı okudun, çektri ustası kesildin.. :)
-
Böke, her geçişte eriyerek bakardım o çektirmeye ama bu anasını ağlatmış oldukları gerçeğini değiştirmiyor :)
-
evet, kibarca anasını ağlatmışlar diyelim. Bu arada aklıma bir şey geldi.. Cem Gür geçenlerde geleneksel teknelerei sevdirmek gerekir diyordu. Bunu alıp, içinde odalar filan da yapmışlar. BUna yelken çeksek iş görür mü acaba.. ? Sahibi bu amaçla almış ancak pazarlayamamış.. Ne dersiniz.. ?
-
Ersin o teknede yelken yapabilmek için önce ciddi bir gözden geçirmek gerek. Direk, arma... bakımsız oluyor genelde. Bu deplasmanda teknede yelken işi şaka değil. Benim gözüm korkar.
-
En az iki gabyar lazım ;)
(http://i.hizliresim.com/MoVdRk.jpg) (http://hizliresim.com/MoVdRk)
-
Nefis!
-
Bence de.
Kurucaşile yapımı, Adı Cumhuriyet.
-
Yelken planlarını çalışabilecek bir tanıdık biliyorum.. :)
Hayali bile güzel.. Tabi ki ciddi bir iş.. Bırak direğini ,Hayır 3 yıldır yerinden kıpırdamadı.. Ne durumdadır acaba?
-
Donatırken, şu şekilde çalışılabilir. Direkler , ince cidarlı çelik borudan üretilir. Yelkenleri de bildiğin ucuz brandadan dikilir. Gabyar anladığım kadarı ile sereni oluyor, yine çelik profilden yapılır. Ciddi maliyet tutmaz. Yürür mü yürür. Ciddi para da tutmaz. Adalar a bir çektirme ile ve yelken ile gezecak adam bulunur herhalde..O kadar da uçuk bir proje değil.
-
Bence,
böyle bir çektirmeye ahşaptan başka bir şey değdirmek, ruhuna ihanet gibi gelir.
Gabyar, sadece yelkenlerden sorumlu tayfa.
-
Akıllı köprü ararken deli dereyi geçermiş.. Gabyar ne onu da öğrendik bugün.. :)
Bu arada Ahmet ile konuştum. Şevval İnebolu da duruyormuş. sahibi satmaya çalışıyormuş. 2009 yapımı. Yepyeni bir çektirme. ancak yelkenleri fotoğrafa göre çok oransız duruyor ve sanki torsuz dikilmiş. Yelkenler sanki doğru tasarlanmamış gibi. BUnların arma detayı ile ilgili bilgiyi nereden buluruz ? Kaan.. ? Sn . Cem Gür?
-
Şevvalin videosu
https://www.youtube.com/watch?v=igaOzHDa55s
-
Belki aramızda görenler olmuştur. Simi'de bu çektirmelere çok benzeyen eski bir balıkçı kayığı var. Aynı formda mıdır acaba?
SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
-
Yahu buldum izledim onu. Benim derdim çektirilerin yelken planları.. Onları nerden bulucam..
-
https://www.youtube.com/watch?v=BgFI6qC0MVU
Ben buna zamanında video bile yapmışım.. Zaten çektiri diyince bir tek benim bu video geliyor iyimi.. Şaka gibi..
-
Arması hakkında en iyi bilgiyi Ahmet bulabilir sanırım.
Bir de Çoban yatçılık da vardır detayı diye düşünüyorum
-
Arması hakkında en iyi bilgiyi Ahmet bulabilir sanırım.
Bir de Çoban yatçılık da vardır detayı diye düşünüyorum
Benim dedelerim, büyük dayım ve onların jenerasyonundan olanlardan bir kaç kişi benim çocukluğumda yelken kesip biçiyorlardı. Hepsi rahmetli oldular. Ama benim bildiğim kadarıyla ellerinde bir plan yoktu, ölçüp biçip küçük hesaplarla kesiyorlardı, sonrasında diktiriyorlardı. Onlardan duyduğum şuydu "asıl iş yelkeni kesmek , ondan sonrası terziliktir diyorlardı. Belki şevvali yapan Mustafa Abide vardır bu tarz planlar, İnebolu'ya gidince sorarım. Ama Bartın , Kurucaşile taraflarında mutlaka birilerinde vardır. Ben de Çoban Yatçılıkta en detaylı hali vardır diye tahmin ediyorum.
-
Acaba diyorum, daha küçük boy (12m civarı), yelken performansını arttırmak için daha hafif (mesela epoksi lamine) ve salma ekleyerek, ama bunların dışında dış görünüş ve armada hiç bir orijinalliğini bozmadan(iç planı yaşanabilecek şekilde tasarlayarak) üretilebilir mi? Üretilebilirse beklentilerimizi karşılayabilir mi?
-
Bildiğim okuduğum kadarı ile bu kabuk yapısı ile orsa gitemekte çok zorlanır. en iyi seyir tipi, pupa ya da geniş apaz olabilir , boşken apaz seyrinde dahi fazla yalpaya düşebilir gibi duruyor. dediğim gibi sadece kıt bilgime dayanarak yorum yaptım..
-
Peki size Kaan'ın paylaştığı siyah beyaz fotodaki FEHMI BABA'nın halen Marmariste günübirlik tur teknesi olarak çalıştığını söylesem;
(http://www.piratesofthemed.com/images/D3.jpg)(http://www.piratesofthemed.com/images/D4.jpg)
(http://www.piratesofthemed.com/images/p1.jpg)
1946'da Rize'de Kestane ağacından yapılmış, 1998 ve 2014'de refit olmuş.
33m boy, 8.9m genişlik, 2.7m draft ve 310GT
2450HP Catterpillar makinası ile 6kn seyir hızına (max 10kn) sahip.
230 kişi kapasite ile Marmariste günü birlik turlar yapıyor.
Detay ve diğer fotolar: http://www.piratesofthemed.com/aboutUs
-
süpermiş.. Adamlar armayı çoktan çözmüş..
-
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20170127/b9a0fadae71540deebad9963a5007c1b.jpg)
Bu gün Fethiye Belgesel Günlerinde izleyeceğim.
öZgür
-
Biz de seyrederiz ;D
http://www.ntv.com.tr/video/sanat/denizin-elleri,CoOz5eh_Nk-M7TMGqaYTUQ
-
Ara Güler'in şu sözüne bayıldım.
"Ne güzel bir isimdir Çektirme. Ama ne çektiğini bilmiyorum. Belki de ızdırap çekiyordur."
-
Ara Güler'in şu sözüne bayıldım.
"Ne güzel bir isimdir Çektirme. Ama ne çektiğini bilmiyorum. Belki de ızdırap çekiyordur."
Gelip şuraya not düşeyim dedim. Baktım siz yazmışsınız.... :)
Çok etkileyici bir belgesel...
-
Evet, çok güzel.
Satır aralarında, vurucu cümleler mevcut. Görseller yerinde. Hem üzücü hem gurur verici bir belgesel olmuş.
-
Biraz önce çıktım gösterimden.. güzeldi..
ilk yarısında çektirmelerle ilgili harika görseller ve usta anıları paylaşılıyor, sonrasında daha çok Kurucaşile'deki ahşap kayık ustalığı üstüne.. müzikler filan da bir harika..
-
Sağol Kaan Reis , bende izledim, acayip duygulandım, yöremizin şivesiyle konuşan ustaları görünce oralara gittim geldim. Belki bir çoğunuzun farketmediği, kelimeler geçti aralarda mesela "salaş" dedi ustalardan biri. Salaş işte , deniz kenarındaki kulubelerimize derdik salaş diye. İçlerine alet edevat koyulur, içinde gemiciler ,ustalar yatar kalkar işte. Bizim salaşların yerinde saçma sapan bir halısaha ve yazları kurulan garabet bir lunapark var.denize giderken aralarından geçmemek için yolumu değiştiriyorum. Teşekkürler hatırlattığınız için, durun bunları yazayım bir kenarlara.
-
Başı kıçı bir, yeke dümen, pala dışarıda.. Zaten randa arma.. Bi deküçük olaymış.. :)
-
(https://uploads.tapatalk-cdn.com/20170131/7e4feef69a66e9028aa18c713d3ea278.jpg)
Bugün Marmaris Bozburun'da bağlı yakaladım bunu, sordum ettim ama bizim Turunç kaptanlarından tanıyan yok, bilmiyorum kimindir
-
Bu akşam arşivimi tararken unuttuğum bir pdf kaynağa ulaştım. Adını her zaman önemsediğim isimlerden biri olan Ord.Prof. Ata Nutku'nun Yük.Müh Ferhat Küçük ile kaleme aldıkları Türk Kıyı tekneleri 1 serisinden " Çektirme " - " Gulet " adlı eserleri.Toplam 36 sayfa ve İTÜ Gemi Enstitüsü Bültenin de 1963 yılında çıkmış.
Kurcalayınca neler çıkıyor memlekette aslında ve daha bilmediğimiz neler var kim bilir?
Hem PDF bir dosyayı yüklemeyi bilmediğimden ve hem de telif hakları ile ilgili sorun olabilir endişesi ile yüklemedim.
Ahmet Reisim bilgilerinize :-)
-
Linkini buldum. İnternette paylaşılmış.Merak edenler bu linkten inceleyebilirler.
http://www.cembercimotorserviskitaplarikutuphanesi.com/vessel/turkish/GEB-nutku-1963.pdf
Not:Eğer usule aykırı ise kaldırabilirsiniz.
-
Çok teşekkür ederim, elinize sağlık.
-
Bunlar çok önemli dökümanlar, geçenlerde Tiryaki de bir benzerini paylaşmıştı.
1950 li yıllarda boğazda hemen hemen her yelkenli tipi varmış. Fotoğraflardan görüyoruz. Ama neredeyse bu küçük teknelerin nasıl kullanılacağı ile ilgili hiç bir bilgi yok.
O yüzden bu ve benzer çalışmaların gün yüzüne çıkması çok önemli. Teşekkürler Kaan Abi..
-
Bunlar çok önemli dökümanlar, geçenlerde Tiryaki de bir benzerini paylaşmıştı.
Aynı çalışma , döneme ve imalata ait çok değerli bilgiler var.
-
Sadece o kısma değil, şu adresten index'e ulaşırsanız piyadelerden, takalara karadeniz tipi teknelerin, balıkçı teknelerinin, gırgırların hesaplarına kadar ulaşabilirsiniz.
http://www.cembercimotorserviskitaplarikutuphanesi.com/vessel/turkish/
-
Çektirme den bahsetmeyeli epey olmuş. Bu sefer çektirme bana hüzün getirdi. Bir haftadır yazsam mı diye düşündüm , elim varmadı. Son Çektirme Şevval'in sahibi ve imalatçısı, İnebolu'da gerçek anlamda denizciliğe gönül vermiş bana göre son kişi "Mustafa Yaşar "Abimizi kaybettik.Yaklaşık bir hafta oldu. Buraya da not düşeyim istedim. Mekanın cennet olsun Mustafa Abi.
Ekteki video da hasır şapkalı olandır kendisi.
-
Çektirme den bahsetmeyeli epey olmuş. Bu sefer çektirme bana hüzün getirdi. Bir haftadır yazsam mı diye düşündüm , elim varmadı. Son Çektirme Şevval'in sahibi ve imalatçısı, İnebolu'da gerçek anlamda denizciliğe gönül vermiş bana göre son kişi "Mustafa Yaşar "Abimizi kaybettik.Yaklaşık bir hafta oldu. Buraya da not düşeyim istedim. Mekanın cennet olsun Mustafa Abi.
Ekteki video da hasır şapkalı olandır kendisi.
Hadi be! Çok üzüldüm. Geride kalanlara sabır diliyorum.
-
Çektirme den bahsetmeyeli epey olmuş. Bu sefer çektirme bana hüzün getirdi. Bir haftadır yazsam mı diye düşündüm , elim varmadı. Son Çektirme Şevval'in sahibi ve imalatçısı, İnebolu'da gerçek anlamda denizciliğe gönül vermiş bana göre son kişi "Mustafa Yaşar "Abimizi kaybettik.Yaklaşık bir hafta oldu. Buraya da not düşeyim istedim. Mekanın cennet olsun Mustafa Abi.
Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır diliyorum...
-
Aramızdan ayrılmadan bir hafta,on gün önce telefonda uzun uzun konuşmuştuk.
Mustafa Yaşar da "Şevval" ile bu dünyada imzasını bıraktı.
Yüz yüze gelmemiş olsak da benim için çok değerlidir.
-
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, inşallah.
Sevenlerine sabırlar dielrim.
Ben sevemedim 2020'yi...
-
Allah rahmet etsin Mustafa Reis'e... Ne güzel böyle bir kültüre sahip olmak, şanslı adamsın Kabaalioğlu!
-
Allah rahmetini esirgemesin.
2012 yılında eşimle beraber sohbet etmiştik İnebolu'da.
-
1974'de Fethiye'de çekilmiş "Çılgın Arzular" filminden bir sahne! :)
Bu bir çektirme mi? Tirhandil mi?
(https://i.ibb.co/jRk3YjB/fethiye-1974.jpg)
-
Yelken felsefesindeki hayalimin yüzer hali.
-
Yelken felsefesindeki hayalimin yüzer hali.
Benim de hayalim sesi şöyle çıkan bir teknem olması;
https://www.youtube.com/watch?v=9oZfYhq43gs
-
hah, aynı filmden bir kare daha, bak bu kesin çektirme, tanıdım! :)
Beton iskele daha 1 yaşında filan, bomboş!
Şimdi çökmek üzere ve kano bağlayacak boşluk yok! :D
(https://i.ibb.co/gjMnL9w/fethiye-cektirme.jpg)
-
1974'de Fethiye'de çekilmiş "Çılgın Arzular" filminden bir sahne! :)
Bu bir çektirme mi? Tirhandil mi?
(https://i.ibb.co/jRk3YjB/fethiye-1974.jpg)
Kötü bir çektirme.
-
Kötü bir çektirme.
Kesinlikle, başı taka, kıçı çektirme gibi tuhaf bir şey olmuş...