Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#45: 27 Şubat 2018, 22:47:56
Recep  Abi , bu fırtınaların bir kısmı karasal fırtınalar, sonradan gemici takvimine girmiş. Bu fırtınaların bir kısmı günümüz denizciliğine pek bir etkisi yok. Bu gemicilik takvimine , Kocakarı Takvimi ve Kameri takvimdeki fırtınaları harmanlamışlar. Birde  yirminci yüzyılın başında Hızır- Kasım takvmini uydurup Miladi takvime uyarlamışlar. Dolayısı ile bir anda gemici takviminde yılın yarısı fırtına olmuş.

Herkes ilgi alanı neyse ona bakıyor haliyle.

Bağ, bahçe ile uğraşmayı sevenler için ekleyeyim. Toplu olarak kolaylık olur.
Hem deniz, hem kara aynı takvim nasılsa.  ;)

(Sağ tıklayıp, "resme bak" deyiniz. üstüne bir kere de tıklarsanız, tamamdır  ;D )

  • IP logged

B

Burak Doneray

Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#46: 27 Şubat 2018, 22:48:41
Ahmet reislerin ikiside doğru sadece 30 knot üstü havada gidebilen yada gidemeyen tekneler olarak kategorize edebiliriz en azından ben Kabaalioğlu reisin mesajından onu anlıyorum.

7 kuvvet bir havada HR 352  katalog için çekilmiş bir resmi .Havanın ne kadar estiğini nerdenmi biliyorum . 😀 Müneccimim.





  • IP logged

  • *
  • İleti: 5770
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#47: 27 Şubat 2018, 22:55:56
Ahmet reislerin ikiside doğru sadece 30 knot üstü havada gidebilen yada gidemeyen tekneler olarak kategorize edebiliriz en azından ben Kabaalioğlu reisin mesajından onu anlıyorum.

7 kuvvet bir havada HR 352  katalog için çekilmiş bir resmi .Havanın ne kadar estiğini nerdenmi biliyorum . 😀 Müneccimim.



Olmamış ana yelkene camadan vurmuş. ;D
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

B

Burak Doneray

Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#48: 27 Şubat 2018, 22:59:00
Ooops 30 knot üstü malesef 1. Camadan ve %100 flok istiyor .Clavella 26 feet çok zorlansada camadansız gidebiliyor.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 27 Şubat 2018, 23:01:33 Gönderen: Burak Doneray »

  • *
  • İleti: 5770
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#49: 27 Şubat 2018, 23:30:14

Ahmet reislerin ikiside doğru sadece 30 knot üstü havada gidebilen yada gidemeyen tekneler olarak kategorize edebiliriz en azından ben Kabaalioğlu reisin mesajından onu anlıyorum.


Tabi bu başka bir bakış açısı, sıradan markalı teknelerde yüksek havalarda gidebiliyor, hatta bazıları gayet güvenli görünüyorlar, ama sayende HR 352 ile de seyrimiz oldu, Baba 30 ile zaten epeyce olmuştu. Sıradan teknelerle farkı net görebiliyorum. Ben aynı ben olduğuma göre  kayıklara göre havaya bakış açımız değişebiliyor.

Bir anda Böke'nin Ayvalık Marinada adamın birinin sorusuna verdiği yanıt geldi. Tayo-Mar ile Burak , ben ve Böke Gökova- İstanbul seyrinde Midilli Babakale rotasından döndük Ayvalığa, biraz mücadeleden sonra marinaya bağlandık. Tabiki biz tabiri caizse sıçan gibi ıslanmışız. Kayığa üç kere dalga çökmüş.
Tabi iskelede bir sürü meraklı topluluk her zaman olduğu gibi.
Birisi sordu hava kaç esiyordu diye.
Böke de cevap şu " bizim için 15 ten sonrası hep aynı o yüzden bilmiyoruz ama bayağı yüksekti herhalde çan da çalıyordu çünkü"
Adam masumane bir şekilde  niyeki diye sordu.
Böke 'den cevap bomba gibi " çünkü on beşten sonra biz hep ıslağız, yani yukarısının önemi yok"

Adamcağız garip garip baktı gülemedi de halimize.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

B

Burak Doneray

Ynt: RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#50: 27 Şubat 2018, 23:41:17
Sorma Ahmet reisim Tayomar denince aklıma Camadan değil Damacan(a) geliyor .Çok tırsmıştım ne işi bu cam parçasının teknenin içinde diye.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5770
    • Son Denk Kayıkçısı
RÜZGAR FIRTINA VE FIRTINA TAHMİNİ
#51: 03 Eylül 2021, 08:58:40
Bu başlık unutulmamalı ve hep gündem de kalmalı, okuduğum tüm dijital ortamlarda ve yazılı kaynaklardaki en iyi derleme bu başlık altında. Sevgili Tan Kaan 'ın derlemesini buraya tekrar alıntıladım.


 Günümüzde elektronik aletler, İnternet ve tahmin istasyonlarından hava durumu ile ilgili kolaylıkla bilgiye ulaşabiliyor olsak da geleneksel yöntemler hakkında bilgi sahibi olmak, tahmin yeteneğimizi geliştirmek, çok uzun yıllara dayalı tecrübelerden elde edilmiş olan yıllık hava davranışlarına istinaden yapılmış takvimleri takip etmek, amatör denizci olarak saygı göstermek ve bu insan duyularının körelmesine izin vermeyen yöntemlere sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple, öğrenmeye açık bir amatör denizci olarak, Tüm doğanın alarmı olan bu belirtileri ve yöntemleri hakkında zaman içerisinde duyduğum, okuduğum, arşivlediğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim. Aramızda profesyonel olarak bu sistem, tahmin ve takvimi kullanmış/kullanıyor olan arkadaşlarımız var. Bu paylaştığım bilgiler üzerine yanlış veya eksiğim olduğunu düşündükleri noktalar olur ve tamamlarlar ise çok memnun olurum.


RÜZGÂRLAR VE YÖNLERİ

Rüzgâr, bir yüksek basınç alanından, alçak basınç alanına doğru, kitle halinde, yatay yönde, yer değiştiren hava hareketine denir. Bu hareket sonucu, karada olan olaylardan çok, denizde olan olaylar denizciyi ilgilendirir. Rüzgârların estiği yönlere, adlarına ve şiddetine göre havanın ve denizin nasıl olacağı tahmin edilebilir. İklimbilim denilen bilim dalı, bundan yararlanarak ve geçmişteki gözlemleri değerlendirerek, aşağı yukarı doğru sayılabilecek hava tahiminlerinde bulunup "Tahmin Takvimleri" yapmıştır.

Amatör denizciler de, rüzgârları ve özelliklerini öğrenerek denizin tehlikesiz olduğu dönemleri anlar ve güvence içinde seyir yapar. Bir pusulayı önümüze alarak baktığımızda, dört ana yönden oluştuğunu görürüz. Yatay olarak yerde duran pusulanın tepesi, ya da üstü Kuzeyi gösterir.

Burdan esen rüzgâra denizci dili ile YILDIZ denir.

Yıldızın altı güneyi gösterir, burdan esen rüzgâra KIBLE denir.

Yatay pusulanın sağı, doğuyu gösterir, burdan esen rüzgâra GÜNDOĞUSU yada Güneş rüzgârı

Solu ise batıyı gösterir, burdan esen rüzgâra da BATI denir.

Pratik olarak güneşin doğduğu yönü soluna alan bir kimsenin, sağı batıyı, tam karşısı güneyi arkası da kuzeyi gösterir. Bu rüzgârlar ve yönler dört asal rüzgâr ve yöndür.

Yıldız ile gündoğusu arasından esen rüzgâra POYRAZ, Gündoğusu ile kıble arasından esene KEŞİŞLEME, Yıldız ile batı arasından esene KARAYEL, batı ile kıble arasından esene de LODOS denir. Bunlara da ikincil yön veya feri rüzgârlar denir. Feri rüzgârlar, iki anayön rüzgârın tam ortasından çıkan rüzgârlardır. Rüzgârlar şiddetlerine göre 12 adla anılırlar.

Bunlar:

Sakin, gayet hafif, hafif, latif, orta, firişka, kuvvetli, orta fırtına, fırtına, kuvvetli fırtına, büyük fırtına, bora ve kasırgadır. Kasırga, ayrıca siklon veya tayfun adı ile de bilinir. Rüzgârların şiddeti saat/kilometre olarak ölçülse de çoğunlukla knot olarak söyleriz. Denizciler saatte 50 kilometreden (27knot) hızlı esen rüzgârlara fırtınamsı rüzgar derler. Rüzgârların en güçlüsü kasırgadır. Ülkemiz sularında görünmeyen bir rüzgâr türüdür. Daha çok okyanuslarda ve ABD'lerinin bazı bölgeleri ile Japonya'da görülür. Hem denizde ve hem de karada büyük felaketlere yol açar. Binaları yıkar, denizleri taşırır, ağaçları kökünden söker. Bizim denizlerimizde saatte 100 kilometre hızla esen büyük fırtınalar ve ondan daha hızlı esen boralar görülür. Kasırga görülmez. Rüzgârlar hızı, anemometre denilen ve havanın yere göre hızını ölçen aletle ölçülür.


RÜZGARLARI ANLAMA

Rüzgârların cinsini denizdeki dalgaların şekline, dumanlara, ağaç yaprakları ve dallarına, elektrik direkleri ve tellerine, evlerin damlarındaki kiremitlere, bacalara bakarak anlamak mümkündür.

Sakin denilen rüzgâr türünde, esinti hemen hemen hiç yoktur, dumanlar dikine çıkar, yapraklar kımıldamaz.

Gayet hafif rüzgârda dumanlar az eğilim kazanır, yapraklar zaman zaman kımıldar.

Hafif rüzgârda, yapraklar sürekli kımıldamaya, denizde sular oynaşmağa başlar. Latif rüzgârda, yapraklar sürekli sallanır denizde dalgacıklar oluşur.

Orta rüzgârda, ağaç dalları sallanmağa başlar,dalgacıklar küçük dalgalara dönüşür.

Frişkada, dumanlar yatay hale gelir, bayraklar sürekli, ağaç dalları arasıra dalgalanır.

Kuvvetli rüzgârda, rüzgârın hızı saatte 35-40 km.ye çıkar, büyükçe dalgalar meydana gelir, elektrik direklerinin telleri sallanarak ses çıkarır.

Orta fırtınada, hız saatte 50 km.ye ulaşır ve gerçek fırtına oluşur. Ağaçlar sallanır, sandalda dümen tutmak zorlaşır ve ayakta zor durulur.

Fırtınada hız 60-70 km.ye ulaşır, ağaçlar sürekli sallanır ve küçük dallar kırılır. Kuvvetli fırtınada, ağaç dallarının büyükleri de kırılır, elektrik direkleri sallanır, teller kopar, binaların kiremitleri ve bacaları uçar.

Büyük fırtınada hız 100 km.nin üstüne çıkar. Küçük ağaçlar kökünden sökülebilir, çatılar uçar, yürümek imkânsız hale gelir, denizde tekneler alabora olur, büyük dalgalar meydana gelir.

Borada, hız 120 km.ye çıkar, evlerde büyük hasarlar meydana gelir, damlar, çatılar uçar, büyük ağaçlar bile kökünden sökülür, denizde durmak imkânsız hale gelir.

Kasırgada ise hızın limiti kalmaz; 120 km.nin üstüne çıkar, ne denizde, ne karada durulamaz, gerçek bir felaket başlar, büyük gemileri batırır, binaları temelinden söker, meydana gelen muazzam dalgalar kıyı şeridinde olan yerleşim bölgelerini yerle bir eder. Bu belirtilere bakarak, esen rüzgârın hangisi ve hızının ne olduğunu anlamak mümkün olur. Böylece de denize çıkacak olan denizciler işlerini garantiye almış olurlar. Ayrıca, güneş ve aya bakarak havanın nasıl olacağını anlamak da mümkündür. Örneğin, güneş batarken çevresinin kırmızımsı olması gökyüzünün açık ve pembemsi görünmesi ertesi gün için iyi bir havaya işarettir.

Eğer güneşin çevresi sarı ise, yağışa, açık pembe ise rüzgâr eseceğine işarettir.

Güneş doğarken ise, çevresi dumanlı ve hafif bulutlu ise rüzgâra, fazla dumanlı ve bulutlu ise fırtınaya, güneşin çevresi kırmızı renk ise yağmura ve rüzgâra işarettir.

Ay doğarken, çevresi kırmızı renkte ise yağmura ve rüzgâra, donuk renkli ise yağmura, çeşitli renkler arasında boğulmuş ise kuvvetli fırtınaya işaret eder.

Çiğ yağması, sis olmasına, açık ve berrak, yıldızlı geceler ertesi gün için iyi havaya, denizin renginin maviden koyu laciverte, ya da yeşile, siyaha dönüşmesi fırtınaya, martıların akşam üstü telaşlı uçmaları ve durmaksızın bağırmaları havanın sertleşeceğine işarettir.

Sabahları keşişlemeden esen rüzgâr, öğleden sonra çok sıcak havanın ve onun ardından da kısa süren bir boranın habercisidir.


RÜZGÂRLARIN ANLAMI

Anlattığımız bilgilerin ışığı altında hangi rüzgarın estiğini anlamak kolaydır.

Bu yönler bulunduktan sonra esen rüzgarın estiği yönü bayrak veya flamalara, çıkan dumanların yönüne bakarak bulabilirsiniz. Bu işaretlerin hiçbirisi yoksa, ıslatılan bir parmak havaya tutularak rüzgarın nereden estiği kolayca anlaşılır. Çünkü ıslak parmak rüzgara karşı hassastır.

ANA YÖNLER

GÜNDOĞUSU: Doğudan esen rüzgardır. Denizde tehlike yaratmaz. Ancak balıkçılık açısından kötü bir rüzgardır. Ani ısı değişiklikleri yaptığından balıklar bu rüzgar estiğinde gezindikleri suları terk ederler. Onun için işte balıkçılar (her şeyin doğrusunu severim, gündoğrusunu sevmem) derler.

BATI: Batıdan esen rüzgardır. Buna günindi de denir. Kaçak bir havadır. Lodostan poyraza geçerken olur. Yapacağı kaçak ve kötü havanın süresi bilinemez.

KIBLE: Sert rüzgarı olan bir havadır. Ne var ki yapacağı hava bilinir.

YILDIZ: Meltem niteliğinde denizden kıyıya esen bir havadır.

KARAYEL: Yıldız ile batı arasında esen rüzgârdır. Daha çok geceleri ve karadan denize eser. Estiğinde sıcaklığın düşeceği ve kar yağışı geleceği anlaşılır.

LODOS: Kıble ile batı arasından eser. Estiğinde, sıcaklığın artacağı ve yağış olacağı anlaşılır. Denizi alt üst eder. Balığa çıkılamaz. Bir diğer adı da bozyeldir. Lodosun arkasından genellikle poyraz eser.

POYRAZ: Yıldız ile gündoğrusu arasından, daha çok kışın eser. Orta karar bir havadır, başka bir havaya dönüşmez, balıkçılar için en sağlam hava olarak kabul edilir. Sıcaklık düşer. Halk arasında ayaz denilen soğuklar olur. Poyrazın arkasından da genellikle lodos eser. Balıkçılar, poyrazın kıçı lodos, tur, lodosun kıçı da poyrazdır derler.

KEŞİŞLEME: Kıble ile gündoğrusu arasında esen bir rüzgardır. Bu adın verilmesinin nedeni, İstanbul’a göre Uludağ kıble ile gündoğrusu arasındadır. Uludağın eski adı ise Keşiş dağıdır. Rüzgar da buradan estiği için bu rüzgara keşişleme denmiştir.

Güneyde keşişlemeye güneydoğu rüzgarı da denir. Keşişleme günlerinde sabahtan keşişleme eserse, öğlenden sonra boğucu bir sıcak yapar, bunun arkasından da genellikle boraya kadar varabilen tehlikeli denizler oluşur. Keşişlemeye Akyel de denir.

Bu rüzgârların arasında kalan ve anayön ile ikincil (feri) yönler arasından esen rüzgârlar da estikleri yönlerin ortak adını alarak anılırlar.

Yıldızkarayel, yıldızpoyraz, gündoğrusupoyraz, gündoğrusukeşişleme, kıblekeşişleme, kıblelodos, batılodos, batıkarayel bu rüzgârlardandır.

Ancak, kerte denilen bu rüzgârları amatörlerin ayırt etmesi çok zordur. Pek de gerekmez. Çünkü arasında kaldığı rüzgârların ortak özelliklerini taşır. Bu rüzgarların dışında latif rüzgar niteliğinde olan ve ülkemizde daha çok Akdeniz bölgelerinde esen iki yaz rüzgarı vardır. Bunlardan İmbat güney batıdan, denizden karaya eser. Deniz ile karanın farklı ısınıp soğumasından oluşur. İzmir yöreleri için özel bir rüzgardır. Gene deniz ve karanın farklı ısınıp soğuması nedeni ile karadan denize esen rüzgara da Meltem denir. Her iki rüzgar da şiirlere, romanlara konu olmuştur, isim olarak da kullanılmaktadırlar.


FIRTINA TAKVİMİ ÜZERİNE

Genel takvimlerimizde meşhur sayılı günler genellikle güneşin burç değiştirmesi ile meydana gelen hava değişikliklerini gösteren bir takım günlerdir. Eski takvime göre bir yıl iki bölüme ayrılır.

Birinci bölüm ' Kasım Günleri ' ismini alır ve 180 gün olarak kabul edilir. 8 Kasım' da başlar. 5 Mayıs' ta sona erer.

İkinci bölüm ise, ' Hızır Günleri ' olarak atlandırılır ve 186 gün olarak hesaplanır. 6 Mayıs günü başlar. 7 Kasım günü sona erer. Baharın gelişi, eski takvime göre ' Kasım Günleri ' içinde üç merhalede gerçekleşir. Bu aşamaların her birinde gökten ' Cemre ' düştüğüne inanılır.

CEMRE: Arapça bir kelime olup, ' Ateş Halinde Kömür ' manasındadır. Şubat ayında yavaş yavaş artan hava sıcaklığının sebebi olarak bilinen hayali bir olaydır.

Birinci Cemre ; Kasım Günleri' nin 105. günü yani 20 Şubat günü havaya düştüğü,

İkinci Cemre; Kasım Günleri' nin 112. günü. Yani 26-27 Şubat günlerinde suya düştüğü,

Üçüncü Cemre; Kasım Günleri'nin 119. gün yani 4-5 Mart tarihlerinde toprağa düştüğü kabul edilir.

Cemre, bu evreleri tamamlayıp toprağa düştükten sonra artık kış mevsiminin kesin olarak sona erdiği ve baharın başladığı varsayılır. Artık bu tarihten itibaren kalıcı soğuklar olmaz. Hatta kar yağsa bile hiçbir şekilde tutmaz.

Diğer sayılı günleri de şöyle sıralayabiliriz.

MART DOKUZU: 22 MART

Rumi Mart' ın dokuzunda başlar, birkaç gün sürer. Gece ile gündüz eşittir. Hava sıcaklığının sıfırın altında 20-25 dereceye kadar düştüğü görülmüştür.

Güneş ' Hamel ' (Koç) burcuna girer. Don ve kar fırtınası olabilir. Şıvgın denilen sulu kar yağar. Mart dokuzundan 150 gün önce yani 9-12 Teşrinievvel günlerinde koyuna koç katılır ve böylece davarın kuzulaması bu soğuk günden sonraya rastlatılır.

DOKUZUN DOKUZU: 22-31 MART

Mart' ın (Azer) 9-18' i arasındaki günlerdir. Fırtına, kar yağışı ve soğuk yapar. Yeni uyanan ağaçlara ve oğlaklara zarar verebilir.

MART OTUZU: 13-14 NİSAN

Baharın girdiği günlerdir. Fırtına yapabilir. Halk arasında; ' Mart Dokuzu, Dokuzunun Dokuzu, o da olmazsa otuzu ' sözü ile sayılı günlerden kabul edilir.

APRIL BEŞİ: 18 NİSAN

Rumi Takvim' in beşine rastlayan bu günde ' Camız Kıran Fırtınası ' olur. Bu sebepten hayvanlar ahırdan dışarı çıkarılmaz. Halk arasında ' Kork aprılın beşinden, camızı ayırır eşinden hele hele on beşinden ' sözleri ile bu günün tehlikesi belirtilir. Bu en önemli sayılı günde kar yağabilir. Keskin poyraz eser, dolu yağarsa yeni uyanmaya başlayan ağaçları soğuk alır. Özellikle kayısı, badem ve kiraz çok etkilenir.

Yine halk arasında;

"Aprıl apışır dudak yere yapışır"' veya "Aprıl beşinde tohum ya elde olmalı yada yerde olmalı" derler. Çünkü önceden ekilmiş ve filizlenmişse muhakkak soğuk alır.

APRIL BEŞİNİN BEŞİ: 18-23 NİSAN

Fırtına olursa da Aprıl beşi kadar zarar vermez. Bir ölçüde soğuk yapabilir. Hatta kar yağabilir.

SİTTE-İ SEVR: 21-26 NİSAN

Güneşin Sevr (Boğa) burcunda bulunduğu Nisan ayında, fırtınaları ile meşhur olan altı gündür.

HIZIR-İLYAS (HIDIRELLEZ) : 6 MAYIS

Rumi 23-24 Nisan gününe rastlar. Baharın başladığı gün olarak kırlara gidilir. Dazdazlar kurulur. Anadolu da her yörenin adetlerine göre bir çok eğlenceler düzenlenir.

ENGİR KIRAN FIRTINASI: 20 MAYIS

Rumi mayısın haftasında olur. Güneş ' Cevza ' (İkizler) burcuna girer. Şiddetli rüzgar eser, ağaç dalları, üzüm engirleri ve bilhassa aşı sürgünleri zarar görür. Hava iyi iken birden bozar. Yağmur veya kar yağabilir.

Türkmenlerin ' Karıyı Kazana Tıkan Fırtınası ' dedikleri bu gün için, Mahalli çevrelerde ' Havada bulut yok, Göstere' yi sel aldı ' tekellemesi söylenir.

BAĞLARA GÖÇME ZAMANI: 28 MAYIS- 28 HAZİRAN

Rumi 15 Mayıs ile 15 Haziran arasında bağcılar şehire mafracı kayıp bağa göçerler.

GÜN DÖNÜMÜ: 22-25 HAZİRAN

Rumi Haziran' ın 9-12. günlerine rastlayan zamandır. Güneşin ' Seretan ' (Yengeç) burcuna girdiği bu günde çok şiddetli yağmurlar yağar, sel seylan olur. Bazen de kırcı yağabilir.

YANAR: 1-8 AĞUSTOS

Rumi Temmuz' un 19-26. günleri arasındadır. Senenin en sıcak günleridir. Takvimlerde ' Eyyam-ı Bahur ' (çok sıcak günler) olarak geçer. Kumsal bağlarda yalın ayak gezilemez. Yanar günlerine kadar sıcak olursa arkasından gelen kışında o derecede soğuk olacağına inanılır. Bu günlerde derede, ırmakta veya göllerde yıkanmak uğursuzluk sayılır. Ayrıca yıkananların vücutlarında alaca benekler oluşur.

ÇIRA: 31 AĞUSTOS

Rumi Ağustos'un (Ab.) 18. günüdür. Bu günlerde üzümler olgunlaşır. Takriben bir hafta sonra bağ bozulur. 15 gün sonrada cevizler çırpılır. Bu günden sonra geceleri havalar serinlemeye başlar bağcılar şehire inmeye başlarlar ufak tefek fırtınalar olur. Bazen yağmur yağabilir. Çiftçiler bu aya ' Sağır Ay ' derler. Çıra, yazla güzün ortak günleridir.

"Çıra yanmayınca ceviz mi kavlar, ciğer yanmayınca gözler mi ağlar"

Çıra kelimesinin eskiden Kayserili Hıristiyanların Erciyes eteklerine ve Ali Dağı' na çıkarak çıra yakıp ayin yapmalarından kaldığını söyleyenler vardır. Rumlar' da bu günde ' Yuvanis Bodurumus ' ismi ile Hazreti Yahya' yı anmaktadırlar.

KÜÇÜK MİHR-CAN (Mihrigan) : 7-8 EYLÜL

Farsça sonbahar anlamına gelir. Eski İranlılar' ın iki büyük bayramından birisinin adı olup, yedinci güneş ayının onaltıncı gününe rastlar. Altı gün devam eder. Feridun' un Dahhak' ı yendiği gündür. Çıradan bir hafta sonraki sayılı gündür. Bir-İki gün devam eder. Yazın son fırtınasıdır. Soğuk rüzgarlar eser. Patlıcan, domates ve bostanları soğuk alır. Sabahları çığ düşer, sis olur. Elmalar bu günlerde toplanır. Mihrican soğukları henüz kış ortamına girmeye hazırlıklı olmayan halkı birden etkilediğinden türkülere bile girmiştir.

Hizmeti der güzel sevmek sevaptır , Akil isen düşünerek cevap ver

Düşün, evvel-ahir yerin türaptır , Bir gün olur Mihrican' a uğrarsın

Aslın bir menidir mağrurlanmak nene , Senden evvelki gelenleri dinle

Mağrurlanma hüsn-i cemaline , Bir gün olur Mihrican' a uğrarsın.

BÜYÜK MİHR-CAN (Mihrigan) : 15 EYLÜL

Küçükten bir hafta sonra başlar güzün ilk haftasıdır. Güneş Mizan (Terazi) burcuna girer.

HAÇ: 22 EYLÜL

Büyük Mihrican' dan bir hafta sonra gelen fırtınalı bir gündür. Bağcılar bu günlerde bağdan şehire göçerler. Devamsız soğuk yapar. ' Kestane Karası ve Turna Geçimi ' fırtınaları bu günlerde olur.

PASTIRMA YAZI: 13 EYLÜL-13 EKİM

Eski takvime göre Rumi Eylül ve 1. Teşrin aylarındaki günlerdir. Havalar ısınır. Bu sebeple bu günlere ' Fukara Yazı ' da denir. Henüz mangallar yanmaz.

KOÇ KATIMI: 22-24 EYLÜL

Genellikle Rumi 15 Eylül' den sonra Koç Katımı yapılmakla beraber, 150 gün süren gebelik sonunda kuzulama günü ' Mart 9 ' soğuğundan sonraya rastlamak için Rumi 9-11 Teşrin-i Evvel günlerinde uygulanır.

AĞAÇ BUDAMASI YAPILMAYAN GÜNLER: 13 KASIM

13 Kasım' dan 58 gün evvelden başlayarak 58 gün sonraya kadar budama yapılmaz.

AĞAÇLARIN SUYUNUN ÇEKİLMESİ: 27 KASIM

Rumi 14 Teşrin-i Sani gününden itibaren ağaçların suları çekilir ve bu günden itibaren ağaç fidesi dikilebilir, nakil yapılabilir.

PASTIRMA SICAĞI: ARALIK AYININ İLK VE İKİNCİ HAFTASI

II. Teşrin-i nin son haftası ile I. Kanun' un ilk haftası arasındaki günlerdir. Hava sıcaklığı gündüzleri 15 dereceyi geçer. Pastırmalar bu günlerde kurutulur.

GÜN DÖNÜMÜ: 23 ARALIK

Kara kışta yani, I. Kanun' un, onuna rastlar. Güneş ' Cedy ' (oğlak) burcuna girer. Yağmur hatta kar yağar, soğuk artar sabahları don ve buzlanma olur. Hamsin başlangıcıdır. (50 günlük başlangıcı)

YANARIN YAMACI: 1- 9 ŞUBAT

Rumi II. Kanun' un 19-26. günleri arasındaki zamandır. Kışın en soğuk günleridir. Bu günlerde hamama gidilmez. Gidenlerin ciltlerinde alaca lekeler olabilir. Burç olarak ' Hamsin ' bitimidir. Yani 50 günlük kışın sonudur.

OCAK

02 Ocak - Fırtına (3 gün)

08 Ocak - Zemheri fırtınası

14 Ocak - Karakancalos fırtınası

17 Ocak – Fırtına

18 Ocak- Fırtına

23 Ocak - Fırtına

25 Ocak - Kışın şiddeti

28-Ocak - Ayandon fırtınası

30 Ocak - Zemherinin sonu

31 Ocak - Balık fırtınası

ŞUBAT

01 Şubat - Hamsin fırtınası (üç gün)

05 Şubat - Fırtına

11 Şubat - Fırtına (3 gün)

20 Şubat - 1. cemre (havaya)

27 Şubat - 2. cemre (suya)

MART

06 Mart - 3. cemre (toprağa)

11 Mart - Kocakarı soğukları

12 Mart - Husum fırtınası

15 Mart - Fırtına

24 Mart - Kozkavuran fırtınası

26 Mart - Çaylak fırtınası

29 Mart - Fırtına

NİSAN

01 Nisan- Fırtına

08 Nisan - Kırlangıç fırtınası

11 Nisan - Fırtına (Leyleklerin gelmesi)

16 - 18 Nisan - Kuğu (Sitte-i Sevir) fırtınası

21 Nisan- Fırtına

29 Nisan - Fırtına (3 gün)

MAYIS

04 Mayıs - Çiçek fırtınası

08 Mayıs - Fırtına (Doğu rüzgârları)

13 Mayıs - Fırtına

16 Mayıs - Filizkıran fırtınası

19-21 Mayıs - Kakulya fırtınası

22 Mayıs - Ülker fırtınası

30-31 Mayıs- Çabak meltemi

HAZİRAN

03 Haziran - Fırtına (3 gün)

10-12 Haziran - Ülker doğumu fırtınası

22 Haziran - Gündönümü fırtınası

27-28 Haziran - Kızıl erik fırtınası

TEMMUZ

1 Temmuz - Yaprak fırtınası

06Temmuz- Fırtına (2 gün)

11 Temmuz - Çark dönümü fırtınası

16 Temmuz - Fırtına (2 gün)

22 Temmuz - Kara erik fırtınası

30 Temmuz - Kızıl erik fırtınası

AĞUSTOS

12 Ağustos - Fırtına

16 Ağustos - Fırtına

19 Ağustos - Leyleklerin dönüşü

22 Ağustos - Çaylak fırtınası

31 Ağustos - Mercan fırtınası

EYLÜL

07 Eylül - Bıldırcın geçimi fırtınası

13 Eylül - Çaylak fırtınası (mükerrer)

19 Eylül - Fırtına

25 Eylül - Kestane kırası fırtınası

30 Eylül - Turna geçimi fırtınası

EKİM

03 Ekim - Kuş geçimi fırtınası

04 Ekim - Koç katımı fırtınası

14 Ekim - Meryem Ana fırtınası

18 Ekim - Kırlangıç fırtınası

21 Ekim - Bağbozumu fırtınası

28 Ekim - Balık fırtınası

KASIM

02 Kasım - Kuş geçimi fırtınası (mükerrer)

07 Kasım - Kasım fırtınası

12 Kasım - Lodos fırtınası

17 Kasım - Koç katımı (mükerrer)

24 Kasım - Güney rüzgârları

28 Kasım - Ülker dönümü fırtınası

ARALIK

06 Aralık - Kuzey rüzgârları

10-11 Aralık - Kara kış fırtınası

15 Aralık - Fırtına (2 gün)

18/19 Aralık - Gündönümü (Zemheri) fırtınası

28/29 Aralık - Fırtına


Saygı Sevgi ve Selametle


  • IP logged
« Son Düzenleme: 03 Eylül 2021, 12:29:29 Gönderen: Hasan Toparlak »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

 
Yukarı git