Merhaba,
Ben bu buzdolabı işine kişisel tercih olarak bakıyorum. Eğer “şapkasız çıkmam abi” diyorsan şapka olmazsa olmazdır. Yok, eğer saçların benimki gibi seyrekleşiyorsa, “ulan şapka takacağım, zaten dört tel saçım var, onların da yarısı dökülecek” dersin. Buzdolabı olmasa, buz olmasa olmaz mı, olur tabi. Bizimkiler evlendiklerinde evde televizyon ve buzdolabı yokmuş. Onun yerine radyo ve telli dolapları varmış. Ama eve buzdolabı gelince rahmetli annem önce büyük bir korkuyla “Arif hırsızlık yapmadın, rüşvet almadın değil mi?” diye sorduğunu, o kısma ikna olduktan sonra da ne kadar sevindiğini ilk günkü korku ve heyecanla anlatırdı. Bugün buzdolabı olmasa hanımı tekneye getirmem daha da güç olur. Ha, ben de buzdolabı olmayan tekneye giderken biraz düşünürüm. Sonuçta toplam paket önemli. Tayo Mar ile Malta’ya gideceksem buzdolabını dert etmem. Ama benim hanım da o teknede olacaksa, buzdolabı yoksa marinadan ayrılmam.
Kon Tiki’ de tekne boyutuna göre büyük sayılabilecek bir buzdolabı var. İçinde iki buz kabı alacak büyüklükte bir de buzluk kısmı var. Adam başı 2-3 kadehte kalıyorsak 6 kişi için yeterli buz oluyor. Suya buz kullanmayacaksın ama
. Hele bir de kullandıkça boşalan gözleri doldurursan, bizim kayınpederin buz tüketimini bile karşılıyor meret. Adam tam buz canavarı. Hem rakıya hem suya ikişer buz atıyor. Rakıdan çok su içiyor ve başladı mı dört kadehten önce bırakmıyor. Geceden buz kaplarını doldurursan zaten sabaha hepsi yine hazır oluyor. Diğer yandan markette gözüme çarparsa bir torba da buz alıp, poşeti açmadan dolaba atıyorum. Faydası olur diye. Çok gerekli mi, değil. Ama Ersin Reis’in yazdıklarından sonra (buz kalıbına tuz dökme hikâyesi) olsa iyi olur diyorum. Evden çıkarken sağ ayakla çık gibi bir şey.
Teknede tüm ampulleri led ampule çevirdim. Buzdolabı sürekli çalışıyor. 180W gücünde bir invertör bilgisayarı çalıştırmaya, şarjlı ıslak kuru süpürgeyi, şarjlı tornavidayı şarj etmeye yetiyor. Süpürgeyi alırken 12V olsun diye dikkat ettim güya ama 14V almışım. Bazen böyle salaklıklar yapıyorum. Salondaki tuvalet manuel. Baş kamaradaki tuvaleti elektrikli ile değiştirdim. Hanım “eğer elektrikli tuvalet olmaz ise tekneye gelmem, kendine eşlik edecek Brezilyalı bir hatun bulursun” dedi. Teknede Brezilyalı hatun hikâyesini başka bir zaman anlatırım. Tekneye aldığım her şeyin mümkün olduğu kadar 12V ile çalışmasına gayret ediyorum. Yakıt transfer pompası, havya, hava kompresörü vs. Tekneyi ilk aldığımda kafamda bir de TV koymak vardı. Aylarca 12V ile çalışan makul fiyatta bir TV aradım. Beko’nun bir modelini buldum sonunda. Normalde 220V ile çalışıyor. O yüzden Beko müşteri hattı bile 12 V ile çalışan TV bizde yok diyor. Ama elektrik kablosunun ucunda bir trafo var. Onu kesip ayırdığınızda doğrudan 12V’a bağlıyorsunuz. TV aslında 12V ama 220 için trafo ile satılıyor. Tüm kitapçıklarda 220V diye geçiyor
. Sonradan TV olmayınca daha keyifli geldi. Şimdi vazgeçtim.
1,5 sene önce 2*250W güneş paneli taktım. İlk heyecan gereksiz büyük kapasite seçmişim. Toplamda 300W da yeterli olurdu sanırım. Çok uzun süre 80Ah marş ve 120Ah servis aküsü kullandım. Both şalterle ayrılmış durumdalar. Gerekli olmadıkça –uzun süre motor çalışmaz ise marş aküsü basmadığında birleştiriyorum- ayrı kullanıyorum. Panelleri monte ettikten sonra bedava olsa bile kıyıdan neredeyse hiç elektrik almadım. Yalnızca matkap çalıştırırken gerek oluyor. Bu dönemde tekneyi terk ettiğim zaman bile buzdolabı çalıştı. Teknede tost makinesi yok. Ama ocak üzerinde kullanılan döküm demir bir şey alsam mı diyorum. En gıcık olduğum şey elektrikli su ısıtıcısı veya elektrikli çaydanlık çalıştıramamaktı. Evde elektrikli çaydanlık kullanıyoruz. Benim gibi çok ve uzun sürede çay içiyorsanız elektrikli çaydanlık çok kullanışlı. Suyu kaynatmadan tuttuğu için uzun süre beklese bile çay bayatlamıyor. Teknedeki mevcut elektrik sisteminde aküye o kadar yük bindirmek hoşuma gitmediği için almadım. İnvertörüde o yüzden küçük seçtim. Ocağım en kısıkta bile suyu kaynattığı için yazın fazla sıcak, kışında kapalı mekânda su buharı oluyordu. Gazı tüpten kısmayı akıl edince o da neredeyse çözüldü.
Dediğim gibi bunların hepsinin kişisel tercih ve öncelikler olduğunu düşünüyorum. Eğer espressodan vazgeçemem deseydim bir kahve makinesi almam, invertörü ve servis aküsü bankını ona göre seçmem gerekirdi. Ha, o yatırıma ve sonrasında o sistemin bakımı sırasında harcanacak emeğe değer mi, bence hayır. Diğer yandan ıssız koyda, gurme kahve çekirdeğinden taze çekilmiş kahvesini, uygun basınç ve sıcaklıkla bir araya getirip yapılan espressonu yudumlarken alacağı keyfi düşünen biri için son derece mantıklı olabilir. Bir başkası da ocakta kaynatılmış suyu ahşaptan yaptığı bir kapta demleyerek yaptığı kahveyi tülbentte süzüp içerken aynı keyfi alabilir. Tercih.
Mühendislik eğitimi aldım ve yıllarca bir elektrik şirketinde çalıştım. Evde bir iki tamirat işini de kendim yapardım ama tekne alıncaya dek elektrikle bu kadar haşır neşir olmamıştım. Güneş panellerinin ömrünün 2 yıl olması konusunda kendi görüşlerimi paylaşmak isterim. Aldığımız her makine, çalıştıkça yıpranır ve veriminden, etkinliğinden kaybeder. 300 MW kapasitesinde bir doğalgaz çevrim türbini de alsanız, 70 beygir bir otomobil de alsanız kullandıkça gerek üretebildiği toplam gücü, gerek verimi zaman içinde azalır. Kimse bir otomobil alırken bu kaybın yıllar içinde nasıl değişeceğini kafasına takmaz ama doğalgaz türbini alırken satıcı ile bu konuda günlerce pazarlık edersiniz. Örneğin 5000 saat çalışmadan sonra toplam güçteki azalma (degredasyon) %0,75’i geçerse, geçen kısımdaki her MW için satıcının size X USD ödemesini istersiniz. Aynı şey verim için de yapılır. Diyeceğim odur ki güneş panelleri de
muhtemelen bu şekilde gerek toplam güç, gerek verim açısından zaman içinde kayıplar yaşıyordur. Bu kayıplar sizi rahatsız edecek boyuta ulaşır mı, hiç sanmıyorum. Diğer yandan 300W yerine 350 - 400W kapasiteli bir panel sistemi kullanırsanız bu kayıpları en az 10 yıl (belki de 30 yıl) dert etmezsiniz. Zaten panel 500W bile olsa regülatör akünün alabileceği kadar amper yolluyor. Akü doldukça yolladığı akımı azaltıyor, hatta kesiyor. Güneşli bir günde, öğlen 12:00’de benim regülatör aküyü doldurmuş ve akımı kesmiş oluyor. Gün içinde kullandıkça eksik kısmı tamamlamak için düşük miktarda akım yolluyor.
Selamlar,
Son söz: Her tercih, bir vazgeçiştir.