[Cengo]

4 Mart 1987 gecesi meteorolojinin 9 derece sıcaklık tahmini yaptığı İstanbul, beklenmedik bir şekilde o gece sıcaklığın -5 dereceye kadar düşmesiyle, günlerce sürecek yoğun bir kar yağışıyla tanışmıştı...Sabah gözünü açanlar neye uğradığını şaşırmıştı...Okullar yaklaşık iki hafta boyunca kar tatili yapacaktı...

Sistem balkanların üzerindeyken kuzey doğuya gideceği varsayılmış, oysa ki kuzeydoğudaki yüksek basınç gözardı edilmiştir. Hal böyle olunca balkanlarda sıkışan sistem güneye yani yurdumuz enlemlerine inmiştir. Meteorolojinin bu kadar belirgin ve dinamik sistemi pas geçmesi büyük bir hata olmuştur.

4 Mart 1987 gecesinde yaşamaya başladığımız meterolojik koşullar, 28 Şubat akşamı oluşumunu İzlanda üzerinde tamamlamış ve Sibirya'dan gelen jet akımlarla güney istikametinde ilerleyerek 3 Mart günü Balkanlar'a kadar gelmiş ve Balkanlar üzerinde ikiye bölünerek güney cephesindeki alçak basıncı da kendisine çekip sistemi tam Marmara üzerinde hapsetmiştir.

Yoğun yerleşimin olduğu kent merkezleri; baca dumanları, yol altından geçen kanalizasyon borularının sıcaklığı, egzoz ısıları nedeniyle karların en çabuk eridiği yerlerdi. 87 kışında iki hafta boyunca yer kabuğu öylesine soğumuştu ki, karların erimesine imkan kalmamıştı.

Sistemin tam merkezi İstanbul'un kuzeyindeki Karaburun'dan Şile'ye kadar olan bölge, güneyde ise Silivri'den İzmit'e kadar olan bölge içindedir. Hatta İstanbul içinde dahi yağış şiddetinde büyük farklılıklar gözlemlenmiştir.... Şöyle ki; Sarıyer boğaz hattına ilk 4 günde düşen yağış miktarına göre kar kalınlığı 80-120 cm arası iken, diğer bölgelerde 50-80 cm arası gözlemlenmiştir.

İstanbullulara bıkkınlık gelmiş, içlerini kasvet bürümüş, piyasa, ekonomi, eğitim, hizmetler her şey durmuş, denizde, karada, havada tabiri caizse trafik  felç olmuştu. THY uçakları pist kenarına yığılı kar yığınlarına,  kanat altındaki motorları vururum endişesi ile uçmamış, bir çok sefer iptal edilmişti. İstanbul'dan Tekirdağ istikameti, Avcılar sonrasında bağlantısı kesilmişti. Kente giriş çıkış imkansızdı. Kar küremeler, tuz dökmeler işe yaramıyordu.

6-7-8 ve 9 mart günü İstanbul'da yaşanan kar fırtınasından 100 km ilerideki İzmit'te kardan neredeyse eser bile görülmemiştir... Sadece lokal kar yağıslari olmustur.












































Edit: Netten derlenmistir.

[Ersin Böke]

Cengo.. ne cevherler varmış sende de.. Çok güzel bir çalışma olmuş..

[Hakan Tiryaki]

İTÜ'de öğrenciydim. Sabah kalktığımda Acıbadem'deki evimizin sokağında ayak bileğime kadar kar vardı. Bütünleme ya da finaller vardı. Attım kendimi Maslak yoluna. 4 saat falan sürdü gitmem. Maslak kampüsünün girişinde bir patika, bir kaç yüz metre ileride bir kaç patikaya daha ayrılıyor. Bu patika dışında kar belimi aşıyor. Kimya-Metalurji Fakültesi kapısına ulaştığımda iki de arkadaşımla üç kişiydik. Donuyoruz. Kapı duvar. İçeride üç bekçi var, elektrik sobasını yakmışlar, çay içip goy goy yapıyorlar. Kapıyı vurduk, bağırdık, çağırdık, yok. Açmıyor şefersizler, tatil diyorlar. Dedik işememiz lazım, yine ı ıhh. Sonunda fakültenin kapısına destur çekip işedik. Hem de cam kapıya. Anca o zaman ilgisini çekebildik şerefsizlerin. Göz bebekleri büyüdü şerefsizlerin gördükleri manzara karşısında

Geri dönmemiz 6 saat sürdü. Maslak'tan Beşiktaş'a yürüdük. Ertesi gün koskoca Acıbadem caddesi gözümün önünden hiç gitmez. İnsanlar ellerinde küreklerle arabalarını arıyorlardı. Yol tamamen kaybolmuştu.

Marmara Üniversitesi'nin yanından Koşuyolu'na inen devebağırtan yokuşunda, kendi imalatımız 6 kişilik kızağımızla kol bacak kırararak geçirdik kalan günleri. İtiraf etmeliyim ki ben bile sıkılmıştım

Kar bittikten bir hafta sonra Kadıköy çarşısında hala 5 santim kalınlığında buz parçaları vardı erimeye devam eden...

[Cengo]

Bogaz koprusu bile kapatilmisti.

[Necip Bulut]

Hakan ben de Acıbadem'deydim o günlerde ( aslında halende . ODTÜ'de uzatma yıllarıydı , sanırım kendime tatil edip İstanbul'a gelmiştim mavi trenle. Kar dehlizlerinden yürüdüğümüzü hatırlıyorum .
Çok acaip günlerdi.
Sağol Cenk anımsattığın için...

[Can Deniz <Ercan H>]

Böyle mi olmuştu.




Ya da böyle

[Bulent Berksan]

bu şubat tatili bitip tam okula baslayacagimiz hafta kar yagması ve ekstradan tam 4 hafta daha tatil yaptigimiz sene degilmi?
87 de liseyi bitirmiştim sanki ben orta3 yada lise1 deki yıl gibi hatırlıyorum.... 83-84 de de muthiş kar yağmış olabilirmi istanbulda?

[Hasan Toparlak]

Başlıklardaki Mart Kisi ifadeleri Mart Kışı olarak değiştirildi.

[Can Deniz <Ercan H>]

81 kışında da Ankara nisbeten güllük gülüstanlık iken İstanbul pert olmuştu diye hatırlıyorum.

[Hakan Tiryaki]

Hakan ben de Acıbadem'deydim o günlerde ( aslında halende . ODTÜ'de uzatma yıllarıydı , sanırım kendime tatil edip İstanbul'a gelmiştim mavi trenle. Kar dehlizlerinden yürüdüğümüzü hatırlıyorum .
Çok acaip günlerdi.
Sağol Cenk anımsattığın için...

Acıbadem köprüsünden Ankara asfaltına bakıyorduk, göz alabildiğine bembeyazdı. Herhalde bir daha göremeyiz o manzarayı...

[Hakan Tiryaki]

Bu mevzuuyu de rahmetli ninem anlatırdı. Denizin üzerinde bütün gün yürüdük diye...

[Tan Kaan Özkan]

Sırf İstanbul diye bakmazsak eğer,
85 kışı da bir çok yere felaket getirmişti. İstanbul da dahil. 18 saat aralıksız kar, Levent'e kurtlar inmiş, Kömür ve Fuel oil stokları tükenme noktasına gelmiş.
Yarım yüzyılın en soğuk havası o kış yaşandı.
Sivas -55 derece ile rekor kırmış mesela o zamanlar.
Antalya da -4. Fırtınalar çok büyük hasarlara sebep olmuş.
15 kişiye yakın soğuktan ölmüş.
 

[Özgür Ökten]

87'de çok eğlendiğimi hatılıyorum.. daha iş hayatına atılmamıştım tabi..
Şubat-2004 ise oldukça zor olmuştu;

İstanbul-Esentepe'de bir ara sokak..

[Tan Kaan Özkan]

2004 deki kar yağışına beb Başakşehir de yakalandım. O zamanlar bir hayli açıklılıktı.
Viyadükte, 70'e yakın araba karların altında kaldı, kurtarmaya gelen belediye araçlarıd saplandı kaldı.

2 gün sonra biraz da kuytu bir köşede olan otoparktan arabaları bildiğiniz kürekle karları temizleyerek, tavanlarına ulaştık. İstanbul'un içi bu kadar değildi tabii ki..

[Salim ORHANLI]

1987 yılında Cankurtaran Holding'e bağlı İleri Elektrik A.Ş. Bilgi işlem merkezinde yazılımcı olarak çalışıyordum.
İşyerimiz Bankalar Caddesi'nde idi.
Rahmetli Emin CANKURTARAN ilk 4 gün inat etti ve çalıştık.
Beşiktaş Ihlamur Kasrı'nın karşısındaki evimden taaaa oralara 4 gün boyunca bata çıka yayan gittim ve yayan geri döndüm.
Trafik kaygısı olmadan anayolda yürümek oldukça keyifliydi.

Gerçekten de dillere destan bir kış yaşandı o yıl.