Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: En Kuzeyden En Güneye Benim Gözümden Kıbrıs Seyri

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ömrümde hiç Kıbrıs'a gitmemiştim, hala da gittim sayılmaz herhalde . Bir tane marina, bir tane ilginç bir marina müdürü, bir tane direksiyonu ters tarafta olan acayip bir minübüs, bir tane beş adet bağımsız odadan oluşan bir motel, içinde bir cami bir kilise ve birde pideci olan bir köy ve bir de akşam olduğu için denizin kenarında olduğunu bile anlamadığımız Alev Birşey isimli bir restaurant gördüm. Aha burası KıPrıS dediler. Yani bizim gittiğimiz yer Kıbrıs değilmiş sanırım KıPrıs mış. Bir zamanlar insanları kamyon kasasına doldurup Almanya diye İstanbul'a götürdükleri gibi bir şey yani.
Neyse efendim bir zamanlar Ülkemizin en Kuzeyindeki denizlerde bulunmuş biri olarak en güneye gidiyor olmanın heyecanını baştan sona kendimce anlatmaya çalışacağım.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Bu seyrin mimarı Böke'dir aslında. Suat Kaptan bizi Kıbrıs'a götür diye başladığında acayip heyecanlanmış hatta Suat Abiyi bile aramıştım. Kış ve iş stresinden bayağı yorulmuştum. Neyse efendim başlık açılınca hemencecik katılmak istedim. Cumartesi'leride çalışıyor olmama rağmen bir şekilde katılmalıydım bu seyire. Önce ev ahalisini ikna süreci ardından lise 3. sınıf öğrencisi oğluma teklif ettim. Normalde Sivri Adaya bile  gelmeyen adam  Burağın ve Mustafa Abinin geldiğini duyunca bende gelebilirim dedi. Hayda nasıl olacak şimdi. Ben gelmez nasılsa diye teklif ettiydim. Ama adam son iki sınavı için hocalarıyla konuşup monuşup halletti işini. O gün Mustafa Abiyle ve Kemal Reisle telefonlaştık ve uçak biletlerimiz için fikir birliğine vardık.Biz çoğunluk gibi Cuma'dan gidemiyorduk Cumartesi sabahı 6:30 Adana uçağına biletlerimizi aldık. Asıl heyecan şimdi başladı valizi salonun ortasına attık ve her gün bir şey eklemeye başladık. Kıyafetlerimizden uyku tulumuna, çizmeden terliğe kadar herşeyi almalıydık ama valiz büyük olmamalıydı.Katlanır bir valiz bulduk ve Adanaya gidene kadar salonun köşesinde durdu. Hanım gelip gidip valizi tartaklasa da biz heyecanlı ve mutluyduk. Gece seyri çoğunlukta olacağını tahmin ettiğimiz için, kafa lambalarımız, çakılarımız, termal içliklerimiz,polar bere ve kazaklarımız.Mont ve salopetlerimiz, uyku tulumlarımız,yedek iç çamaşırlarımız,çoraplarımız, çizme ve terliklerimiz gibi zaruri bir hazırlık yaptık sonrasında başlasın Adana yolculuğu.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 12 Ocak 2018, 10:29:15 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Neyse efendim Cumartesi sabahı ilk uçakta bulduk kendimizi.Heyecandan neredeyse hiç birimiz doğru dürüst uyumamışız. Zaten bir gün önce gidenlerin yaşadıklarında kalmış aklım.



Keyifli bir Adana uçuşundan sonra , sabahın ilk saatlerinde Adana'ya vardık. Bu Etkinlik için oluşturulmuş bir Whatsapp grubu vardı. Orada belirtilen yerde beklemek üzere yürüdük ve şimdi adını hatırlayamadığım ilginç cafede Melih Reis ile buluştuk. Çay poğaça vs derken bizi alamaya gelecek ekibi beklemeye başladık. Sonrasında bir minübüs dolusu renkli montları olan acayip acayip bireylerden oluşan bir grup geldi. Bazılarını tanıyorum bazılarıyla ilk kez karşılaşıyorum. Ayaküstü sarıldık kucaklaştık ve başladık heyecanlı heyecanlı hoşgeldin beşgittin muhabbetlerine.



Ardından doluştuk minübüse düştük Mersin Yoluna. Bu arada minübüste İzmir'den Serkan Reisin getirdiği boyozlar  ve çay eşliğinde başladık muhabbete.



Hatta bu yolculukta forumumuzun donatan temsilcileri ilk kez biraraya geldi.




Vee hızlıca Mersin'e vardık. Ortadaki büyük valiz Böke'nin ve rallinin 16. katılımcısı



Ve sonrasında tekneler yerleşme , market alışverişi, gümrük acente polis  çıkış işlemleri falan başladık.

  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

n

nuri_kongur

Devamını bekliyoruz


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Devamını bekliyoruz


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Evet Nuri Reis , Herkes gibi bende başladım karalamaya, ama yazacak o kadar çok şey var ki, atlamamak için küçük kağıtlara not almaya başladım, şunuda unutma , bunuda unutma diye.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 125
Unutma tabi! Unutma ki, biz çok isteyip gelemeyenler de en azından okuyarak nefsimizi köreltelim :)
  • IP logged
We are like islands in the sea, separate on the surface but connected in the deep!

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Herkesin hangi kayıkta olacağı önceden netleştirilmiş olduğu için valizini alan kayığına gitti. Bizim kayık Masall olduğu için , bir migros arabasında taşıdığımız valizleri dağıttıktan sonra hemen masal a geçtik.Bizim donatan hemen yastık kılıfları takmaya başladı, arı gibi çalıştı Allah'ı var. Kamaralarımıza yerleştikten sonra herkes gibi bizde alışverişe gittik. Burak ve benim oğlum kafalarına göre takıldılar, tabiri caizse sıradışı ne varsa onları yedikleri için kendilerine göre tercihlerde bulundular. Biz ise , Mustafa Abi, ben ve Bülent Reis kendimize göre bir şeyler aldık. İki araba doldurduk ve dönüşe geçtik. Pontona girdik başladık yürümeye , bir de baktık ki Kemal Reis Avara teknesinde vardevela tellerine çamaşır asıyor. Hayrola falan dedik , Meğer Melih Reis denize atlamış. E tabi İstanbul'dan gelip 20 derece havayı görünce tadını çıkartmak lazım :) . Biz kendi aramızda konuşup olayı yine Tiryaki'ye bağladık. Tiryaki de o kayıktaydı dimi falan diye konuştuk. Ama daha palamarlar çözülmemişti bile. O an için çok gülemedik tabi daha sonra Melih Reisin moralini yerinde ve kendiyle barışık görünce , seyirde yaşananların ilk sırasına oturttuk MOP olayını.  Sonrasında mazotlarımızı doldurduk. Gümrük polis falan geldi. Bu sırada dikkat etmemiz gereken bir şey oluştu. Netice de yurtdışına çıkıyoruz ve kimliklerimizin yeni olması gerekiyor. Bu sebeple kimlikleri eski olanların pasaportlarını da yanlarında bulundurmalarında fayda var. Ayrıca 18 yaşından küçükler içinde anne yada babadan biri yoksa diğerinin muvafakatı gerekiyor. Bunu da çocuğun ayrıca pasaportu olması durumunda aşabiliyorsunuz. Bizler çok  bir  sıkıntı yaşamadan işlerimizi hallettik. Ardından önde Kri Kri, ardından Avara ve en son olarakta Masall Mersin Marinadan ayrıldık.Bizi Köstekçi Reis, Erman'ın Eşi ve Babası, Orada tanıştığımız Ahmet ve Erol Beyler ve de  hepimizin uyuz olduğu orada bir motoryatın bekçisi olan, ikide bir de benim suyumu mu kullandınız diyen cins adam uğurladılar.

Masall'ın misafirleri



Masall' da şöyle birşey


  • IP logged
« Son Düzenleme: 12 Ocak 2018, 15:04:09 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/


  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Fotolardan gördüğüm kadarıyla çok keyiflisin tıpkı diğer 14 reis gibi.... :)

Kesinlikle Suat Abi, şimdiye kadar katıldığım en keyifli etkinlikti. Birde eskiden benim pek resmim olmazdı bu sefer resimleri ve selfileri hep ben mi çekmişim ne?
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Seyrin ilk saatleri saçma sapan ölü dalgaları olan bir denizde , Doğu Akdeniz'in  güzel bir akşamüstü güneşi ile başladı. Mersin  Körfezinden aşağıya doğru kayıklarımız süzülürken , Mersin sahil şeridinin saçma sapan duvar gibi binalarının dedikodusunu yaptık. Şimdiye kadar denizden gördüğüm tüm şehirlerden farklıydı.  Sonrasın da kayığın sağını solunu kontrol ettik. Gece için hazırlandık. Bülent bize teknenin tanıtımını yaptı ve güzel bir brifing verdi.Bu arada Bülent için birlikte seyir yapanlar huysuz, muysuz gibi sıfatlar yakıştırıyorlardı. Hiçte öyle değilmiş. Teknesine çok hakim çokta dikkatli bir kaptan. Ne istediysek elini bir atışta buldu. Ayrıca teknede her şeyin yedeği birden fazla var. En güzeli de bahsettiğim üzerine bunları bir çırpıda bulması. Benim teknemde benzeri bir durumdadır. Fakat ben elimi atasıya detaylı şeyleri bulamam. Bunun için bir defterim var, neyin nerede olduğu yazılıdır ve bunu her eklemede sürekli güncel tutarım. Ayrıca Masall boyuna ve büyüklüğüne göre sanki 34 ayak değilmiş gibi. Daha önce 37 leride görmüştüm. Bu sanki onlardan daha derli toplu ve kendinden beklenen den daha büyük kullanım alanı var. İyi tasarlanmış bir tekne. Ayrıca Bülent'te tekneyi neta tutmuş hep.
Neyse yola çıkalı bayağı oldu. Mustafa Abi vardiya düzenimizi sordu. Bende hava karardıktan sonra yapmayı önerdim. Çünkü akşamdan önce kimse gidip yatacak gibi durmuyordu. Nitekim öylede oldu hatta gece yarısından önce kimsenin uykusu gelmedi. Biz ilerlerken Telsizden Avara ile ilgili yağ sorunu duyduk. Ağır yol eğlenmeye başladık. sonrasında tamam dediler fakat bir müddet sonra tekrar anons edip yağ gerekli dediler. Hemen üzerlerine döndük, dümende bizim Mustafa ve yanında Mustafa Amcası oturuyor. Biz Burakla baş üstündeyiz. Bülent ise bordada. Bizim Mustafa Mustafa Amcasının talimatlarıyla düzgün bir şekilde yanaşıyor. Bakıyorum Bülent'e, hafiften endişe ile izliyor. Netice de bizle hiç seyir yapmadı. Mustafa ise Burak'la ve Mustafa Abi ile Karadeniz seyrinde beraberdi. Dolayısı ile beklentimiz hepimizin aynı yönde.  Burada iki önemli konu vardı birincisi Suat Kaptanın atılan 4 litrelik yağ bidonunu sapından yakalayarak hızını sönümlendirmesi idi.
İkincisi ise  Burağın Tiryakiye seslenerek,
-Oha be Abi, demesi
ve Tiryaki'nin kısa bir donup kalması sonrasında  .....git şeklinde cevabı yapıştırması şeklinde geçen diyalog. Ve ardından bu sıkıntılı zamanda bile herkesin kahkahaya boğulması. Netice de adam giden kayığı durdurmuştu.

Sonrasında Avara Neta dümende Melih Reis ve yola devam. Hızları da yükseldi. Bizde arkalarında seyir süratimizde , sohbet muhabbet, çay kahve şeklinde keyifle ilerliyoruz.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Böke'nin dediği gibi Masall 'da hep açık büfe sofra kuruluydu. Tabaklar ve fincanlar porselen . Yalnızca masa örtüsünde dantel yoktu.



Sofranın etrafında Masall mürettebatı şu şekillerde,







  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 3573
Bunların hepsini Ahmet hazırlamıştır.. Ben ne olduğunu söyleyeyim.. Şimdi millet yelken yapma derdinde ya.. Bu bizim Ahmet'e ters. :) O böyle bassın motoru yürüsün gitsin varcağı yere varsın derdinde.. Burada da böyle bir imkan yok.. O da master şefliğe soyunmuş anlaşılan..  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Bütün yemekleri Ahmet hazırladı.Herzamanki gibi tabaklara doğradığı domates salatalık peynir ve diğerleri özenle kesilmiş ve sıralanmıştı.Sunum şahaneydi yani.Burak ne güzel söyledi.Yanımda Ahmet olsun yeter.Tekrar çok teşekkür ederim Ahmet'cim.
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Güzel bir akşam oldu sanki yaz günleri gibiydi. Ama güneşin batışıyla hızlı bir soğuma başladı. Teknelerin seyir fenerleri yanıyor. Önde Kri Kri ardında Avara ve en sonda Masal. Bizim öndeki teknelerle aramız açılıyor. Telsiz muhabbeti devam ediyor. En önde Kri Kri Doğuya doğru bir yay çiziyor. Anlamsızca zaman zaman borda fenerini de pupa feneriyle görüyoruz. Hiç bir şekilde göz temasını kaybetmemeye çalışıyoruz. Fakat bir terslik var rotada gidilmediğini hepimiz hissediyoruz. Bu arada vardiya düzeni kurmayı düşündük fakat herkes cin gibi. Mustafa Abiye rica ettim en azından onun gidip dinlenmesini istiyordum hatta ardından bende gidip yatmayı düşünmüştüm.Nasıl olsa yol uzun e Burak ve Bülent'in yatmaya niyetleri yok. Ama bana göre hep birisi yada birileri dinç ve zinde olmalı. Neyse sağolsun Mustafa Abi dinlenmeye çekildi. Ben hiç bir elektroniğe bakmıyorum ara ara Mustafa Mert dümen tutuyor zaman zaman da otopilot. Onunda bir adı vardı da ben hatırlayamadım, Çekerekmiydi öyle bir şeydi işte . Neyse Bülent yazacaktır, ben hatırlayamadım valla. Mustafa Mert ile Burak navionicslere bakıyorlar ve rotanın yanlış olduğunu söylüyorlar. Bense rotanın doğru olduğunu savunuyorum. Bu sırada diğer iki kayık doğuya doğru bir yay çiziyorlar ve bizim rotamızdan yaklaşık on derece daha doğuya gidiyorlar. Bende onları gözden kaybetmemek adına rotamızdan çıkıp doğuya bir beş derece daha giriyorum. Bunu niye yaptığımı açıklayacağım elbette. Ama bu esnada Burak ile aramızda şu muhabbet geçiyor.
Burak; Abicim niye rotamızdan çıkıyorsun biz Karpaz rotasına gidelim zaten biz arkadayız diyor.
Bende; Israrla göz temasını kaybetmeyeli çok bir şey değişmez mesafeyi korumuş oluruz diyorum.
Burak; değişen bir şey yok ki biz rotamızda kalırsak onların önüne dolaşmış oluruz belki öne bile geçeriz , yaptığın şeyin anlamı yok boşu boşuna yolu uzatıyorsun diyor.
Ben tekrardan; gece seyrindeyiz hadi kri kri de manuel dümen tutuluyor fakat Avara rotadan çok sapmaz biz Pupa fenerini gözden kaybetmeyelim onların diyorum.
Burak ; biraz daha ısrar ediyor.
Bende navionicslerin kalibrasyon hatası yapabileceğini, belki dijital pusulanında sapma yapabileceğini falan sallıyorum . Ama aklım başka yerde.
Bu sırada Bülent ve Mustafa Mert masanın üstüne haritayı açmışlar, cetvel pergel ölçüp biçiyorlar. Ama ben bu sırada Burağı ikna ediyorum.(oldumu bilmem ama en azından öyle davrandı.)
Sonrasında Bülent rotamızın aslında doğru olduğunu diğer kayıkların yanlış gittiğini teyit etti. Fakat ben bu sırada rotadan çıkmış ve Masalı  diğer kayıkları takip eder duruma getirmiştim bile.

Bunu niye yaptığımı ve bunda niye ısrarcı olduğumu şimdi açıklamak gereği duyuyorum. Bunu Burağa anlattığımda bana hak vermişti. Şimdi efendim, gece ve filo seyrindeyiz. Bu seyirde birbirimizden göz temasını kaybetmemeliyiz. Ayrıca olabildiğince bu seyri aynı çizgi üstünde yapmalıyız. Çünkü olası arızave kaza durumunda birde sağımızda solumuzda kayık aramamalıyız. Işığı sönse bile hafızamızdaki kerterize doğru ilerlemeliyiz. bu bizi aynı çizgide olduğumuz öndeki kayığa götürecektir. Bu tecrübeyle sabittir. Fırtınalı havada feneri devrilen balık ağını fenerin devrilmeden önce son bulunduğu kerterize tam yol giderek çok defa bulmuşuzdur. Burada ışık yakmamak ve gözümüzü hiç bir şekilde odaklandığımız kerterizden kaçırmamak önemlidir.
Bir başka konu ise olası gece denize düşmelerinde arkadan gelen teknenin öndeki tekneden denize düşeni bulma ihtimali çok yüksek olur. E bizde bu riskte oldukça yüksekti.

Ben bütün bunlardan dolayı ısrarcı olmuştum. Sonrasında müdahele hızımızda bu bizim çok işimize yaramıştı.

Gelelim bir şeye bakmadan nasıl rotanın doğru olduğunu tahmin etmeye. O zaman itiraf edeyim herkese. Şimdi efendim uzun süre aynı rotada aynı dalga yapısıyla aynı hızda seyir gerçekleştirince bunu hafızanıza bir şekilde kodluyorsunuz. Herkesin kendi teknesinin hızını çok doğru tahmin etmesi gibi bir şeydir bu. Ben bu referans detaylarından genelde dalgayı kendime referans alırım ve geliş açısını sayısını aralığını kendimce kodlarım. Buna sık sık bakar ne durumda olduğumuzu tahmin ederim, bunu da kendimce çok iyi yaptığımı zannediyorum.. Olayın aslı ve işin sırrı budur aslında.

Bu sırada ayın doğuşuyla havada bayağı yükseldi 19-21 aralığında esiyordu ki bizi huzursuzlandıran bir telsiz trafiği başladı.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 14 Ocak 2018, 09:09:53 Gönderen: Ahmet Kabaalioğlu »
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Bunu niye yaptığımı ve bunda niye ısrarcı olduğumu şimdi açıklamak gereği duyuyorum. Bunu Burağa anlattığımda bana hak vermişti. Şimdi efendim, gece ve filo seyrindeyiz. Bu seyirde birbirimizden göz temasını kaybetmemeliyiz. Ayrıca olabildiğince bu seyri aynı çizgi üstünde yapmalıyız. Çünkü olası arızave kaza durumunda birde sağımızda solumuzda kayık aramamalıyız. Işığı sönse bile hafızamızdaki kerterize doğru ilerlemeliyiz. bu bizi aynı çizgide olduğumuz öndeki kayığa götürecektir. Bu tecrübeyle sabittir. Fırtınalı havada feneri devrilen balık ağını fenerin devrilmeden önce son bulunduğu kerterize tam yol giderek çok defa bulmuşuzdur. Burada ışık yakmamak ve gözümüzü hiç bir şekilde odaklandığımız kerterizden kaçırmamak önemlidir.
Bir başka konu ise olası gece denize düşmelerinde aradan gelen tekneni öndeki tekneden denize düşeni bulma ihtimali çok yüksek olur. E bizde bu riskte oldukça yüksekti.

Budur! :)xx :)xx :)xx
  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."

 
Yukarı git