Kri Kri de oluşan problemin telsiz trafiği ufaktan başlamıştı. Bu sırada biz full arma yelken seyrine geçmiştik. Hava 19 esiyordu biraz da ölü denizlere ilave deniz kaldırmıştı. İşte tam o sırada küçük hüsamettin tarzı bir ifade ile ve trt spikeri edasıyla Sayın Böke'nin dokunaklı anonsu geldi. Bu trt spikeri yakıştırmasını kim yaptı hatırlamıyorum ama çok güzel oldu , tanımlamaya cuk oturdu. Yardım metni ise üzerinde çalışılmış gibiydi. " Değerli Heyamola Tekneleri, maalesef ki tüm çabalarımıza rağmen , Kri Kri 'de dümen hakimiyetimizi kaybetmiş bulunmaktayız." gibi bir şeydi . Bir sonraki gün tam metni hatırlıyordum ama şimdi üzerinden zaman geçti tam yazamamış olabilirim. Neyse efendim bizde herkes anonsu duydu ve Mustafa Abi Kri Kri nin üzerine dönmüştü bile. O sırada Bülent telsizden Kri Kri yi bizim yedekleyeceğimizi belirtti. Bu sırada küçük bir kritik yaptık kendi aramızda ve hemen hazırlığa başladık. Mustafa Abi hemen usturmaça önerdi. Bu arada Bülent'ten halat istedik. Kayığına çok hakim ve her şey var Allah için. Anında çıkarttı attı bir yedekleme halatı önümüze bu sırada Burak usturmaçayı hazırladı. Kri kri bayağı uzağımızdaydı fakat busırada rüzgarı geniş apaz alan Masall Mustafa abinin kumandasında koşa koşa gidiyor Kri Kri nin üzerine. o kadar hızlandı ki ne çabuk geldiğimizi anlamadık bile . Bütün 40 saatlik seyrin en hızlı koşusunu yaptı Masall. Halatı neta etmeden vardık Kri Kri ye.
Yapılan şuydu yedekleme halatının yedekleyen kayığa yakın tarafına bir usturmaçayı esnetici olarak kullanmaktı. Bu iş araba lastiği scoter lastiği gibi şeylerle daha kolay olabilir. Bizim için en kolay olanı usturmaça idi. Bunu Mustafa Abi de bende defalarca deneyimlemiştik. Nede olsa sezonda birer ikişer tane batan yüzen bir şeyler çekiyoruz. Hatta Mustafa Abi karadaki çekiciler gibi.Bu halat düzeneğini önce kendi kayığımıza bağladık ve bu bağlamada halatın kalomasını hiç çapariz olmadığını kontrol ederek vardevela ve ıstralyaların dışına taşıdık ve Kri Kriye atmaya hazır hale getirdik. Kri Kri ye atmak için bordalar gibi yanaşıp yanından geçerken el incesi atar gibi halatı atıp, pervaneye falan dolanmasın diye kalomasını kontrollü bir şekilde bıraktık. Bunun için halatın önceden neta olması çok önemlidir. Yoksa gece karanlığında sakatlık yapılabilirdi. Halat yüke bindikten sonra " Gülümseyin çekiyoruz "dedik. Gece karanlığında gülümsemelerini çok görmedik ama sabahın ilk ışıklarındaki halleri böyleydi.
Gece yedekte çekmeye başladıktan sonra biraz rahatladık , rüzgar ve dalga kolayımızaydı ama yedeklenecek mesafe o kadar uzun ki düzeneği sağlama almalıydık. Çünkü yedeklenen tekne sörfe kalkıp, halat sürekli karaman vuruyordu. Buda halata ve masall ın koç boynuzlarına aşırı yükleniyordu ve bu esnada düzeneği sancak kıç koç boynuzundan orta hatta taşımak üzere sapan yapmaya karar verdik. Bunu yedeklemeyi bozmadan yaptık. kasası tam ortaya gelecek şekilde bir halatı sancak ve iskele kıç koç boynuzlarına bağladık ve tam ortasına doblin izbarçoyla bir kasa yaptık. Bunu halatı koç boynuzlarına bağlamadan yaptık çünkü ortalayamazdık, sonrasın da her iki kolda aynı uzunlukta olduğu için eşit volta ederek bağladık. Bu bağlantıları Burak çok seri yaptı. Ayrıca yine vardevela , ıstralya, matafora gibi şeylerin dışından serbest hale getirerek, kimsetye ve hiçbirşeye çapariz vermeden boşa çıkarttık. ardından yedeklediğimiz halatı çok hızlı bir tornistan manevrası ile boşlayıp sapanın kasasına bağlayarak tekrar yüke bindirdik. Böylece çeken kayığı çok rahatlattık ve kahve zamanı geldi. Buyurun kahveleriniz oldu bir anda.
Bu arada telsizde ciddi bir trafiğimiz var. Kayıkları daha da rahatlatmak amacıyla Suat Kaptan'ın önerileri var. Biz Masall da bunların kritiğini yapıyoruz. Gerek Kri Kri deki mürettebatın o anki moral bozukluğu, gerekse karanlıkta bir sakatlı olabilir endişesi ile hazır yedekleme de sorunsuz gidiyorken sorun olmadıkça kurcalamayalım şeklinde telsizden dönüş yaptık. Bu arada bu tip zamanlarda telsizde konuşanların sakinliği de çok önemli. Örneğin Suat Kaptan öyle bir tonda konuşuyor ki telsizde sorunu unutuyorsunuz bir anda. Karşı tarafı rahatlatıyor bildiğiniz.
Havanın sabaha doğru biraz düşmesiyle hızımızda 2,5- 3 knot bandına oturdu. Kolayına cenovamızı da açtık . Motor yelken 3 knot bandında çekmeye başladık. Bu sırada nöbetleşe manuel dümen tutuyoruz. Bu yüzden Avara teknesinin bize rehberlik yapmasını istedik. Bu yüzden Avara zaman zaman sadece trinketle, zaman zaman cenova ile önümüzde hızını ve mesafeyi koruyarak rehber oldu. Biz onun pupa fenerine kerteriz alıp dümen tuttuk. Yedekleme esnasında pusula ile gitmek mümkün olamıyordu. Otopilot zaten sağlıklı olamazdı.Sabaha kadar çok sağlıklı bir seyir oldu. Ama yedeklenen teknede üzerinde kendi tahriğiyle yol olmadığı için herkesi deniz tutmaya başlamıştı. Sanırım bir Serkanı Tutmadı. Ben o tekne de olsaydım beni de fena tutabilirdi.
Hasta olurum beni deniz hiç tutmaz diyenlere , deniz bence herkesi tutar, ama kimisinin uykusunu getirir, kimisini sersemleştirir,başını ağrıtır, kimisini üşütür, kimisini de kusturur. Zaten tahrik olan seyirdeki tekne de deniz tutmazki adamı. Şöyle üzerinde yol olmayan bir kayıkta mazot ve ölü balık kokularının arasında sintineye ininde göreli bakalım.