yazacak o kadar çok şey var ki.. O yüzden ayrı ayrı konu başlığı olarak yazmayı düşünmüştüm.. Ana konuda da devam ederim..
Bir şekilde teknelere vardık. herkes teknelere dağıldı ve tekneler kendi kumanyalarını tedarik ettiler. Çıkış işlemleri ile birlikte saat öğleden sonra iki sularında avara olduk. Önce Kiri Kiri yani bizler ayrıldık. arkamızdan Avara ve sonrasında Masal.
Rüzgarsız ve sakin bir denizde motor seyri ile devam ettik.. Önce ayrıldığımızdan ve motor gücü nedeni ile biraz ara açıldı. Tam bu sırada Avara da yağ sorunu başgösterdi. Masal da fazla yağ varmış, onlar yağ vermek için Avara ya yöneldiler. O sırada da müthiş muhabbetler dönmüş. Anlatırlar artık.
Bize komodordan göz mesafesini kaybetmememiz ve beklememiz talimatı geldi.
Oturduk bekliyoruz. Bu arada mazot ödemelerinin ortak olduğunu öğrenen Öcal abi tutturdu da gidelim diye. Amaç birinci gelip Flamayı kapmak. (Öcal abinin Kayserili olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı ? ) Şaka bir yana iyi ki de gitmemişiz.
BU seyirde Masal resmen yardım teknesi gibi idi. Bir süre sonra Avara problemini çözdü yola devam ettik. Bizler sıra ile dümen tutuyoruz , muhabbet ediyoruz. İlk şikayet Serkan dan geldi dümen ile ilgili. Hemen susturduk bi dümen tutamıyorsun diye..
Benzer sorunları ben de yaşıyorum ancak, iyice açık denize çıkınca dalgalar ve akıntılar nedeni ile dümen kaçırıyormuş sanıyorum kendimi.
Erman da şaşkın.. Daha yağını yeni değiştirmiş hidroliğin. Bir ara Öcal abi dümendeydi ve kendi tabiri ile ' dümen respond etmiyor ' gibi bir tabir kullandı. Sonrasında ne zaman yelken açmaya kalksak dümen hakimiyetini kaybediyoruk. Tekne Türkiye yönüne aykırılıyordu.
sabah saat 2 sularında motor sesinin kesilmesi ile uyandım. Serkan ve Erman yelkenler açıyorlar ve dümende Öcal abi var. Öcal abi bir süredir , hidrolikte hava olduğunu ve o yüzden teknenin dümeninde sorun olduğunu söylüyordu zaten. Benim ise hiç bir bilgim yok bu konu ile ilgili. Ancak yelkenleri açınca dümen hakimiyetini tamamen kaybediyoruz onu biliyorum.
Öcal abi , nispeten geniş olan motor kabinini açıp, hidrolik havasını almamızı öneriyordu bir zamandır. Bizler ise çalkantılı denizde yetersiz ışık altında stop edilse bile bu dar alanda üstelik motor sıcak iken müdahale etmenin bir kaza ile sonuçlanmasından korkuyoruz .
zaten 22 mil civarında bir yolumuz var ve dümeni zorlamadan yol almak daha mantıklı duruyor. Gündüz gözü ile rahat rahat Karpaz da problemi çözeriz diye düşünüyoruz.
Ben uyurken Erman , daha stabil olur diye yelkenleri açmaya karar vermiş. Yelkenleri açınca benim başıma gelen aynı problem ortaya çıktı ve tekne hem bayıldı hem de Türkiye istikametine dönüp sürüklenmeye başladı. Bu sırada dümen hakimiyeti tamamen kayboldu. Ben yelkenleri biran önce toplayıp, dümen hakimiyetini kazanmaya çalışmamızı önerdim. Öcal abi ise yelkenlerin faça flok durumunda olduğunu , böyle daha stabil kalacağımızı ve tamiri gerçekleştirmemizi önerdi. Ancak stabil kalamadık. Sonuçta yelkenleri topladık . Tekne doğruldu ancak yolda olmadığından ciddi yalpa yapmaya başladı. Biz bu sırada yelkenleri kapatınca dümen kontrolümüzü sağlayacağımızı düşünüyorduk.
Düşündüğümüzle kaldık. Bir iki denemede sanki düzeliyormuş gibi oldu ancak tekneyi tekrar Kıbrıs istikametine döndürmek mümkün olmadı. Kıbrıs Karpaz 'a 22 mil açıkta , sabah saat 2.20 sularında fırtına artığı soluganlı bir denizde dümensiz kaldık.
Artık yapacak başka bir şey kalmadığından ben önce telsiz ile diğer tekneleri haberdar ettim. Kullandığım dilin sonradan epey geyik konusu olacağını bilmeden dümen kontrolünü kaybettiğimizi , yoldan düştüğümüzü, dümen kontrolunu kendi imkanlarımız ile sağlamaya çalışacağımızı , sonuçlarını bildireceğimi bildirdim. Diğer tekneler de bu anons üzerine eğlenmeye başladılar.
Motor kapağı açıldı ve saatlerdir arıza olduğunu söyleyen Öcal abi makine dairesi kapağından zar zor içeri girdi. Tam ulaşamasa bile o sakin ve kahredici ses tonu ile şöyle söyledi. Beyler durum sandığımızdan da kötü. Piston bağlı olduğu yerden kopmuş, tutan ahşaplar kırılmış ve sintineye doğru kaymış...
Öcal abi çıkınca hemen Erman deliğin içinde kayboldu. Ancak pistonu yerine kaldıramadı. Başta da yazdığım gibi Erman gerçekten çok duygusal. Bunun kendi hatası olduğunu düşünüp, bu kadar kişiyi de yolundan ettim diye üzülüyor. Tam o sırada Serkan deliğe girmeye karar verdi. Serkan her ne kadar pistonu yerinden kaldırmayı başardı ise de tekrar monte etmenin imkansız olduğunu , pistonu taşıyan ahşabın darmadağın olduğunu bildirdi. Ancak bu sırada hayati önemde bir iş başardı ve dümen palasını düzeltti . Böylece artık düz bir seyir yapabilme imkanı doğdu.
Bundan önce Öcal abi, piston yağının boşaltılmasını söylemişti. Erman pistondaki yağı boşalttı ancak yine de yeke serbest hareket edecek duruma gelmedi.
Serkan , dümneni düzletmiş ancak kolları yara bere içinde kalmıştı. İşte o müthiş cümle orada edildi. Serkanın teknesi daha önce bu forumda okumuşsunuzdur ustanın eksoz delik yerini açık bırakması nedeni ile batmıştı.
Serkan yağa bulanmış , kan ter içerisinde kapaktan çıktı. Bana döndü ve aramızda şu monolog yaşandı.
- Abi aşağıda piston kolunun dışarı çıktığı delik kocaman.
-eee???
-oradan tekne su alıyor abi dalga geldikçe
-Nasıl yani ??
-evet abi su alıyor oradan tekne.. ben aynı şeyi yaşadım.. oradan su almaya devam eder ve tekne bu deliğin hizasına kadar batarsa ne olduğunu anlamadan batarız abi..
-yok canım daha ne neler.. (ancak bir ürperiyorum açıkçası sonuçta tecrübe konuşuyor. )
Serkan'ın yüzü bembeyaz kesilmiş, muhtemel eski anıları gözünün önüne geliyor ..
- Abi yoksa ben yine mi batıcam..
Erman rahatlatıyor bizi.. Abi 35 yıldır bu tekne böyle yürüyor..
Erman' a güveniyoruz..
Ve benim meşhur telsiz anonsunu yapıyorum.
- Heyamola Hey Kıbrıs flotilla tekneleri Kiri Kiri konuşuyor.
- Masal ve Avara dan dinlemedeyiz anonsu geliyor.
- Kendi olanaklarımızla dümeni tamir etmeye çalıştık ancak başarılı olamadık
-Tüm dümen kontrolümüzü kaybettik.
söylenene göre bunu son derece acıklı bir sesle abilerim ablalarım modunda yapmışım.
BU andan itibaren Avara ve Masal kendi aralarında konuşmaya başlıyorlar. Bir tarafta Mustafa abi, Ahmet, Burak ve Bülent, diğer tarafta Suat ve Erol kaptanlar.. Bir ara çekilecek halata Kiri Kiri nin zincirinin bağlanması gündeme geliyor. Bize birşeyler soruyorlar ancak biz söylenen yöntemi hiç bilmediğimizden doyurucu yanıtlar veremiyoruz. Bu teknik detay ayrıca yazılmalı mesela.
BU konuda da bir yardımımız olamayınca diğer iki tekne kendi aralarında konuşarak bizi tamamen konu dışı bırakıyorlar.
Yöntem şu.. Masal Bizi 22 Deniz mili Kıbrıs 'a kadar çekecek. ! yok daha neler.. 22 koca mil, hem gece, hem soluganlı denizde
Masal sanırım kendinden daha ağır bir yelkenliyi çekecek. !
ortasında usturmaça olan halat daha doğrusu sapan hazırlanıyor. Resmen şiir gibi çalışıyor masalcılar. rüzgarın Türkiye yönünden esmesi büyük avantaj oluyor.
Bizler bu arada yapacak birşeyimiz olmadığından ve çokta umursanmadığımızdan kendi aramızda yaşananları tartışıyoruz. Öcal abi eski ve bilgili yelkenci olduğundan gurur meselesi yapıyor biraz. Tam da bu arada Masal gelip, bizim babalara sapanı bağlıyor. Öcal abi hepten delleniyor.
- Yahu adamlar sapanı bile bize sormadan bağlayıp gittiler. ! yuh olsun bize.. !
Yol boyunca dümen arızasını Öcal abinin dediği gibi acaba onarabilirmiydik ? Öcal abi hidrolikte hava olduğunu , bu havayı almadığımız için dümenin zorlandığını ve pistonun yerinden çıktığını düşünüyor.
Bense daha farklı düşünüyorum. Erman , dümen hidroliğini iki hata önce kontrol ettiğini ve değiştirdiğini söylüyor. Değiştirdiği günden beri de bir sorun yaşamamış. Benim görüşüm, pistonda bir problem olmadığı, ancak yelken seyri ile birlikte zorlanan pala ve pistonu tutan çürümüş ahşap takozların kendini bıraktığı yönünde.
Her hangisi ise önceden müdahale edilip çözülebilirmiydi ? Belkide.. Ancak mecbur kalıp özellikle Serkan'ın kolundaki çizikleri düşününce zor şartlara arıza tamiri yaparken ciddi şekilde sakatlanmaların yaşanabileceği benim gözönünde tuttuğum birincil öncelikti. Daha ne olduğunu anlamaya çalışırken Serkan 'ın kolu derin çizikler ile kaplanmıştı.
Sonuçta yalnız değildik ve son derece tecrübeli kaptanlar ile beraberdik. Riske girmenin anlamı yoktu. Nitekim şiir gibi bir çekme operasyonu yapıldı. 22 mil boyunca kimi zaman yelken , kimi zaman motor yelken Masal Kirikiri yi çekti.
Serkan ve Teknenin sahibi ve kaptanı Erman da benim görüşümü uygun gördükten sonra ben meşhur anonsumu yaptım.
Yani gurur meselesi yapacak durumda değildik.. hepimizin sağlığı çok daha önemliydi. Doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorum.