Eh , hep methiye düzecek değiliz ya.. Bu iş teknelerinde şöyle bir dert var. Geçen sene seyir 'e çıkmadan önce atıp tuttuydum bir sürü. ama kazın ayağı öyle değil. Ege ve Akdeniz için durum çok başka.
Tam da 15 Temmuz günü , Öğlen saat bir suları, her ne dürttü ise , Bir haftadır keyifle pineklediğim Limnos'tan Midilli 'ye gitmeye karar verdim. Öğlen 13.30 gibi Myrina dan Midilli'nin Sigri limanına doğru yola çıktım.
Hiç rüzgar yok.. Hava çok sıcak.. Motor seyri yapıyorum. 65 mil yaklaşık 10-12 saat yolum var. Hava öyle kalmış ki , teknenin kendi sür'ati dahi rüzgar yapmıyor neredeyse. Saat 3 gibi sıcaklık dayanılmaz hale geldi. Ne gam.. Hemen Brandayı, bumba üzerinden gerip, gölgelik yaptım.. Ama olanı söyleyeyim. Yaz aylarında kamp çadırlarının içi manyak sıcak olur ya.. Öyle oldu. Gölge omasına gölge de , bu sefer tentenin altı sauna gibi oldu. Her bir harekette üzerimden terler boşalıyor.
Geri söktüm.. Eski , bocurumu çıkarıp, Ana direk istıralyaları ve mizana direği arasına gerdim. Ohh. dünya varmış.. Beyaz yelken , ışığı emmiyor da.. Ancak sıcaklık hala dayanılır gibi değil. Neredeyse her 5 dakikada bir kova ile su çekip, baştan aşağı su dökünüyorum. Bir ara iş bildiğiniz hamam durumu aldı sanki kurna başındayım. Yanımda kova , elimde tas niyetine kullandığım kap, sürekli su dökünüyorum.
Şİmdi demem o ki, internette defalarca bütün bu tür iş teknelerinin videolarını izledim. Hiç birinde ne bimini var ne serpinti körüğü. Bir iki yapılmışı gördüm , sadece kamara girişinde ve çok çirkinlerdi.
Bumbanın , hareketli olması, Rüzgarın durumuna göre kimi zaman çok aşağıda tutmak zorunluluğu , bir serpinti körüğü yapmaya imkan vermiyor bu tür teknelerde. Adam Kuzeyde , İngiltere de , zaten yaz dediği ayda biz burada soba yakıyoruz o hesap..
Ancak bu yaz için bir iki zihni sinir projem yok değil.. Yakında..
