Ağustos da bitti. Yengeç'te hala mesai devam ediyor. Macun işi kapak oldu kısaca. En çok onda takıldık. Hemen hemen tüm tekneye yeni baştan macun yükledik. Bizim nam-ı diğer Battal Gazi, yani vukuatları bitmek bilmeyen eleman sıvışalı beri onun beceremediği yüzey hazırlığı ile uğraşıyoruz. Battal Gazi'yi "Ölçüsüz Emek: Ahşap Tekne" başlığında, yeri geldiğinde uzunca yazacağım. Kişisel gelişim adına nefis bir deneyim...
Geçen haftamız bordalara tekrar mastarla macun yükleyerek ve ardından da tekrar takoz zımparayla geçti. Neredeyse hazır hale geldi yüzey. Yarın yoklama macunu çekeceğiz. Sonra bakacağız astara hazır mı, değil mi.
Biten bir sürü iş de var aslında. Mesela yeni küpeşteler nefis oldu:
Yeni başlayan işler de var. Sonunda sıra emektar ve de salmastralı iç glen sistemiyle yolları ayırmaya geldi. Tabi ki kolay olmadı. Hele ki sıra şaftı almaya gelince murphy aldı sazı eline. Şaftı alalım derken kovan da geldi, kovanı alırken otuz küsur yıllık beton da kırıldı. Ama sonuç olarak aldık ne varsa hepsini dışarı. 5 yıl önce elden geçirdiğim muska tahtasını da daha köklü bir çözüm bulmak üzere aldım dışarı. Şimdi kovanın üzerine tekrar beton dökmeden kovanı güvenli bir şekilde yataklamanın yolları üzerine zihin jimnastiği yapıyorum.
Yengeç yaklaşık sekiz yıldır benimle ve yüzlerce kez kendimizi emanet ettiğimiz zincir-çapa ikilisi de artık şımartılmayı hakediyordu. En sonunda galvanize gitti geldi ve cillop gibi bir kenarda geri yükleneceği günü beklemeye başladı.
Takvimler sonbaharı göstermeye başlayınca plan-programında tekrar gözden geçirilme zamanı geldi. Özellikle de suyu dahi olmayan bir toprak saha için aylık 6.341 TL alan Marintürk bu aydan itibaren COVID19 normalleşme süreci ayağına iki katını isterim deyince bize yine yol göründü. Şu ana kadar aldıkları elliikibin küsur lira içime oturuyor ama en azından bundan sonrası için bir dur deme zamanı geldi. Zaten halihazırda olası suya iniş iyimser bir tahminle Kasım ayı ortaları. Ve tabi kış, fırtına, bağlama sorunu vs düşündükçe iyice darlanmaya başladım. Dahası bu kadar uğraş ve emekten sonra apar topar suya indiresim de yok artık kayığı. Sonuç olarak marina dışına taşıyıp, tekrar çadır kurup Mart sonuna kadar karada tutmaya ve tüm işleri zamana yayarak ve mümkün olduğunca eksiksiz olarak tamamlamaya karar verdim. Anında da bir hafifledim, bir ferahladım...
Şimdi yarın itibarı ile Yengeç'i taşıma operasyonu hazırlıkları başlıyor...
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be... Whom the sea has taken Never shall be free."