Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4266
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#30: 09 Ocak 2017, 13:03:41
Cengiz Reis, yazmam yazmam demiştiniz, bir yazdınız, alnının catindan vurdunuz.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#31: 09 Ocak 2017, 13:19:46
Asıl ben teşekkür ederim. Ne güzel yazmışsınız, ne bilgiler ne anılar gizlidir o satırların arasında. İnanın çok isterim okumayı.
Elbet mümkün olduğunca ayrıntılara da girerek, rivayetler de dahil hep beraber yazıp hep beraber okuyacağız.
Tekrar teşekkürler. 
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#32: 09 Ocak 2017, 13:36:19
Güverteye yada havuzluğa uzandık, o şahane doğanın sesi ve kendimizle başbaşayız. Nice hayallere daldık, gökyüzü bizi kendimizden geçirdi.
Asılı gibi duran ışıklar ve kocaman bir tepsi ile göz gözeyiz. Ay hakkında nispeten birşeyler biliyoruz, az biraz da yıldızlar hakkında.
Peki bu yattığımız yerden bizi hayal alemlerine sürükleyen, çıplak gözle görebileceğimiz yıldızlar hangileridir ? Durun yahu orada gözüken yıldız mı ? yoksa gezegen mi ?

Gecelerden bahsettiğimize göre en parlak yıldız olan güneşi bir kenara bırakıyoruz. Sonra Elbet Ay geliyor, güneşin ay yüzeyine vurması ile gördüğümüz, kadim dost.
Bir de gezegenler var. Onları hep karıştırıyoruz, görmemize rağmen. Hep bizlere alındıklarını düşünmüşümdür.
Milyonlarca yıldır oralardalar ama daha ayırt bile edemiyoruz.

Çıplak gözle baktığımız da 5 tanesi görebiliyoruz. Jupiter, Venüs, Satürn, Merkür, Mars.
Güneş sistemimizde görülebildiği ve yıldızlardan farklı hareket ettiklerini gözlemledikleri için tanrısal özellikler atfetmişler eski uygarlıklar. Sürekli gezen yıldızlar. Aslında gezegen adıda buradan geliyor. Sürekli gezen.

Yıldızlar arasında gezinip durmak dediğimizde aklımız karışmasın ;  Yıldızlar gerçekte sabit değildirler ancak birbirlerine göre bizim yüzlerce yıl boyunca algılayamayacağımız kadar belirsiz bir hareketleri vardır. Bu yüzden onların bulundukları konumda sabit oldukları düşünülür. Dünya’nın bir günlük hareketi boyunca yıldızlar dünyanın dönüş ekseni etrafında tur atarlar. Bu dönüş ekseninin uzandığı noktada Kutup Yıldızı (Polaris) bulunur. Tüm yıldızlar hareket ederken Kutup Yıldızı’nın hep kuzeyi göstermesi bundandır.



Dünya’nın güneş çevresindeki hareketinden dolayı yıl içerisinde yıldızların konumları biraz değişse de birbirlerine göre olan  uzaklık ve açıları değişmez. Ancak gezegenler tamamen anlamsız bir rota çizerler, çünkü hareketleri bir çok hareketin üstüste binmesinden doğar.

Gezegenlerin kendilerinin Güneş çevresinde attığı eliptik tur, Dünya’nın kendi ekseni çevresindeki dönüşü, Dünya’nın Güneş çevresindeki eliptik yörüngesi. Bu hareketlerin birleşimi zaman zaman gezegenlerin bir harekette bulunurken birden vazgeçip geri dönüyormuş gibi bir görüntü vermesine dahi sebep olur.

Beş gezegen çıplak gözle görünebilirken Uranüs (V=6) ve Neptün (V=8) çıplak gözle görünebilecek kadar parlak değildirler.
Bu arada bir bilgide eklemek lazım V yani Kadir kavramı, gökcisimlerinin parlaklıklarını uzaklıklarından bağımsız olarak tanımlamamıza yarayan ölçü birimidir ve V ile gösterilir.
Bu kavramı Batlamyus bulmuş M.S.2 yüzyılda. Elbet sonraları geliştirilmiş iyice.

Çıplak gözle biz 6 kadir'e kadar görebiliyoruz. Negatif ve pozitif değerler ile anılırlar. Negatif değerler bizim en iyi görebildiklerimiz iken pozitive doğru gidildikçe yok olur.
Örneğin Gökyüzünde görebildiğimiz en parlak gökcismi olan güneş -26.8 kadirdir. Dolunay ise -12.5.
Parlaklık azaldıkca pozitiv olarak devam eder ve 6 kadir'e ulaşıldığında artık çıplak gözle göremeyiz. Bir de görünen kadir ve mutlak kadir diye ikiye ayrılır.
Görünen kadir Dünya’dan izlenen parlaklıktır. Mutlak kadir ise “Eğer bu cisim Dünya’dan 32.6 ışık yılı uzakta olsa idi, görünen kadri ne olurdu?” sorusunun yanıtıdır.

Bu bilgiden sonra, yıldızlar ve takımyılızlarına dönecek olursak ;

Gökyüzünde gördüğümüz parlak cisimlerden en kalabalık nüfusa sahip olanlar yıldızlardır. Çeşitli uzaklık ve büyüklüklerde olduğundan her birisi birbirinden farklı boyut ve parlaklığa sahiptir. Bu yıldızlardan aynı parlaklığa sahip olanları birliktelermiş gibi bir izlenim yaratır ve bu birlikteliklerden takımyıldızları doğmuştur. Büyük Ayı, Küçük Ayı ve yine burç kuşaklarına adını veren ve böylece astrolojiye kaynaklık eden İkizler, Akrep, Balık vb. pek çok takımyıldız, eski uygarlıklara gökyüzünü haritalama şansı da tanımışlardır. Ancak bu takımyıldızlarının üyelerinin birbiriyle pek de ilgileri yoktur. Hatta yıldız sanılan takımyıldızı üyelerinin bazıları tek başına bir galaksi bile olabilir.

Peki gökyüzünde görebildiğimiz en parlak onu yıldız hangisidir ? sorusunun cevabı şu şeklide olacaktır.

                                                                    Uzaklıkları (ışı yılı)                           Görünen kadir değerleri
1    Sirius                                                            8,6                                                  -1,46
2    Canopus                                                         74                                                     -0,72
3    Alpha Centauri                                         4,3                                                  -0,27
4    Arcturus                                                         34                                                  -0,04
5    Vega                                                         25                                                   0,03
6    Capella                                                         41                                                   0,08
7    Rigel                                                       1400                                                   0,12
8    Procyon                                                        11,4                                                   0,38
9    Achernar                                                         69                                                   0,46
10    Betelgeuse                                                643                                                     0,5

Bu listede ki yıldızların parlaklıkları sadece uzaklıklarından kaynaklanmaz.
Onların türleri (kızıl dev, süper dev, anakol yıldızı vb.) ve büyüklükleri de oldukça belirleyicidir. Sözgelimi, ismi Arapçadan türemiş olan Betelgeuse yıldızı bir kızıl dev dir.
Yani bir zamanlar bizim güneşimiz gibi anakol yıldızıyken, yakıtını tüketmiş ve birden genişlemiştir. İçerisinde gerçekleşen kimyasal kıyamet bir anakol yıldızına nispeten daha az enerji açığa çıkartır, bu yüzden rengi kızıldır. Ancak o kadar büyüktür ki (güneşimizin çapının yaklaşık bin katı çapa sahiptir) oldukça parlak görünür.


Gelelim “yıldız” sandıklarımıza… Galaksiler büyük yıldız topluluklarıdır. Onlar da kendi içlerinde galaksiler, cüce galaksiler, uydu galaksiler olarak sınıflandırılsa da temelde yıldız kümeleridirler. Bizim yıldızımız Samanyolu Galaksisi’nin bir üyesi olduğu için berrak ve açık bir gökyüzünde samanyolu hakikaten de samanların dökülmüş olduğu bir yolmuşçasına uzanıp giderken görünür. Gördüğümüz bu yol, bir spiral galaksi olan Samanyolu’nun güneşimizin de bulunduğu dış koludur. Ancak bizlere yıldız gibi görünen bazı gökcisimleri de yıldız topluluklarıdır. İlk bakışta bir yıldızdan farksız görünen, dikkatle bakıldığında bir ihtimal hafif bulanık olduğu anlaşılabilen bu kümelerdir.

Örneğin ;

Galaksi                             Uzaklık (Işık Yılı)                                                                         Not
Geniş Magellan Bulutu                160 bin                                         Sadece güney yarımküreden görünür. (V=0,9)
Küçük Magellan Bulutu                     200 bin                                              Sadece güney yarımküreden görünür. (V=2,7)
Andromeda Galaksisi              2,5 milyon                                                   Andromeda Takım yıldızının bir üyesidir. (V=3,4)
Omega Centauri                         18 bin       Önceleri yıldız ya da küresel yıldız kümesi olarak adlandırılırken Nisan 2010’da merkezinde bir karadelik olduğunun keşfedilmesiyle birlikte galaksi olarak anılmaya başlanmıştır. (V=3,7)
Triangulum Galaksisi               2,9 milyon                                        Oldukça zor da olsa çok açık ve ışıksız bir gecede seçilebilmektedir. (V=5,7)


Süpernovalar ve Bulutsular (Nebula) unutulmamalı elbet.
Edwin Hubble galaksilerin varlığını keşfedene kadar gökyüzündeki tüm “bulutsu” cisimler nebula olarak adlandırılıyordu. Andromeda Galaksisi buna bir örnektir. Ancak nebulalar yıldız kümeleri değildir. Bir “toz toprak” kümesi olarak anılsa yeridir hatta. Nebulalar toz, hidrojen, helyum ve pek çok iyonize gazı bünyelerinde barındırırlar. Bu tozlar eğer yeteri kadar fazla ise, nebulalar yeni yıldız ve gezegenler doğurmaya gebedirler.

Orion Bulutsusu (V=4), resimde yer alan Pipo Bulutsusu ve Güney Yarımküre’den de Kömür Bulutsusu çıplak gözle görülebilen (ya da karanlık nebula oldukları için görülemeyen) bulutsulardır. Bir de karanlık bulutsular vardır ve Samanyolu galaksisi içindekiler de aslında çıplak gözle görülürler; zira Samanyolu’na bakarken gördüğünüz katran karası bölgeler aslında karanlık bulutsulardır. Diğer bazı karanlık bulutsular, bir başka yıldızı örttükleri zaman görülebilirler.



Elbette kuyruklu yıldızlarda vardır. Onlar sürekli görülmezler. Çok uzak mesafelerde hızla turladıklarından bazı kuyruklu yıldızlar zaman zaman Dünya’da da çıplak gözle rahatlıkla gözlenebilir. Estetik kuyrukları sayesinde bir yıldızdan kolaylıkla ayırt edilebilir. Bu arada her kuyruklu yıldız periyodik bir yörügeye sahip olmadığını da unutmayalım.

Göktaşları da bizleri görsel bir şölen içerisinde mutlu etmeye meraklı taşlardır. Uzayda başı boş dolaşan göktaşları zaman zaman kendinden büyük başka bir cismin çekimine girer ve o cismin yüzeyine düşmek isterler. Eğer gezegenin kaydadeğer bir atmosferi varsa bu düşüş sırasında yanıp kül olurlar. Halk arasında “yıldız kayması” olarak da bilinen bu olay hemen hemen her gece gerçekleşir. Bu yıldız kaymaları gökyüzünde gördüğümüz, saman alevi misali bir anlık olaylar olabildiği gibi, dumanını seçebileceğimiz bir şiddette de gerçekleşebilir. Hatta Dünya yüzeyine ulaşmayı başaran göktaşları da vardır.

Yapay Uyduları da unutmamak gerekir. İnsan yapımı uydular ya da uluslar arası uzay istasyonu da zaman zaman bir gökcismiymişçesine gözümüze takılabilir. Yapay uydular açıları ve konumlarına göre -1’den +5’e kadar kadir değerlerine sahip olabilirler(4). Çok açık ve berrak bir gecede bu cisimlerin hareketleri rahatlıkla seçilebilir. Güneş ışığını bir anlığına yansıttıkları zaman beliren ve bir süre sonra kaybolan görüntüleriyle pek çok kimsenin aklına ilk olarak uçan daireleri de getirdiği oluyor. En azından kendilerini ufolog olarak tanıtan ve tanınamayan her nesneye “uçan daire” demeye eğilimli kimseler tarafından bu nesneler örnek olarak gösterilebiliyor. Şu an Dünya çevresinde 3000’den fazla yapay uydu var ancak bunlardan birkaç yüz adedi faal. Kalan gayrifaal uydular Dünya’nın çevresinde bir enkaz olarak dolaşıyorlar. Diğer yandan günde 15 defa Dünya çevresini dolanan Uluslar arası Uzay İstasyonu da (ISS) çıplak gözle en iyi seçilebilen insan ürünü gökcisimlerinden. Öyle ki bazen kadri -8’i bulabiliyor.

Eh, artık gökyüzünü seyrederken eskisi gibi şairene duygularla mı bakarsınız yoksa gerçek sebeblerle mi bilemem ama bize daha uzun süreler gökyüzünü gözlemlememize yardımcı olacağı kesin.


Gary A. McCue vd. “Optical Characteristics of Artificial Satellites”, North American Rockwell – Space Division: 1970.5. 5. Joe Rao, “How to Spot ISS and other satellites”
Douglas Adams, Otostopçunun Galaksi Rehberi İle Açık Bilim kaynaklarından yararlanılmıştır.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3585
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#33: 10 Ocak 2017, 12:57:22
Kaan , dur bi.. ne okuyacağımızı şaşırdık..  :)

Şu ölçü birimleri ile ilgili tespit ne kadar da doğru. Liseye kadar öğrenimini yurt dışında tamamlamış bir çok kişiye metre dediniz mi canlandıramıyorlar. 100 m.. 1000m  gibi.. Ama adım, kulaç, ayak, paröak dedin mi üç aşağı beş yukarı herkesin kafasında bir şeyler beliriyor.

Üniversite de sırf ölçü birimleri ve bunların birbirine çevrimi ile ilgili bir ders vardı. sadece bir birim olan birim ölçüleri ile işlemler yapar, birbirine çevirirdik.

BUgün, çocuklarımıza matematik diye öğretilenin aslında bir model olduğunu, tüm , sadeleştirme ve kısaltmaların, işlemlerin zamanında günlük hayatı kolaylaştırmak için olduğunu , o zamanlar hesap makinesi olmadığını öğretmeden matematik anlatılıyor.

Bu arada Newton 'un hareket kanunlarını belirleyebilmek için türev ve integrali bulduğunu okumuştum bir yerlerde..  :)

Matematik bilmeyen hiç bir şey bilemez..
  • IP logged

e

erdal duran

Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#34: 10 Ocak 2017, 16:13:21
Matematik bilmeyen hiç bir şey bilemez..

    ODTÜ mimarlık 1. sınıfta math 101 ve math 102 alıyorduk. Başka da mezun oluncaya kadar matematik dersimiz yoktu. Sınavlar 1. sömestir test usulü olduğundan atıp tutturup CC ile geçmiştim. 2. sömestir klasik sınava geçtiler ben tabii anında FF çektim. Bu en basit matematik olan math 102 yi mezuniyete kadar her sene tekrar alıp, her seferinde FF le çakmaya devam ettim :-\. Hatta son sene derslere ve sınavlara bile girmedim. Nasıl olsa fark etmeyecekti ???. Mezun olacağım ama matematik FF olduğu için olamıyordum. Gittim adviserımın kapısına dayandım !O__. Hocam dedim, bak dedim, ben dedim mimar olacağım dedim. Bütün bölüm derslerinde başarılı olmuşum ama kıytırık math 102 nedeniyle mezun olamıyorum dedim. Matematik bilmeme gerek yok, nasıl olsa ben tasarlayacağım hesabını kitabını inşaat mühendisleri yapacak, onu da ben yapacaksam mühendise ne gerek varki dedim >:(.  (Öyle bakmayın, tabiki asgari düzeyde toplama çıkarma bilirim, hatta ne bilgili bee, desinler diye arada sırada yüksek sesle kafadan çarpma işlemi yaparım. Etraftakilerin bana bakıp pis pis sırıtmalarına pek anlam veremiyorum ama vardır bir bildikleri herhalde.)  Benim adviser hocam; hımm dedi başını salladı ve benden biraz müsaade istedi. Matematik bölümüyle görüşmüş, benim bu dahiyane tezimi anlatmış ve onları ikna etmiş. Matematik bölümü Kurul  kararıyla bana DD vermiş. Böylece mezun oldum. Karar gerekçesinde ise "yaşı ve psikolojik durumu gözönüne alınarak DD verilmesine" diye yazmışlar ;D. Mezun olduğumda 40 yaşındaydım ;D.
    Yukarıdaki  paragraf kurgu değil gerçektir. Matematikle aram hiç iyi olmadı. Bu nedenle de hiç bir şey bilmem :(. Çok şükür ki inşaat mühendisleri  varda  çizdiğim projelerin inşaatları ayakta duruyor ;D ;D.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#35: 13 Ocak 2017, 16:45:28
Hazır başlamışken gökyüzünden konuşmaya, şu takım yıldızlarının isimleri ve hikayelerini de bir öğrenelim dedim. Elbette,  Mitolojide ki yerleri ve o güzel masalsı anlatımları ile.
Araştırırken A.Ü. Astronomi ve Uzay bilimleri bölümünden Yasemin Örs hanımefendinin bu takımyıldızlar ile ilgili bir çalışması olduğu görünce pek beğendim. Okuduklarımı sizler için derledim.

ANDROMEDA



Etiyopya’nın (Afrika’nın doğusunda yer alan eski adı Habeşistan olan ülkedir) prensesi Andromeda, Cepheus ve Casssiopeia’nın kızıdır. Kraliçe Cassiopeia, elli deniz perisinden oluşmuş bir grup olan Nereid’lerden daha güzel olduğunu söyleyecek kadar kibirli biriymiş. Nereid’ler birbirinden güzel olan ve her bakımdan deniz dalgalarının sembolü olan deniz perileri olduğunu hepimiz biliriz. Kraliçenin bu tutumu karşısında Nereid’lerin onuru kırılmış ve kraliçeyi cezalandırması için denizler tanrısı Poseidon’dan yardım istemişler.
Nereid’lerin ricası karşısında Poseidon, bir deniz canavarını Etiyopya’ya göndermiş. ( Bazı hikayelerde bu canavarın Cetus olduğu söylenir. Ancak genel olarak Cetus zararsız bir balina olarak bilinmektedir.) Kral Cepheus’un danıştığı Ammon kahini krala kızının kurban edilmesi şartıyla Etiyopya’yı su altında bırakabilecek bu canavardan kurtulabileceğini söylemiş.
Etiyopyalılar bu fedakarlığı kabul etmesi için Cepheus’u zorlamışlar. Bunun üzerine kızını bugün Tel Aviv olarak bilinen şehrin kıyısına zincirleyip, canavarın gelmesini beklemeye başlamış.
Bu canavar kayaya zincirlenmiş kızı gelip alacak ve ona ne istiyorsa yapacakmış.

  Tam bu sırada büyük kahraman Perseus prensesin imdadına yetişmiş. Perseus, Gorgon Medusa’yı kafasını keserek öldürdükten sonra kanatlı atı Pegasus’a binmiş geri dönerken tesadüfen prensesi zincirlenmiş bir şekilde ağlarken görmüş ve ona aşık olmuş. Prensesle konuşmaya çalışır, ancak uzunca bir süre prenses tek kelime bile konuşamaz .Ama Perseus’un ısrarlı tutumu karşısında prenses ona kim olduğunu neden zincirlendiğini ve olan biten herşeyi anlatmış. Bu sırada, deniz kabarmaya başlamış ve canavar görünmüş. Perseus, prensesin ailesine canavarı öldürebileceğini, ancak bunun karşılığında prensesle evlenmek istediğini söylemiş. Kral ve kraliçe bu teklifi hemen kabul etmişler. Perseus bunun üzerine Andromeda’yı kurtarmaya için harekete geçmiş. Gökyüzünde uçarken Perseus’un, suya vuran gölgesi, canavarın aklını karıştırmış. Canavarın aklının karışmasından faydalanan Perseus, canavarı oklarıyla öldürmüş.
 Başka bir masala göre Perseus, Medusa’nın ( bkz.Perseus ) kopmuş kafasını canavara göstererek onu taşlaştırmış.
(Efsaneye göre Medusa’nın yüzü o kadar çirkindir ki gören herkes birden taşa dönüşür.)

  Anlaşmanın kendi üzerine düşen kısmını yerine getiren Perseus, Andromeda ile evlenmek ister. Ancak, Cepheus kendi erkek kardeşi Phineus’u, Andromeda ile evlendireceğine dair verdiği sözü unutmuş. Phineus, Perseus ve Andromeda’nın düğününe, yandaşlarıyla gelmiş. Perseus burada da kahramanlığını göstererek, Phineus ve yandaşlarını savaşarak yok etmiş.
Kral Cepheus ve kraliçe Cassiopeia, öldükten sonra tanrı Poseidon tarafından gökyüzünde yıldızlar arasına alınarak onurlandırılmışlar.
Perseus ve Andromeda’da onlara gökyüzünde eşlik etmişler.

  Andromeda gökyüzünde, kolları sereserpe uzatılmış ve bileklerinden zincire bağlanmış bir kadın figürü olarak yer almaktadır.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#36: 13 Ocak 2017, 17:21:48
AQUİLA (Kartal)



 Milattan önce 8. Yüzyılda yaşamış olan Hesiodos’ın Theogonia adlı eseri mitolojinin en eski kaynaklarındandır. Theogonia evrenin ve tanrıların nasıl yaratıldıklarını anlatır. Hesiodos’a göre başlangıçta khaos vardı. Khaos karışık ve hiçbir şekil almamış olan uçsuz bucaksız boşluk ve karanlıktır. Khaos’tan geniş göğüslü, herşeyin dayanağı olan toprak ana Gaia çıktı. Gaia ölmezlerin yeri olan ve yıldızlarla bezeli bulunan göğü Uranos’u doğurdu. Gaia’nın kendi öz oğlu Uranos’la birleşmesinden Titanlar doğdu. Altısı erkek, altısı dişi olmak üzere oniki tanedir. Bu erkek titanlardan İapetos’un oğullarından biri insanlığın kurtarıcısı Prometheus’tur. Titan Prometheus ilk insanı yaratan tanrıdır.

  Tanrılarla ölümlü insanlar Mekone’de toplanmışlardı. Prometheus’da orada bulunuyordu. Kocaman bir öküz kesilmişti. Bunun paylaştırılması Prometheus’a düşmüştü. Bir tarafa hayvanın etinin en güzel parçalarını ayırdı, üstünü örtmüştü. Diğer tarafa hayvanın kemiklerini yığarak, üstüne yağlı parçalar koymuştu. Prometheus, Zeus’a, iki parçadan birini seçmesini söylemişti. Zeus kötü tarafı seçerse aslan payı insanların olacaktı; tersi olursa üstünlük yine tanrılarda kalacaktı. Baş tanrı daha iyi ve yağlı görünen parçayı seçmişti. Aldatılıp, kemik yığınını seçtiğinin farkına varınca öfkelenmiş ve insanları cezalandırmak için ellerinden ateşi almıştır. Prometheus bunun da bir çaresini bulmuştur. İçi baştan başa oyuk fakat tutuşabilir bir özle kaplı olan Ferule (şeytantersi ağacı) denilen ağaçtan eline bir dal aldı ve Olympos’a çıktı. Bu sopanın içine bir kıvılcım saklayarak, yeryüzüne insanlara getirmiştir. Kendi haberi olmadan ateşi çalarak insana verdiği ve insanı şımarttığı için Zeus, Prometheus’a öfkelenir ve onu cezalandırır.

  Kartal, Olympos tanrılarının lideri olan Zeus’a hizmet eden yırtıcı bir kuştur. Bazen yıldırım kuşu olarak da adlandırılır. Çünkü Zeus’un yıldırımlarını taşıdığı ve atıldıktan sonra geri getirebildiğine inanılır. Zeus, Kartal’ı Prometheus’un cezasını infaz etmek üzere görevlendirir. Zeus, yanardağların, ateşin ve sanayinin tanrısı Hephaistos’a emir vererek, bu saygısız titanı Caucasus (Kafkas) dağlarına zincirletir. Hephaistos, Prometheus’un ayaklarına ve kollarına kırılmaz zinciri geçirdi ve onları sağlamca kayaya çaktı. Zeus Kartal’a her gün Prometheus’un ciğerini yemesi için emir verir. Ancak Zeus, Prometheus’un ciğerinin her gün kendisini yenilemesini sağlayarak, ölmesini engeller ve acısının sürekli olmasını sağlar. Uzun bir zaman sonra Zeus, Prometheus’a acır ve onu affeder.
  Bir başka masala göre, Sagitta (Okçuk) takımyıldızı Kartal’ı öldüren oku temsil etmektedir. Prometheus’u acısından kurtarmak için, Herkül oku öldürmüş olduğu Hydra’nın (Su yılanı) kanıyla zehirleyip Kartal’a fırlatmış ve onu öldürmüştür.

Zeus ise sadık hizmetlerinden dolayı Kartal’ı gökyüzünde yıldızlar arasına koymuştur.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#37: 13 Ocak 2017, 17:29:26
AURIGA (Arabacı)



Ateş ve demir tanrısı Hephaistos’un oğlu olan Auriga, bir masala göre Atina kralıdır ve adı efsanevi kral Erichthonius olarak geçer. O Hephaistos’un yere saçılan tohumlarından meydana gelmiş yarı insan yarı yılan bir çocuk iken zeka tanrıçası Athena yerde çırpınan bu acayip yaratığa acımış, onu alıp bir kutunun içine koyarak Kekrops’un üç kızına vermiş ve kutuyu açmamalarını söylemiştir.
  ( Kekrops, Yunanistan’ın doğusunda küçük bir yarım ada olan Attika’nın efsanevi ilk kralıdır. Yunanlılara medeniyeti getirmiş ve Atina şehrini kurmuştur.)
Kekrops’un kızları tanrıçanın sözünü dinlemeyip kutuyu açmışlar ve Erichthonius’u görünce çıldırarak kendilerini Akropolis’ten (Yunancada akros=yüksek, polis=şehir demektir.) aşağı atarak intihar etmişlerdir.

Erichthonios büyüyünce Atina krallığını ele geçirir. Erichthonios, Atinalıların baş koruyucusu olan, uysallıkları ve yetenekleriyle ünlü dört atı birden süren ilk insandır. Bu nedenle yıldızlar arasına “arabacı” ünvanıyla alınarak Zeus tarafından onurlandırılır.

  Başka bir masala göre Arabacı, ırmak tanrısı Asopos’un kızı Antiope ile Atina krallarından Theseus’un oğulları olan Hippolytos’tur. Fakat Theseus, Antiope’nin ölümünden sonra ( veya Antiope’yi terk edip ) Girit kralı Minos’un kızlarından biri olan Phaidra ile evlenmiştir. Güzel bir kız olan Phaidra aşk yüzünden büyük bir faciaya neden oldu. Gerçekten ateşli bir kişiliğe sahip olan bu kraliçe, üvey oğlu Hippolytos’u görünce aklı başından gitti. Hippolytos’u elde etmek, aşk ateşini onunla paylaşmak için her çareye başvurdu. Genç çocuk, üvey annesinin aşkına karşılık vermeyince iftiraya uğrar. Phaidra, Theseus’a, Hippolytos’un kendisini kaçırmak istediğini söyler. Bu yalana inanan baba Theseus, oğlunun cezalandırılması için tanrı Poseidon’a yalvarır. Babaların çocukları hakkında kötü bile olsa isteklerini (çocukların dünyaya gelmelerine neden oldukları için), tanrılar her zaman kabul ederlermiş. Poseidon, Hippolytos arabasıyla deniz kıyısından giderken, dalgalar arasından dev bir boğa göndererek atlarını ürkütür. Atlar delicesine koşmaya başlarlar. Çok geçmeden Arabacı kaza geçirir ve feci bir biçimde can verir.

  Diğer bir masala göre ise Arabacı, tanrıların habercisi Hermes’in oğlu Myrtilus’tur. Kral Ooenemaus’un at sürücüsü olarak bilinir. Kralın çok güzel bir çift atı varmış. Onları i
krala savaş tanrısı Ares vermiştir. Bu yüzden bütün ölümlü hayvanlardan üstün oldukları düşünülürmüş. Kralın Hippodameia adında bir de kızı varmış. Kral kızına öylesine bağlıymış ki evlendirmek bile istemiyormuş. Ne zaman evlenmek isteyen bir delikanlı gelse, önce kendisini at yarışında yenmesi şartını koşarmış. Tabi damat adayının, kralın tanrısal atlarını geçmesi mümkün olmayınca, kral mutlu bir şekilde adayı reddediyormuş sonradan aday öldürülüyormuş. Çünkü kural böyleymiş: “kazanırsan kızımla evlenirsin, kaybedersen ölürsün”
Lydia (batı anadoluda bir yer) kralı Tantalos’un oğlu Pelops meydana çıkana kadar Hippodameia’nın evlilik konusunda şansı pek iyi gitmez. Genç kız Pelops’a gönlünü kaptırmış ya da artık bu yarışlara bir son verme zamanının geldiğine inanmış olacak ki, babasının arabacısı Myrtilos’u parayla kandırır. Myrtilos, kralın arabasının tekerleklerinin vidalarını gevşetince yarışı Pelops kazanır. Sonraları bilinmeyen bir nedenden dolayı, Pelops kendisinin Hippodameia ile evlenmesini sağlayan Myrtilos’u öldürtmüştür.
 
Baba Hermes, oğlu Arabacı’nın hatırasını yıldızlarda yaşatır.

  Başka bir masala göre Arabacı, Zeus’u emziren keçidir. Titanlardan(bkz.Aquila) Kronos, kız kardeşi Rhea ile evlenir. Kehanete göre çocuklarından biri onu öldürecektir. Bu nedenle karısı Rhea’nın her doğurduğu çocuğu yutarmış. Buna çok üzülen Rhea, son çocuğu Zeus doğduğu zaman gecenin karanlığından yararlanarak Girit adasındaki İda dağının tepelerine gider. Zeus’u oraya bırakır. Gaia (yer) çocuğu alır ve bir mağaranın dibine saklar. Rhea, kocası Kronos’a, yeni doğan oğlu Zeus yerine bit taşı kundak bezine sararak verir. Kronos taşı Zeus sanarak hemen yutar. Zeus, keçi Amaltheia’nın sütünü emerek dağda büyür. Zeus keçiye olan gönül borcunu, onu yıldızlar arasına alarak öder.

  Bir başka masala göre, keçi Amaltheia’nın çok çirkin ve ürkütücü bir görünüşü vardır. Bu görünüşü Titanları bile korkuttuğundan Zeus, kendisine keçinin derisinden bir pelerin yaparak düşmanlarını korkutur. Zeus’u koruyan bu pelerin Aegis olarak bilinir.

  Auriga, kuzey yarımkürenin en parlak yıldızlarından biri olan Capella’yı içeren bir takımyıldızdır. Auriga genellikle bir savaş arabası kullanıcısı olarak resimlenir. Bu yıldıza ilşkin her kültürde pek çok efsane vardır. Genç Auriga bir elinde kamçı, diğerinde ise biri erkek biri dişi olan iki keçi tutar. Capella’nın anlamı “küçük keçi”dir. Diğer dişi olan keçi Zeus’u emziren Amaltheia’dır.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#38: 14 Ocak 2017, 12:00:17
CANİS MAJOR (Büyük Köpek)



Büyük köpek Avcı’nın meşhur köpeklerinden biridir. Bir masala göre, Büyük Köpek, üstün yetenekli bir köpek türü olarak bilinen Laelaps türündendir. Kimsenin yetişemeyeceği kadar hızlı koşabilme yeteneği ile ünlüdür. Onu bir çok kişi sahiplenmiş olsa da son sahibi, Atina kralı Erichtonius’un( bkz. Auriga) kızı Procris’tir. Procris aynı zamanda Hermes’in oğlu Cephalus’un karısıdır. Bazı masallarda Prokris’e Büyük Köpeğin av tanrısı Artemis’in yolladığı, bazılarında ise Girit kralı Minos’un yolladığı anlatılmaktadır. Girit kralı, Procris’e bir de sihirli mızrak hediye eder. Mızrağın özelliği her zaman hedefine doğru yol alması ve hiçbir zaman hedefinden sapmamasıdır. Bir av sırasında, Cephalus mızrağı yanlışlıkla karısına yönlendirir ve sihirli mızrak Procris’in ölümüne neden olur. Cephalus’a ise sürgün cezası verilir.

  Bir süre sonra Cephalus Yunan şehri olan Boeotia’ya ( Thebes’te bir şehir) gider. Thebes şehrinde insanlara korku salan bir tilki yaşıyormuş. Bu tilki kimsenin yakalayamayacağı kadar hızlı koşabilen özel bir hayvandır. Cephalus, Büyük Köpeği tilkinin üzerine salar ve bu iki hızlı hayvan sonu gelmeyen bir kovalamacaya başlar. Bu bitmeyen mücadeleye son veren Zeus olur ve her ikisini de taşa dönüştürür.

Daha sonra Büyük Köpeği yıldızların arasına gönderir.

Orion’un iki köpeğinden büyük olanı Canis Majör’dür. Avcının (Orion) hemen önünde Tavşan’ı (Lepus) kovalar. Orion’un Boğa (Taurus) ile savaşına yardım etmek için orada olduğunu anlatan hikayeler de vardır.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#39: 14 Ocak 2017, 12:03:12
COMA BERENICES (Berenices'in saç'ı)



Berenis’in Saçı, gerçek bir insanla özdeşleşen nadir takımyıldızlarından biridir. Saçlarının güzelliğiyle gururlanan Mısır Kraliçesi Berenis, yüzyıllardır süregelen geleneklere bağlı kalarak, erkek kardeşi Ptolemy III Euergetes ile evlenir. Evliliklerinden kısa bir süre sonra Berenis’in kocası Asya’daki bir savaşa katılmak üzere ülkeden ayrılır. Bunun üzerine Berenis, tanrılara adakta bulunur. Kocası savaşta galip gelip, sağ olarak geri dönerse karşılığında saçlarını keseceğine dair söz verir. Ptolemy, evine zaferle döner ve Berenis saçlarını keser. Kestiği saçlarını Zephyrium’da annesine ithaf edilen bir tapınağa bırakarak sözünü yerine getirir. Ancak, ertesi gün saçların bırakıldığı yerde olmadığı görülür.

Ptolemy ise gökyüzünde Aslan’ın Kuyruğu’nun yanındaki birkaç yıldızı göstererek kaybolan saçların yıldızların arasına katıldığını söyler.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 14 Ocak 2017, 12:10:35 Gönderen: Tan Kaan Özkan »

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#40: 14 Ocak 2017, 12:09:54
CORONA BOREALIS (Kuzey Tacı)



Girit kralı Minos, kraliçe Pasipae, kızları prenses Ariadne ve Theseus ana karakterleri çevresinde gelişen bir masaldır. Minos, Sarpedon ve Rhadamanthys, Zeus ve Europe’nin oğullarıdır. Üç kardeşin büyüğü olan Minos Girit tahtına çıkmak isteyince, kardeşler arasında büyük bir kavga kopmuş. Minos tanrıların ondan yana olduklarını ileri sürmüş. Bunu kanıtlamak için deniz tanrısı Poseidon’dan bir dilek dilemiş. Poseidon’un denizden bir boğa göndermesini istemiş. Eğer tanrılar kendisinden yana iseler, dileği gerçekleşecekti ve denizden gelecek boğayı tanrılara adayacaktı. Minos’un dileği yerine gelir. Denizden köpükler gibi ak bir boğa çıkıverir. Minos, krallığının işareti sayılan bu boğayı alır ve kardeşlerini ikna etmiş bir halde tahta oturur. Ama tanrılara kurban etmeye söz verdiği boğayı kurban etmeyi unutarak, ak boğayı sürülerin içine damızlık olarak gönderir.

  Bu duruma çok kızan Poseidon, ak boğayı Minos’un başına bela etmiş. Bir masala göre ak boğa kudurur. Kimsenin baş edemediği bir canavar halini alır. Ve sonunda Herkül tarafından öldürülür.
  Başka bir hikayede, kral Minos, güneş tanrısı Helios’un kızlarından Pasiphae ile evlidir. Kraliçe Pasiphae, bu ak boğaya, doğa dışı bir aşkla tutulur ve onunla birleşir. Çılgına dönen Minos, boğayı öldürtür. Bu olaydan sonra Girit sarayının yaşamı karma karışık olur. Güneş tanrısı Helios’un tüm kızları gibi Kraliçe Pasiphea da büyücüdür. Aşık olduğu boğayı öldürttüğü için Minos’u büyüler. Yaptığı büyü ile Minos’un yatağından akrepler, yılanlar, çıyanlar çıkmaya başlar. Bu yılanlar, akrepler, çapkın Minos’un yatağına giren her kadını sokup öldürmekteymiş. Minos’un erkeklerle de aşk maceraları yaşadığı da ileri sürülür.

Bir süre sonra Pasiphae, yarı boğa, yarı insan olan bir canavar doğurur. Adı Minotauros’tur ( Minos Boğası anlamındadır). Minos bu korkunç yaratığı saklamak için mimar Daidalos’a Labyrinthos (labirent ) sarayını yaptırır. Canavarın belli zamanlarda beslenmesi gerekmektedir. Her defasında yedi genç erkek ve yedi genç kızdan oluşan Atina’lı genç grup, canavar Minotauros’a yiyecek olarak verilmekteymiş.

  Bir defasında Minotauros’a yiyecek olarak gönderilen gençlerin arasında, Poseidon'un oğlu Theseus da bulunmaktaymış. Kral Minos’un kızı Ariadne, Theseus’u görür ve ona aşık olur. Prenses Ariadne, labirentte yolunu kaybedip Minotauros’a yem olmaması için, Theseus’a bir yumak ip verir. Karşılığında Theseus, kaçarken, Ariadne’yi de beraberinde götüreceğine söz verir. İp yardımıyla canavar Minotauros’u öldüren Theseus, diğer gençler ve Ariadne’yle birlikte bir gemi çalarak kaçar. Naksos adasında (Ege denizinde bir ada) dururlar. Theseus, burada Ariadne’yi terk eder. Terk etmesinin nedeni hakkında bir çok masal vardır.

Bir masala göre, bir tanrı ( Şarap tanrısı Dionysos olduğu söylenir ), Theseus’u Ariadne hakkında uyarır. Ariadne’nin bir tanrıya (o tanrı Dionysos’un kendisidir) evlenmek üzere söz verdiğini ve ölümlülerle evlenmeyeceğini söyler. Bunun üzerine Theseus Ariadne’yi bırakarak adayı sessizce terk eder.

  Theseus Atina’ya dönerken, zafer işareti olan beyez yelken açmayı unutur. Thaseus’un babası Atina Kralı Aigeus ( Latince Eegeus, Fransızca Egee ), oğlunun yenildiğini ve öldüğünü sanarak kendini denize atar ve ölür. O günden sonra, o denize “EGE” denmektedir.

  Girit zaferi dönüşü Theseus, Yunan ülkesine (Attika) kral olur. Ve Attika ülkesinde yeni ve güzel bir düzen kurar.

  Bazı masallara göre Kuzey Tacı, Theseus’a deniz perisi Thetis tarafından labirentte yolunu bulabilmesi için verilmiştir. Labirentte, taçtaki mücevherlerin ışığı yardımıyla yolunu bulması kolaylaşacaktı. Labirentten çıktıktan sonra, Theseus tacı Ariadne’ye vermiştir.

Bir başka masala göre Kuzey Tacı Ariadne’ye evlilik armağanı olarak Aphrodite tarafından verilmiştir. Ancak, tüm masalların ortak yanı tacın Ariadne’ye ait olmasıdır.

  Ariadne, Theseus tarafından terk edildiği günlerde şarap tanrısı Dionysos tarafından görülür. Dionysos ona aşık olur ve evlenme teklif eder. Ancak Ariadne, Dionysos’un bir tanrı olduğuna inanmaz. Bunun üzerine Dionysos, Ariadne’nin tacını gökyüzüne fırlatır. Taç gökyüzüne yükseldiği gibi üzerindeki mücevherler yıldızlara dönüşür. Bu gün bildiğimiz Kuzey Tacı takımyıldızı oluşur. Ariadne, Dionysos’un tanrı olduğuna inanır ve onunla evlenir.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1178
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#41: 14 Ocak 2017, 12:51:38
Kaan reis ,

Eline (yazmışım kusura bakmayın elinize olacaktı)  sağlık çok keyifli.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 14 Ocak 2017, 13:03:32 Gönderen: Serkan Güvenen »

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#42: 14 Ocak 2017, 13:01:24
Teşekkürler.
Sevindim keyif almanıza  :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#43: 14 Ocak 2017, 13:30:45
Kaan Reisim, ilgiyle takip ediyorum özellikle işin mitolojisini paylaşınca çok güzel oldu, insan yıldızlara daha bir anlam yükleyerek bakıyor.

Bu vesileyle geçen günlerde yan forumda paylaştığım tecrübemi burada da aktarmak isterim:

Kri-Kri'yi aldığımız zaman, İzmir'den Mersin'e Mersin'in balıkçı kasabası olan Karaduvarlı bir korsan ile geldik. Korsan dediysem harbi korsan; şu an bizim denizlerde korsanlık namına ne yapılacağını düşünüyorsanız onları yapan birisi. Teknede otopilotumuz yok Fethiye'de geçirdiğimiz bir gece hariç motor, zaman zaman da motor + yelken yol aldık (kendisi yelken işine pek ısınamadı) ve hep dümen tuttuk.
Bu korsan, elinde küçük bir Garmin etrex el gpsi ile geldi. Balıkçılıktan diğer işlere, Çanakkale'den Kıbrıs'ın güney açıklarına kadar her yerde onu kullanıyormuş. Yola çıktığımızda önüne teknedeki chartplotterı ve cep telefonumdaki Navionics'i de açtım (rotayı ince ince çizmiştim). Gece seyirlerinde hepsini kapatıyor (cihaz ışıklarından rahatsız oluyordu) yalnızca 2-3 saatte bir benden bunları açmamı istiyor; rotayı düzgün takip edip etmediğimizi kontrol ediyordu. Saatlerce yol alıp rotadan hiç sapmadığına şahit oldum.  Gündüzleri ise benim saatlerce göremediğim onunsa şıp diye gördüğü körfezlerin burunlarına ait silüetleri takip ediyordu. Dümene ben geçtiğimde ise aletler hep açıktı, zaten tekneyi biraz gezdiriğim için rotayı sürekli cihazdan takip etmem gerekiyordu.

Kabaca körfezleri uçtan uca geçtiğimiz için yaptığımız seyir kıyı seyri sayılabilir ve sadece Antalya körfezini geçerken gerçek bir açık deniz seyri yaptık ancak 12 saatten fazla hiçbir kara parçası görmediğimiz bu seyirde dahi adam şaşmıyordu. 

Kendisine geceleri hiçbir cihaz olmadan nasıl bu kadar kusursuz seyrettiğini sorduğumda bana adını dahi bilmediği bir yıldızı gösterdi. "Bu yıldız önümüzde doğdu ve bu şekilde direk boyunca yükselecek bunu takip edersen rota şaşmaz" dedi. (baş kıç iskele sancak var ama pruva pupa yok dağarcığında) Hakikaten de şaşmadı; ne o yıldız ne de 4 gün boyunca diğerleri... Ne Güney'e inerken ne de Doğu'ya seyrederken...

Kendisine sadece Kutup Yıldızının sabit kaldığını ve sadece bunun sabit olarak Kuzeyi gösterdiğini diğerlerine nasıl güvenebileceğimizi sordum (zira bilmiyordum). tek dediği "Vallahi abicim ben senin gibi okumuş bir adam değilim, ömrüm denizde geçti, bildiğim birşey varsa o da şu yıldızın tıpkı güneş gibi ay gibi doğudan doğup öylece yükseliyor olduğu, bak saatlerdir takip ediyoruz hiç şaşmış mı?" oldu
Gerçekten saygı duyulacak bir durumdu..  bu vesileyle paylaşmak istedim...

Sevgi ve Saygılarımla,

Erman...
Ağzı açık yıldızlara bakan dümenci...
  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Yıldızlara Bakarak Kabaca Yön Tayini
#44: 14 Ocak 2017, 14:14:32
İlginçmiş.
Doğrusu, ayrıntısını öğrenmek isterdim. Tek bir yıldız takibi ile rota tutmak ? Mevsimsel değişiklikler, yörünge farkları, saatler çok değişken. Mesela baktığı yıldız mı gezegen mi ?
  • IP logged

 
Yukarı git