Cevat reisim, sevilen biri miyim bilmem ama en azından nefret edilen biri olmamaya çalışıyorum tüm yaşantımda. Ama daha önemlisi, her kim olursa, sevmediğim biri bile olsa, ki pek yoktur yaşantımda, hemen her konuda elimden geleni yaparım. Denizci dayanışması ya da aslında özümüzde olan, çocukken okul sıralarında bile öğretilen "imece" kavramı. Günümüz insanı için biraz tartışılır görünse de insan bu kavram sayesinde önce varoldu, sonra insan oldu.
Dilerim deniz ortak paydasında da olsa geliştirebiliriz bu dayanışmayı.
Lumboz konusu bir yandan ilerlerken araya dayanışma konusunu da serpiştirelim.
Eduardo Galeano Aynalar kitabında şöyle yazmış.
'' Nasıl yapabildik?
Diğer hayvanların bize karşı yaklaşımı hor görme, bilemedin merhamet şeklinde tezahür ediyordu. Düşmanca ortamın içinde hiç kimse bize saygı göstermiyor ve hiç kimse bizden korkmuyordu. Gece ve orman bizi çok korkutuyordu. Bu dünya zoolojisinin en savunmasız hayvanları, işe yaramaz yavruları, neredeyse bir hiç olan yetişkinleri bizlerdik; ne pençelerimiz vardı, ne keskin dişlerimiz, ne çok hızlı koşan bacaklarımız ne de iyi koku alma duyumuz.
Bizim hikayemizin başlangıcı şu anda bir sis perdesinin ardında gizli. o zamanlar tek yapabildiğimiz herhalde taşları fırlatmak ve bir odun parçasıyla vurmaktan ibaretti.
Şimdi insanın aklına şu soru gelebilir: Hayatta kalmanın mucizelere bağlı olduğu bir ortamda bunu başarmamızın sebebi kendimizi toplu halde savunmak ve yiyeceğimizi paylaşmak mıydı acaba? Bugünün insanlığı, herkesin kendi bacağından asıldığı ve herkesin kendi canını kurtardığı günümüz medeniyeti dünya üzerinde ne kadar hüküm sürebilir ki? ''
Bu vahşi düzen böyle gitmez. İnsanoğlu temelinde dayanışma ve adil bölüşme düzeninin nasıl olacağını bulacak ve bunu uygulamayı başaracağına inanıyorum.