Muhtemel teknedeki en sevimsiz ve soğuk şeydi. O kadar yağlanmış ahşabın, tikin içinde ön güvertede katlanmış bir şekilde durup dururdu. Aslında açıp, koyduğumda admiralti olduğundan son derece hoş duruyordu ama koca çapa bu sefer ön güverteyi tamamen kaplıyordu.
Üstelik , açık olduğunda denizin dibine mıh gibi çakılan bu demir, ön güvertede karada yürüyemeyen martılar gibi sallanıp duruyordu.
Malum, Çardak koyunda , kilidi çözüldü ve 3 m. Suda bulamadım O'nu..
Cuma günü perşembe pazarında , dün de Tuzlaya gidip, benzerini aradım. Buldum aslında Perşembe pazarında ancak taşımak zor geldi . Belki Tuzla da daha ucuzunu bulurum, hem taşıması kolay olur diyerek Tuzla ya gittim.
On kiloluğu var ancak bana 15 kilo olanı lazım. tekne malzemesi satanlarda yok. Onun yerine bir sürü pulluk tipi kromdan yapılmış prıl prıl parlayan çapalar sarmış ortalığı.
Satıcının birisi , hurdacılara bakmamı, belki orada bulabileceğimi söyledi.. Bozuldum biraz.. Belki daha ucuza bulurum diye kendimi teselli ederek cadde üzerindeki büyük hurdacıya gittim.
Her yer hurda zincir, gemi ekipmanı dolu. Krom çapalar dükkan önüne asılmış güneşte parlıyorlar. Bir tane krom ama büyük admiralti var. Çok hoş bir çapa. Kim bilir hangi guletin ya da benzer bir teknenin çapası idi. 36 kg. Muhtemel bir gulet çapası.
Küçüğü yokmu? diye soruyorum. Dükkan da çalışan Belki de sahibi , -yok abi sen tekneyi büyüt gel -diyor.. Sonra eksik ve sigara içmekten sararmış dişlerini göstere göstere gülüyor yanındakilere doğru. Muhtemel sevdiği bir muhabbet. Daha önce de yapmış anlaşılan. Nasıl kapak yaptım der gibi arkadaşlarına dönüp gülünce , onlar da bir kahkaha koyuveriyorlar.
Omuz silkip yürüyorum. Karşıda bir esnaf lokantası var. Oraya yürürken başkaca bir hurdacı görüyorum, kocaman vapur ve gemi demirleri var kapısında. İçeri giriyorum.
Admiralti çapa var mı diye soruyorum. Bu sefer dükkan sahibi olduğu belli olan adam , yanıtlıyor.
-Abi dekoratif amaçlı mı kullanacaksınız.?
-yok yahu çapa olarak kullanacağım.
-abi pek soran olmuyor , soranlar da dekoratif amaçlı restorana filan koyuyorlar.
-eeeee var mı yok mu?
- arkada bir yerlerde olacaktı abi .. Bir bak istersen.. Ama pahalı biraz..
Kıytırıktan, dediği gibi dekoratif amaçla yapılmış çapalar. Hey gidi admiralti.. Hurdacı dükkanında bile yerin kalmamış bak.
Hepten canım sıkılıyor. Dostlara çapayı kaybettim dediğimde , hemen markasını soruyorlar, admiralti diyince teselli etmek adına - o hoooo ben de pahalı bir şey sandım dı üzüldüğün şeye bak - diyorlar.
Oysa bana göre teknenin çapasını kaybetmek, askerin silahını kaybetmesi gibi bir şey..
İçimden, - o beğenmediğiniz çapa, her zeminde tutar . Binlerce yıllık geçmişi Var.Olabilecek tek kusuru , tekne döndüğünde zincir , çapanın dışarıda kalan ucuna sarılıp, çapayı yerinden sökebiliyor. O da zinciri kısa tutarsan.. Onun dışında asla taramaz. İki kere attığımı hatırlamam. Sizin pulluk tipi parıldayan çapalarınız gibi fiyakalı, pahalı değil ama , Bademil de gece inen civarna da O olmasaydı ne yapardım.. Ya da pisagor koyunda sabaha karşı esen rüzgarda.. Admiralti değilmiki mışıl mışıl uyutan beni- demek geliyor..
Bir eşyanın kıymeti , sadece fiyatı ile mi ilgilidir dostlar. ? Gerçi şimdi öyle oldu. Siz de haklısınız. Ne kadar pahalı ise o kadar değerlidir. Geri kalanların hiç değeri yok.
Ah admiralti.. Uyumsuzsun işte.. Öyle pulluk çapalar gibi , çekildiğinede hiç problem çıkarmadan yuvana girmiyorsun ki sen. Deniz dibinde tutmuş tutmamış.. Boş ver sen bunları . Bu devirde uyumsuz olmayacaksın, aykırı olmayacaksın. Evet efendim sepet efendim diyeceksin. Herkesler ne yapıyorsa sen de onu yapacaksın.
sonra böyle beş paralık değerin kalmaz bu denzicilik camiasında.. Yok binlerce yıldır kullanılıyormuş ta , yok her zemin de tutarmış da.. Emekli ol artık sen.. Binlerce yıl çalışmışsın işte., hem çalıştın da ne oldu. Bak pabucunu dama arıverdiler. Artık her zemin için farklı çapalar var bir kere. Bakasna adamların portuçlarında dört farklı tip demir var , zeminine göre ayrı ayrı.
Ya sen ? Havalı bir ismin var ama . hepsi o! . sen amelesin.. Ya da her işe koşan çalışkan ama saf ırgatlar gibisin işte.
Ah biraz uyumlu olaydın..
güzel bir yazı yazmışım.. Hoşuma gitti tekrar okuyunca. Ancak fikirlerim değişti tamamen. Ne değişti anlatayım efendim.
Bu yıl Tayo MAr artık bir patalyası olunca çok daha fazla demir attı. Demiri attıktan sonra dalıp kontrol etmek adetten olduğundan her seferinde tutup tutmadığını kontrol ediyordum. Ama bu yıl, özellikle kalabalık koylarda diğer teknelerin çapalarını da incelemeye başladım.
Admraltiye gelmeden önce bu pulluk tipi " modern " çapaların en iyi tuttukları kum zeminde inceleme fırsatım oldu.
denizcilik konusundaki tek markamız Ultura dan başlayayım önce. Benim gördüğüm pulluk tipi çapaların içerisinde sadece Ultura deniz zemininde doğru pozisyondaydı. Diğerleri yan duruyor çoğunlukla.
Bence bu çapalar şöyle çalışıyor. Doğru atılmış bir pulluk tipi çapanın tekne ile pek bir ilgisi yok. Çapa sadece zinciri tutuyor. Tekneyi tutan zincir. Çapa değil bu modern sistemlerde.
O yüzden her şarta kolomayı mümkün olduğunca uzun tutmak gerekiyor. Daha da önemlisi çoğu doğru pozisyonda durmadığından ilk atıldıktan sonra doğru pozisyona getirmek gerekiyor. Bu yüzden kesinlikle bir miktar tornistan şart.
Hatırlarsanız admiralti için fiyat -performans açısından bakıldığında en iyi çapa demiştim ya. Yani uygun fiyata alınabilecek en işe yarar çapa demiştim.
Yanlışmış ! Kusura bakmayın.
Admiralti meğerse fiyattan da bağımsız olarak dünyanın en iyi çapa imiş. Bakın neden?
Tutması ile ilgili de çok neden var ama, genelde bu demir konuşulurken hep "tutma" performansı konuşuluyor . Oysa " ayrılma " performansı da konuşulmalı.
Admiralti' çapanın en önemli özelliği çok iyi tuttuğu gibi zeminden bağımsız olarak çok kolay da ayrılabilmesi.
Binlerce yıllık denizci gelenekleri ile şekillenmiş bu çapanın bir önemli özelliği de bu.
Çünkü bedeni tüm diğer çapalara göre çok daha uzun. Tırnak yüzeyi daha küçük. Ayrıca geometrik olarak daha büyük ve daha ağır.
Öncelikle çipo denilen ucundaki bar sayesinde admiraltinin doğru pozisyon alamaması mümkün değil. Her ne şekilde atarsanız atın , çapa deniz yüzeyine doğru oturuyor.
Her durumda çapanın bedeni dışarıda kalıyor. İşte bu bedenin dışarıda kalıyor olması "ayrılma " sırasında en önemli avantaj. Beden uzun olduğundan , ayrılma sırasında çekme gücü tam da bedenin dibine uygulandığından modern çapalara göre daha çok bir döndürme momenti oluşuyor. ÇOk önemli bir ayrıntı.
Bir diğeri ise kayalık zeminde "ayrılma " sırasında tüm çapalara göre açık ara önde. Modrn çapalara göre çok daha narin ve büyük olduğundan kaya arasına sıkışması zor. Sıkışsa dahi modern çapalar gibi küçük olmadığından tüm bedeni ile sıkışmıyor. Kurtarmak daha kolay.
Binlerce yıllık tecrübe ile şekillenmiş Admialti her durumda pulluk tipi çapalara kıyaslandığında açık ara önde.
Hem fiyat, hem tutma, hem de ayrılma performansı gerçekten çok üstün. Hepi topu 50 yıllık denenmişliği olan bu pulluk tipi çapalar ise admiralti yanında gelişmişlik açısından bakıldığında daha taş devrinde sayılırlar. Kimse kusura bakmasın.
Anck bu yıl yine farkettiğim çok önemli ve tehlikeli bir durum söz konusu. Modern çapalar ve yuvalasrı çok tehlikeli. Ayrılma ve yanaşmalarda bu çekme aparatı ve demir dışarıda duruyor ve benim gördüğüm yaralanmalı çarpışmalarda en büyük zararı bu dışarıda koç boynuzu gibi duran demir ve aparatı neden oluyor. Bu aparat ve demir resmen bir " canavar "
Oysa ki her durumda demirin güverteye alınması şart. Aksi taktirde diğer tekneler için ciddi bir tehlike oluşturuyor.
İşte admiralti kullanıyorsanız zaten katlayıp güverteye alıyorsunuz. Alın size bir önemli ve yararlı özellik daha.
Demirleme konusunda sorun yaşamak istemiyorsanız siz iyisi mi teknenizde bir admiralti bulundurun. Pİşman olmazsınız.