Ben gözlemlerime dayanarak bir iki görüş bildirmek istiyorum. Tayo Mar 'ı ilk satın aldığımda , Mizana direğinin üstü tam da yüzüğün iç kısmı giren sulardan bildiğiniz çürümüştü. Görüntüler Can Hocamın koyduklarından da beterdi.
Çürük kısmı kestim. Yeni Yüzük yaptırdım. Yüzüğün üzerine havalandırma delikleri açtırdım. sonra direkten tüm verniği kazıdım. Güzelce kimyasal emprenye yaptım. Sonra da yağladım. Tamamen açıkta duruyor. İki yıldır hiç bir çürüme ya da mantarlaşma yok.
Keza mizana direğinin , girdiği oyuk ta sürekli nemden, direğin altının mantarlaştırmıştı. Orayı da kestim, temizledim, emprenye edip yağladım. Üstten ve alt taraftan kestiğim kadar , direğin hemen altına bataklık tiki diye tarif ettiğim ahşaptan , ahşap tornacısında bir direk parçası yaptırdım. Bunu da empirenye edip, yerine yerleştirdim. Sonra direği ve bu alt parçayı birleştirmek için, paslanmaz borudan bir parça yaptırdım. Bu borunun üzerine de havalandırma delikleri açtırdım. sonra bunları bu boru ile birleştirip, çarmıhlar ile gerdim. Hiç bir çürüme , mantarlaşma yok.
Benim gördüğüm, ahşap, hava almalı, giren su, sıcak havada rahatlıkla buharlaşabilmeli. İçinde kalmamalı. O zaman ne çürür, ne de mantarlaşır. Koyduğunuz örnekler , bakımları yapılmamış civadraların örnekleri. Bakımı yapılırsa ahşap, hiçbir şekilde bu şekilde çürümez.
Emprenye kimyasal yolla yapılmaz Ersin.
tek bir yolu vardır basınç kazanlarında yüksek basınç altında kimyasal buhar emdirilme yöntemi.
PTT direkleri bu yöntemle emprenye edilir mesela.
Kimyasal emprenye entel dantel bir söylemdir.
Birde emprenye edebilme şartlarının olmadığı yerde tarla kenarına dikilen çit direkleri mesela,
toprağa girecek kısmı ateşte kömürleştirilerek dikilirse uzun yıllar sorun çıkarmadan sağlamlıklarını korur.
Ama o direklerinde üzerlerinde ki kabuk kesinlikle soyulur.
Sakın yanlış anlama ağaç işlerine ilgin ve çabaların çok güzel ve takdir edilecek durumda.
>Amcası ve dayısı marangoz olan üstüne üstlük dedesi de çatı - duvar ustası olan bir garip olarak
yaşadıklarımın süzgecinden geçen bilgiler bunlar ne yazık ki.
Garip diyorum kendime, çünkü;
Hiç boş anım olamazdı bu amca dayı ve dede nedeniyle.
Ha bak başka bir bilgi, tekne karinası dıştan epoksi ile kaplanır,
ama içeriden asla epoksi ya da geçirimsiz bir maddeyle kaplanmaz.
Su bazlı bir ahşap boyası çok daha uygun olur.
Bunun nedeni senin dediğin gibi hava alabilmesi içindir.
Direk ya da bastonda su girmesini engellersen çürüme de olmaz.
Muhtelif su girme yerleri o bileziklerin civatayla tutturulması için açılan deliklerdir.
Koyduğum örnek resimlerin ait olduğu tekne sahiplerinin yaptığı bakım işlerini görsen;
Bakımsızlıktan çürümüş fikrini değiştireceğine eminim.
Bu arada bataklık tiki diye bir ağaç türü yok.
Breziya tiki, Afrika tiki, Birmanya tiki hatta Rodos tiki bile var ama bataklık tiki yok maalesef.
Sert ve özgül ağırlığı yüksek ağaçların periyodik cetveli gibi bir tablo var onu yükleyeyim bir ara bulduğumda.
Şimdilik şu tabloyla idare ediver.