Türkiye’de doğal ortamlarda Dağ Karaağacı, Hercai Karaağaç, Ova karaağacı türleri yetişir.
Kagaç ağacının kerestesi kahverengi, sert, esnek ve suya dayanıklıdır.
Dayanıklı fıçı-ambar (şarap için değil ) ahşap tekne yapımında teknelerin omurgasında,
At arabalarında, tren vagonların tahta bölümlerinin yapımında ve mobilyacılıkta kullanılır.
İnce kesilmiş kagaç ağacının ur çıkıntıları kaplamacılık ta, bıçak sapı yapımında gövde ve dal kabukları ezcacılık ta bağırsak yumuşatıcısı olarak, yaprakları ise hayvan yemi olarak kullanılır.
Yaprakları hem yeşil hem kuru olarak oldukça besleyicidir.
Keçilerin hemen hemen yaprağını yemediği ağaç türü yok iken,
koyunların yediği üç beş ağaç türünün içinde Kagaç yaprakları önemli bir yer tutar.
Evde beslenen koyunlara buğday, darı ( mısır ) pek verilmez,
genellikle mevsimine göre yeşil ya da yazdan kurutulan kagaç yaprakları verilirdi.
Civadra baston imalatında koyun yemi nereden çıktı diyecekler olabilir,
Ama o dönem yediğimiz koyun-kuzu etlerinin tadını bölgemizde bir daha bulamadık.
O dönemde kavurma üzerine limon sıkılarak kaşıkla yenirdi,
neredeyse kelle paça çorbası kıvamında yağ içinde olurdu ve nedense hiç kimsede,
kollestrol, felan bulunmazdı.
Her türlü tahıl Ambarının kagaç ağacından yapıldığını,
bu nedenle ambar tahtalarına kurt vurmadığını ve tahıl zararlılarının ambarda barınamadığını
özellikle dikkatinize çekerim.
Yine At arabalarının esnek ve sert yapısından dolayı kagaç ağacından yapılır yıllarca
sorunsuzca kullanılırdı.
Yine at ve eşek semerlerinin karkası, Kagaç ağacından yapılırdı.
Çift süren öküz ve atlara takılan boyunduruklar da aynı şekilde Kagaç ağacından yapılırdı.
Tarlanın tavına ve öküz çiftinin gücüne göre bu boyunduruklara binen yükü
başka bir ağaç karşılayamazdı.
Suya dayanıklı olması ve çatlamaması nedeniyle ŞAPINA denen,
şarap ezme ameliyesinde kullanılan ağaç tekneler ( leğen ) de yine Kagaç ağacından yapılırdı.