Ne ilginç yerlere geldik..
Osmanlı İmparatorluğunu Doğu Roma nın devamı gibi görmek ne kadar doğru bilemedim..
Yanlız ilgimi çeken gözlemlerimi aktarabilirim.
Öyle komplo teorilerine inanalardan değilim, ancak Roma ya gittiğimde , Sembolik devlet denilen Vatikan'ı gezdiğimde bana pek de sembolik gelmemişti. Bir kere dünyanın yaşayan açık ara en eski devleti. Kurucusu Petrus.. Petrus ilk papa.. Kim peki bu Petrus?
İsa peygamberin arkadaşı. İsa yı çarmıha geren Roma imparatorluğunun baş şehrinin Katolik Hristiyanlığının merkezi haline gelmesi ne kadar da büyük bir raslantıdır.
Keza , İstanbul , yine Papanın emri ile sanırım Venedikliler tarafından işgal edilmiş ve tüm halk neredeyse kıyıma uğramıştı. O döneme damgasını vuran mezhep ayrılıkları üzerine ahkam kesecek bilgim yok ancak , o dönemde Vatikan ın İstanbulun Türkler tarafından alınmasına çok da üzüldüğünü sanmıyorum.
Amacı her ne pahasına olursa olsun , Hırıstiyanlığı yaymak olan bir devlet yapısının, üstelik böylesine köklü ve deneyimli bir devletin, Portekiz ve İspanya krallıklarını yönlendirebilmesi son derece basit olmuştur kanımca.
Benim Vatikan da gözlemlediğim, ortada sembolik bir devlet olmadığı.. Son derece etkili ve güçlü , açıkçası beğenelim beğenmeyelim , dünyanın gelmiş geçmiş en eski devleti olduğudur.
Doğu Roma imparatorluğu Fatih ile birlikte son bulmuştur. Yerine gelen yönetsel yapının , sanırım Kanuni dönemi de dahil olmak üzere, yönetsel anlamda çok büyük farklılıkları vardı. Bu dönemde Roma kıyılarının Osmanlı tarafından top ateşine tutulduğunu bilenlerimiz mutlaka vardır. Meşhur dizide de meşhur olan Pargalı nın bir sonraki hedefinin Vatikan olduğu , Kanuni nin büyük dedesi Fatih gibi Roma imparatorluğunun diğer başkentini de almak istediği biliniyor.
Ne hikmetse, Pargalı idam edildi. Bu da ilginç bir raslantı. Dedim ya bilgilerim sınırlı. Ancak o dönemde gizli kalmış çok şey olduğuna inanıyorum ben.
Osmanlı imparatorluğu döneminde , bu yönetim altında yaşayan halkların kendi topraklarını yönetemedikleri ya da tek başlarına varlığı yokluğu belli olmayan devletler durumunda kalmaları da ne ilginç bir rastlantı.
Keza , yine bana göre Bu denklemi bozan tek kişi Mustafa Kemal Atatürk oldu kanımca. Yoksa bizler şu anda İç anadolu bölgesinde keçi otlatıyor olacaktık her halde..
Milliyetçi yönüm Atatürk ilkeleri çerçevesinde, ancak şu anda kimi durumlarda fazlaca söylediğimiz " bizden adam olmaz " lafını da asla kabul edemem.
Atalarımız dünya tarihini ciddi şekilde yönetmiş, değiştirmiş devletler kurdular. Bu potansiyel soyumuzda var. Yukarıda yazdığım söze itibar edenler bence Atatürk ün gençliğe hitabesini dikkatlice okumalılar diye düşünürüm.
Şunu da ekleyeyim.. Ne kadar eksiklerimiz olsa da rakiplerimiz " bunlardan adam olmaz " diye düşünmüyorlar . Bu kesin..
Bir ilginç göziemimi daha aktarayım.. Vatikanın içinde küçük şapeller var. Her bir şapel, bir dönemin papsının mumyası ile birlikte ziyarete açık. Kaidenin üzerinde o dönemin papsının hayat hikayesi var. Ne hikmetse çoğunda Türklere karşı yaptıkları sanki daha ön planda tutulmuş gibi.
Bu arada , Galilo nun yargılandığı engizisyon mahkeme salonları da sanki her an açılıp kullanılacakmış gibi tutuluyor.. Hatta öyle bir hava var ki, sanki mahkemeye ara verilmiş te birazdan devam edecekmiş gibi duruyor. Ne ilginç değil mi?