Tam da diğer başlıkta buna benzer bir şeylerden bahsediyordum aslında. Daha bacak kadar bir çocukken bana denizi sevdiren şeyler bunlardı. Disiplini, riitüelleri, zorlukları... lanet olası kapitalist yaşam tarzı ve en önemli destekçisi konformizm o kadar hızla unutturuyor ki bunları. Bas düğmeye, açılsın, bas düğmeye toplansın, aç cep telefonundaki aplikasyonu dünyayı dolaş. Kamil reisin dediği gibi, hal böyle olunca günümüz denizcisi de bunlar, yani demirde teknenin dibinden süratle geçen motoryatlar, demir üzerine demir serenler, bomboş koyda dibinize girenler, sabaha kadar angaranın bağları çığıranlar...
Hala akıllanmamışım ki, hala bir mavna bulmak istiyorum. Tam da şarkının sözlerindeki gibi bir tekne hayal ediyorum hala...
gemiciler kalkalım, şu yelkeni takalım
şişirip de yelkeni, sırtüstüne yatalım
kızılırmak başına, şu ırgatı atalım
tutalım balık havyar, keyfimize bakalım
kaptan attık ırgatı, sen de tut ha bu katı
gel girelim ırmağa, esecek ha bu batı
gemici uşakları, deniz başımın tacı
yoklayın şu ırgatı, inşallah çıkar acı
çekin uşaklar çekin, hemen aldık ırgatı
geliyor bir sert poyraz, vuralım iki katı
ismail’e murat’a, hasan geçsin çördeye
coştum arkadaş coştum, az çalalım kemençe
dağı aldı bir duman,oh hava güzel yaman
doğru yürü ah gelin, bayıldım aman aman
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be... Whom the sea has taken Never shall be free."