Fotoğraftaki şık bir çözüm gibi görünüyor ama bana klasik mataforaya göre biraz karışık bir sistem gibi geldi.
Biraz çalkantılı denizde 3 ayrı bağımsız gönder, bi sürü halat filan, operasyon zor olur gibi.
Küçük teknelerde bu matafora işi zor iş..
Aşağıda olsa dert, yukarıda olsa ayrı dert.
Ben her sezon onlarca farklı tekneye biniyorum, çoğunda 6-8-10 kişilik tecrübesiz misafir grupları oluyor.
Bu kullandığım charter teknelerinin hiçbirinde matafora yok, botlar (ve motorlar) mümkün olduğunca küçük ve hafif.
ortalama bot boyları 2,30-2,50 civarı ve çoğu şişme taban veya katlanır tahtalı. motorlar 2-3hp civarı, tek elle taşınabilecek, az kişi ile ayrı matafora donanımı gerekmeden bota takıp çıkartılabilecek.
Sert havada açık denizde (kaş-kekova, rodos vb.) çıkmıyorsam (ve transfer işi değilse) botu arkadan çekiyorum.
Göcek koylarında geçen klasik 1 haftalık mavi yolculukta her gün ıssız koy, restoran iskelesi, marina/liman gibi farklı olmak üzere en az 3-4 stop yapıyoruz, her manevrada kıçtan çektiğim botun halatını kısaltıyorum, restorana giriyorsam başa alıyorum vb. çoğu zaman tek başıma, bazen Cavidan'ın yardımıyla.
Şimdiye kadar bu botlu manevrayı bin kere filan yapmışımdır herhalde, daha bir kere pervaneye dolamadım, yolda botu kaybetmedim vb. hiçbir ciddi aksilik olmadı.
Neticede kararım:
- bot olacaksa küçük ve gerektiğinde tek kişinin elle güverteye çekebileceği kadar hafif olacak,
- uygun bir yüzen halat sapan donanımı ile kıçtan çekilecek,
- manevralarda ipini kısaltma, çıkınca uzatma işine üşenilmeyecek,
- müşterinin elini sürdüğü botun herşeyi (kürek, halatlar, motor, lavra tıpası vb.) kontrol edilecek.
tabi bu benim mavi yolculuk rotalarındaki, yoğun kullanım tecrübem..
Mutlaka kendi teknesi ile daha sakin seyirler yapan, gerektiğinde yük-eşya taşıyacak, büyük-sert bot, büyük motor ihtiyacı olan kişilerin tercihleri farklı olacaktır.