Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.

  • *
  • İleti: 629
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#270: 06 Eylül 2017, 15:44:02
Bu slogan sanırım ilk 2001/2002 yıllarında DSTI ( Denizcilik Sivil Toplum Inisiyatifi ) içinde ortaya atıldı...
O zaman da pek anlam veremiyordum : bugün de.
Çoğalmamak zaten eşyanın tabiatına aykırı.

Denizcilik soyut veya sadece mental bir uğraşı değil. Yapmak için orta yere konması gereken bir (pahali ) kayık var, bunun bağlanması gereken ( yine pahalı ) bir sosyal ortam ( marina ) var, kendine has ( pahalı ) kiyafetleri var...Anlatısı, hikayesi , macerası bol bir uğraş.

Bir ülkede lüks rezidanslar, Porsche Cayenne'ler, pahalı saat ve mücevherler, yurt dışı geziler vs vs vs artıyorsa ( kapitalizm de bunun için var ) elbette denizciler de artacak. Üstelik yukarda saydığım özellikleri nedeniyle mesela kara insanlarının bulunduğu bir cemiyette havalı da görülen bir uğraş. Tam da zeitgeist'e uygun bir hobi işte.

Bu durumda niye yayılmasın ? ( Ben yayılacağından çok emin ; bir emekli olarak ise takip edebileceğimden, "oyunun" içinde kalabileceğimden emin değilim aslında ).

Yayılacak, bugün 50.000 kayığımiz varsa ileride 500.000 sonra belki milyonla ifade edilir sayida olacak. Amerikada sadece Hudson körfezinde 3,5 mio tekne olduğunu, ama Amerikan SG'liginin insanların içini rahatlatmak için bunlardan en fazla 1 milyonunun aynı hafta sonu veya bayram günü denizde olduğunu açıkladığını okumuştum...Yani, istersek alınacak çoook yol var daha. Henüz bir arpa boyu gitmemiş bile sayılabiliriz.

Bu durumda bence soru " Kaçış yok çoğalacağız, denizde birbirimize tahammül edebilmek için nasıl davranalım ? " olsa daha doğru olacak.
 
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#271: 06 Eylül 2017, 16:34:24
İyi örnek nasıl olacağız ?

a) Evimizde oturup ,işimize gücümüze bakıp küçük dünyamızda yaşayarak.

b) Karavancılık yapıp denize tur tekneleri ya da kiralık teknelerle çıkarak.

c) Tekne alıp transfer ,bakım ve kullanımını profesyonel kaptanlara yaptırıp bu zamanları kendi işimizde para kazanıp , rahat evimizde oturmaya ayırarak.

d)  Tekne alıp koylarda , adı marin veya marina olan heryerde , balıkçı barınaklarında , yollarda , forum ya da sosyal platformlarda vb. Kendimizi tuzlu su  kurnazlarına yemlik yapıp sesimizi çıkarmayarak.

e) ''d'' şıkkındakileri kendimiz yaparak.

f) Sosyal platformlarda bildiğini kendine saklayıp hiç yazmayarak ve uslu çocuk olup   bilgi namına başkasında ne varsa almak , ''de'' ''da'' eklerini nasıl kullandığını veya uslubunu tartıştırmayıp önüne gelene bilgini sorgulatmayarak...

g) Denizin derdini onun nimetini yiyenler düşünsün deyip  işi balıkçılar ve tarım bakanlığına havale edip dağlara kaçarak.

h) Bu milletten denizci menizci olmaz oğlum Abdulbahir  , arada seni de kaynatırlar deyip ; Başımızı alıp okyanuslara kaçarak ve oralarda sakin bir ülke ya da adaya yerleşerek

ı) ..............

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1040
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#272: 06 Eylül 2017, 16:42:49
Bence çözüm toplumsalcılıktan, bireyselciliğe odaklanmak.

Kendi huzurumuzu, ortamımızı yakaladığımızda, etraf bizi ilgilendirmeyecek.
Bu denizciliği, ülküden, hobiye çevirdiğimizde, daha az takacağız bu detaylara...

Ben Ege'nin havasından kaçtım, Hisarönü'ne geldim.
Ama Ege'de 3 saatlik yolu, otopilotu ellemeden giderken, Hisarönü'nde neredeyse otopilotla gidemiyorum. Her köşeden bir şey çıkıyor: gulet, günlük tur teknesi, sürat teknesi, motoryat, yelken yapan yelkenli, yelkensiz yelkenli, balık tutan sandal...
Bana Hisarönü'nü öneren arkadaşım, bayramlarda teknesine gitmiyor. "O kalabalığa ve o kalabalıkla gelen kabalığa dayanamıyorum" diyor.

Kara turistlerinin önemli kısmı Yunan adalarına gidiyor; keza bazen biz de...
Usturmaçalılar, usturmaçasızları rahatsız ediyorsa, usturmaçasızlar, daha uzak, daha sakin koylara gidiyorlar.

Ben az Yunan adası gezdim ama Leros ve Patmos'ta karşılaştığım yatçı tipi ile, Kalymnos, Lipsi ve Agathonisi'de karşılaşmadım.

Sonuçta bir dengeye geliyor her şey.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#273: 06 Eylül 2017, 19:07:50
Bu, şu, o derken ben ikna oldum valla, bundan sonra usturmaçalara dikkat edeceğim


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4217
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#274: 06 Eylül 2017, 21:00:41
Hobby deme ciğerimi ye Matay'im, gözünün yağını yiyim. Germe beni .
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 1040
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#275: 06 Eylül 2017, 22:55:31
Doğru, haklısın.
Hobby alışkanlık.
Keyif demek lazım.
  • IP logged
SARIYAZ  Turgut / Marmaris

n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#276: 07 Eylül 2017, 16:58:26
Nuri Reis'in bu paylaşımından konuya ilişkin yeterlik önergesi verdiği anlamını çıkartıyorum :)
Yok Bülent reisim, başkalarının derdini görerek en kötü derdimiz bu olsun dedim

Kültür kelimesi yerine, örf , gelenek, görenek, teammül, töre uygarlık, medeniyet kavramlarını yerine göre kullansak belki daha kolay analiz edeceğiz durumları.
Kültür havada kaldı sanki.
Gelenek için söylenebilecek "gelmiş" bir şey yok dersem haddimi aşmış olurum. Ben bilmiyorum. Görenek için gördüğümüz bir şeyler olması lazım . Meydana çıkan sorunları çözelim. hangi çözümler iyidir insanlar kabul etsin ve yadırgamasın ki "örf"  haline gelsin. Çözümlerin kimisi , olmaz ise olmaz kabul edilsin "töre" olsun.
Gelinen nokta, usturmaçaların toplanması bir töre. Sadece görüşte değil, uygulamayanın serkeş olup, disiplinsiz olduğuna dair intiba uyandırıyor töreye sahip çıkanlar arasında. Ne yalan söyliyeyim ben ikna oldum usturmaçaları toplamanın töreye uygun, toplamamanın töreye aykırı olduğuna.
Uygarlık ve medeniyet kavramları için şöyle diyebilirim. Uygarlık, davranış ve düşüncedeki en güzel olma hali. Medeniyet ise yan yana gelme, beraber yaşama, beraber yaşama imkanı sağlayan imkanlar. Uygarlık işin soyut kısmı iken medeniyet somut kısmı. Konuşa geldiğimiz barınak marina denizin medeniyetine örnek. Denizde olma, denizde niçin olma ise denizin uygarlığı gibi.
Biz hepsine kültür deyip geçince , hazmetme süreci gecikiyor.
"Geciken hazım , gaz yapar, rahatsız eder!" Özlü tesbiti ile lafımı bitiriyorum


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4217
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#277: 07 Eylül 2017, 17:02:12
Tatile çıkarken konuyu doğru adama teslim ettiğimi biliyordum. Sahane anlatım !
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#278: 07 Eylül 2017, 17:03:37
Tanımları da tam olsun  ;D


ÖRF

Örfler, çoğu zaman toplumun katı beklentileri olarak nitelenen birtakım örnek tutum ve davranışlardır. Örfler, aynı zamanda toplumu, herhangi bir değer sisteminin bünyesini oluşturan temel taşlarını da temsil ederler. Bu değerler sistemi, toplumsal yapının durumuna göre giderek özel bir hukuk sistemine göre ya da o sistemdeki bir yasa maddesine de gerekçe olur.

Örflerin bireyle birey, bireyle aile, bireyle komşular ve akrabalar, bireyle halk ve ulus arasındaki ilişkileri, davranışları, tutum ve tavırları düzenleyen ve belirleyen işlevleri vardır. Toplumun her üyesini sürekli olarak baskı altında tutan örfler, zorlayıcı yaptırıcı ya da yasaklayıcı yaptırımlarıyla bireyin grupla cemaatla ya da toplumla uygunlaşımını sağlarlar. Öte yandan cins, yaş, sınıf ve mesleklere göre belirlenmiş çeşitli örfler bunlar arasında bağlantıyı koruma, kollama, pekiştirme ve denetleme işlevleriyle de yüklüdürler.

Örflere karşı çıkma kimi toplumlarda yasaya karşı çıkmayla bir tutulur; hatta zaman zaman yasaların da üstünde tutularak katı ve bağışlamasız bir tutumla birey cezalandırılır.

ADET

Adetler, tıpkı örfler gibi birçok sosyal içerikli ilişkiyi düzenlemekte, yönetmekte ve  denetlemektedirler. Toplumsal yaşamın düzenli gitmesinde, kuralların   uygulanmasında adetler etkili olmaktadırlar; örneğin karşılama ve uğurlamalar; yemek ve sofra düzenleri; geçiş dönemleriyle ilgili kutlama ve kutsamalar; kız isteme, nişanlılık ve evlenme usülleri; cinsler, yaş grupları, meslek mensupları arasındaki ilişkilerin biçimleri; selamlaşma, hatır sorma sırasında uyulması gereken kurallar; bayramlar, mevsimler, önemli günlerle ilgili davranış biçimleri; ‘yas alma’, ‘baş sağlığı dileme’ gibi durumlarda söylenecek sözler, takınılacak tavırlar ve tutumlar adetlerin alanına girerler.

Adetler çeşitli kökenlerden kaynaklanmış ve biçimlenmişlerdir; bunlar içerisinde geçmiş zamanların yaşama biçimleri, dünya görüşleri, ilginç rastlantı ve olaylar önemli bir yer tutarlar. Bir toplumda, toplumun bütününü ilgilendiren adetler olduğu gibi, çeşitli mesleklerin, mezheplerin, etnik grupların v.b. kendilerine özgü adetleri vardır. Adetlerin pratikteki uygulanışını giderek gelenekleşmesini sağlayan bu konuda bilinçli yada bilinçsiz görev üstlenen yaş ve cins gruplarıyla dinsel liderler, dernek yöneticileri, oyun grubu başkanları bulunmaktadır. Kimi adetler oldukça durağan ve sürekliyken, kimisi de zamanla değişebilen niteliktedir. Adetlerden bir bölümü toplumun büyük değişim çalkantısına ayak uydurarak özlerinde ve biçimlerinde sınırlı değişmelere uyarak benliklerini bir dereceye kadar korurken, bir bölümü de tıpkı canlı organizmalar gibi etkinliği ve diriliğini zamanla yitirerek gün gelir ortadan kalkarlar.

GELENEK

Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise, kuşaklar boyunca bir toplumun örneğin kutsal yada politik işleri gibi önemli konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak üzere iki bölüme ayrılırlar. Tıpkı adetler gibi, ama onlardan daha güçlü olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde önemli rol oynarlar. Nitelikleri bakımından genellikle tutucu olan gelenekler aile, hukuk, din ve politika gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidirler; bilim ve sanat, geleneklerin daha az etkisi altındadırlar. Bireyin bağlı bulunduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması, bu karşı çıkışın derecesine göre bireyin toplulukça afarozundan saldırıya uğramasına, hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir. Geleneklerin tıpkı örfler gibi yasalarla belirlenmiş türleri vardır. Yasa, geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır. Gelenekler, genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler.

Askerlik Geleneği
Sünnet Geleneği
Bayram Gelenekleri
Bebeğe Ad Koyma
Ölüm Geleneği
Lohusalık Geleneği
Çocuk Oyunları

 

GÖRENEK

Göreneğin örfe, adete, geleneğe bakarak yaptırım gücü daha zayıftır. Örfteki yapılma zorunluğu, adet ve gelenekteki yapılmalı özelliği görenekteki yapılabilme özelliğini alır. En yalın tanımıyla bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığı olan görenek, öteki sosyal alışkanlık gibi gerekli ve uygun görülenleri kapsar. Ama bunların mutlaka yerine getirilmesini istemez. Öteden beri yapıla gelmekte olan, fakat henüz adet durumunu kazanmamış olan bu davranış biçimlerine grubun, toplumun gelişmesine uygun yenilikler eklenir. Bunlar süreklilik kazandığı gibi, bir süre sonra ortadan kalkabilirler.

Görenekler, günlük yaşantımızın gerekli gördüğü ilişkilerin düzenlenmesinde, bireyler arasındaki sürtüşmeleri azaltmakta, toplumsal ilişkilerin kolaylaşmasında, belirleyici rol oynarlar. Komşu ziyaretlerinde, hasta yoklamalarında alış-verişte, ortak taşıtlara inip binmede, tanışma ve tanıştırılmalarda nasıl davranılacağını belirleyerek ilişkilerin düzenli gitmesine yardımcı olurlar.
  • IP logged

n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#279: 07 Eylül 2017, 17:36:57
Tanımları da tam olsun  ;D


ÖRF

Örfler, çoğu zaman toplumun katı beklentileri olarak nitelenen birtakım örnek tutum ve davranışlardır. Örfler, aynı zamanda toplumu, herhangi bir değer sisteminin bünyesini oluşturan temel taşlarını da temsil ederler. Bu değerler sistemi, toplumsal yapının durumuna göre giderek özel bir hukuk sistemine göre ya da o sistemdeki bir yasa maddesine de gerekçe olur.

Örflerin bireyle birey, bireyle aile, bireyle komşular ve akrabalar, bireyle halk ve ulus arasındaki ilişkileri, davranışları, tutum ve tavırları düzenleyen ve belirleyen işlevleri vardır. Toplumun her üyesini sürekli olarak baskı altında tutan örfler, zorlayıcı yaptırıcı ya da yasaklayıcı yaptırımlarıyla bireyin grupla cemaatla ya da toplumla uygunlaşımını sağlarlar. Öte yandan cins, yaş, sınıf ve mesleklere göre belirlenmiş çeşitli örfler bunlar arasında bağlantıyı koruma, kollama, pekiştirme ve denetleme işlevleriyle de yüklüdürler.

Örflere karşı çıkma kimi toplumlarda yasaya karşı çıkmayla bir tutulur; hatta zaman zaman yasaların da üstünde tutularak katı ve bağışlamasız bir tutumla birey cezalandırılır.

ADET

Adetler, tıpkı örfler gibi birçok sosyal içerikli ilişkiyi düzenlemekte, yönetmekte ve  denetlemektedirler. Toplumsal yaşamın düzenli gitmesinde, kuralların   uygulanmasında adetler etkili olmaktadırlar; örneğin karşılama ve uğurlamalar; yemek ve sofra düzenleri; geçiş dönemleriyle ilgili kutlama ve kutsamalar; kız isteme, nişanlılık ve evlenme usülleri; cinsler, yaş grupları, meslek mensupları arasındaki ilişkilerin biçimleri; selamlaşma, hatır sorma sırasında uyulması gereken kurallar; bayramlar, mevsimler, önemli günlerle ilgili davranış biçimleri; ‘yas alma’, ‘baş sağlığı dileme’ gibi durumlarda söylenecek sözler, takınılacak tavırlar ve tutumlar adetlerin alanına girerler.

Adetler çeşitli kökenlerden kaynaklanmış ve biçimlenmişlerdir; bunlar içerisinde geçmiş zamanların yaşama biçimleri, dünya görüşleri, ilginç rastlantı ve olaylar önemli bir yer tutarlar. Bir toplumda, toplumun bütününü ilgilendiren adetler olduğu gibi, çeşitli mesleklerin, mezheplerin, etnik grupların v.b. kendilerine özgü adetleri vardır. Adetlerin pratikteki uygulanışını giderek gelenekleşmesini sağlayan bu konuda bilinçli yada bilinçsiz görev üstlenen yaş ve cins gruplarıyla dinsel liderler, dernek yöneticileri, oyun grubu başkanları bulunmaktadır. Kimi adetler oldukça durağan ve sürekliyken, kimisi de zamanla değişebilen niteliktedir. Adetlerden bir bölümü toplumun büyük değişim çalkantısına ayak uydurarak özlerinde ve biçimlerinde sınırlı değişmelere uyarak benliklerini bir dereceye kadar korurken, bir bölümü de tıpkı canlı organizmalar gibi etkinliği ve diriliğini zamanla yitirerek gün gelir ortadan kalkarlar.

GELENEK

Gelenekler geniş anlamıyla bir kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, tasarım, boş inanç, yaşantı biçimi; daha geniş anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Dar anlamda ise, kuşaklar boyunca bir toplumun örneğin kutsal yada politik işleri gibi önemli konulardaki görüşlerdir. Gelenekler sözlü ve yazılı olmak üzere iki bölüme ayrılırlar. Tıpkı adetler gibi, ama onlardan daha güçlü olarak toplumsal yaşamın düzenlenmesinde ve denetlenmesinde önemli rol oynarlar. Nitelikleri bakımından genellikle tutucu olan gelenekler aile, hukuk, din ve politika gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidirler; bilim ve sanat, geleneklerin daha az etkisi altındadırlar. Bireyin bağlı bulunduğu grubun yada toplumun geleneklerine karşı çıkması, bu karşı çıkışın derecesine göre bireyin toplulukça afarozundan saldırıya uğramasına, hor görülmesinden alaya alınmasına kadar genişleyen tepki türlerinde biçimlenir. Geleneklerin tıpkı örfler gibi yasalarla belirlenmiş türleri vardır. Yasa, geleneklere ve onlara aykırı davranışlar için verilecek olan cezaları bir ölçüye sokmaya çalışır. Gelenekler, genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetirler.

Askerlik Geleneği
Sünnet Geleneği
Bayram Gelenekleri
Bebeğe Ad Koyma
Ölüm Geleneği
Lohusalık Geleneği
Çocuk Oyunları

 

GÖRENEK

Göreneğin örfe, adete, geleneğe bakarak yaptırım gücü daha zayıftır. Örfteki yapılma zorunluğu, adet ve gelenekteki yapılmalı özelliği görenekteki yapılabilme özelliğini alır. En yalın tanımıyla bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığı olan görenek, öteki sosyal alışkanlık gibi gerekli ve uygun görülenleri kapsar. Ama bunların mutlaka yerine getirilmesini istemez. Öteden beri yapıla gelmekte olan, fakat henüz adet durumunu kazanmamış olan bu davranış biçimlerine grubun, toplumun gelişmesine uygun yenilikler eklenir. Bunlar süreklilik kazandığı gibi, bir süre sonra ortadan kalkabilirler.

Görenekler, günlük yaşantımızın gerekli gördüğü ilişkilerin düzenlenmesinde, bireyler arasındaki sürtüşmeleri azaltmakta, toplumsal ilişkilerin kolaylaşmasında, belirleyici rol oynarlar. Komşu ziyaretlerinde, hasta yoklamalarında alış-verişte, ortak taşıtlara inip binmede, tanışma ve tanıştırılmalarda nasıl davranılacağını belirleyerek ilişkilerin düzenli gitmesine yardımcı olurlar.

Aynen Tan reisim. Mademki bir cemiyetiz burada, cemiyetin düzeni sağlayan, ilerlemesini yol açan, düzensizliği önleyen kavramlara uygun bölmelerde ihtiyaç var. "Kültür" kavramı, her türlü çer çöp , sınıflandırılmamış şeyin altına süpürüldüğü bir halı gibi. Bizim ülkemizde en azından öyle. Tekamül sürecinde karar verirken , meselenin demlenmesi için "araf" vari bir yere ihtiyaç var, tamam . Ama bizde mesele olgunlaşma sürecinde mi, yoksa meseleyi eyliyormuyuz belli değil.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4217
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#280: 07 Eylül 2017, 17:42:12
Araf'ta duracak zaman mi var. Dört nala herşey
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#281: 07 Eylül 2017, 22:41:21
Usturmaçalar için 2017 teşvikleri açıklandı  ;)
Dışarıda bırakmaya son





Çarkçıbaşılar, yukarıda ki mesajı kaçırdınız sanırım  ::)
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#282: 08 Eylül 2017, 12:55:14
"Bize ait olan, bize has, hiç bir yerden almadığımız, bizim oluşturduğumuz genel kabul görmüş geleneklerimiz var mıdır ? varsa nelerdir ? Bildiklerinizi yazınız."

Diye sormuştum. Cevap gelmedi ? Bildiğiniz yok mu gerçekten ?

Bu durum da,
Tiryaki reisin yazdığı, "İyi de ben her coğrafyanın geleneklerini alıp kullanmakla mı mükellefim." sorusunun cevabı "e bizim kendimize ait hiç yok ki" mi olacak.

Neden hep Yunan mitolojisini kabul etmişiz Poseidon diyoruz da Akana demiyoruz ?
Neden Teknelere bir ingiliz geleneği olan dişil gözüyle bakıyoruzda bir kaç yüzyıllık donanma geçmişimizde hiç dişi gemi ismi olmamasını gözardı etmek bize daha cazip geliyor ?
İçinizde hiç rüzgar kaldığında motor açmak yerine direk dibine gidip direk dibini kaşıyıp haydar haydar diye sesleneniz var mı ? Yada bıçak saplayanınız ?
Türk kara sularında deniz TL Yunan karasuların Euro mu atıyorsunuz rüzgar satın almak için "posedion" dan.
E peki, posedion yardımcı oluyorsa niye vira Bismillah'dır hep ilk hareket ?
Ya isim değiştirme ritüeli nasıl yapılmalı bizim sularımızda ? İnançlı denizciler çok mu az ? Şarap ile, Derinlik krallığından istekte bulunacaklar ama namazdan önce mi sonra mı ?
Bu durumda gelenekler, herkese göre değişken mi oluyor yoksa, ateiste işleyen kuyral teistlere işlemiyor mu ? Hangisini teknesi daha çok batıyor ?

Belki cevapları çok basit ama tek tek üzerinden geçildiğinde bu cevaplar bizi, genel kabul görenler ve görmeyenlere götürüp, netleşmesini sağlayacaktır.

Kara hayatının, denize taşınmasının, gelenek, görenek, adet, kural vb tanımlarının, sebepleri bilinmediği için, bir mantığa oturtulamadığı için itirazla karşılaşıldığını düşünüyorum.


  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4217
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#283: 08 Eylül 2017, 13:28:19
Fibere bıçak islemez. Tike de kiyamam. Haydar diye cagirir, Ilyas icin ekmek atarim. Akana demem. Akana 'yi kim bilmis ben bilecegim.Poseidon derim. Arabama hadi oglum derim ama guce degil uyuma dayanan teknem kizimdir.

Sorular yanıtını Anadoluculuk olarak kuyruğunda taşıyor.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#284: 08 Eylül 2017, 13:37:36
Bunu Anadoluculuk olsunda diye yazmadım.

Sorularım gerçekti.
Gerçekten gidip haydar diye çağırıyor musun ? Faydası var mı ? Nereden geliyor ?
Tekneme kızım değil de oğlum dersem, geleneklere aykırı mı davranmış olurum ? Denizcilik adetlerinin karşısında mı duruyor olurum ?

Diğer sorularım bunun içindi.

Neden gelenekleşmiş?
Faydası ?
Zararı ?
Olursa ne olur?
Olmazsa ne olur ?

Basit gibi gözüküyor olabilir yada sohbetin bu yönünü sevmemiş olabilirsin ama edebi yada felsefi yönünden daha önemli diye düşünüyorum. Çünkü bizi gerçek bir şeylere götürecektir.
  • IP logged

 
Yukarı git