Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.

n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#30: 20 Ağustos 2017, 23:39:31
Bülent reis, konuşmamın sebebi , söylecek şeyimin az olmasından . Hatta 1-2 cümle.
İlki gitmediğin yer senin değildir, ikincisi ise insanın dünyası gördüğü kadardır.
Yani denizde olmak, ve onu görerek dünyamı genişletmek istiyorum.
Son derece basit olduğundan arkadaşların arasına girmeye çekindim doğrusu :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

n

nuri_kongur

Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#31: 20 Ağustos 2017, 23:48:50
Önce Ersin'in sorusuna yanıt vereyim.  Konusursak özelden bahseder demiştim.  Açıkça söyleyeyim. Histeri, paranoya;  şizofreni içeren duygu vé düşünceler. Nasıl mı gerçeğe dönüyorum. Görüşlerini çoğu zaman samimi ve doğru bulduğum birkaç güvenilir arkadaşım bu duruma nasıl bakardı diye düşünürüm.

Eşsiz safha derken egom  hala arıza verse de önemsiz bir varlık olduğumu anladım. İnsan kendi bokunu başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde yok etmeye çalışınca ne kadar önemsiz olduğunu anlıyor.  Başka örnekler de var ama uzatmayayım.
Anlıyorum, gittiğimiz yerlere kendimizi de götürürüz. Yaşadıklarınız yanınızda götürdüklerinizin bir yansıması. Orada bıraktıklarınız ve oradan getirdikleriniz vardır. Sonuç ne olursa olsun özünüz gürleşti. Pek çok kişinin göze alamayacağı bu mücadele girişmenizin sonucunda sizin de farkında olduğunuz gibi , artık daha özgürsünüz.
Hazmetmeniz gereken çok şey var, zamanla özümsedikçe bizimle de paylaşırsanız çok sevinirim.
Zamanın berinde tesadüfen katıldığım bir doğa yürüyüşünde kendim hakkında daha önce farketmediğim şeylerin hazmının aldığı zaman dilimini düşününce, sizin yaşadıklarınızı tasavvur etmekte zorlanıyorum.
Saygılar.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1631
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#32: 21 Ağustos 2017, 01:44:32
Başka bir hobiden bahsetmek isterim. Ortaokulda okurken maket yapmaya merak sarmıştım. Türk Hava Kurumunun o zaman ilçe olan Yalova'da şubesi vardı. Şubenin bulunduğu iş hanında bir de atölyesi vardı. Basit bir kaç işlem sonunda üye olmuş ve ilk Albatros maketimi yapmak üzere tüm malzemeyi kucağıma almıştım. Tüm çitalar balsa ağacıydı. Projeler 1:1 ölçekte ozalit çıktı şeklinde bana teslim edilmişti. Tutkal, yağlı kağıt, maket bıçağı vs. Tek kuruş ödemeden o atölyede kendi planörümü 13 yaşımda yapmıştım. Uçuş süresi çok uzun olmamıştı :) ama en azından birşeyler başarmış, sigara ve içki ile tanışmayı ileriye ötelemiş, amaç ve hedef edinmeyi öğrenmiştim. Şimdi o kurum yerinde yeller esiyor. Devlet istese benzer maddi desteği her amatör spora ayırabilir ama...


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1059
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#33: 21 Ağustos 2017, 02:14:58
Biraz sert olacak. Ben devlet kelimesini duyduğum zaman kanım donuyor. Kendimi bildim bileli devletten birsey beklenir.

Bir şey yapalım,  yapın. Nerelerden nasıl destek geldiğine  şaşırırsınız. Bir şey ortaya koymak lazım. Diğer kuşlar uçmaya yardım ederler.

Daha açık konuşayım.  Bana yolun belli bir aşamasından sonra yapılan bireysel maddi yardımlar mı dersiniz, bota yığılan erzakları mı, karşılıksız teknik desteği mi, bir sonraki projede teknesinı teklif edeni mi?

Bıktım artık bu çaresizlik alışkanlığından.

Kalbinizi koyun, sabredin.

Dünya seyahatine çıkamayabilirim. Ama bunun yolunda çabalamak bile benim açımdan destansı.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 21 Ağustos 2017, 02:24:00 Gönderen: Enes Save »
Güvenlik daha çok batıl bir inançtır. Doğada bulunmaz... Helen KELLER

  • *
  • İleti: 327
  • Teknede yaşamak..tekneyi yaşamak..
    • Rota Atlantik
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#34: 21 Ağustos 2017, 07:52:42
Amatör Denizcilik yayılsın.. peki hadi gel yayalım.. Dünya'da satış oranı ile başlayalım önce 70 motoryat 30 yelkenli..Çağ değişiyor.. Benim annem 18 yıl babamla resmen denizde yaşadı. Bazen yelkenli bazen motoryat..bazen 16 metre bazen 7 metre teknede muhteşem yemeklerini dostlarıyla paylaştı. Babam vefat etti.. Kadıncağız İzmir'de.. ölüyor denize çıksın diye. Motoru çalıştırmayı bilmez ayrı konu.. 2000TL maaşı var.. deki tekneyi biliyor..nasıl tekne alıp da bu şartlarda yaşatabilecek.. bu parayla..Güneye indiğimiz maksimum 3 ay.. toplamda verilen para belli.. ya kışın marinalar.. özel işletmeye devlet ne yapsın.. bu başka bir iş bizimki.. derinden gelmesi gereken ama gelemediğimiz bir kültür işi. O kültür olmayınca para da kafi gelmiyor derdimizi anlatmaya.. Amatör denizcilik devletle gelişmez.. aksine bence devlet karışmasın..engel de olmasın.. gelişme umudu var.. gerçekçi olmak da fayda var bence. Yazdığımız yelken sporu da òyle.. Bu iş maalesef para işi.. yeğen ylkene gidiyor ailede sosyal hayat kalmadi derken kast ettiğim biraz da maddi kısım idi.. iki çalışan maaşı ile çocuk yurt dışına yarışa nasıl gitsin gibi gibi..

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#35: 21 Ağustos 2017, 09:41:33
Devlet vergi ve harçlarını almasın , yardım da etmesin , eğer alıyorsa bana hizmet getirmeye mecbur arkadaşlar.

Bir zamanlar Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bu işi biraz desteklerdi . ancak şu anda bu işi nasıl yapacağını tam bilen , amatör denizciliğin ne fayda sağlayacağına dair net bilgisi olan üst düzey herhangi bir yönetici bile olduğundan şüphem var.

Balıkçıların yarısı kadar örgütlenip  yol gösterdiğimizde bu iş olacaktır. O nedenle DADD ni önemsiyor ve hep beraber ona sahip olmaya çağırıyorum herkesi. C:-)




  • IP logged


n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#37: 21 Ağustos 2017, 11:15:45
Belki bir de şöyle bakmak lazım, eskiden deniz kenarındaki yerleşim yerlerinde, miras dağıtımı  sırasında deniz kenarı ve denize yakın yerler kız evlatlara, denizden uzak ve yüksek yerler erkek evlatlara verilirdi. Hatta gelişen turizm ile çeşmeli erkekler kız kardeşlerine nazaran maddi açıdan zayıfladılar :) belki denizciliğimize tarihimizi de ekleyerek bakmak lazım. Çünkü yaşam tarzımızda tarih içinde şekillenmekte.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#38: 21 Ağustos 2017, 23:50:41

Hepimizin ağzında.
Geliştirmek istiyoruz, yaymak istiyoruz, ya olmadığını ya da çok az olduğunu söylüyoruz. Her taşın altından bu deniz kültürü çıkıyor.
Kızıyoruz kişilere, kurumlara, hükümetlere, topluma. Yok ki deniz kültürü ! Ah bir denizci toplum olsak !

Hepimizde var ama hiç birimizde yok.

Hiç hamasi söylemlere girmeden düz, basit ve anlaşılır bir tanımını yapar mısınız kendinizce lütfen. Belki de cevaplarda saklıdır sorunlar.

Nedir bu Deniz kültürü kuzum ? Ama sahiden, aklınızda ki gönlünüzde ki.
  • IP logged

e

erdal duran

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#39: 22 Ağustos 2017, 00:30:21
Ben kısaca kendi düşüncemi söyleyeyim. İki tane deniz kültürü vardır.
1-Kendimizi konuşlandırdığımız taraftan bakarak olmasını istediğimiz deniz kültürü. İyi, dürüst, mert, yardımsever, nazik, saygılı, çevreci vs., vs. olmak gibi.
2-Gerçek deniz kültürü. Hayatın her alanında olduğu gibi, içinde "iyilik"ide barındıran alabildiğince vahşi, kötü, terbiyesiz, acımasız ve çıkarcı.
Bazen bazı şeylere çok ulvi anlamlar yüklüyoruz, ama bu belki de yaşamın zorluklarına tahammül edebilmenin bir gereğidir, ya da baş edemediğimiz gerçeklerden bir kaçış.
  • IP logged

n

nuri_kongur

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#40: 22 Ağustos 2017, 02:20:57
Ben kısaca kendi düşüncemi söyleyeyim. İki tane deniz kültürü vardır.
1-Kendimizi konuşlandırdığımız taraftan bakarak olmasını istediğimiz deniz kültürü. İyi, dürüst, mert, yardımsever, nazik, saygılı, çevreci vs., vs. olmak gibi.
2-Gerçek deniz kültürü. Hayatın her alanında olduğu gibi, içinde "iyilik"ide barındıran alabildiğince vahşi, kötü, terbiyesiz, acımasız ve çıkarcı.
Bazen bazı şeylere çok ulvi anlamlar yüklüyoruz, ama bu belki de yaşamın zorluklarına tahammül edebilmenin bir gereğidir, ya da baş edemediğimiz gerçeklerden bir kaçış.
Erdal reisim işin beşeri ilişkiler kısmı öyle, ve aynen tesbit ettiğiniz gibi arzu edilen ile yaygın hakikat arasında öyle zıt bir durum var.

Kendi açımdan durum şöyle: Şimdi deniz diye bir hakikat var ve orada olmak istiyorum. Bunun için bir kayık aldım güzel. E akşam oldu bu kayığı nereye koyacağım? 3 mt de olsa 30 mt de, bu meretleri cebimize veya arabamızın bagajına koyup eve getiremeyiz. kayığı denizde bırakmak isteyince iş bozuluyor. ben makul olduğu sürece vergisinde falan değilim. yani şehirdeki adam asfalt yol kullanıyor, köydeki ise stabilize yol. İkisi de farklı farklı vergi vermiyor ki, araç ne ise onun vergisini veriyor. Tamir edilecek bir durum olsa, gene aynı sorunlar.

Beşeri ilişkiler kısmında yersiz bir idealizm var. trafik sıkıştığında , tehlike şeridini ihlal eden araçların tek bir marka, silindir, yakıt tipi olmadığı gibi denizde de durum bu. kişi eğer bir edep tezgahından geçmedi ise, kullandığı tekne ona eksik olduğu edebi vermiyor. Serbestlik başıbozukluk değil, bilakis her insanın kabul edeceği, namusu bileceği, kendisi uygulamıyorsa dahi uygulayana saygı duyacağı kurallar bütününe uyarak davranmaktır. Maalesef günümüzde serbestlik serserilik ile karıştırılır oldu. serserilik o namus bilinen kurallara uymayarak başına buyruk yaşamak demek. Nasıl ki, karada trafik kuralları var, aynı şey denizde de var. Ama nasıl ki, milyonlarca araç sahibi o kuralları çoğunlukla bir başkasının yaşamı pahasına karada çiğniyorsa, görece onlardan çok daha az olan denizdekilerin durumu da farklı değil.

bütün bunlar toplum olarak bir ergenlik dönemi yaşamamızdan kaynaklanıyor gibi. durum kabaca bu.

Niye bunları dert ediniyorum diye kendi kendime sormuyor değilim. Sonuçta deniz benim babamdan gördüğüm bir şey değil. Ben köken olarak yörüğüm. Yani Türkmenlerin, hayatını hayvancılıkla kazandığı için  mevsime göre yeni otlaklara YÖRÜMEK zorunda kalmış olanlarındanım. Birde Türkmenlerin geçimini tarım yaparak kazandığı için MANAV denenleri var. Bu karaya bağımlılığıma rağmen bu bölgedeki bütün denizlere ad vermiş de bir dilim var. Türkler yönleri renkler ile bildirirdi eskiden. Batı için "AK" derdik. O yüzden Kemal paşa "ordular ilk hedefiniz Ak Deniz" dediğinde , ordu İzmire geldi. Şimdiki Ege denizi dediğimiz yer bundan yüz yıl önce AK denizin içinde bir bölge olarak Adalar denizi diye bilinirdi. Güney yönüne "Kızıl" denirdi. "Red Sea" oradan gelme. Kuzey ise "Kara" dır . Kara deniz- Black Sea. Doğu ise bizim için "Gök" rengi ile anılır. Onun için doğudaki Türk devletlerinin bayraklarında mavi renk bulunur. "Gök" günümüz Türkçesinde "Mavi" renktir.

Yani denizlere ad vermişiz ama zamanınca denize çıkmayı tercih etmemişiz. O zaman için devlet politikası idi anladığım kadarıyla. Ama artık şartlar değişti. Türkler zamanınca bulunduğu yeri korumak için "gemilerini yakmış" bir milleti. Bu sebeple babamdan denizi öğrenemedim.

Şimdi kişisel anlamda niye yönümü denize çevirdim: Denizin mavisini, dalgaların köpüklenmesini, rüzgarın iyot kokusunu, suyun altına şnorkel ile dalıp oradaki yaşamı izlemeyi, yazın tenimin bronzlaşmasını, vücudumdaki tüylerin güneşten sararmasını, hayatın normal akışından dışarı çıkmayı seviyorum. Orada olmak, geceyi sakin bir koyda alargada geçirmek , sabah yüzümü yıkama işini denize dalarak yapmak yapmak istiyorum.

Ha bunları Anadoluda değilde Norveçde olsaydım da ister miydim? İstemesem de yapmak zorunda kalırdım. Yaşamak için başka şansım olmazdı o topraklarda. O yüzden Norveçli denizde nasıl başının çaresine bakacağını babasından öğrendi. Benim babam gençliğine kadar çobanlık yapmış. Ne zaman kurban pazarına gitsek, bizim nasibimiz olan koç babamın ayağına gelirdi. Ve ilginçtir, aynı koç pazardan eve kadar ipe falan gerek duymadan, bağlamadan eve kadar babamın peşinden yürüyerek giderdi. Biz ne yaparsak yapalım bizim peşimizden değil babamın peşinden giderdi. Babam askerden sonra memur olup köyden ayrılmış. Dolayısıyla biz şehirde büyüdük. Şehirde yaşayacağımız için ne babam bize çobanlığın inceliklerini öğretti ne de biz işimize yaramayacağı için, ve ancak kurbandan kurbana fark ettiğimiz için çobanlığı merak edip ona sorduk.

Yukarıda anlattığım hikaye Türkiyenin kahır ekserisinde az çok aynıdır. Bizler bu işi babamızdan öğrenmedik o yüzden denizciliğin acemisiyiz. Bu doğal bir şey. Beşeri sıkıntıların sebebi denizcilikle-denizle alakalı değil zaten. Beşerin içindeki eksikliği yaptığı işte his ettirmesi sadece. Denizde olsa aynı, karada olsa aynı. Tekneni boyatsan aynı, evini boyatsan aynı.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 22 Ağustos 2017, 02:27:20 Gönderen: Nuri Kongur »

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#41: 22 Ağustos 2017, 02:29:22
 Mavi uygarlık kültürü. Yani nasıl ki karada ot yiyen hayvanın ve denizde et yiyen hayvanın eti lezzetli olması onun gibi ters bir şey.
Karada yaptıklarımızı yapmadığımız şeylerin kültürüne Deniz Kültürü diyoruz. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#42: 22 Ağustos 2017, 02:34:02
 :)xx :)xx
E Nuri reis şunları önceden yazıpta uğraştırmasana bizi. :)
  • IP logged
« Son Düzenleme: 22 Ağustos 2017, 02:46:20 Gönderen: Öcal Turan »

  • *
  • İleti: 327
  • Teknede yaşamak..tekneyi yaşamak..
    • Rota Atlantik
Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#43: 22 Ağustos 2017, 03:51:25
Ben burada ki kimsenin karısını dövüp dövmediğini bilmiyorum.. bilsem kimse o zaten döverim.. ya da vergisini ödeyip ödrmediğini..psikolojik durumunu az ćok yazdıklarından, yazım tarzından anlıyorum ama tam elbette bilemiyorum. Dolayısıyla şu "denizci iyi insandır" genellemesine bir kere karşıyım. Bu tarzda bana bir yafta yüklenmesi de hoşuma gitmiyor. Biz teknede yaşıyoruz.. Çoklarının minnacık dediği tekneler bizim yıllardır evimiz. Kültür; yaşam tarzı demek diye biliyorum. Yani bizim yaşam tarzımız teknede yaşamak. Gecenin bu saatinde kalkıp dışarıda, havuzlukta kalanları topladım ıslanmasın eşyalar diye.. bak bu karada yok mesela. Ama bana göre teknede yaşamıyorsanız bu "kültür" kısmına değil hobi kısmına giriyor. Biri daha iyi gibi bir söylem değil elbette bu. Tercih durumudur. Şimi Dünya'da deniz var. Deniz kültürü diye bir kavramları yok. Denizde yaşamanın bir tadı, kıvamı var. Doğada yaşamanın tadı, kıvamı, kuralları zaten var. Bz göçebelığin verdiği kültür ole evet denize uzak kalmışız da..Anadolu'ya geldiğimizde burada ki halkların topraklarını ele geçirdikçe, denizci olanlarını nasıl asimile etmişiz bunu işte tarihte okumak gerek. Hayrettin Paşa'nın anılarını okuduğunuzda, donanmada neredeyse Türkçe konuşan asker eser miktarda. Arap ve Italyan'lar var o dönemde. Kaldı ki cidden az sayıdayız.. İste belki de o yızden bizler, kimsede olmayan "Deniz Kültürü" terimini türettik. İngilizce'de mesela adamlarin kendi denizcilik dilleri var. Başka dilden alıntıları yok denecek kadar az. Biz ise tamamen nerdeyse alıntı kelimeleri kullanıyoruz. Kullanalım ama bir yandan da kendi dilimizde bi terimlerin karşılığını bulalım deyince de aman Tanrım az kaldı asalım demelerine.. peki bu türettiğimiz "Deniz Kültürü" nasıl yayılacak.. nasıl anlayacak karada ki insanlar bizi..? Ya gencler..21.yy hala aborda demek zorundamıyız.. ne olur evlatlar anlasın diye "yandan yanaşma" desek..mesela ya atıyorum şu anda.. İşte hep az olmaktan.. Fransa'da her yıl 600 tekne Dünya turuna palamar çözüyor. Biz de bu yıl çikan tekne 2.. onlarda aman saçma sapan bir şey diyen olur diye yazmıyorlar forumlarda. Çünkü kabul edelim saçmaliyoruz.. bu işin hazırlık safhasının en zor kısmı olması kişileri daha da kırılgan hale getiriyor. Ki bu çok normal.. Unutmayın, o kadar fark var ki..adamlar kolonileştiğinde biz Akdeniz'den çıkalım diyen adamın kellesini hadi şimdi yazmayayım nedenini; kestik.. Sonra da haritasına sahip çıktık..sonra haritayı kötüledik..sonra gene sahip çıktık.. Kara kötü mü..hayır..karada bir çok ayrı spor dalında arkadaşlarım var. Bilmiyorsak da nefis işler yapıyorlar. Bilmiyoruz elbette.. denizde olan 2 tekneyi nerden bileceğiz.. gibi gibi.. Ha bir de.. serseriliği seviyorum ben.. demeden geçmek istemedim.. kendime..kimseye kinaye değil..

Ve son olarak : Daha kendi içimizde dahi denizde olasılıkların sonsuz olduğunu ve tek doğru olmadığını anlatamadık. Adam kendini yırtıyor ben doğruyum diye.. başkasına nasıl anlatacaksın.. nedir bu " Deniz Kültürü " bence bu tabir bizi elitize ediyor..

Sevgi ve Saygılarımla;
Dilek Ergül

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged

e

erdal duran

Ynt: Modern Hayat, Deniz, Amatör Denizcilik.
#44: 22 Ağustos 2017, 04:26:13
    Nuri reis, güzel anlatmışsın. Burada benim değindiğim, Tan Kaan reisin (bu vesileyle şükür kavuşturana diyorum) kastettiğini düşündüğüm popüler deyiştir. Denizci kültürü diye genel olarak bahsedilen şey aslında adabı muaşeret kurallarının denizde de uygulanması isteğidir.  Kültür sonuçta belli bir üretim biçimine bağlı tüketim, düşünce ve davranış biçimleridir ve zamanla her şey gibi o da değişir. Denizcilerin, gerek ticari gerekse de balıkçı, karadakilerden en belirgin farkı; sınırların flulaştığı göreli olarak daha özgür bir alanda birçok farklı kültürden insanla karşılaşması, bu nedenle de farklılıklara daha toleranslı olması diye özetlenebilir belki.
    Uykum kaçmıştı, baktım Nuri reis ve Öcal reis bir şeyler yazmış, ben de bir şeyler yazayım dedim ama kafam sersem gibi, saçmalamayayım diye kısa keseceğim. Bu arada Bülent reisin açtığı konuyu sulandırmayız umarım :).
    Bu arada Dilek reisin yazısı düştü. Yazısını sakin kafayla okuyup değerlendireceğim, ama, aborda olmak daha bi afili duruyor be Dilek reis :).
  • IP logged

 
Yukarı git