Yanlış anlaşılmak istemem.
Ayrıca sadece denizcilikte değil, pek çok konuda da gamsız demeyelim ama ( o kadarı da kendime haksızlık olur ) , rahat bir adamım.
Şimdi bu niyet ( gurubumuzda yanlış anlaşılmak istememek ) ve itiraf ( rahat adam olmak ) ışığında bir soru sormak isterim :
Elbette fırtına fırtınadır, elbette fiziki ve ölçülebilir büyüklükler oldukları için , 8 Bofor veya 4m dalga boyu dünyanın her yerinde eşittir. Ama ben yine de bu soruya bir karşı soru sormak isterim ; Bu başlık altında hangi coğrafya ve sular için teknemiz hazır mı ? diye soruluyor ?
Teoride çeşitli sular ve seyir sahaları var ; göller ve iç sular, kıyı seyri, açık deniz seyri, okyanus aşırı seyir...( bunlara göre de teknelerimiz sınıflandırılmış durumda...A, B, C...klasları) .
Geçenlerde ülkemizin önde gelen denizcilik sitelerinden birinde "
Marmaranın ön görülememe huyu yüzünden okyanus sayıldiğı " gibi bir yoruma rastladım...
Böyle düşünülüyorsa, lafım yok ! Ört ki ölem kardeşim, benim teknem hazır mıdır, bilmem.
Yok eğer meseleyi, mesela bizim sularımızda, bizim dolaştığımız yerlerle Egeyle, Akdenizle sınırlayarak konuşuyorsak durum farklı. Tüm yabancı denizcilik dergileri az deneyimli charter yatçılarına gidilebilecek bölgelerle ilgili öğüt ve bilgi verirken bizim suların coğrafi şartlar ve navigasyon bakımından kolay sular olduğunu yazar durur...
Dolayısıyla, biz
okyanusla karşılaştırabilir sularda dolastığımıza inanıyorsak durum ve alınacak tedbirler farklı, nispeten güvenli bir coğrafyada olduğumuzu düşünüyorsak farklı.
Teorik olarak kendi tam boyunun yarısı yüksekliğinde bir dalganın bir tekneyi devirebileceği kabul ediliyor...Marmara, Ege ve Akdenizde 40 feet bir tekneyle dolaşırken 6m boyunda dalgalara denk gelme olasılığım ne ise, teknemde de o oranda tedbir almalıyım. Bu durumda direk sapkası suya girecek bir teknede yerinden fırlayan 2 kglik bir yangın söndürücü veya ocağın üzerinde duran bir çelik tencere öbür aleme intikalime bile sebep olabilir.
Yani, hangi şartlara göre konuşuyoruz ?
Örnegin tüm Akdenizde teknemin tepesinde olan ve kendi seçtiğim kesirli ve hafif, aslında bir performans teknesinde olması gereken armayla dolaşmaktan çekinmem de, bir gün Okyanus aşıri gidecek olsam, ilk tadilatım direği değıştirmek olur. Ya da, tüm depolarim, akülerim , mobilyalar yerlerine sabıt bağlı , havuzlük ve güvertedeki açilır kapaklarım kilitlere sahipken ; farş tahtalarım sabitlenmiş değil. O zaman zeminde kabarıklık yapmayacak ve farşları kilit altina alacak bir mekanizma bulamamıştık. Tekne tumba olsa ve bu kapaklar yerinden fırlasa belki adam öldürebilir...Soru şu : bizim sularda tekne tumba olur mu ? Çok talihsiz bir durumda olabilir...Kaptan Cousteau'nun araştırma gemisinin yıllarca kaptanlığını yaptıktan sonra kendi iri ve sağlam, çelik Colin Archer tarzı yatını alıp gezen bir Fransızın Akdenizde kıçtan gelen dalgayla devrilip, zincirlikte yatan 100 metre zincirinin kabin içine fırlamasıyla altında kalıp bacağının kırıldığını okumuştum...