Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: KAYIKEVİ

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#375: 03 Ekim 2018, 14:22:27
devam edelim...


Eğer öyleyse neden hala bu isimle anılıyor?

''Amerigo Vespucci'nin keşfetmediği topraklara neden hala Amerika diyorsak aynı sebepten. İlk hatanın tekrar tekrar yinelenmesi sonucu oluşan şeyler bunlar. Yazdığı bütün belgelerde
kendisinden Colom ya da Côlon diye bahsetmiş. Çağdaşları ya onun dediğine uydular ya da ona başka isimler verdiler. İtalyan bir piskopos Colom'un Latinceye Columbo diye çevrileceğini düşünmüş. Sonra da Sabellico gelip bu yanlış çeviriyi daha da değiştirerek ona Colombus demiş. Bir süre sonra başka bir İtalyan olan ve bahsettiği kişiyi tanımayan Montalboddo ise, Paesi novamente retrovati isimli kitabında ondan Colombo diye bahsederek kaşifin bu ismini yaygınlaştırdı. Paesi çok başarılı bir kitaptı, herkes okudu. Bu yüzden adamın soyadı Colombo kaldı.

Peki İtalyan piskoposun haklı olmadığını nereden biliyoruz ?

Çünkü Basel baskısında aynı sayfada 'Columbo' yazmış. Aynı zamanda ismi Colom olarak da geçiyor. Colom Katalancada 'güvercin' anlamına gelir.
Peki İtalyancada güvercin kelimesinin karşılığı nedir?
Colomba ya da Colombo
Latincede?
Colombus.

Bingo. Katalanca konuşan piskopos, Colom'un 'güvercin' anlamına geldiğini düşünmüş. İsmi de Latinceleştirmek istediğinden Columbo yazmış.

Peki problem nedir ? Problem şu ki, Colom ismi gerçekte güvercin anlamına gelmez, Kolomb'un oğlunun yazdıklarına göre,  Colôn soyadının uygun bir soyadı olduğunu yazmış. Çünkü Yunancada colon "mensup" anlamına geliyor. Peki Yunanca da 'mensup' kelimesini nasıl söylenir. Kolon. k ile
'Aslında Hernando'nun kendisi Colôn soyadının Yunancadaki kolon kelimesinden geldiğini söylüyor. Sonra şöyle yazmış: 'Bu ismi Latince hale getirirsek Christophorus Colonus ismini elde ederiz.
Yani özetle adamın asıl ismi ne Kolomb ne de Colombus.

Nasıl yeterince karışıyor mu aklımız ? güzeel. Peki Colonu olabilir mi, ? Belki de kim bilir ? Oğlunun yazdığını unutmayın, İsimlerin harflerinin o ismi taşıyan insanların görevleriyle alakalı olarak değiştiğini gördüğümüz birçok olay sayabiliriz,' demişti.


Ortada bir gerçek var ki, Aslında Kolomb'un kimliği hakkındaki belgelerin neredeyse hiçbirine tam olarak güvenemeyiz. Orijinalleri kayıp ve kopyaları çıkaranların ne kadar dikkatli olduğunu bilmiyoruz. Belgelere müdahale bile etmiş olabilirler. Bazı durumlarda bazı belgeler sahte bile olabilir. Çoğu belgedeyse önemli noktalar değiştirilmiş bence. Bildiğin
üzere bazen bir virgülün yerinin değiştirilmesi bile anlamı tamamen değiştirmeye yeter.

1501'de Venedikli Angelo Trevisani arkadaşlarından birine, Peter Martyr'ın De Orbe Novo Decades isimli eserinin ilk baskının İtalyanca çevirisini yollamış. Bu kitapta Peter Martyr, kaşif "Christophoro Colombo Zenoveze" ile olan arkadaşlığından bahsederek, ilk defa kaşifin Ceneviz'le bağlantısı olduğunu ortaya koyuyor.

Sorun şu ki bu baskının bazı yerlerinin doğru olup olmadığından şüphe duyuluyor. Eser eğitimli İtalyan halkı için yazılmışa benzediğinden Peter Martyr'ın metninin güvenilirliğini
sorgulamış. De Orbe Novo, Amerigo Vespucci'nin Yeni Dünya hakkında yayımladığı belgeler gibi sansasyonel bir kitaptı sanki. Gerçeklerden bahsetmek yerine halkın istediklerini söylüyor gibi bir hali vardı kitabın. İtalyanlar da Amerika'yı keşfeden kişinin İtalyan olmasını istiyorlardı.

1516' da Kolomb'un ölümünden on yıl sonra Nebbio piskoposu olan Agostino Giustiniani isimli bir Ceneviz rahibi birkaç dilde yayımlanan bir metin kaleme aldı. Metnin başlığı Psalterium Hebraeum, Graecum, Arabicum, et Chaldaeum' du. Bu eser o ana kadar bilinmemiş şeylerin açığa çıkmasına yardımcı oldu. Giustiniani, Amerika'yı keşfeden adamın Christophorus Colombus'un 'patria Genuensis' olduğunu, yani Ceneviz doğumlu olduğunu, 'Vilibus ortus parentibus,' olduğunu yani soylu bir aileden gelmediğini ve babasının da 'carminatore' olduğunu yani pamuk hallacı olduğunu yazmıştı. Giustiniani'ye göre Kolomb'un kendisi de bir pamuk hallacıydı ve basit bir eğitim almıştı. Ölmeden önce gelirinin
onda birini Cenova' daki Saint George Bankası' na bırakmıştı. Giustiniani ikinci eseri Castigatissimi Annali di Genova' da aynı bilgiyi tekrarladı. Bu eserde sadece  Christophorus'un mesleğini düzeltmişti. Artık pamuk hallacı değil de ipek dokumacısıydı Christophorus.

Bunlar bugün Kolomb hakkında ki genel bilgiyle uyuşuyor lakin, Agostino Giustiniani'nin eserleriyle alakalı bazı problemler vardı. Örneğin, Kolomb, Saint George bankasına gelirinin onda birini bırakmış olamaz çünkü beş parasız öldü. Sıfırın onda biri yine sıfırdır.

Bu sadece komik bir detay. Daha büyük bir sorun ise Kolomb'un eğitimsiz bir ipek dokumacısı olduğu iddiası çünkü kafada büyük soru işaretleri uyandırıyor. Eğer eğitimsiz bir adamsa ve ipek dokumacısıysa bilinmeyen denizlerde keşifler yapacak kozmografi ve seyrüsefer bilgisine nasıl sahip oldu? Krallar ona tek bir gemiyi değil de bütün filoyu
nasıl emanet edebildiler? Amiral unvanını nasıl elde edebildi?

Onun gibi halk tabakasından bir adam Filipa Moniz Perestrelo gibi Portekizli asil bir kadınla nasıl evlenebildi? Unutma ki karısı, Egas Moniz'in soyundan gelen General Nuno Alvares Pereira'nın akrabasıydı ve o zamanlar asilzadelerin sıradan insanlarla evlenmeleri imkansız bir şeydi. Böylesine eğitimsiz birisi nasıl oldu da Kral II. Joiio'nun, o zamanın süper gücüne hükümdarlık eden kralın huzuruna çıkabildi?

Ayrıca Giustiniani, Kolomb'u kişisel olarak tanımıyordu. Tek yaptığı ikinci elden gelen bilgileri aktarmaktı. Kolomb'un İspanyol oğlu Hernando, Giustiniani'yi yalancı bir tarihçi olmakla itham etti ve Cenevizli yazarın 'hakkında pek az şey bilinen konularda' yalan bilgiler yaydığını da ekledi. Hernando'nun kullandığı bu gizemli ifadede babasının kimliğinden bahsettiği düşünülüyor.

Şimdi Kolomb' dan sonra en güvenilir şahide bakalım.
Hernando. Amiralin ikinci oğlu. İspanyol Beatriz de Arana' dan doğan çocuğu. Amiral Kristof Kolomb'un Hayatı adlı kitabın yazarı.
Şüphesiz bu kitap bilgi konusunda bir altın madeni olmalı. Kimse Hernando'nun babasını tanımadığını iddia edemez. Kimsenin elde edemeyeceği bilgilere sahipti. Hernando kitabın başında başkalarının yazdığı yalan yanlış biyografileri çürütmek için bu kitabı kaleme aldığını açıklıyor.

Peki bu kitap, Hernando babasının Cenevizli olduğunu doğruluyor mu?

Sorun da orada işte. Babasının Cenevizli olduğunu kesin olarak açıklamıyor. Aksine, etrafta gezinen bilgilerin doğruluğunu test etmek için İtalya'ya üç defa 1516'da 1529'da ve 1530'da seyahat ettiğini yazmış. Akrabalarını aramış, soyadı Colombo olan insanları araştırmış, belediye kayıtlarına bakmış. Hiçbir şey bulamamış. Cenova'ya yaptığı bu üç ziyaretin hiçbirinde bir tane bile akrabaya rastlamamış. Fakat babasının Piacenza, İtalya' dan geldiğini gösteren kayıtlar bulmuş. Piacenza' da Colombo ismini taşıyan mezarlar görmüş. Ataları bir zamanlar çok şan şöhret sahibi olsalar da dedelerinin fakirleştiğini tespit etmiş. Babasının eğitimsiz olduğuna dair iddiaları da çizdiği haritaları ve yaptığı keşifleri göstererek reddetmiş. Amiral Kristof Kolomb'un Hayatı, aynı zamanda babası􀖰ın Portekiz'e gelişini de anlatıyor. Babasının Portekiz'e, ailesinin genç Colombo isimli çokça tanınan bir üyesi sebebiyle geldiğini anlatıyor. Denizdeki bir savaş sırasında, Lizbon ile Cabo de Sao Vicente arasındaki Algarve' da, Amiral bu genç yüzünden on kilometre açıktan denize atlamış,
bir küreğe tutunarak karaya kadar yüzmüş. Sonra da birçok 'Cenevizli soydaşının yaşadığı,' Lizbon'a gitmiş.

Kolomb'un kendi oğlundan muhteşem bir kanıt!!!...Olurdu şayet bu kitabın Hernando'nun kaleminden çıktığına emin oluna bilseydi.

Maalesef, metnin güvenilirliğine dair şüpheler. Hem de kitapta bazı ilginç çelişkiler ve tutarsızlıklar var.
İlk başta, el yazması ile başlayalım. Hernando kitabı bitirmiş ama yayımlamamış.
Soyunu devam ettiremeden öldüğü için el yazması Portekizli yarı kardeşi Diego'nun en büyük oğluna, yani Hernando'ın yeğeni Luis de Colôn'a geçmiş. 1569' da Baliano Fornari isimli Cenevizli bir beyefendi kitabı Latince, İspanyolca ve İtalyanca dillerinde bastırmak için Luis'yle bağlantı kurmuş. Hernando'nun yeğeni kabul edip elyazmasını adama vermiş. 1576' da Fornari kitabın İtalyanca çevirisini basmış çünkü 'Büyük kaşifin memleketi Cenova'nın herkesçe bilinmesini ve en çok onun adının duyulmasını,' istemiş. Diğer iki dilin çevirisini yayımlamamış ve el yazmasını da saklamış.

Yani diğer bir deyişle bu elimizdeki kitap İtalyancadan bir çeviri, o da Cenova'ya görkem kazandırmak isteyen bir adamın İspanyolcadan İtalyancaya çevirttirdiği bir kitaptan. Yani bu aslında ikinci el bir kaynak.  Diğer yandan tutarsızlıklara bakıldığında Her şeyden önce Piacenza' daki aile mezarları. Şehir mezarlığını ziyaret edince mezarları görüyorsun evet ama soy isimleri Colonna. Cenevizli çevirmenin Colôn'u Colonus haline getirdiğini, Colombus haline getirmediğini hatırlayın. Bu yüzden mezarların onların ailesine ait olmaları mümkün değil.

Fakat Hernando babasının akrabası olan Genç Colombus yüzünden denize atladığını söylemedi mi? Akrabası Colombus işte diye düşünebilir ama o Genç Colombo, Nelson.
Kitap böyle diyor ama bu başka bir çelişki.
Genç Colombo, asıl ismi Colombo bile olmayan bir denizci. Asıl ismi Jorge Bissipat. İtalyanlar ona Genç Colombo demişler ki yaşlı Colombo ile ayırabilsinler. O da Guillaume de Casenove Coullon isminde bir Fransız.

Nasıl, her şey yeterince birbirine girmiş mi ?



Devam edecek...
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: KAYIKEVİ
#376: 03 Ekim 2018, 16:31:34
Kesinlikle okumaya değer Kaan.
Zaten sen de derlerken kendi filitrenden geçiriyorsundur.

Önünde sonunda "tarih" dediğimiz muzafferlerin yazdığı. Tam ve katı gerçeğe ulaşmak çoğu zaman olası değil.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: KAYIKEVİ
#377: 03 Ekim 2018, 16:48:47
Son yazdığın bölümü de bitirince artık kesin olarak bu "Hıristiyan Güvercin" konusunda konusu 16. Yüzyıl Akdeniz'inde geçen tarihi bir "polisiye" roman yazılabileceğine kanaat getirdim.
En az Umberto Eco'nun "Baudolino" kadar sükse yapardı  ;)
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#378: 03 Ekim 2018, 17:36:55
Zaten şu güvercine, semavi dinler başta olmak üzere ne kadar çok anlam yüklenmiş.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Ynt: KAYIKEVİ
#379: 04 Ekim 2018, 10:30:22
Zaten şu güvercine, semavi dinler başta olmak üzere ne kadar çok anlam yüklenmiş.


Aman ona girmeyelim, dipsiz kuyu, çıkamayız valla.
Hayvanın kendi de bir garip, evcil mi yaban mı, hem öyle hem böyle...
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#380: 04 Ekim 2018, 11:02:31
Zaten şu güvercine, semavi dinler başta olmak üzere ne kadar çok anlam yüklenmiş.


Aman ona girmeyelim, dipsiz kuyu, çıkamayız valla.
Hayvanın kendi de bir garip, evcil mi yaban mı, hem öyle hem böyle...

Doğru söylüyorsun  :-X
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#381: 04 Ekim 2018, 11:09:02
Şimdi düşünelim, eğer denizci Colombo'nun ismi Colombo değil de başka bir isimse nasıl oluyor da Hernando'nun babasıyla akraba olabiliyorlar? Buradaki tek ihtimal çevirmenin kitaba müdahalede bulunup Kristof Kolomb ile denizci Genç Colombo arasında gerçekte olmayan bir bağlantı kurması.
Colonna ya da Colombo, Piacenza ya da Cenova, sonuçta Hernando babasının kimliğini İtalya'ya kadar takip etmiş.

Yine de emin olunamıyor çünkü Amiralin Hayatı'nda  Piacenza'nın Kolomb'un gerçek memleketi olduğunu yazılınca Piacenza' dan gelenlerin kaşifin ailesi değil de Filipa Moniz Perestrelo'nun, yani Kolomb'un Portekizli karısının ataları olduğunu hatırlamak lazım. Orijinal metinde Hernando'nun Piacenza'yı Filipa'nın atalarının geldiği yer olarak yazmasına rağmen İtalyan çevirmenin bu bölümle oynayıp Filipa'yı Kristof yaptığını düşünülmüş. Hatta İtalyanca bir tabir olan 'traduttori, tradittori,' denmiş., kelimesi kelimesine 'çevirmen, hain,' demektir.

Diyebiliriniz ki, herşeye fazlaca şüpheyle yaklaşılıyor. Evet, Kolomb'un tüm hayatına kesinlikle şüpheyle yaklaşılmalı.

Mesela, Amiralin Hayatı'nda ya bakalım, şu karaya kadar yüzdükten sonra Lizbon'a gitme olayı. Cenevizli soydaşlarının bir çoğu orada yaşıyordu demiş Hernando, ama bir kaç sayfa öncesinde, Cenova'ya üç defa ziyarette bulunduğunu ve bir tane bile akrabasına rastlamadığını söylemedi mi? Babasının soyunun Piacenza' da olduğunu söyleyen de o. Neden bunları yazdıktan sonra babasının Cenova' dan olduğuna işaret edecek satırlar yazsın ki ?
''Aslında Amiralin Hayatı'nda o kadar çelişki var ki Hernando'nun eserini inceleyen Rahip Alejandro de la Torre y Velez de metnin birisi tarafından değiştirildiği kanısında.

Amiralin Hayatı'nda uydurma mı ? Hernando tarafından yazılmış, orası kesin ama basılan metinlerde o kadar fazla çelişki ve tutarsızlık var ki bunu sadece iki şekilde açıklayabiliriz.
Ya Hernando bu kitabı yazarken aklı başında değildi ya da İtalyan okuyucuları tatmin etmek için birisi el yazmasının üzerinde oynamış.
Luis' den el yazmalarını alıp eserin sadece İtalyanca çevrisini yayımlatan Cenevizli Baliano de Fornari' Eserin başına, 'Amerika'nın keşfinin görkemi Ceneviz'in olmalı' yazarak niyetini belli etmiş zaten.

Şimdi Kolomb'un bütün hayatını geçmişini saklayarak geçirdiğini biliyoruz. Biz ona Kolomb diyoruz ama kendisinden bu isimle bahsettiği tek bir belge bile yok. Günümüze ulaşan
belgelerde görüyoruz ki kendine her zaman Colom ya da Côlon demiş. Kendini hiçbir zaman Kristof Kolomb diye de tanıtmamış ve her zaman bilerek kendisiyle alakalı gerçekleri saklamaya çalışmış.

Kolomb her zaman kendisiyle ilgili bilgileri saklamakta çok ustaydı, sadece tek bir olay hariç.
Mayorazgo'sunda.
Mayorazgo, _yani devredilemez mülkü, bir çeşit vasiyet.
Kolomb, Yeni Dünya'ya doğru üçüncü yolculuğuna çıkmadan önce 22 Şubat 1498 tarihli vasiyetinde Portekizli oğlu Diego'nun haklarını belirledi. Bu belgede Kolomb, hükümdara ulusa yaptığı katkıları hatırlatıyor ve Katolik Krallar ile en büyük varis olan Prens Juan' dan kendi haklarının ve 'Haşmetmeap'ın çizilmesini emrettiği batıdaki farazi bir çizgiye kadar, yani Yeşil Burun Adaları'ından çok uzağa, Azorlar'ın beş yüz kilometre açığında bir uçtan öteki ucuna giderek kazandığı amiral rütbesinin' güvence altına alınmasını istiyordu. Kolomb ona tanınan hakların 'meşru ve atalarının soyadı olan Colôn soyadım taşıyan ilk doğan oğlu Diego'ya' aktarılmasını belirtiyordu. 'Eğer Diego, varis bırakmadan ölürse haklarının Diego'nun farklı anneden olan kardeşi Hernando'ya sonra Kolomb'un kardeşi Bartolomeu'ya, sonra da diğer ağabeyine, erkek varisler olduğu sürece de bu şekilde devam etmesine' karar vermiş.

Bu detay önemli. Dikkat edelim, 'Colombus soyadım taşıyan' demiyor. 'Colon soyadını taşıyan' diyor.

Aynı zamanda amiral kazancının bir kısmının da Saint George bankasına yatmasını istemiş ve varislerinin belgeleri nasıl imzalayacaklarını katı bir şekilde tasvir etmiş. Kolomb onların kendi soyadım kullanmalarını istemiyor, baş harfler ve noktalardan oluşan bir piramidin altına el Almirant diye imza atmalarını istiyordu.

Vasiyetinin bir bölümünde Kolomb ondan beklenmedik bir şey yazmış. Katolik Krallar'a Cenova' da doğmasına rağmen Kastilya'ya hizmet ettiğini hatırlatmış.

Vasiyetinin başka bir bölümünde varislerinin her zaman Cenova' da aynı soydan birisini bulundurmalarını istemiş. 'Çünkü ben orada doğdum ve oradan geldim,' demiş.

İşte bu belgeler ile bildiğimiz bellgeler oluşturulmuş lakin, şimdi her şey belgenin sahte olup olmadığına bakıyor. Bu vasiyetin kraliyet tarafından 1501' de onaylandığına dair bir belge 1925'te keşfedildi ve Simancas Genel Arşivi'nde saklanıyor.

Amiral'in torunu Don Diego'nun 1578 yılındaki ölümünden sonra meşru varisin kim olduğunu öğrenmek için yapılan Pleyto Sucessorio'nun, yani yargı soruşturmalarının merkezinde bunlar vardı. Mayorazgo'nun Colon soyadını da taşıyanların varis olabileceğini şart koştuğunu unutmayalım. Mahkeme ise Arniral'in bu kararını çiğneyerek Colombo
soyadının da geçerli olduğunu ilan etti. Kristof Kolornb'un Batı Hint Adaları'ndan geliri olduğu için Colombo soyadına sahip kişilerin varis ilan edileceği haberi İtalyanlar arasında çabuk yayıldı. İtalya' da çok fazla Cristoforo Colombo olunca mahkeme bütün varislerin Bartolomeo ve Jacobo adında amcalara ve Domenico adında bir babaya sahip olmalarını şart koştu. Cuccaro Monferratolu Baldassare Colombo isminde İtalyan bir varisin Columbus soyadına sahip İspanyol varislerle karşı karşıya geldiği durumlar oldu. Bu görüşmeler sürerken Verastegui isminde İspanyol bir avukat Prens Juan tarafından 22 Şubat 1498'te onaylanmış belgenin bir kopyasını çıkardı.

Prens Juan kimdir ?
Katolik kralların ilk doğan oğlu.
Problem şurada ki, Prens Jun 4 Ekim 1497 yılında öldü. Peki 1498 yılında bu belgeyi nasıl onayladı ?

Dahası da var,

Metinlerden başka bir alıntı, 'Aynı zamanda kral, kraliçe ve onların en büyük çocukları Prens Don Juan, lordumuz ..

'Aynı sıkıntı burada da var. Kolomb sanki hayattaymış gibi Prens Juan'a hitap ediyor. Halbuki metnin yazılmasından bir yıl önce, on dokuz yaşında öldü. O zamanlar bu o kadar büyük bir olay olmuştu ki devlete ve kişilere ait bütün kurumlar kırk gün boyunca kapatılmış, İspanyol şehirlerinin kapılarına ve duvarlarına yas sembolleri asılmıştı. Bu şartlar altında sence kraliyet ailesine, özellikle de kraliçeye bu kadar yakın olan Amiral'in prensin ölümünden haberinin olmaması mümkün mü?





Devam edecek.....
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: KAYIKEVİ
#382: 04 Ekim 2018, 12:55:25
Yazılanları ve söz konusu belgelerdeki alıntılara bakınca Cenova kökeni yerine oturuyor da Yahudiliği oturmuyor. Mühtediliğini (Convertie) saklaması olanaksız. Çünkü sünnetli olması gerekir.

Oysa iki evliliği de dönemin bilinen soylu ve Hıristiyan ailelerinden. Tek bir olanak var o da evlendiği kadınların ailelerinin de mühtedi olmaları.

Olmayacak iş dememek gerek. Çağlar boyunca insanlar gerek politik, gerek ticari ve gerekse sosyal baskılar sonucu din değiştiriyorlar. Bu hâlâ da geçerli. […]İtalyan çevirmenin bu bölümle oynayıp Filipa'yı Kristof yaptığını düşünülmüş. Hatta İtalyanca bir tabir olan 'traduttori, tradittori,' denmiş, kelimesi kelimesine 'çevirmen, hain,' demektir. cümlesi şüphe uyandırıyor.  Bilindiği gibi Hıristiyanlar İsa’yı çarmıha gerdikleri için Yahudileri uzun dönemler boyunca “hain” olarak gördüler.

Merakım o ki bu aşırı bulandırılmış suyun içinden Cenova’lı Côlon’un gerçek yaşamı gün yüzüne çıkabilecek mi? yoksa tarihin bize anlattığını hazır bir komprime olarak yutmaya devam mı edeceğiz.?
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#383: 04 Ekim 2018, 13:41:44
Biraz daha ilerlediğimizde, anlatılanlar ve elbette ki bakış açısına göre, mantıken bu olmalı denebilecek yerlerde yön bir anda değişiyor gibi.
Çok değil sadece bir, iki yıl öncesinde bile ortaya atılan iddialar var, ki bu kitapta işlenmemiş, köken konusunda işleri iyiden iyiye çetrefilli bir hale getirmiş, dna testleri istemeler, mezar açtırma istekleri, kemik incelemele istekleri vs. 
Bunca hengâmenin içerisinde, benim en çok ilgilendiğim kısımlar ayrıntılar, standart tarih sayfalarında her zaman karşılaşmadığımız ama kitap satırları içerisine yerleştirilmiş gerçek parçalar. Ölüm tarihleri, dönem dilleri, pek bilinmeyen ilişkilerin ortaya çıkmış olması vs...
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Ynt: KAYIKEVİ
#384: 04 Ekim 2018, 14:10:35
Eğer mühtediliği ortaya çıkarsa, buradan edineceğimiz bilgi, Yeni Kıta'nın Avrasya tarafından bilinmesi (keşfi) değil, insanlığın düşünüş şeklinin felaketi olur.
O nedenle dikkatle okuyorum.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#385: 04 Ekim 2018, 15:20:52
Bir kaç bölüm sonrasında, yahudilik dönemi sürgünler, seyir defteri, keşif yolculuğu günlüklerinde pereşalardan yaptığı alıntılar var.
Bazı tarihlerin çakışmaları ise çok daha ilginç.  :)
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#386: 04 Ekim 2018, 17:04:01
Bahsi geçen Don Diego ya da onun varisleri Haşmetmeap'ın çizilmesini emrettiği batıdaki farazi çizgiye kadar, yani Yeşil Burun Adaları'ndan çok uzağa, Azorlar'ın beş yüz kilometre açığında bir uçtan öteki ucuna giderek kazandığım amirallik rütbeme sahip olacaklar.

Bu kısa paragrafta bile birçok tutarsızlık var. Öncelikle Kristof Kolomb gibi büyük bir kaşif nasıl oldu da Yeşil Burun Adaları ile Azorlar'ı aynı meridyene koyabildi? Bu iki adayı da ziyaret eden, Amerika'yı keşfeden adam böyle bir hata yapabilir mi sizce ?

İkinci olarak bu beş yüz kilometre olayı ilk olarak 1493'te yayımlanan Alçavoras Antlaşması'nda kullanılan Papalık fetvası lnter caetera' da geçti. 1498' de mayorazgo imzalandığında Tordesillas Antlaşması yürürlükteydi. Kristof Kolomb nasıl olur da artık yürürlükte olmayan bir anlaşmanın dayandığı Papalık fetvasına atıfta bulunur?

Üçüncü olarak metinde 'Haşmetmeap'ın çizilmesini emrettiği batıdaki farazi çizgiye' ifadesini kullanılıyor. Bu metin yazılırken Kraliçe Isabel hala hayattaydı. Altı yıl sonra 1504'te
öldü. Kolomb, nasıl oldu da Katolik Krallar'a tekil şahısla hitap edebildi? Onu yok saydığını ima ederek kraliçeye hakaret mi etmek istedi? Yoksa bu belge 1504 yılından sonra dikkatsiz ve ülkeye yabancı birisi tarafından mı hazırlandı?

Hepsi bu kadar mı ? Değil elbet.

Kolomb'un Cenova'dan iki defa bahsetmesini incelememiz gerekli.
İki...
Bu satırlarda kesin olarak Cenova'nın doğduğu şehir olduğunu söylüyor. Kolomb hayatı boyunca nerede doğduğunu saklamaya çalıştı. Bu konuyla kafasını o kadar bozmuştu ki on dokuzuncu yüzyılın en ünlü kriminolojistlerinden Cesare Lombroso, onu paranoyak olarak nitelendirmişti. Kolomb ünlendikçe insanların doğum yerini ve ailesini bilmemesini o kadar fazla önemser olmuştu. Yıllar boyu doğum yerini sır olarak saklamak için uğraşıp didinen adam durup dururken neden fikrini değiştirip vasiyetinde Cenova'ya dair bir torba gönderme yapıp bir anda bütün emeklerini çöpe atsın? Akıl kârı geliyor mu size?

Bunlar sahtemiydi ? İspanyol mahkemesi bu karara vardı. Sonra da toprakları Nuno adında Kolomb'un soyundan gelen Portekizli bir varise verdiler.

Şu an tarihcilerin hem fikir olukları bir nokta var ki, ortada gerçekten bir vasiyet var ama kayboldu. İspanyol Salvador de Madariaga gibi tarihçiler vasiyetinin sahte olduğunu ama onun da şu an kayıp olan orijinale bakılarak hazırlandığını düşünülüyor.
Tarihçi Luis Ulloa da aynı fikirde. Hatta kendisi, avukat Verastegui tarafından sunulan sahte mayorazgo'nun bir evrede sahte belge düzenleyen Luis Buzon'un karısı Luisa de
Carvajal'ın elinde olduğunu ortaya çıkarmıştı.

Herkes Kolomb'un varisi olmak istiyordu. Ortada bu kadar para varken sahtekarların mantar gibi türemesi şaşılacak iş değil. Luis Buzon denen sahte belge düzenleyen adamın vasiyetin çoğu önemsiz noktalarını da doğru şekilde yansıtmış olma ihtimali var, belki de belgeyle çok oynamamıştır. ''Açıkçası bu vasiyetin Kolomb'un öldüğü yıl, yani 1506'da ortaya çıkmamış olmasındaki tuhaflığı kabul etmek gerekiyor. Bu belge 1578' de, yani yaklaşık yetmiş yıl sonra ortaya çıktı ve taraflı bir şekilde değiştirildiği belli.
Bu şartlar altında burada yazanlara nasıl güvenebiliriz ki?

sonradan yani 19,yüzyılda ortaya bir çok belge çıktı ama onlarda ki tutarsızlılklar incelemeye bile değmeyecek kadar çoktu.

1799' da Cenovalı Filippo Casoni, içinde Cristoforo Colombo'nun soy ağacının da olduğu Annali della repubblica di Genova adlı bir kitap yayımladı. Kaşifinin soy isminin Colom mu yoksa Colon mu olduğu bilinmediğinden o bu soruna hiç değinmedi ve Colombo'nun Colom'un değişik bir hali olduğunu düşündü. Bu cesur davranış bir çığ etkisi yarattı ve resmi metinlerin önünü açtı. En önemli keşifse 1904'te akademik dergi Giornale storico e letterario della Liguria' da yayımlandı. Dergide Cenovalı Albay Ugo Assereto'nun 21 Ağustos 1479 tarihine ait bir noter kaydı bulduğu belirtildi. Kayıtta Christophorus Columbus'un sonraki gün Lizbon'a gideceği yazıyordu. Şu an Assereto Belgesi olarak bilinen belgede Kolomb'un yaşı 'annorum viginti septem vel circa', yani yaklaşık yirmi yedi yaş olduğu belirtiliyor. O zaman da Kolomb 1451 yılında doğmuş olmalı.

İlk dikkat etmemiz gereken konu bu belgelerin neden bu kadar geç ortaya çıktığı. Notlarda Fransızca bir tabir kullanılmış ( le temps qui passe c'est l' evidence qui s'efface.)
Zaman geçtikçe kanıtlar da yok olur. Fakat bu sefer bu durum tam tersine işlemişe benziyor. Zaman geçtikçe ortaya daha fazla belge çıkıyor.

Kayıtlar Cenova' da Cristoforo Colombo isminde ipek dokumacısı birisinin olduğunu, Jacobo ve Bartolomeu isminde kardeşlerinin olduğunu ve babasının pamuk hallacı Domenico Colombo olduğunu ortaya koyuyor. Bu büyük ihtimalle doğru. Kimse bunu tartışmıyor. Kayıtların ortaya koyamadığı şey Cenova' da yaşayan bu adam ile Amerika'yı keşfeden adamın aynı adam olup olmadığı. Sadece tek bir kayıt bu bağlantıyı açık bir şekilde kuruyor.
O da Assereto Belgesi. Cenevizli Colombo ile İberli Colom arasındaki bağlantıyı, ipek dokumacısının Portekiz'e gitmek için yola -çıktığı gün de dahil detaylı bir şekilde kuran
bir belge bu.

Yine herşey birbirine giriyor. Beraber bütün resmi oluşturmaya çalışalım isterseniz.
Cenevizli Columbus hakkındaki belgelerin on dokuzuncu yüzyılda mantar gibi ortaya çıktığını da unutmayalım. Büyük kaşif Yeni Dünya'ya yaptığı ilk yolculuktan döndükten sonra
Barcelona' daki Ceneviz elçileri Francesco Marchesi ve Giovanni Grimaldi 1493'te bu keşfin haberlerini Cenova'ya gönderdiler ama ufak bir detayı atlamışlardı: keşfi gerçekleştiren amiralin onlarla aynı şehirden olduğunu. Cenova' daki kimse de onlara bu detayı hatırlatmamıştı. Buna bir anlam verebiliyor musunuz?

Dahası da var. 1492' de Amerika keşfedildiğinde ipek dokumacısı Cristoforo Colombo'nun babası hala hayattaydı. Fakat onun yada herhangi bir aile ferdinin, akrabanın ya da komşularından hiçbirinin Cristoforo'nun büyük başarısından söz etmediğini, bu keşfi kutlamadığını görüyoruz. Dahası resmi Ceneviz belgeleri Domenico'nun 1499' da fakir bir şekilde öldüğünü ve bütün mallarının ipotekte olduğunu gösteriyor. Kaşif, babası ölene kadar onun fakirliğine bir çare bulamamış. Hatta Domenico'nun borçlularından hiçbirisi babasının borçlarını oğlundan tahsil etmeye kalkışmamış. Daha da ilginç olan şey ise ünlü kaşifin mirasını paylaşmak için neredeyse her yerden varislerin türemesi.
Sizce Cenova' dan gelen kaç kişi vardı?
Sıfır,
Bu varislerden hiçbiri Cenova' dan gelmemişti.

Ta ki on dokuzuncu yüzyılda bir anda ortaya çıkan belgelere kadar. Fakat aklımızda tutmalıyız ki o zamanlardaki tarih araştırmalarına politik çıkarlar karışmıştı. İtalyanlar Liguryalı Giuseppe Garibaldi'nin önderliğinde ulusal bir birleşme ve değişme dönemi geçiriyorlardı.
Kolomb'un İtalyan olmadığına dair ilk teoriler o zaman ortaya atıldı. Bu durum yeni devlet için kabul edilemezdi. Cenevizli Kolomb anavatanlarındaki milyonlarca İtalyan için ve
Amerika'ya, Brezilya'ya ve Arjantin'e göçen İtalyanlar için hem bir gurur kaynağı hem de birleştirici bir güçtü. Bu yüzden tartışma şovenist bir hal aldı. Bu politik ve sosyal bağlamda Ceneviz teorisi sıkıntılarla karşılaşmıştı. Bir yandan o zamanlar şehirde Cristoforo, Domenico, Bartolomeo ve Jacobo isimli kişilerin yaşadığı kanıtlanmıştı, öbür yandansa bu kişilerin birbirleriyle yada kaşifle olan bağlantıları kurulamıyordu.
Böyle bir bağlantı kurulsa bile zaten saçma olurdu çünkü Cenevizli Kolomb eğitimsiz bir dokumacıydı. İberli Kolomb ise kozmografi, denizcilik, diller ve okuma yazma konusunda uzman bir amiraldi. O zamanın politik anlayışı ve İtalyan milliyetçiliği tarihsel araştırmaların tarafsız bir şekilde yapılmasını engelliyordu. Sonra ne hikmetse ortaya Assereto Belgesi çıktı ve gerekli kanıtı sundu. Bu belgenin en çok ihtiyaç duyulan anda ortaya çıkması bile şüphe verici.
Daha da şüphe uyandıran şey ise Albay Assereto'nun belgeyi teslim ettikten sonra hizmetlerinden dolayı general rütbesine terfi ettirilmesi.




devam edecek...
  • IP logged

e

ersinboke@icrs.com.tr

Ynt: KAYIKEVİ
#387: 04 Ekim 2018, 21:45:00
hala kasıyorum.. Okumuyorum.. Teknede okuyacağım..
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#388: 05 Ekim 2018, 12:05:41
Buraya kadar yazılanların tamamen gerçek olma ihtimali olması ile beraber elbette ki, belgelere dayalı yorum içeriyor. %100 doğru olamayacağı gibi, gözardı edilemeyecek şüphelerin olduğuda %100 gerçektir.

Örneğin, Assereto tarafından ortaya çıkarılan belgenin doğru olup olmadığının sorgulanmasını gerektirecek herhangi bir veri var mıdır ?
Evet vardır. Mesela Kolomb'un doğum tarihi.
1451
Ama bu önemlibir şahit tarafından yalanlanıyor olabilir.
Kolomb'un kendisi.

İlk yolculuğuna çıktığında 21 Aralık 1492' de günlüğüne, 'Yirmi üç yıldır denizden neredeyse hiç ayrı kalmadım,' diye yazmıştır. Bu beyana dayanarak matematik işlemi yapmamız gerekiyor sadece.Denizde geçen yirmi üç yıl artı Kastilya' da denize açılma izni almak için geçen sekiz yıl, on dört yıl da çocukluğu dersek kırk beş sayısını buluyoruz. Diğer bir deyişle Kolom 1492' de Amerika'yı keşfettiğinde kırk beş yaşındaydı. 1492'den de kırk beş çıkarırsak 1447'yi buluruz. Doğduğu yılı yani.
Sonra 1501 tarihli Hernando tarafından kopyalanan mektupta Kolomb, Katolik Krallar'a, 'Bu işle kırk yıldan fazla süredir uğraşıyorum,' diyor. İş dediği denizcilik.

Kırk üzerine çocukluğunun on dört yaşını eklersek elli dördü buluyoruz. Bu mektubu 1501' de elli dört yaşında yazmış. 1501' den elli dört çıkarırsak yine 1447'yi buluyoruz. İki belge de Kolomb'un 1447'de yani, 145l'den dört yıl önce doğduğunu gösteriyor. Kolomb'un kendisi Assereto Belgesi'ni yalanlıyor. Bu durum belgenin güvenilirliğinin aldığı çok büyük bir darbe. Dahası Assereto Belgesi açık konuşmak gerekirse sadece bir taslak. Herhangi bir noter ya da otorite tarafından imzalanmamış ve böyle belgelerde adet olduğu üzere bahsetmesi gerekirken Kolomb'un babasından bahsetmemiş.

Gelelim Kolomb'un Cenovalı kimliğine,
Önümüzde iki yol var. Ya Ceneviz belgelerini ve kayıtlarını tutarsızlıklarına rağmen kabul edeceğiz. Ya da sayısız belgede ki şüpheye bakarak onun Cenevizli olmadığına karar vereceğiz. Aslında Bu ikisinden daha mantıklı üçüncü bir hipotez var. Bu hipotez iki versiyonun da kısmen doğru olduğunu kabul ediyor ama ikisinde de yanlışlıklar ve tutarsızlıklar söz konusu.

Bu durumda ortada iki Kolomb var demek. İki Kolomb. İlki 1451 doğumlu Cristoforo Colombo, eğitimsiz Cenevizli ipek dokumacısı. Diğeri ise 1447 doğumlu Cristoviio Colom ya da Cristobal Colon, hangi milletten olduğu belli değil. Kozmografi ve doğal bilimler konusunda uzman, Latince biliyor, Amerika'yı keşfeden bir amiral.
Hipotez mi ? evet, elde ki verilerle mümkün mü ? evet.
İki ayrı Kolomb. Cenevizli dokumacı ve Yeni Dünyanın kaşifi.
Tarihin tek bir adam haline getirdiği iki adam.
Şorun şu ki ; Eğer Yeni Dünya'yı keşfeden Cenevizli dokumacı Cristoforo Colombo değilse, bu amiral kimdi?


İlk olarak Kolomb'un hangi milletten olduğunu bugünün devletlerine bakarak söyleyemeyiz. Onun zamanında bu devletler bizim bildiğimiz şekilde var olmuş değillerdi. Bütün İber Yarım Adası, İspanya sayılıyordu. Portekizliler kendilerini İspanyol olarak görüyor, Kastilya onlar için Portekiz ifadesini kullanınca itiraz ediyorlardı. Hem o zamanlar Portekiz kaşifleri diye bir şey de yoktu. Kaşifler ya Portekiz Kralı'nın ya da Kastilya Kraliçesi'nin emrinde oluyorlardı. Örneğin Portekizli deneyimli bir denizci olan Ferdinand Magellan, Kastilya donanmasıyla dünyaya yelken açıyordu. Bu yüzden de Kastilyalıydı.

İkinci önemli şeyse Kolomb'un kimliği hakkındaki tartışmaların 1892 civarlarında başladığıdır. O zamanlar milliyetçilik iyice yükselmeye başlamıştı. İspanyol tarihçiler
Ceneviz belgelerinde tutarsızlıklar bulmaya başlayınca ortaya iki hipotez attılar. Kolomb ya Galiçyalı ya da Katalan' dı. İtalyanlar o zamanın da etkisiyle yeni ülkelerini politik ve kültürel açıdan sağlam tutmak için böyle bir ihtimali şiddetle reddettiler. İki ülkede de sahte belgeler ortaya çıkmaya başladı.

Kolomb'un gerçek kimliği üzerine araştırma yapan Simon Wiesenthal adında bir adamın kitabı vardır. Wiesenthal, Soykırım' dan kurtulduktan sonra kaçak Nazileri avlıyordu. Wiesenthal, İtalyan bir tarihçiye Kolomb'un kimliğiyle ilgili bir soru sorunca ondan şu cevabı almış.  'Ne bulduğunun önemi yok. Önemli olan Kolomb'un bir İspanyol'a
dönüşmemesi." Başka bir deyişle tarihçi aslında gerçeklerle değil de Kolomb'un İtalyan kimliğini korumakla ilgileniyordu.

Peki,  Kolomb'un İspanyol olma ihtimali var mı?

Şuan ki bilgiler ışındaki akıl yürütmeler olmadığı yönünde. Kolomb 'un Kastilya' da veya Aragon' da doğmadığına dair güçlü veriler var. İspanya' daki varlığına dair ilk
belge 5 Mayıs 1487 tarihli ve bu ödeme kaydında Kolomb'un ismi 'Cristôbal Colomo, yabancı,' olarak geçiyor. Dahası Kolomb'un yabancı uyruklu olduğu Portekizli oğlu Diego'nun kraliyete dava açmasıyla İspanyol mahkemeleri tarafından ortaya konmuştur.
Diego, Katolik Krallar ile babası arasında 1492 yıhnda imzalanan anlaşmaya uyulmadığı gerekçesiyle dava açmıştır. Duruşmada birkaç şahit, Kolomb'un İspanyolcayı aksanla konuştuğuna dair ifade vermiş. Mahkeme suçlamaların yersiz olduğunu, Krallar'ın İspanyol vatandaşı olmayan ve ülkede en az on sekiz yıl yaşamamış bir yabancıya böyle haklar veremeyeceğini söyleyerek davayı düşürdü.

Mahkeme'nin bulguları Madrid' deki El Escorial Kütüphanesi'nde Kodeks V.II. 17 adlı metinde bulunabilir. Bu belgede şöyle yazıyor.
Bahsi geçen Don Cristôbal yabancı uyrukludur, ne bir yerli ya da komşu ne de Krallığın bir vatandaşıdır.

Portekizli olma ihtimali var mı ? Bu hipotez de değerlendirilmeli.
 İlk önemli ipucu on beşinci yüzyılın en önemli kozmograf ve jeologlarından birisi olan Floransalı Paolo Toscanelli tarafından ortaya atılmıştır. Bu ünlü bilim insanı, Lizbon Katedrali rahibi Fernam Martins ve Kolomb'un kendisiyle yazışmıştır. Özellikle önemli olan yazışmaysa 1474 tarihinde Lizbon'a kaşifin kendisine yolladığı Latince yazılmış mektuptur.
Toscanelli şöyle başlamış: Mektuplarınızı aldım. Sizin, bütün Portekizliler gibi çok cesur olduğunuzdan ve her zaman büyük işlere kalkışma isteğinizden şüphem olmadığı için böylesi zorlu bir yolculuğa çıkmak isteyeceğinizden eminim.

Bu mektupta birçok önemli şey ortaya çıkıyor! En azından dört önemli şeyi öğreniyoruz.
İlki, Kolomb zamanın en önemli bilim insanlarının biriyle mektuplaşmış.

Kolomb'un Cenevizli cahil bir ipek dokumacısı olduğuna göre!!!, Böyle bir insan Toscanelli'yle nasıl yazışabilir?

İkinci şeyse Toscanelli'nin 'bütün Portekizliler gibi' demesi, buradan belli oluyor ki Toscanelli onun Portekizli olduğunu düşünüyordu.

Üçüncü detay ise mektubun 1474 tarihinde yazılmış olması. iplik dokumacısı Cristoforo Colombo'nun Portekiz'e 1476' da vardığını söyleyen noter belgesi vardı ya hani? Kolomb şehre ayak basmadan iki yıl önce Toscanelli nasıl onunla yazışmış olabilir?

Tarihçi Bartolome de Las Casas, 1501' de Segovia' da Kolomb ile Kral Ferdinand arasında geçen bir konuşmayı aktarıyor. O konuşmada Amiral'in on dört yılını Portekiz kralını ikna etmekle geçirdiğini söylediğini belirtiyor. Şimdi eğer Kolomb Portekiz'i 1484'te terk etmişse ve 1484'ten on dört çıkarırsak 1470'i buluyoruz.
Kolomb'un 1470 yılında Lizbon' da olması gerekli. Dört yıl sonra da 1474'te Lizbon' da Toscanelli'nin mektubunu alıyor. Fakat Ceneviz belgelerine göre 1476'ya kadar Portekiz'e ayak basmıyor.
Bu nasıl mümkün olabilir o zaman?

Dördüncü tutarsızlığa gelince, Toscanelli'nin mektubunun Latince yazılmış olması. Toscanelli İtalyan' dı. Eğer ikisi de İtalyan olsa ölü bir dilde iletişim kurmak yerine İtalyanca yazışırlardı, değil mi?
Burada ki problem ise şu, o dönemde, iki italyanın latınce konuşması garip değildi ama faklı şehirlerden gelen bu inanların adece eğitimli olanları bu dili konuşabiliyordu. Dokumacının oğlunun bu eğitimi almış olması, o dönem için çok zor. Kendi kendine öğrenmiş olabilir mi ? Belki de ancak, Sadece Toscanelli'yle değil, Kolomb kimseyle İtalyanca yazışmamış. Yazdığı mektuplar ya İspanyolca ya da Latince.

Kolomb, bir mektubu İspanya' daki Ceneviz elçisi Nicolo Oderigo'ya 21 Mart 1502' de yazmış. Ceneviz arşivlerinde var bu mektup. Bilin bakalım hangi dilde yazılmış. İspanyolca. Oderigo'ya gene İspanyolca yazdığı cevapta Kolomb mektubu bir başka Cenevizli için çevirmesini rica etmiş. Başka bir İtalyan'a, Keşiş Gaspar Gorricio'ya yazdığı bir mektup. Yine, İspanyolca yazılmış.

İtalyanca, İspanyolca, Latince vs. Düşünülen şey şu ki, Kolomb'un günlüğü korunamadı, elimizdeki tek şey onun on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan elde yazılmış bir kopyası. Bartolome de Las Casas tarafından yazıldığına inanılıyor. Tabii bütün bu karışıklığın içerisinde birçok sahtesi ortaya çıktı. Bazı durumlarda kalpazanlar kendi teorilerini desteklemek için orijinal belgenin sadece küçük bir kısmını değiştirdiler. Diğer durumlardaysa belgelerin hepsi sahteydi. Bu sahte belgelerin ortaya çıkmasında iki sebep vardı genelde. Kolomb'un kendi milletlerinden olduğunu belirtmek ya da para kazanmak. Açık artırmalarda nadir eserleri kapmasını bilen, orijinal el yazmaları konusunda uzman kişilerle konuştum. Kolomb 'un kendi eliyle yazılmış ve orijinalliği kanıtlanmış bir el yazması ortaya çıkarsa paha biçilemez bir değerde olacağını söylediler. 'Bundan daha değerli bir belge Hz. İsa tarafından imzalanmış bir mektup olabilir sadece,' dediler. Böylesine astronomik sayıların döndüğü bir konuda elbette ortaya sahte belgelerin çıkması doğal. Şu an bu konuyla ilgilenenlere göre,  Kolomb'un yazdığı düşünülen belgelerin ya bir kısmı ya da tamamı sahte. Cenevizli tanıdıklarına yazılanlar dahil.

Eğer gerçekten sahte ise İspanyolca yazılmasının bir anlamı kalmaz diye düşünebiliriz, lakin kalpazanlar bile mektupların güvenilirliğini azaltacağı için Kolomb'un mektuplarını
Tuscan' da yaşayan Cenevizlilere yazmaya cesaret edememişler. Bu da orijinallerin İspanyolca yazıldığını kanıtlıyor. Son olarak da Kolomb'u İtalyan yapmaya çalışan bir komplo olduğunu da kanıtlıyor olabilir.

İçinde Cenova kelimesinin geçtiği bir çok belge olduğu söyleniyor ama savonna ve cenova arşivlerinde ki noter belgeleri gerçek. Bu da şöyle bir durumu ortaya çıkarıyor olabilir. Cristoforo Colombo isminde bir dokumacı vardı gerçekten. Bu konuda şüphe yok. Bu sahtekarlıklar denizci Cristôbal Colôn'a dair bazı belgeleri değiştirmiş, Assereto Antlaşması ve Amiral tarafından Cenevizlilere yazılmış mektuplar gibi Colombo ile Colôn'u birbirine bağlamaya çalışan bütün çabaları da etkilemişti. Kolomb'a dair bildiğimiz her şey İtalyanlar ve İspanyollar tarafından yazılmış. Bazıları daha masum olsa da bazıları değil.

Şüphe götürmeyecek iki şey var sadece. İlki oğlu Diego'ya yazdığı mektuplar. Bu mektuplar kim olduğu kesin bilinen insanlar ve kurumlar tarafından korunup devredildiğinden hata payı olmadan takip edilebilir. İkincisiyse Kolomb'a ait kitaplardaki kendisinin kenarlara aldığı notlar. Bu kitaplar Kolomb'un İspanyol oğlu Hernando tarafından Sevilla' daki Columbine Kütüphanesi'ne bağışlanmıştır. Fakat bazı notların Kolomb'un kardeşi Bartolomeu tarafından yazıldığı da söyleniyor. Yine de bazılarını kesin olarak Amiral'in yazdığını biliyoruz. Bu notlar, genelde İspanyolca. Bazıları Latince, iki tane de İtalyanca. Bu İtalyanca notlardan sadece bir tanesi kesinlikle Kolomb'a ait.

Kolomb tarafından yazılan bütün metinlerde İspanyolca olsun, Latince ya da İtalyanca olsun hepsinde Portekizce yazım yanlışları var.

Kolomb'un mektupları Portekizce hatalarla telef edilmiş. Hatta İspanyolca bile yazmamış portanyolca denen Portekizce ve İspanyolca karışımı bir dilde yazmış. Eğer Madrid'e gidip, 'Necesito un carro para ir al palacio," dersem, bu "Saraya gitmek için bir araba istiyorum," demektir. Fakat bu cümleyi dediğimde benim Portekizli olduğumu anlarlar çünkü İspanyolcada 'carro' demezler. İspanyolcada arabaya karşılık gelen kelime 'coche' dir. Ve bu hatalar çok ciddi miktarda var.

Kesinlikle onun olduğuna inandığımız tek Toskana lehçesi yazma denemesi, Kehanetler Kitabı adlı kitabının kenarına Mezmurlar 2:2' den yazdığı bir not. Yaşlı Plinius'un Doğal Tarih adlı kitabının ondaki kopyasının kenarlarında yirmi üç not var. Bunların yirmisi İspanyolca, ikisi Latince, bir tanesi de Toskana lehçesi. Uzmanlar bu notun Kolomb tarafından mı yoksa kardeşi Bartolomeu tarafından mı yazıldığı konusundan emin değil. Toskana lehçesiyle yazılan iki metin de çok komik bir şekilde on beşinci yüzyıl İspanyolca ve Portekizcesindeki kelimelerle dolu. Genelde portanyolca yazılmış yani. Hatta İspanyol tarihçi Altolaguirre y Duvale, Kolornb'un lehçesini kesinlikle Portekizceden aldığını söyler. Kolornb hayatının yirmi dört yılını İtalya' da geçirmiş ama sonra bir anda hem Toskana lehçesini hem de anadili olan Ceneviz lehçesini unutmuş, öyle mi? Aynı Kolornb on yılını Portekiz' de geçirmiş ama hayatının sonuna kadar bu dili unutmayıp Portekizce yazıp çizmiş. İlginç, değil mi?

İspanyolca kelimelerdeki ie çift ünlüsünü ele alalım. Portekizce ve İspanyolcadaki çoğu kelime aşağı yukarı aynıdır. Tek fark İspanyolcada ie'yle Portekizcede ise sadece e'yle yazılırlar. Örneğin, Kolomb 'se entiende' yazacağına 'se entende' yazmış. Aynı şekilde 'quiero' yazacağına 'quero' yazmış. Aynı zamanda ie kullanmaması gereken İspanyolca kelimelerde ise yanlışlıkla kullanmış, tıpkı depende gibi, Kolornb depiende olarak yazmış. İspanyollar bilir ki sadece çat pat İspanyolca konuşan bir Portekizli koymaması gereken yere ie koyar.
Mesela Kolomb algun yazmış, 'biraz' için kullanılan İspanyolca kelime alguno ve İtalyanca kelime alcuno oysaki. Aynı zamanda ameaçaban diye yazmış. 'Tehdit ettiler' dernek için İspanyolca amenazaban, İtalyancada minacciiıvano kullanması gerekirdi. Portekizcede 'riskli' ya da 'tehlikeli' için kullanılan kelime arriscada İspanyolcada arriesgado, İtalyancada
rischiosa olarak yazılıyor.

Böyle bir çok örnek var. Cenova Devlet Arşivi'ndekiler o zamanlarda yurt dışında yaşayan İtalyanların birbirleriyle iletişim kurmak için Toskana lehçesini kullandığını söylüyorlar.
Peki o zaman Kolomb neden kullanmıyordu ? Belki de Ceneviz lehçesi biliyordu.
Yazılı kullanılmayan bir lehçe olabilir mi ?
Cenevizli bir dil profesörü bu lehçenin Orta Çağ' dan beri yazılı olarak kullanıldığını söyledi. Bu durumda karşımıza iki soru çıkıyor. İlki, Kolomb eğitim almadığı için Toskana lehçesi
konuşamıyordu ama sadece eğitimli insanların bildiği Latinceyi mi biliyordu? Hem bütün Cenevizliler tarafından konuşulan, eğitimliler tarafından yazılabilen Ceneviz lehçesinde yazmadı da Portekizce yanlışlarla dolu İspanyolca metinler mi yazdı? Dananın kuyruğu burada kopuyor. Neden sadece Kolomb'un herhangi bir İtalyan lehçesinde yazamadığını, bunun da en mantıklı açıklamasının hiçbirini bilmediği olduğunu kabul etmiyoruz?
Ayrıca herhangi bir İtalyanca lehçesini bilmiyorsa o zaman doğal olarak İtalyan olmadığı sonucuna ulaşılabilir, değil mi?

Pleyto con la Corona ve Pleyto de la Prioridad isimli duruşmalarda Kolomb'un başka bir ülkenin vatandaşı olduğu ortaya kondu. Amiral'i tanıyan tanıkların onun hakkında söylediği her şeyi okumadım fakat Siman Wiesenthal ve Salvador de Madariaga isimli iki tarihçinin araştırmalarını inceledim. Duruşmada verilen çok ilginç bazı ifadelere rastlamışlar. "Wiesenthal'a göre şahitlerden biri Kolomb'un çok iyi İspanyolca konuştuğunu ama Portekiz aksanı olduğunu söylemiş. Madariaga da, Kolomb'un her zaman Portekiz aksanlı bir İspanyolca konuştuğunu belirtmiş.







Devam edecek....


  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#389: 06 Ekim 2018, 12:07:59
Kolomb hakkında bir şey kanıtlamayan ancak çok ilginç bir çok olay var. Örneğin, İspanya'ya büyük ihtimalle 1484'te geldiğinde ilk Portekizli Marchena isminde bir keşişle görüşmüş. Nedeni bilinmiyor.

Kolomb Cenevizliyse neden kimliğini saklamak için bu kadar çaba gösterdi? Sonuçta o zamanlar Kastilya ve Cenova arasındaki ilişkiler iyiydi. Hatta Cenevizli tanıdıklara sahip olmak prestij meselesiydi. Akdeniz' de Saint George'un Cenova bayrağıyla yelken açan İngilizler koruma altındaydılar. Beyaz zemin üzerindeki kırmızı haçtan oluşan bu bayrağı sonradan İngilizler kendi bayraklarına uyarladılar. Portekiz ve Kastilya arasındaki rekabeti düşünürsek bir Kastilya filosunu kumanda eden bir Portekizli sorun olurdu. Tam tersi de öyle. Portekizli kaşif Ferdinand Macellan'ın İspanyol filosunun dümenine geçip ilk defa yelken açtıklarında neler çektiğini hatırlayın.
Kolomb Cenevizli olsa kimliğini saklamak zorunda kalmazdı ama Portekizliyse?

Veragua Arşivleri'nde bulunan bir mektup vardır. Bu mektup öldükten sonra Kolomb'un kağıtları arasında bulundu. Bu mektup Mükemmel Prens lakaplı Portekiz Kralı il. Joao tarafından imzalanmıştı. Tordesillas Antlaşması'nı imzalayan, Kolomb'a batıya gitmek yerine Afrika' dan dolanmasının daha kısa olacağını söyleyen kral.
''Alıcı kişi olarak, 'Xpovam Collon' a, Sevilla' daki kıymetli dostumuza' diye belirtilmiş.

Mektup şöyle ;

Xpoval Colon. Ben Portekiz ve Algarves'in, Afrika'nın iki tarafındaki denizlerin kralı ve Gine Lordu Dom Joiio, size en yüksek takdirlerimi sunuyorum. Krallığımıza yazdığınız
mektup okundu ve bizim hizmetimizde olmaktan duyduğunuz onur ve iyi niyet fark edildi. Krallık içtenlikle teşekkürlerini sunar. Ziyaretinize gelince, belirttiğiniz sebepler ve daha
birçok konuda krallığımızın sizin yeteneklerinize ve zekanıza ihtiyacı olduğu aşikardır. Size en uygun olacak şekilde gelip huzura çıkmanızı arzu eder ve teşrif ederseniz memnuniyet duyarız. Gelmeniz halinde de size hizmetlerimizi sunmakta beis görmeyiz. Bazı taahhütlerden mütevellit bizim yargıçlarımızdan çekinirseniz bu belgeyle sizi temin ediyoruz ki burada kaldığınız süre boyunca herhangi bir sebepten dolayı ne tutuklanacaksınız ne de suçlanacaksınız, hiçbir şeyden hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacaksınız. Bu belge mahkemelerimiz için bir hüküm niteliği taşımaktadır.
Bu yüzden tereddüt etmeden ivedilikle gelmenizi rica ederiz.

Size olan minnetimizin karşılığını bolca alacağınızdan şüpheniz olmasın.
Avis'te yazıldı. 12 Mart 1488. Kral

Görünüşe göre Kolomb, Kral II. Joao'ya bir mektup yollayıp onun hizmetine girmeyi teklif etmiş. Belli ki Kral'la mektuplaşırken Portekiz'in yargı sistemiyle başının belaya girebileceğine değinmiş.
Ama neden?
Portekiz' de bir şey yapmış demek ki. Unutma Kolomb Portekiz'i 1484'te, yani bu  mektuplaşmalardan dört yıl önce alelacele terk etti. Kolomb ve oğlu Diego'nun İspanya'ya kaçmasına sebep olan bir şey yaşandı ama ne olduğunu bilmiyoruz. Amiral'i çevreleyen gizemlerden biri de Portekiz' deki hayatı hakkında belge olmaması. Sanki hayatının o dönemi bir kara deliğe düşmüş. Kolomb'un Kral Joao'ya yazdığı mektup hiçbir zaman Portekiz arşivlerinde bulunamadı.

Önemli bir detay, Kral Joao'nun Kolomb'a samimi bir şekilde hitap ederek ondan 'Sevilla' daki kıymetli dostumuz,' diye bahsetmesi. Bu mektup eğitimsiz bir ipek dokumacısı ile güçlü bir kral arasındaki resmi bir mektuplaşma değil, birbirini yakından tanıyan iki insanın mektuplaşması.

En azından bize Kral ile Kolomb'un birbirlerini bizim sandığımızdan çok daha yakından tanıdıklarını ve Kolomb'un Portekiz sarayının yabancısı olmadığını gösteriyor. Bu da onun bir asilzade olup olmadığını sorgulamamıza yol açıyor. Kolomb'un asilzade olması iki noktayı daha anlamlı bir hale getiriyor. Birincisi asilzade Filipa Moniz Perestrelo'yla evlenmesi. O dönemde halk tabakası ile asilzadeler arasında evlilik düşünülemezdi. Eğer Kolomb asilzadeyse bu evliliğin gerçekleşmesi mantıklı.

Kraliçe Katolik Isabel tarafından arma taşıma hakkı verilmiş mektuplar var. 20 Mayıs 1493'de verilmiş yine ilginç olan, armas vuestras que soliades tener' yani 'zaten sahip
olduğunuz armalar demiş olması.
Kolomb zaten armaya mı sahipti? Cenovalı bir ipek dokumacısının nasıl arması olsun ki?

Kolomb'un armasının son bölümündeki çapalar ile Portekiz kraliyet armasındaki detaylar birbirine çok benziyor. Portekiz kraliyet arması haç şekilde dizilmiş beş kalkandan oluşuyor, kalkanların içinde de tıpkı Kolomb'un çapalarının dizilişinde olduğu gibi beş nokta var. Bu kraliyet armasını hala Portekiz bayrağında görebilirsin. Kolomb'un arması Leon, Kastilya ve Portekiz sembolleriyle direkt olarak bağlantılıydı.

Pleyto de la Prioridad' da iki şahit söyledi. Hernan Camacho ve Alonso Belas isimli iki şahit Kolomb' dan 'Portekiz'in oğlu' diye bahsetmişler. Ne kadar doğrudur, bu da yanılmaca olabilir mi bilinmez.

Kolomb'un kökenleri hakkında İspanyol ve İtalyan tarihçilerin çekişmelerinin iyice kızıştığı bir ortamda İspanya Kraliyet Coğrafya Topluluğu'nun başkanı Ricardo Beltran y R6zpide şu esrarlı satırların olduğu bir metin kaleme almış. 'Amerika'yı keşfeden adam Cenova' da doğmamış, İber Yarımadası'nın batısından, Ortegal ve Saint Vincent burunlarının arasındaki yerden gelmiştir.
Ortegal Burnu Galiçya'da. Ama Saint Vincent Burnu, Portekiz'in en güneyindeki bir noktada.

Milliyetçiliğin tırmandığı bir ortamda İspanyol bir tarihçinin Kolomb'un Galiçyalı olduğunu söylemesi son derece doğal olacaktı. Fakat Amiral'in doğum yerini belirtmek için neden bütün Portekiz kıyısını içine alacak şekilde bir yer belirtti? Bu normal değil.

Tabii sakladığı bir şeyler varsa o ayrı...

Görünüşe göre sakladığı bir şeyler varmış. Beltran y Rôzpide'nin Afonso de Dornelas adında Portekizli bir arkadaşı vardı. Bu adam aynı zamanda ünlü tarihçi Armando Cortesao'nun da arkadaşıymış. Ölüm döşeğinde Beltran y Rôzpide arkadaşına Joao da Novanın Portekizde bulunan özel bir arşivdeki belgelerinde Kristof Kolomb'un kökenlerini
tamamen açıklayan bir ya da birkaç belge olduğunu söylemiş. Dornelas birkaç defa ona hangi özel arşivden bahsettiğini sorsa da Beltran y Rôzpide ona Kolomb'un kökenlerinin İspanya' da çok tartışılan bir konu olduğunu, eğer belgeler ortaya çıkarsa bir isyan bile çıkabileceğini söylemiş. Birkaç dakika sonra da ölerek sırrını mezara götürmüş.




Buraya kadar geldikten sonra birazda Kolomb'un yahudi olduğu iddialarına bakalım. Aynı zamanda o döneme elbet.

Sefaradlar İber Yarımadası'ndan Yahudi takvimiyle 5250' de sürüldüler. Miladi takvime göre de on beşinci yüzyılın sonunda. Sürülen Sefaradlar yaklaşık çeyrek milyon
kadardı. Kuzey Afrika'ya, Osmanlı İmparatorluğu'na, Güney Amerika'ya, İtalya'ya ve Hollanda'ya yerleştiler. Spinoza'nın ailesi Hollanda'ya kaçmıştı örneğin. Sefaradlar çok kültürlü insanlardı.O zamanın Yahudileri arasında en iyi eğitimliler onlardı belki de. Amerika'ya ilk giden de onlardır. Yahudilerin en prestijli koludurlar.

Portekiz'in yaptığı belki de en saçma işlerden biridir bu. İnsan hakları konusunda değil sadece. Gidişleri ülkenin de geriye gitmesine sebep oldu. Bir ülkenin zenginliği sadece parayla değil, bilgiyle de ölçülür. Keşifler Çağı'nda Portekiz' de neler oldu?
Ülke kendini bilgiye açtı. Prens Gemici Henry zamanının dahilerini, silah imalatçılarını, denizcilik aletlerini icat edenleri, gemi tasarlayan insanları, kartografide ilerleme kaydeden insanları Portekiz' de topladı. O zamanlar entelektüel zenginlik zirvedeydi. Bu toplanılan Portekizli ve yabancıların çoğu Hıristiyan' dı ama bazıları Yahudi'ydi. Çok önemli bazı Portekiz keşiflerine katkıda bulunan insanların bir bölümü Yahudi'ydi. Alanında liderdiler ve ülkeye yeni uzmanlık alanları kazandırdılar. Yeni kapılar açtılar, ilişkiler kurdular ve kaynak sağladılar.
İspanyollar Yahudileri sürdükçe Portekizliler onları ülkeye alıyor, Kral II. Joiio tarafından iyi muamele görüyorlardı. Onun yerine gelen I. Manuel bütün İber Yarımadası'nın hükümdarı olmak isteyince işler değişti. Lizbon'u başkent yaptı. Katolik Krallar'ı kandırmak için bir plan hazırladı. Bu planın önemli bir parçası onun Katolik Krallar' dan birinin kızıyla evlenmesini gerektiriyordu. Bu sayede iki hanedan birleşecekti ama gelin evliliğin meydana gelmesi için bazı şartlar öne sürdü.
Yahudilerin sürülmesini istedi daha gerçeği.
Portekiz' de Yahudi istemiyordu. Normal şartlar altında Kral Manuel geline ve Katolik Krallar'a anlaşmayı unutmalarını söylerdi ama o zamanda şartlar normal değildi.
Portekiz Kralı bütün İber Yarımadası'na hükmetmek istiyordu. Portekiz Kilisesi'nin baskısına ve gelinin şartlarına mukavemet gösteremeyen aptal Kral Manuel onların isteklerine boyun eğdi. Fakat bir hileye başvurdu. Yahudileri sürmek yerine onları zorla Hıristiyan yapmaya çalıştı. 1497' de büyük bir operasyon sonucu onları kendi rızaları haricinde vaftiz ederek yetmiş bin kadar Yahudi'yi Hıristiyan yaptı. Bunlara Yeni Hıristiyanlar dendi ama çoğu el altından Yahudi geleneklerini devam ettirdiler. Sonuç olarak Lizbon' da ilk Yahudi katliamı 1506' da meydana geldi. İki bin kişi ölmüştü. Bu tür eylemler İspanya' da çok yaygın olsa da Portekiz' de ilk defa yaşanıyordu.

Sonuç felaketti,Yahudiler ülkeden kaçmaya başladı. Beraberlerinde meraklarını, öğrenme aşklarını ve araştırmacı kişiliklerini de götürdüler. Bundan kırk yıl sonra 1540'larda
Portekiz' de Engizisyon kurularak felaketler zinciri tamamlanmaya başladı. Kral Manuel'in birleşik İspanya ve Portekiz rüyası gerçekleşiyordu ama İspanya kontrolünde. İspanya yobazlığın daha da radikal bir şeklini uygulamaya başladı. Portekiz dış etkilere ve bilgilere kapanmıştı. Bilimsel metinler yasaklanmış, eğitim sadece kilisenin tekeline geçmişti. Fanatik cahillik ülkede gemi azıya almıştı. Museviliğin yasaklanmasıyla Portekiz daha yeni yeni aşılan bir gerileme dönemine girdi.







Devam edecek....
  • IP logged

 
Yukarı git