Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: KAYIKEVİ

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Ynt: KAYIKEVİ
#210: 27 Eylül 2017, 11:52:04
Herkesten, her şeyden kaçarak başlayan hayatın, soyutlanma teması ile anlamı koyulmuş uzaklaşmanın, yalınlıktan uzaklaştırdıkça yalnızlıkla kaplanacağı planlarım arasında yoktu.

Süresi belirsiz ve gereksiz bir zaman dilimi boyunca hiç tanımadığım bir Amerikalı’nın sahibi olduğu, yine hiç tanımadığım bir Fransız ile iki yıldır hiç bilmeyeceğim yerlere seyahat ettikleri yirmi metrelik yelkenli teknede yaşıyorum. Kendime ait odam, dolabım, yatağım bile var. Benim sıkıntım hayalimi yaşamak. Onların sıkıntısı ise yardımcı sahibi olmak. Ben bu hiç tanımadığım insanların hayatına dahil olup hiç bilmediğim yerlere gider oldum. Beni tanıyan hiçkimsenin olmadığı yerlere benim hiç tanımadığım kimselerle varır oldum.
Vardığım yerin ismi tanıdığım insanlara göre Cebelitarık, tanımadığım insanlara göre ise Gibraltar.

Cebelitarık’ta gezerken tanıdık yüzlere rastlama imkanım olmadığını bile bile her çehreyi sıkı sıkı kontrol eder buldum kendimi. Olur ya tanımadığım bu kadar surat arasında tanıdığım benzeri çıkar, çıkar da, çıksa ne yazar?

Sebebini çok kestiremediğim sebeple kaçtığım bu yolculuğu kendisinden kaçtığım herkese iletir oldum. Hepsini de tanıyorum, hepsinin beni tanıdığı gibi. Kaçmanın ironik biçimde 21.yy şekli bu. Nerede olduğumu bildikleri halde, nerede olduğumu nokta atışı bildirdiğim halde, nereye vardığımı bilemez oldu tanıdığım herkes. Mesafelerin bir önemi yok diye kıçımı yırttıkça önemi artmaya, iletişim ise ters orantılı olarak azalmaya, empatiler yerle bir olmaya ve sonuç olarak varmayı hedeflediğim YALNIZLIĞA varmama sebep oldu. Her gün yeni birileri ile sohbet edip isimlerini öğrendikçe tanımadığım insanlara bir yenisi daha eklenmekte. Bir sürü tanımadığım insanla çok keyifli sohbetler, paylaşımlarda bulundukça YALINLIK uzaklaşmakta, ironik hazların zevkine varmak adına olsa gerek tanıdığım insanlarla sohbetler adım adım mide bozucu, ruh kirletici olmakta, YALNIZLIK yakınlaşmakta.

Hiç tanımadığım insanlarla geldiğim hiç bilmediğim yerde hep birlikte yaşanan mutlu, keyifli anıları zihnime yazarken hep tanıdığım insanların olduğu, her santimini adım adım bildiğim yerdeki anılar zihnimde mutsuz ve keyifsiz çentikler kazıyor. Hiç bilmediğim bu yerdeki hiç tanımadığım insanlar tanışık olmaya çabaladıkça her yerini bildiğim o yerdeki hep tanıdığım insanlar yabancılaşmayı tercih ediyorlar.

Uzaklaştıkça, kendimden ve sizden, tanıdığım insanların olduğu bildiğim yerlerden, daha çok yaklaşıyorum tanımadığım insanların yaşadığı, bilmediğim yerlere.

Hiçbir zaman YALIN kalmadan her zaman YALNIZ olabilmek her akşam üzülerek uyurken çok keyifli rüyalar görmeme olanak sağlamakta, her sabah mutlu uyanarak tüm günü kendi zihnimdeki DÜNYA’DA yaşamama sebep olmakta. Bunu kabullenen ben olmasam da, reddeden de sizler olmadınız.

Derin bir nefes çekiliyor tanımadığım bu yerin havasından. Bir işe yaramayacağı besbelli olsa da o derin nefes çekiliyor. Tıpkı yalın kalmamı engellese de yalnızlığıma etkisi olmayacağını bile bile sana selam vermem gibi. Zaten ben sesimi hiç çıkarmasam, şu lanet klavyenin tuşlarına basmasam, sana hiçbirşey anlatmasam yapayalnız kalacağım ya, bunu ben biliyorum da sen nasıl anlamıyorsun! Beni böylesine yalnız bırakanın ta kendisi şu lanet klavyenin kablosunun kabus gibi uzadığı, ulaştığı, hep birlikteyken YALNIZ kalmayı mutluluk saydığımız, herbirimizin en büyük korkusu olan YALIN zihinlerimiz değil mi?


Güneş Akdoğan adlı bir gezgin'in kendine notu
Güneş, üniversiteden eski bir arkadaşımdır.. takip ettiğinize çok sevindim...

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#211: 27 Eylül 2017, 12:03:01
Neyse efendim Kaan ın sayfayı gereksiz yere işgal etmeyelim.

Burası benim sayfam değil, benim yazdığım ama sizin yazmadığınız, KAYIKEVİ.
İçinizden o an geçen, bilgi, tekne, denizcilik, fotoğraf, şiir, hikaye, şarkı, sohbet, muhabbet..Artık ne varsa, dökülelim diye açtık.
Eşikte beklemeyin, herkese yetecek minder var. Herkese yetecek gönülde. 
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#212: 27 Eylül 2017, 12:16:58
Serkan reisim, beğendiğinize sevindim.

Erman reisim, gezgin insanın gözünden her şey farklı oluyor, mümkün olduğunca gezginleri takip etmeyi önemli buluyorum.

Türkçe kolay mı?
Hayır, bir hayli zor bir dil ama çok ciddi mantık içeriyor ve duyguları tarif etmek bir çok dile göre daha kolay ve anlamlı diye düşünüyorum.

En azından yabancılar tarafından okunurken örneğin "congratulations" diye yazılıp, üstün körü yut,yuvarla yapmıyor yada yazıları okuduğu dilde sayıları kendi dilinde okumak zorunda hissetmiyorlar  ;D


Bu arada, Perişan'ı dinlemek yerine okumayı tercih ederim. Bana öylesi daha güzel geliyor sanki.
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4253
Ynt: KAYIKEVİ
#213: 27 Eylül 2017, 17:26:34
Serkan reisim, beğendiğinize sevindim.

Erman reisim, gezgin insanın gözünden her şey farklı oluyor, mümkün olduğunca gezginleri takip etmeyi önemli buluyorum.

Türkçe kolay mı?
Hayır, bir hayli zor bir dil ama çok ciddi mantık içeriyor ve duyguları tarif etmek bir çok dile göre daha kolay ve anlamlı diye düşünüyorum.

En azından yabancılar tarafından okunurken örneğin "congratulations" diye yazılıp, üstün körü yut,yuvarla yapmıyor yada yazıları okuduğu dilde sayıları kendi dilinde okumak zorunda hissetmiyorlar  ;D


Bu arada, Perişan'ı dinlemek yerine okumayı tercih ederim. Bana öylesi daha güzel geliyor sanki.

Kambur Dünya dedin miydi, Dünya biter. Türkçe şöyle yönlendirir böyle yönlendirir, şu aklı verir bunu vermez, onu bilemem, o işin ustası Nuri Reis, ki Heiddegger, "dil içinde düşünürüz" diyerek doğrulamış bir oranda O'nu.
Bildiğim, Türkçe konuştuğum ve işte şu karşımda duran Binboğa dilini anladığım için mutluyum!
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#214: 27 Eylül 2017, 17:36:14
He yaa, anlamak önemli, gerisi boş.  ;D

  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#215: 27 Eylül 2017, 18:00:36
Küçük tekne mi ?
Ahşap ?
Baş-kıç ?
Gaff rigged-cutter ?
Geleneksel ? 1875 yılı iyi mi ?

Buyurunuz, yaptıracaksanız böylesi olsun ;






  • IP logged

  • *
  • İleti: 2304
  • Hayat suda başladı...
    • Denizci Kahvesi
Ynt: KAYIKEVİ
#216: 27 Eylül 2017, 18:13:16
Bu tekne değil, bildiğin sanat eseri.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
"Clouds and winds and oceans I choose my fate to be...  Whom the sea has taken Never shall be free."


  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: KAYIKEVİ
#218: 27 Eylül 2017, 20:35:20
Ne afiyet olsun'u Nuri Reis'im, boşverin siz onu;
şuna bakın;

Çıkıp yücesine seyran ederken
Gördüm ak kuğulu göller perişan
Bir fırkat geldi de durdum ağladım
Öpüp kokladığım güller perişan

Hayal hayal oldu karşımda dağlar
Eşinden ayrılan ah çeker ağlar
Dökülmüş yapraklar, bozulmuş bağlar
Bülbülün konduğu dallar perişan

Yıkılmış dilberin mamur illeri
Susmuş bülbül, söyler her dem dilleri
Dağılmış sümbülü, solmuş gülleri
Yüzüne dökülmüş teller perişan

Karac'oğlan der, ben toy avlamadım
Arab ata binip boylatamadım
Küstürdüm dilberi huylatamadım
Dilberi küstüren diller perişan


Muhteşemdir.
Lisede edebiyat dersimize çok değerli bir öğretmen Sabri Altıner girerdi. Lorca'yı ilk dilimize kazandıranlardan biridir. Halk edebiyatı konularında canı gönülden dinler derse katılırdım. Divan edebiyatı konularında sınıfta varlığım belli olmazdı. Bir gün Sabri oöretmen sordu nedir bu durum diye. Ben de cevabımı verdim. "Ben türkçe anlıyorum. Arabi, farsi söylenmişleri önce türkçeye tercüme edip, anlamaya çalışmak ruhumu sıkıyor. Oysa Yunus, Karacaoğlan, Pir Sultan su gibi akıp ruhumu arındırıyor"   .... Bir daha üstüme gelmemişti. Işık içinde uyusun Sabri Öğretmen.
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

n

nuri_kongur

Ynt: KAYIKEVİ
#219: 27 Eylül 2017, 21:10:54
He yaa, anlamak önemli, gerisi boş.  ;D





Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#220: 28 Eylül 2017, 13:58:37
Geçenlerde, uzun yola çıkacak, daha önce de uzun yola çıkmış, bir çiftin röportajını okudum. Orada bizim genellikle sohbet ettiğimiz konular sorulmuştu. O röportajdan aklımda kalanları yazayım. Eksiği, fazlası illa ki vardır. Okuduğum zaman aklıma gelen birçoğumuz deneyimimiz olmadan da mantıklı çıkarımlar yapıyor muşuz oldu.

Şöyle ki;

Tekne boyu ne olmalı ?
Verdiği cevap;
Her boy tekne ile uzun yola çıkılabileceği ama mantıklı seçimler yapılması gerektiği. 34-38 ft bir tekne ile de yapılabileceği ancak bir çok zorlukla karşılaşılabileceği.
Mesela, bir çift için yeterli alan olmasının haricinde en az 30 gün süre ile denizde kalabileceğini hesap etmesi gerektiğini, bunu için içme suyu miktarı, kullanma suyu miktarı ve yakıt miktarı, yiyecek miktarı, gerekli yedek malzeme, kullanım malzemeleri, tamir malzemeleri bir araya geldiğinde, en mantıklısının 42-45ft bir tekne olduğunu, bunun bir seyahat, yani keyfi bir şey olduğunu, bir yarışma yada meydan okuma olmadığı için mümkün olan imkanların kullanılması gerektiğini söylemiş.

Nasıl bir tekne ?
Verdiği cevap;
Kesinlikle, açık deniz teknesi. Sadece okyanusu, belirli tarih ve zaman aralığında geçip, seyahti sonlandıracaklar için olmasada, uzun yol için, açık deniz teknesinin şart olduğunu söylüyor.

Peki açık deniz teknesi nedir ?
Verdiği cevap;
(adını şu an hatırlayamadığım bir kuruluşun tanımı), 40 knot ve üzeri rüzgarda ve 4 m ve üzeri dalgada, gövde, donanım ve arma yeteneğine sahip teknelerdir diyor.

Teknenin su altı ve ağırlığı nasıl olmalı ?
Verdiği cevap ;
Açık deniz teknlerinde beklenen genellikle omurga salma. Geleneksellerde, ağır deplasan tekneler çoğunlukta. Ama tecrübeler gösteriyor ki, her ne kadar, düz bir hatta gitmesi vs gibi, ağır deniz koşulları avantajları olsada, çok ağır kalması, tekneyi yürütecek güç bulabilmesinin zorluğu gibi şeyler, avantajlarının önüne geçiyor. Yarı uzun yada iyi bağlantıları olan fin ve kesinlikle skeg, tam deplasman olmayan tekneler çok daha tercih edilesidir.

Teknenin malzemesi ne olmalı ?
Verdiği cevap;
Fiber, sac, alüminyum, ahşap, beton öncelikle bunlar arasında ki en önemli kriter, kesinlikle nasıl yapıldıkları. İyi yapılmış teknenein malzemesi çok önemli değildir. Sonraki kriterler, gideceğiniz bölge ve tamir şartları ile değişkenlik gösterir.

Teknenin arması ?
Verdiği cevap;
Kecht ve cutter tekneler her hava koşulunda daha fazla alternatif sunabildikleri için tercih edilebilirler. Elbet dezavantajlarıda var ama avantajları uzun yol için değer. Klasik yelkenler kesinlikle bizim tercihimiz, sarma yelkenler uzun yola uygun değillerdir.

Oto pilot problemi ?

Verdiği yanıt;
Çok tartışılıyor ancak aslında bu konuyada basit mantıkla yaklaşmak gerek. Belli bir süre dümen tutmak zevklidir ama bir süre sonra kabusa dönüşür. Tekneniz küçükse yeterli elektriksel gücü bulamazsınız. Bu da tekne boyu tercihine götürü bizi. Ancak uzun yol için 42-45 arası teknelerde akü bankı yeterli olabilir ve kullanımı yine basit mantıkla bulabiliriz. Eğer motorla gidiyorsanız elektronik otopilot eğer rüzgarla gidiyorsanız rüzgar dümeni kullanırsınzı ve evet uzun yol diyorsanız rüzgar dümeni büyük ama çok önemli bir yatırımdır.

Motor - yakıt ?
Verdiği cevap;
Günümüzde motorsuz tekne ile uzun yol yapan yok. Bu durumda teknenizin yine boyutu önemlidir çünkü sizi en az 500mil boyunca ve 4-5 knot hızla götürmeye yetecek motor ve yakıt bulundurmanız önemlidir. Teknenizde ki motordan hesaplayın 500 mil için ne kadar yakıt gerekir. Ve üzerine %20 yedekleme yapın.

Haberleşme ?
Verdiği yanıt;
Teknoloji çok ilerledi, bir çok uydu haberleşme sistemleri varve kullanılabilir ama biz halen SSB tercih ediyoruz. İlk yatırım pahalı ama ikinci elleri bulunabiliyor. Her durumda kullanabiliyoruz. sadece okyanus geçişleri için değil, uzun yolda dostlarımızla ve yeni tanıştıklarımızla haberleşebiliyor, yerel olarak denizcilere yardım eden kanalları dinleyebiliyoruz.   

Yiyecek ?
Verdiği yanıt;
Açık denizde yapılabilecek yemekler, kilerinize alacaklarınız, her duruma hazırlık için alınabilecek yiyecekler, uzun fırtına koşullarında yenebilecek ve enerjinizi korumanızı sağlayacak bar'lar önemli.

Su?
Verdiği yanıt;
Eğer imkan var ise mutlaka bir su yapıcı olmalı. Bir çok sebepten dolayı. Uzun geçişlerde içeçek su lazım. Gidilen bir çok adada su bulamayabilir yada fiyatından dolayı stoklayamabilirsiniz. Üstelik nasıl doldurulduğunu bilmediğiniz açık sular ve bulaşıcı hastalıklardan uzak durabilirsiniz. Ama sla su yapıcınıza güvenmeyin. Planlamanızı iyi yapın ve rotanızda varış noktasından en az 1 hafta daha uzun sürecekmiş gibi içme suyu stoklayın.

Navigasyon-Elektronikler?
Verdiği yanıt;
Standart elektronikleriniz ve kağıt haritalarınız zaten olmalı. Sadece unutulmaması gereken, her yerde her noktanın doğru gözükmüyor olduğu ve herşeyin işaretlenmediği. Şüpheleniyorsanız girmeyin, mutlaka önceden gidenlerden soruşturun ve en önemlisi manuel kullanabileceklenizden vazgeçmeyin. En iyi elektronik, sizsiniz.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: KAYIKEVİ
#221: 28 Eylül 2017, 19:58:51
Hey gidi Moitessier, kitabında yağmurlu havalarda kaç litre içme suyu topladığını yazardı..

Bu gezginler Amerikalı mı. Tipik Amerikalı cevapları.
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#222: 28 Eylül 2017, 20:11:50
Muhtemelen öyleler.
Röportaj olunca bu kadar oluyor tabii ki.
Su hasatını artık herkes biliyordur. En azından yağmur yağınca hemen banyo yapmak eğlenceli bir aktivite halini almış durumda.  :)
  • IP logged

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: KAYIKEVİ
#223: 28 Eylül 2017, 20:20:46
Ersin, bunlar senin için ;

1905 yılında yapılmış Falmouth 34 ft gaff yawl.

Kötü durumdayken alınmış ve %95 oranında yenilenerek ( gövde, direk, motor, döşeme, yelkenler) denizlere kavuşturulmuş.
Ve de çok hoşuma gitti.





  • IP logged
« Son Düzenleme: 28 Eylül 2017, 20:24:33 Gönderen: Tan Kaan Özkan »

  • *
  • İleti: 1547
    • Classicboats Turkiye
Ynt: KAYIKEVİ
#224: 28 Eylül 2017, 20:47:53
Aşağıda linkini verdiğim video aslında bir yelken teknesinin ne kadar basit - ucuz - verimli olabileceğini anlatıyor.
İnsanların yüzlerindeki dinginlik, mutluluk, yaptıkları işten aldıkları zevki yansıtmaları ayrıca seyretmeye değer.
Ayrıca amaç " çok uzaklara" gitmek değilse kısa süreli konaklamalarda bile  kamarasız, açık ambar teknelerin maliyetleri ne denli aşağı çektiğini, teknenin tüm iç hacmini nasıl verimli kullandıklarını da gösteriyor.
Uçuk paralar ödemeden de denizi adam gibi yaşamak olanaklı.

https://www.offcenterharbor.com/fb-1709-couta-lg-success/
  • IP logged
“İçinde ütopya olmayan bir dünya haritasına bakmaya bile değmez… İlerleme dediğin, ütopyaların gerçekleşmesidir” diyordu Oscar Wilde.

 
Yukarı git