Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Serenity Seyir Defteri

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#105: 09 Ağustos 2017, 00:32:48
Öcal reis inşallah Serenity İstanbul'a gelir de hep  birlikte seyir yaparız.Sivriada'da gece konaklamalı uzun sohbetli bir etkinlik çok keyifli olur.Diğer dostlarımız da katılmak isteyeceklerdir.Selametle.

Süper olur valla.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#106: 09 Ağustos 2017, 00:37:44
Öcal reis inşallah Serenity İstanbul'a gelir de hep  birlikte seyir yaparız.Sivriada'da gece konaklamalı uzun sohbetli bir etkinlik çok keyifli olur.Diğer dostlarımız da katılmak isteyeceklerdir.Selametle.

Süper olur valla.

İnşallah arkadaşlar. Ben de istiyorum. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#107: 09 Ağustos 2017, 00:46:43
Valla Öcal reis , bende ondan çekindim hep yani cenovanın öyle pırpırlanmasından , ama sanırım işin özünde o var. Yani rüzgarda gürültü yapacak. Seyrettiğim diğer videolarda da hep o pırpırlanma var. Ama insan çekiniyor yelken yırtılacak diye. Rüzgara karşı giderken cenovayı kapatıp salt ana yelkenle gitmek daha verimli oluyor benim için. Sizde durum nasıl?


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Hava çok sertlerse ideali benim için anayelken ve trinket kombinazyonu (başta bir rollerin olduğu , bir tane de boşta ıstralya var bende ) ama trinketi başa gidip donatmaya üşeniyor insan o havada, biraz sürat kazanalım diye oynuyoruz cenova ile , doğrusu sizin yaptığınız gibi sadece ana yelken özellikle bizim gibi nispeten uzun salma veya katamaran teknelerde sanırım..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#108: 29 Ağustos 2017, 21:53:45
Bir boşluk bulduk.
Kaldığımız yerden devam edelim arkadaşlar.

Kumlu Bük , Karaören Burnu nun arkasında ,olduğumuz yerden ertesi sabah aşağıda göründüğü gibi bir yer.
İskelemizde video da görülmeyen bir - iki plaj ve bir motel var , alış veriş yapılacak bir yer yok.



Evvelki günün yorgunluğu ile sabah geç kalktık , güzel bir kahvaltıdan sonra Kaan Erdem reisi telefonla aradım , kendisinin de  Hisarönü ne doğru yola çıkış hazırlığı yaptığını öğrenince hem nasıl olsa yollarda görüşürüz hem de meşgul etmeyeyim müsait değil diye onu görmek için Marmaris Limanı nın içerisine girmekten vazgeçtim .

Gece geldiğimde ,sert havadan oraya sığınmış epey bir tekne vardı alarga da.
Ben de mecburen buruna doğru  biraz rahatsız bir yere demir atmıştım.

Orada kalmaya karar verince gündüz gözü ile demiri alarak burundan biraz daha içeri girdim ve kıçtan koltuk alarak büyük bir motor yatın iskele tarafında onu rahatsız etmeyecek bir mesafede rahat bir yere yerleştim.

Akşamüstü ben mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken Boğaçhan bana ''Baba bir gulet geldi çok yakınımıza yanaşıyor'' dedi.

Yukarı çıktığımda gördüm ki içinde 3 erkek yolcusu olan 18 m. lik ticari bir gulet bizim zincirin üzerine zincirini döşeyerek 5 m. Sancağıma kıçtan koltuk alarak yanaşıyor. Az ötesinde de o büyük motoryat var ama ona mesafeli ,gulette bir kaptan ve 1 tayfa olmak üzere personel 2 kişi.

Ben; Kaptan iskelemde yer var oraya yanaşsana , gece bu boğazda rüzgar keşişleme ye dönüyor ,hem zincirini üzerime attın , hem de demirini yanlış attın üzerime düşeceksin dedim.

Karşılık olarak oraları bildiğini ,merak etmememi sabah zaten erken gideceğini vb. Söyleyince müşterilerinin yanında incinmesin diye daha üstelemedim.

Ben yolda hep havuzlukda yatarım hep. Gece saat 12 sıralarında uykumda  ''donk'' diye bir sesle fırladım , Boğaçhan da duymuş o da geldi ,rüzgar dönmüş ve rüzgarı iskeleden alacağını düşünüp iskele tarafından tek bir koltuk alan bizim bilmiş gulet çift koltuk almış olan bizim üzerimize düşmüştü .
Biz ayaktayız, gulette herkes uyuyor, havuzlukda uyuyan birini uyandırdım gitti kaptanı buldu geldi ama tayfasının kafası iyi , yolcular sıfır bilgili , kaptan ın ikinci koltuk alacak yeterli halatı yok , yani başımıza iş aldık.

Bana, iskele tarafımdan rüzgar altına, benim baştan açmaz aldırmaya çalışıyor bizim kaptan.!

Onun koltuk halatını sancağa almaya kalksak hem kıyıda bağlayacak yer yok , hem koca gulet nasıl abrayacağız ,rüzgar varken rüzgar üstüne elle çekmekle gelmezki bu !
La havle çektim , araya ne kadar usturmaça varsa döşedik , demirim tararsa diye onun baş taraftan bir emniyet halatı donattım ,yapacak bir şey yok tilki uykusuna yattım  uyudum.
Gece bir kaç kere kalkıp kontrol ettim , sabah 6 gibi rüzgar değişti de benden biraz uzaklaştı.

Az sonra kalktılar onlarda ; bak kaptan dedim. Bana Göcek te bu yaptığının çok daha azı için , sadece ona tehdit oluştururum diye Fransız ın birisi paslı sac teknesi için gece yarısı demir tazeletti bu yaptığın iş değil , dedim. Suçunu biliyor ya cevap veremedi.  :-\

E demir almıyormusun ? Diye soruyorum , bir misafir bekliyoruz az sonra diyor her yarım saatte bir ama kalkmıyor , hani sadece zincir olsa üzerimizdeki demiri alacağım da  ,guletin kendisi de benim zincirin üzerinde duruyor. Saat 10 gibi nihayet kalktı gitti , misafiri filan da gelmedi.  ???

Hani diğer bir başlıkta tartışıyoruz ya deniz kültürü nü , böyle bir de ayrı ''Deniz de Dolmuşçu Kültürü'' var, söyleyeyim burada. ?0-?
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#109: 29 Ağustos 2017, 23:18:51
Geç kalmıştık yola çıkmak için , hava batı - kuzeybatı esiyor biraz  ama benim programım da sıkışık , yola çıkmaya karar verdim , Cussy yi ihtiyaç gezintisi için karaya çıkardığında koltuk halatlarını da çözdü oğlum ,onlar gelince de  demiri toplayarak Bozukkale üzere Hisarönü Körfezi ne gitmek üzere yola çıktık.

Göcek - Boynuz Bükünde tatlı su tanklarını doldurmuştum oradan ayrılmadan ancak gelen su dağdaki bir kaynaktan geliyor ve içerisinde yosun parçaları  vardı. Bu nedenle tülbentle süzerek suyu doldurmama rağmen tedbiren içerisine domestosun kendi kapağı ile iki kapak çamaşır suyu atmıştım.
İşte o çamaşır suyu bizim içme suyumuzu mecbur kalmazsak içemeyeceğimiz hale getirdi. (tanklar 2x 175 L) . Bu nedenle, sadece içmek içiin  şişe suyu kullanmaya başlamıştık.

İçme suyumuz ve ekmeğimiz bittiği için Kadırga Burnu nu dönünce rotayı Çiftlik Koyu na tuttum .
Korunaklı güzel bir koy , Koya girince içeride tonozu olan bir sürü iskele ve üzerinde çığırtkanlar , kıyıda restoran ve marketler var.
Bizi çağıran çığırtkanlara fazla kalmayacağımı bağırıp ,biraz açığa demir attım , filika ile gidip alış verişimizi yaptık ve  tekrar yola koyulduk bu arada saat 2 olmuş rüzgar artmaya başlamıştı iyiden iyiye.
Başa gelen çekilir , Orsa seyir ve tramolalarlla gidecektik yine mecburen.
Rodos a doğru yükselmeye başladık , epeyce açığa çıkınca dalga boyu 2-2,5 m ye ulaşıp dik vurmaya başladı , baş omuzluktan aldığımız için sıkıntı yok devam ediyoruz yola.
Tramola atıp tekrar Türkiye kıyılarına doğru yaklaşınca ,saçak altında kalıp dalgalardan sakınmak için tramolaları daha kısa atarak yola devam ettim , Kızıl Ada ya yaklaşırken akşam saat 6 yı bulmuştu ve rüzgar üzerine koydukça koyuyordu ,tahminim 30 knotları geçiyordu zaman zaman. 
Zaten Ege nin ortaları nın 45 Knot civarı estiğini ve fırtına olduğunu biliyordum o günlerde.

Ana yelken e 1. Camadan ı vurdum , cenovayı üç tur sardım  ve Kızıl Ada nın karayla arasında ki kanala doğru yaklaşmaya başladım ki işte bu bir hata idi.!
Kanala girerken dehşetli bir sağnak geldi ve küçültülmüş yelkenlere rağmen tekneyi 40
 derece gibi yatırdı , kayalara doğru sürüklüyor beni ve dümen dinlememeye başladı tekne.

Cenova yı tümden kapatayım , ana yelken in dümene yardımcı olacak döndürme moment gücünü kullanayım istedim ama cenova nın roller halatı tamburun dışına çıkıp sıkışmış Allah bilir nerede , ve mücadele ederken sert bir sağnak rüzgar teknenin kafasını tamamen yatırıp bizi geldiğimiz yöne döndürüp attı.
Bu arada bir de şaklama ve çırpma sesi ile beraber baktım ki bizim genova 4-5 parça halinde ön tarafta dalgalanıyor. Yaşlı cenova daha fazla bu zorlamaya dayanamamış ve parçalanmıştı.!
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#110: 30 Ağustos 2017, 00:23:20
Bu seyir notlarını çok önemsiyorum. O bölgelerde yaşanabilecekler ile ilgili ciddi klavuz oluyor sonrakilere.. Eline sağlık Öcal abi..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#111: 30 Ağustos 2017, 00:26:39
Sağolasın Ersin cim.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#112: 30 Ağustos 2017, 00:47:21
Normal de ben huzursuz olduğum yerde alargada kalmam , burunları yakın geçmem , Kızıl Ada gibi bilmediğim dar kanallara girmem ve açık deniz daha güvenli gelir bana.
Orada beklenmedik ani hava değişiklikleri olmaz ,kayalar da yoktur ve bir tedbirler almak için zamanın vardır .
Hava değil ama biraz da oğlumun sıkıştırması ile varacağım yere bir an önce varayım diye gaflete düşüp yolu kısaltmaya çalışmam  tehlikeye atmıştı bizi. Sonra dan duyduğum kadarı ile bu Kızıl Ada normal havalarda bile sert civarna indirirmiş , sert havada yakalayınca affetmedi bizi.!

O havada sallanan tekne de hemen direk dibine gidip cevovanın mandarını çözdüm ve parçalanmış yelkeni indirdim , en azından yelken kumaşının çırpınma sesi kesildi .

Sonrasında adanın açığından bir tramola daha atarak sadece ana yelken ve yarım yol motor seyri ile kıyıya yaklaşmaya başladım , hava kararmaya başlamıştı ve önceden hedefimiz Bozuk Kale olmasına rağmen  Serçe Limanı na daha yakın düştüğüm için oraya gitmeye karar verdim ve yeni hava kararmıştıki geçitten içeri Serçe Limanına girdim.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#113: 30 Ağustos 2017, 01:41:28
Bir kaç gün evvel Ersin reis ıssız koylarda içindeki vahşi hayvanın açığa çıkıp ''burası benim , gelmeyin buraya '' diye bağırdığını yazmıştı.

İşte okurken o yazıyı , başta bu Serçe Limanı olmak üzere  Marmaris ve Bodrum koylarında başıma gelen bir iki olay geldi gözlerimin önüne.

Dışarıda hava kopuyor ama içerisi korunaklı.

Zaten hırpalanmışım , limana girdim , iskelemdeki girinti daha korunaklı gözüktü bana. Koyun kuzey yakasında rüzgar üstü kuytudan koltuk alacağım ve demirimi rüzgar altına atıp geceleyeceğim niyetim o.

Yanaşacağım tarafta yerde bir kaç tekne daha var ama epey bir boşlukta var.
Bir kontrol edeyim nereye yanaşırım diye o tarafa doğru yaklaştım ki ,oradaki yelkenlinin birinden elinde projektörle bir adam fırladı güverteye ; Projektörünü karanlığa alıştırmaya çalıştığım gözlerime tutuyor ,kendine tutuyor ,arkasındaki kayalara tutuyor , yani içindeki vahşi hayvan ortaya çıkmış ''gelme burası benim'' bana demeye getiriyor. Yabancı dilde de bir şeyler bağırıyor .
Ben ne dediğini anlamadım ama tedbir olsun diye ona Türkçe iyi bir kalay geçtim ve elimden bir bela çıkmasın uzak olayım bu arsız adama diye koyun batı kıyısına yöneldim.

Orada da tek başına,batıdan doğuya koyun ortasına doğru zincirini döşemiş bir gulet var, üzerinde şuh kadın kahkaha ve bağıra bağıra konuşan erkek sesleriyle beş altı kişilik bir ekip oturmuş kafa çekiyorlar , onların sancak açığına demir atıp kıyıdan koltuk alayım diye tam manevramı yapıyorum ; İçlerinden bir erkek başüstüne fırladı ve ''Kaptan aman orada benim demirim var ,üzerime atma'' dedi.!
E nereye koltuk alacağım dedim , ''Burada zaten koltuk halatını bağlayacak yer yok , alargada kalabilirsin ileride , ben de alargadayım '' dedi.

Az daha ileriye gittim ve demirimi attım , garanti olsun diye zincire de kendi yaptığım kurşun ağırlıklardan birisini taktım alargada idim artık.

Bu arada yan gözle kesiyorum , ben rüzgara göre salınırken bizim gulet cetvel gibi duruyor.!

Üşenmedim bindim filikaya , önce o yelkenliye doğru gittim , baktım yan tarafı çok müsait iken  adam vahşileşmiş ve beni yanaştırmamış.
Bir kiralık tekne ve sancak gurcatasında fransız bayrağı.

Sonra gulete doğru gittim ve baktım koltuk almış arkadaş kıyıdan  ve kıyılarda koltuk halatını bağlayacak bir sürü nesne var.!

O an bunlara yakıştırdığım sıfatları ve şeytanın aklıma getirdiği türlü türlü düşünceyi ve yap dediklerini burada yazarsam forumu garantili kapatırlar o nedenle dahasını yazmıyorum.  ::)
Herhalde benim kısmetimden bana denk geliyor bunlar.!
Allaha havale ettim onları ve yattım uyudum.



  • IP logged
« Son Düzenleme: 30 Ağustos 2017, 01:45:10 Gönderen: Öcal Turan »

n

nuri_kongur

Ynt: Serenity Seyir Defteri
#114: 30 Ağustos 2017, 07:37:09
Bizim öküzleri biliyoruz, "gemisini kurtaran kaptan benden sonra tufan kurnazlığı" içindeler. Ya yabancılara ne demeli? Türklerin ev sahibi konumu var hadi neyse? Yabancı misafir olduğu yerde evi ev sahibinden fazla sahiplenme tavrının dayandığı şey nedir onu anlamaya çalışıyorum. Bizim Türklerde bi Yunan adasına gitseler veya Hırvatistan kıyıları veya Akdenizde herhangi bir kıyı ülkesine o ülkenin insanlarına karşı böyle bir tavır takınır mı?


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#115: 30 Ağustos 2017, 08:43:07
Bizim öküzleri biliyoruz, "gemisini kurtaran kaptan benden sonra tufan kurnazlığı" içindeler. Ya yabancılara ne demeli? Türklerin ev sahibi konumu var hadi neyse? Yabancı misafir olduğu yerde evi ev sahibinden fazla sahiplenme tavrının dayandığı şey nedir onu anlamaya çalışıyorum. Bizim Türklerde bi Yunan adasına gitseler veya Hırvatistan kıyıları veya Akdenizde herhangi bir kıyı ülkesine o ülkenin insanlarına karşı böyle bir tavır takınır mı?


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Bu iş yaygın bir hastalığa dönüşmeye başlamış gördüğüm kadarı ile Nuri Reis.

Sadece ticari guletler değil daha sonra anlatacağım gibi diğer özel tekneler arasında da.
Halbuki ben bir gün önce koca gulet i taşımıştım üzerimde ; Onlar öküz olsa bile sen örnek denizci insan ol oğlum Öcal , diyerek ... :-\
 
Bu fransız a gelince ; Belki de eski  müstemlekesinde zannediyordu kendini. ::)
Genellikle Fransızlarda ve Almanlarda var bu şımarık davranışlar zaten nedense  ???
  • IP logged

n

nuri_kongur

Ynt: Serenity Seyir Defteri
#116: 30 Ağustos 2017, 08:55:23
Anlıyorum Öcal reis


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#117: 30 Ağustos 2017, 19:33:13
Ertesi gün sabah 7  gibi uyandım , cenovanın yarı ölçüsünden bile kısa alt yakası olan senelerdir açılmamış  trinket yelkenini portucundan çıkardım ve baştaki ikinci ıstralya ya karabin kilitlerini geçirerek donattım .

Teknede baş taraf direk önünde bu yelkene göre kendinden tramola sistemim olmasına rağmen , kontrolun daha fazla bende olması için trinket in havuzluğa gelen halatlarını  en öne aldığım cenova arabalarından geçirerek cenova yelkeni gibi  donattım.
Ağır geldiği için kullanamadığım kıçtaki dıştan takma motordan sonra bir de  yelkensiz furlingimiz olmuştu teknede görüntü aksesuarı olarak. :)

Sonrasında hızlı bir kahvaltı ile vira bismillah demiri aldım ve seyre başladık. Rota Hisarönü Körfezi.

Aslında Bozukkale , Yeşilova Körfezi ve oradaki Ada Boğazı (O adanın da adı Kızıl Ada  ::) ) gibi yerleri çok görmek istememe rağmen Göcek te fazla oyalanınca programım sıkıştı , yurt dışındaki oturumum 29 temmuz da bitiyordu ve ceza yemeden tazelemek için en geç ayın 15 inde orada olup müracaat etmem lazımken , aile efradını gezdireceğim diye oyalanmaktan Temmuzun 14 ü olmuştu ve ben Hasan Çarkçıbaşımıza verdiğim sözü tutmak üzere Hisarönüne doğru yolda idim.

Ayın 25 ini geçirirsem oturumum telafisi olmadan yanıyor ama ben tekneyi de bir kez daha yollarda bırakmadan hedefim olan Kuşadası na götürmek istiyordum.  Program sıkışıklığından kast ettiğim bu reisler.  ???

Her ne ise , rüzgarın derdi bizim cenova ile imiş , hava kaldı , rüzgar hala kafadan 8-10 knot esiyor ama evelki akşam gördüğümüz havadan sonra bize esmiyor gibi geliyor , tramolalarla tatlı bir seyirle Bozburun Yarımadasına yaklaşırken Hasan Reis i aradım , Dirsek Bükünde imiş.

Hele yarımadanın burnunu dönünce aman Allahım o ne güzel esiyormuşk ıç omuzluktan , tereyağın üstünde kayar gibi bir anda vardık Dirsek (Ağıl) koyuna.
Ben yelkenle koyun içine doğru girerken görmüş beni , Hasan Reis aradı yine  '' Çabuk gel bir yer boşaldı iskelemde ,kapar millet '' diye.

Vardık oraya hemen ama bir kaç dakika farkla yeri kaptırmışız. :) , benim kısa salmanın avantajını kullanarak karşısında bir yer bulduk ve 15 m. Suya demir atarak kıçtan koltuk oraya yanaştım.

Bu arada iki kişilik kürekli şişme botu ile bizi karşılayıp yönlendiren Hasan Reiisin gayreti görülmeye değerdi sağolsun.

Dirsek Bükü ne girerken.


Kısa bir dinlenmeden sonra Hasan reis i ve Kadans ı ziyarete gittik oğlumla . Filikamızda şu müziği çalarak tekneye çıkış izni istedik ,dinlerken sesi açın pişman olmazsınız. :)


Hanımı sağolsun çok güzel kek yapmış önce onu kapıştık ,sonrada kavurma yapıp karnımızı doyurdu ,ne de olsa kaç zamandır yollarda fırsat bulamamıştık doğru dürüst bir yemeğe. Sonra bir damacana suya takas ettiğim bir kutu Bulgaristan ın ''Ayı Kanı'' şarabını nın tadına baktık , köpekle haşır neşir olduk , hanımı ve müzik yeteneğini hepimizin duyduğu güzel kızı ile oğlum unda katıldığı katıldığı hoş bir sohbetten sonra ,  Hasan Reis te olmadığını öğrenince tekneden getirdiğim benim kalan son yedek DADD flamasını da takdim ettim (Zafer Hocam duy beni. :) ) ve sonrasında teknemize gelip Dirsek Bükü nün keyfini çıkardık o gün.

Karşı komşum Kadans ,



DADD flamasını  teslim alan çarkçıbaşımız ,



Hasan reis in evlatlık ve  Boğaçhan  su oyunlarında :),



Dirsek te deniz suyunun güzelliği ve keyif yaparken ,




  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#118: 30 Ağustos 2017, 19:56:46
Bu yaz Kadans , lojistik teknesi gibi görev yaptı ...  :)xx :)xx
  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4254
Ynt: Serenity Seyir Defteri
#119: 30 Ağustos 2017, 20:32:37
Rakı içmeye devam ediyorum ben.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

 
Yukarı git