Finike ;
Sanırım iki sene bağlı kaldığım bu şirin ve güzel ilçemizden bahsetmeyi de ihmal etmememiz lazım biraz.
Şişelediğiniz takdirde satabileceğiniz gürül gürül ve tatlı suları olan , yanında bulunan dağdan gelen esinti yüzünden Antalya yı bırakın, İzmir ve İstanbul dan bile az rutubeti yüzünden sıcağı hissetmediğiniz , kışın narenciye yazın ise sebze meyva neredeyse parasız satılan , İstanbullular ın henüz yeterince keşfetmemesi sayesinde üstü et dolu pideyi veya meşhur şiş köftesini 8 TL ye yanında bir de ayranla yiyip doyabileceğiniz ucuzlukta , şahane bir yer.
Diskoları ,gürültü patırtısı da yok.
Marina ise küçük ve butik bir marina , ama çok korunaklı bir limanda. Bildiğim kadarı ile Setur un en ucuz marinası.
Limanın bir kenarında da balıkçılar duruyor.Sabahları gidip mezattan ucuz balık alma şansınız da var.
Aşağı yukarı 250 yat bağlama kapasiteli bu marina da idareyi yabancı yatçılar ele geçirmiş deesem yeridir.
Adamlar ucuz ve güzel yerleri ne de güzel keşfediyor.
Yatçılara ait ''Port Hole'' denilen özel bir mekan var ,orada dinlenip kendi ülkelerinin TV sini seyrediyor , zengin kütüphanesinden ve videolarından faydalanıyor , önündeki sundurma da her pazar günü ihtiyaç fazlası eşyalarını ,kitaplarını ,haritalarını vb. Tekne yapımı kek ve dondurmalı kahve eşliğinde Finike sokak hayvanlarının bakım ve kısırlaştırılması için oluşturdukları fon için satıyor , Öğleden sonra ise marina yönetimiyle yaptıkları anlaşma gereği kendilerine haftalık tahsis edilen kömürle barbekü yapıp dostluklar geliştiriyorlar.
Çarşamba ve Cuma günleri ise ''Bira Günü'' .
Çoğu 10 seneyi aşkın süredir oradalar ve sıkı denizciler.
İngiliz,Alman ve İsveçliler çoğunlukta , muhteşem uzak yol tekneleri var, ölünce orada gömülenler var , vefat edenlerin akrabaları ya da eşleri oldukça hesaplı satabiliyor bu tekneleri ,yine epey yaşlanan veya hastalıktan tekne hayatına devam edemeyenler de bunu yapınca oldukça hesaplı ve güzel tekneler bulmak mümkün oluyor zaman zaman .
Bir doktor arkadaşıma İsveç yapımı Van de Stand Excalibur 36 nın 40.000 TL ye alınmasına vesile oldum , tekne 1968 model fakat inanın 2000 model lerden sağlam sülün gibi bir tekne idi ve içinde 25 Hp yeni Vetus motor vardı. Buzdolabı vs. Her şey çalıştı elektriği bağlayınca ve haberimiz olmayan 8 takım sıfır gibi yelken de depodan geldi.
Marşına basıp gitti , acemi olan arkadaşım bir başka acemi arkadaşla
Tekne şu anda Türk Bayrağı ile Güzelbahçe de bağlı sanırım. İstersen al dünyayı gezmeye git öyle bir şey.
Ne demişler , ''Akıllı oğluna kız seçerken ,deli kızını evlendirir ,akıllının oğlu da evde kalırmış''
Türk yatçılar küçük bir azınlık , onlarda genellikle ayrı dünyalarını yaşıyor ben ve benim gibi bir iki kişi daha hariç yabancılarla kaynaşmıyorlar. Beni içlerinden biri gibi kabul etmişler di köpeğim de olduğu için.
Hatta , daha önce iki kere anne olan Cussy i sayelerinde anlaşmalı veterinerlerine kısırlaştırdım yolaa çıkmadan önce.
Marina içerisindeki bence Türkiye nin en nezih bahçeli restoranlarından Altın Kapı Restoranı da öyle alıştırmışlar ki ,bırakın Marmaris ,Kuşadası ,İstanbul u ; Oradaki gelen fiyatlarla az ötesindeki Kaş ta veya Kemer de kenar mahalle meyhanesine gidemezsiniz.
Marina Müdürü Ziya bey ve ön büro personeli , özellikle Barboros bey anlayışlı , kibar ve yardımsever davranışlarıyla bu ortamı yaratmışlar , herkes kendilerini herkes seviyor.
Bu arada elektrik ve su parasının bağlama ücreti ne dahil olduğunu ve marina nın deniz tabanındaki tatlı su kaynaklarından dolayı teknelerin pek kekamoz tutmadığını iki üç sene de bir zehirli boya istediğini de söyleyeyim.
Biraz uzak olması Antalya hariç büyük şehirlere tek dezevantajı , ama tekne de sürekli yaşayan ve kendi işini kendi görebilecek olanlar için tek geçerim Finike Marina yı.
Şöyle bir yer ,