Efendim şimdi bu furni kanlına taktım ya kafayı.. Geko da eskiden yazılmış seyir notlarını okuyorum. Özellikle İcom un yazdığı bu bölgedeki seyir notları inanılmaz. Ümit ile yaptıkları seyir. Yazılarını okurken öldüm gülmekten.
en iyi bu denizleri İcom anlatmış. En güzeli ise şimdi birer kurt denizci edası ile gezen kimi dostlar o zamanlar sanırım daha şimdi benim olduğum gibi çiçeği burnunda yelkencilermiş.
Aralarında , 7 -8 m. Dalgadan bahseden bile var.
hayır sekiz m. Dalga üçüncü kat demek oluyor da , o açıdan şeyettiydim.
Bir de rüzgarı abartanlar olmuş, bu tür dalga ve bu yükseklikteki dalgada , dalganın krılıyor olması lazım.. Neyse.. Ciddi sopa yenmiş bu kesin.
Hele bir kuzeye çıkma hikayesi var ki , koptum. Önce anlatımlar gelmiş sonra da videolar.
Öyle bir yazılmış ki, sanırsınız okyanus ortasında fırtına ile boğuşuluyor. O zamanlar öyel on course filan ya da şimdi Hasan abinin kurduğu takip sistemi de yok...
Herkes meraklanmış filan. Sığacığa girildiğinde bir oh çekilmiş.. Herkes kaptanı tebrik etmiş.. Sonra videolar gelmiş.
Ana o da ne? Bizim Fatih.. Hani şu denizin Fatihi, o fırtınanın ortasında havuzluğa uzanmış kitap okuyor.. İşte denizci dedim kendi kendime.. Kos koca fırtınayı tınmamış bile..
Sonra , denizi gösteriyorlar.. Yahu bunlar, İstanbul da mavi marmara motorlarının dalgasını görmemişler demek ki dedim kendi kendime..
Şaka bir yana bu yazılanlar yedi on yıl önceymiş. Herkes o zamanlar daha toymuş.
Gerçi malum zatlar o zaman da her şeyi biliyorlarmış. Pilot kitap gibilermiş
Mübarek adamlar ..
Neyse , demem o ki bu furni kanalına taktım şimdi ... Geçmesen olmaz,, geçsen olmuyor hesabı..
Bir de biz görelim bakalım nasılmış şu furni kanalı.