[Çetin Kent]

BİR YARIŞIN ARDINDAN

--------------
Çarşamba günü son tekneyi de marinadan uğurladığımda sanki biraz buğulandı ortalık. Yağmurlu ya hava, ondandır herhalde.
Rüya gibi bir haftasonu geçti. Sadece iki gün değil, hazırlığı aylar süren, yarış olup bitse de arkada bin türlü işin hala devam ettiği upuzun bir süreç aslında. Ama ne yorulmuşum arkadaş, yarış boyunca heyecandan, stresten anlamamışım, o son tekne giderken dizlerimin bağı çözüldü artık. Ayvalık Camlı Kahve'ye oturup sade bir kahveyi elime alıp, şöyle ayakları uzatıp, yeni başlayan yağmurun sesi kulağımda, son bir kaç günde olanları düşündüm.
--------------

Yarış yarış diyorum da, aslında yarışanlar arasında değildim. Biraz karışık değil mi?

Herşey bir hayalle başladı. Mayıs ayında sevgili Gani Müjde ile Ayvalık'ta bir söyleşi düzenlemiştik. Sinema ve diziler üzerine bir kaç kelam ve ardından benim kitapların imza etkinliği. TEV gönüllüsü olarak hep aklımda olan bir organizasyondu. Tüm geliri Türk Eğitim Vakfı'na kalacak bir minik organizasyon işte. Çocukluğumun Kuzey Ege'si, güzelliğiyle bir defa daha mahcup etmedi beni ve harika bir kaç gün geçirdik.



Söyleşinin olduğu bina 1800 lerde inşa edilmiş Rum Kız Okulu. Belediye tarafından restore edilerek, Cunda'da senelerce yaşayan büyük ustaya saygıyla, Bekir Coşkun Kütüphanesi olarak hizmete girmiş. Dar sokakların arasında birdenbire karşınıza çıkan, çok etkileyici, müthiş bir yapı.







Etkinlik sırasında daha önce Turgutreis'ten ismini bildiğim ama yüzyüze tanışma imkanı bulamadığım Ayvalık Setur Marina Müdürü Süleyman Ercan'la karşılaştık. Kendisiyle çok ortak tanıdığımız olmasına rağmen tanışmak anca geçtiğimiz Mayıs ayında mümkün olabildi. İki denizci yanyana gelince sohbetin uzunluğu ve derinliği, malum, katlanarak artıyor, kısa bir haftasonu süresince kırk yıldır tanışır hale geldik.

On yıllardır çoğu arkadaşım yazlarını Ege Adalarında, ülkemizin batı ve güney kıyılarında geçiriyor. Girdiğimiz yarışlar da bizim için başta Çeşme olmak üzere hep daha güneydeki parkurlarda ama gelgelelim doğup büyüdüğüm Kuzey Ege coğrafyasına uğradığımız yok. Tüm dostlarımla bu sulara gelmek, her daim temiz rüzgarıyla bu sularda yarışmak, gezmek, karadaki güzelliklerini gösterebilmek seneler içinde en önemli hayalim olmaya başlamıştı. Mayıs ayındaki o günlerde bu hayalimi Süleyman Bey'le paylaştım. “Siz olgunlaştırın, ben elimden gelen desteği vermeye hazırım” dediğinde, artık bu hayal hedef haline dönüşmüştü. Elimi çabuk tutmalıydım.

Başlarda festival ya da regatta tarzı bir organizasyon düşünüyordum. Yaz sezonu teknelerin değişik coğrafyalara dağılması ve elbette marinaların yoğunlukları sebebiyle etkinliğin sonbaharda olması kesin gibiydi. Sonrasında zeytin hasatı şenlikleri ve J 70 yarışları olacaktı ve hava şartları da artık sertleşecekti. Öncesini ve sonrasını düşününce en uygun tarihler 4-5 Ekim 2025 oluverdi.

Böyle bir projenin bir marina desteği olmadan hayata geçmesi mümkün değil. Uzun yoldan gelen teknelerin, etkinlik süresince güvenle bağlanması için bir marina şart ama o kadar tekne için bakalım yer bulabilecek miydik?

Sürecek...

[Çetin Kent]

Seturmarinas Ayvalık'tan güzel haber çok gecikmedi. Dolu olmalarına rağmen, kısa süreli ayrılanları, karaya çıkanları da hesap ederek 20 en fazla 25 tekneye kadar bir haftalık yer açabileceklerini bildirdiler. Her tekneye tonoz verme imkanı olmayacaktı, tekneler marina içinde bir kaç bölgede üst üste bağlanacak, bir kısmı da mazot iskelesinde ya da havuz bölgesinde misafir edilecekti. Buna da şükür.

Önce de dediğim gibi festival havasındaki bir yarışa yoğunlaşmıştım. Bu tip organizasyonlarda yarış bir şenlik havasında geçer ve kupa vermek resmi olarak mümkün değildir. Sonra yeni bir fikir! E o zaman niye resmi bir yarış yapmıyoruz!

Yarıştan bir kare

Haydi bu sefer yeni yazışmalar, yeni bağlantılar, yeni izinler, yeni sorumluluklar eklendi hayale. Mahcup olmak da var tüm camiaya, vay arkadaş. Otur evinde çoluğunla çocuğunla, ne işin var bu yaşta, hayalmiş de yok yarışmış da... Neyse...

En başta söylediğim gibi, TEV gönüllüsüyüm, bundan da gurur duyuyorum. Elimden geldiğince okuyan gençler yararına bir şeyler yapmam lazım. E o zaman yeni fikir! Gelen tekneler yarış kayıt ücretlerinin tamamını TEV hesabına yatırsın! Normalde, yönetiminde yer aldığım kulüplerin düzenlediği yarışların giderlerini yarış kayıt ücretlerinden karşılamaya çalışırız ve hiçbir zaman da yetmez. Törenlerden, kupalardan, ikramlardan kısmaya çalışır, denkleştirmeye uğraşırız. Ayvalık için böyle bir hayale başlayınca TEV'e olan bağış işin kreması oldu.

Yarışın Türkiye Yelken Federasyonunun resmi takvimine girmesi için ne yapmalıydık? Öncelikle yarışın artık bir kulüp çatısı altında olması şart. Bizim İzmir'deki dost kulüpler üzerinden bu yarış düzenlenebilirdi elbet ama madem yerel bir etkinliğe davet edeceğiz tekneleri, o zaman düzenleyen kulüp de yerel olmalıydı. Ayvalık'ta minik yelkencilerin yetiştiği Ayvalık Yelken Spor Kulübü Başkanı Sevgili Tolga Alpkökin'le tanışmam da böyle oldu. Heyecana bakar mısınız, optimistlerle lazerlerle minikleri denize çıkaran yerel bir kulüp, takvime koca bir yat yarışıyla giriyor. Marina Ayvalık'tan, düzenleyen kulüp Ayvalık'tan. Sanki fena gitmiyoruz.

Federasyonla yazışmalar filan derken, yarışın kaydı yapıldı ve 4-5 Ekim 2025 tarihleri takvime girdi. İnanılmaz bir aşamaydı. Sağ olsun Türkiye Yelken Federasyonu yarış kaydı için gerekli ödemede ve teknelerden alınacak federasyon payında inanılmaz kolaylık sağladı.

Başvuru sırasında, resmi otoritelerle yazışmalarda, parkuru harita üzerinde önceden belirlemek gerekiyor. İç liman ve dış liman olmak üzere iki ayrı parkur sunduk. Gönlüm hep iç limandan yana. Düşünsenize binlerce Ayvalık'lının aynı anda seyredebileceği doğal bir pist! Buraya atılacak parkur alışık olduklarımıza göre çok kısa kalacak ama vereceği görsel zenginlik her şeye değer. Rüzgar ve deniz durumuna göre ihtiyaç olursa kullanırız diye dış limanı da bildirdik.

Resmi koldan başvurular başarıyla devam ederken, artık olgunlaşan durumu Ege'deki dostlarıma bildirmenin zamanı gelmişti. Ege Açıkdeniz Yat Kulübü ve Urla Yat Kulübü haberleşme kanallarından ilk çağrımı yayınladım.

Yarışımızdan bir kare

Sürecek...

[Çetin Kent]

O güne dek hiç görmediğim Ayvalık Yelken Spor Kulübünün mütevazı tesisini gezme imkanı da buldum.









Sürecek...

[Çetin Kent]

Ege'li dostlarıma çağrım şöyleydi:

Sevgili dostlar

Evim Kuzey Ege biliyorsunuz. Çocukluğum, gençliğim körfez bölgesinde geçti. Sonradan yerleştiğim İzmir'de denizin, yelkenin, yarışmanın güzelliklerini de sizlerle onlarca yıldır keyifle paylaştım, en yakın dostlarımı bu camiada buldum.

Sadede gelirsem, evim Kuzey Ege için bir hayalim var. Hayalimin adını Ayvalık Yat Yarışı koydum.

İlkbahardan beri uygulanabilirliği üzerine çalışıyorum, bölgeye gidip geliyorum.

Aynı zamanda Türk Eğitim Vakfı (TEV) gönüllüsü olduğumdan ikisini bir şekilde nasıl birleştiririm diye de uğraşıyorum.

Geçtiğimiz haftadan beri artık sevindiren, gururlandıran gelişmeler olmaya başladı ve hayalim sizlerle paylaşma olgunluğuna da erişti.

4-5 Ekim 2025 Ayvalık Yat Yarışı artık TYF takvimine girdi, protokoller hazırlandı.

Biraz farklı bir yarış olacak.

Teknelerin kayıt ücretlerinin tamamı TEV yararına kullanılacak, kayıt esnasında TEV hesabına yatacak. Katılacak tekneler ödedikleri miktarın tamamının TEV yararına olduğunu bilecekler. Bu konuda anlayışı, desteği ve yardımı için Yelken Federasyonumuza ve yönetimine minnettarım.

Tekneler 30 Eylül Salı giriş ve 7 Ekim Salı çıkış olmak üzere Ayvalık Setur Marina tarafından 1 hafta ücretsiz ağırlanacak. Bu konuda destek sunan Ayvalık Setur Marina ve Genel Müdür Sayın Süleyman Ercan beyefendiye bir kez daha teşekkürlerimle. (Elektrik su giderleri teknelere aittir)

3 Ekim Cuma günü marinada bulunan yarışçı dostlarıma tarihi Ayvalık sokaklarında profesyonel rehber eşlğinde bir gezi hediyem var.

Alışık olduğumuz üzere Cumartesi 2 ve Pazar 1 yarış şeklinde bir program uygulayacağız.

Yarışlarda ORC derecelendirme sistemi kullanılacak.

Yarış günlerindeki etkinlikler kesinleştikçe zaman içinde duyuracağım. Yarışın ilk günü akşamüstü sadece yarışçıların katıldığı bir kısa happy hour planladım. Pazar günü de elbette bir kupa töreni.

İkramlar, kupalar, tişörtler ve diğer tüm masrafları kayıt ücretlerine dokunmadan küçük ya da (inşallah) büyük sponsorlarla halletmeye çalışacağım. Şans dileyin. Hiç olmadı emeklilikte bir kaç sene daha çalışırım   Katkı sağlarım diyenlere açığım

Marina bağlama kapasitesinden dolayı gelen tekne sayısını 20-25 civarında tutmak zorundayım. Bağlamalar, imkan olmazsa üstüste de olabilir, şimdiden bilgilendireyim.

Bu seneki elde edeceğimiz tecrübelerden sonra seneye bir miktar daha “hayal genişlemesi” yapabileceğiz. İki Setur arası (Ayvalık Midilli arası) ya da Ayvalık Çeşme arası Mini Aşağı ya da tam tersi Mini Yukarı yarışı gibi.

Ajandasına alan, kesin gelecek dostlarım özelden mesaj atarsa çok sevinirim, listeye eklerim. Yarış ilanını da kısa süre içinde yayınlarım.

Watsap gruplarında bu duyuruyu yayınlamama izin veren çok sevgili EAYK ve URIYAT kulüpleri komodorlarına teşekkürlerimle.

Tüm dostlarımı bu hayalimi birlikte gerçekleştirmeye davet ediyorum.

Selamlar sevgiler

Çetin Kent

Heyecanla yolladığım bu çağrı sonrası hem sevindiren hem de duygulandıran gelişmeler olmaya başladı.

Sürecek...

[Bülent Büyükdağ]

Sürsün...

[Çetin Kent]

Kullandığım dilde çok “ben” olduğunun ve bunun itici olduğunun farkındayım dostlar.

Bunu bir kişisel günlük ya da proje bitimindeki değerlendirme raporu gibi düşünmenizi rica ederim. Kupaların tasarımından teknelere verilecek hediyelere, teknelerin transfer planlamasından ORC sistemine göre sınıflandırılmalarına, teknelere gövde numaraları yapıştırılmasından yan etkinliklere, sponsorlarla görüşmelerden törenin sunumuna ve daha bir çok büyüklü küçüklü detaya kadar uğraşılması gereken bir sistemdi bu. Oturmuş bir yat kulübü gibi kolay iş bölümü şansım  yoktu. Tek tek uğraşmak gerekiyordu ve doğal olarak büyük bir kısmını gururla ve seve seve üstlendim. Bitince de bunu bir rapor gibi sunmalıydım. Fazla “ben” geçmesi ondandır, tekrar ve şimdiden özür diliyorum.

Herodot, kitabının başında şöyle der: 

"Bu, Halikarnassos'lu Herodotos'un kamuya sunduğu araştırmadır. Insanoğlunun yaptıkları zamanla unutulmasın ve gerek Yunanlıların, gerekse Barbarların meydana getirdikleri harikalar bir gün adsız kalmasın, tek amacı budur; bir de bunlar birbirleriyle neden dövüşürlerdi diye merakla kalınmasın.”

Bu geleneği bir kaç eski yazarda daha görmüştüm. Kitabın başında amaçlarını açıkça yazıyorlar.

Emek verdiğimiz bir işin sonunda, insanlar için önemli olduğunu düşündüğümüz bir işi bitirdiğimizde günahıyla sevabıyla bu anlatılmalı ki ileride benzer yola girecekler için zaman ve emek kazanımı olsun.

Sonraki senelerde o “ben”ler yavaş yavaş “biz” e dönüşmeye başladıkça keyfi de artacak, o coğrafyadakilere yabancı gelen bir sporun anlayanı da çoğalacak.

Sürecek...

[Çetin Kent]

Yarış resmi takvime girince federasyon tarafından resmi hakem atamaları yapıldı, ilgili yerel otoritelere bilgilendirmeler yapıldı. Liman başkanlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına yazılar gitti.

En önemli adım bana göre “görünürlük” idi. Çağımız tamamen görsellik üzerine. Binlerce sayfa yazsanız da önemi yok, bir fotoğraf, bir drone görüntüsü o binlerce sayfayı ezip geçiyor. Fotoğraflar için Sailing Times'ın sahibi sevgili kardeşim Emre ve drone görüntüleri için On Medya sahibi sevgili kardeşim Fehmi'yi biraz da ağabeylik baskımı kurarak aradım ve geleceksiniz işte o kadar! diyerek kibarca davet ettim! İşin şakası bir yana, profesyonelliklerinden ve bu konuda bana verecekleri destekten şüphe duymayarak çağırsam da konaklamaları, restoran ve yol giderleri için bütçe bulmam lazımdı.

Hem hakem hem medya ekibi için sponsor otel arayışımız sonunda, işi çözdük. Hakemler ve medya ekibi konaklaması, Çamlık87 otelin sahibi Uğur Bey tarafından çözüldü. Ardından Ayvalık Belediyesi iki gün boyunca belediye tarafından işletilen meşhur Paşalimanı restoranda ekiplerimizi ağırladı.

Fena başlamamıştık.

Sürecek...

[Çetin Kent]

Başvuru yapılırken iki ayrı parkur için çizim gönderdik fakat gönlüm hep iç liman parkurunda idi. Kısa ayaklı üçgen rotalar hem tüm Ayvalık'tan yarışın izlenmesini sağlayacaktı hem de sporcular için dalgasız, güzel rüzgarlı keyifli bir yarış sunacaktı.

İç liman için ön izin parkurumuz.

Dış liman için ön izin parkurumuz. Neyse ki buna gerek kalmadı.

Yarış süresince hakim rüzgarların aksine güneyli havalar esti ve iç parkurda daha güneye kayan, feribot yolunu da kapatmayan bir üçgene döndük. Tekneler iki gün boyunca hep iç limanda yarıştı ve Cunda'dan Çamlık'a, Ayvalık Kordondan tepedeki tüm yerleşimlere kadar enfes görüntüler sundular.

[Çetin Kent]

Çağrı mesajımın ardından dost teknelerden ve daha önce tanışmadığım teknelerden cevaplar gelmeye başladı. Kısa sürede 30 tekneye yakın tekne kayıt yapacağını bildirdi! İşin duygusal tarafı şu ki, gelemeyeceği kesin olan bazı dostlar da kayıt ücretini Türk Eğitim Vakfı hesabına yatıracaklarını ama gelemeyeceklerini bildirdi. Müthiş bir dayanışma örneği idi.

Kısa sürede 25 teknelik kapasitemiz doldu! Birkaç tekneyi de yedek listeye yazmak zorunda kaldım. Nitekim hava şartlarından ya da ekip toplayamamaktan dolayı sayı azalsa da, hemen yedek listeden tekneleri listeme aldım. İnanılmaz, heyecan verici, çok çok gurur verici, benzersiz bir gelişmeydi.

Yerel kurumları ziyarete ya da bazen yemeğe marinadan botla gidiyorduk. Denizin dibinde, sarımsak taşından yapılmış bir belediye binası bu coğrafyada görülebilecek en güzel yapılardan biridir herhalde.



Sürecek...

[Bülent Yolcu]

Geçtiğimiz pazar levent Çelmen’in anlatımı ve videosuyla hayran kaldığım bu çok özel etkinlik Çetin Kaptanim sizin ağzınızdan tüm heyecanını hissede hissede okudum elinize sağlık kaleminize sağlık sevgiler

[Çetin Kent]

Teşekkürler Bülent reisler.

Yarış için bir logo ve sosyal medya hesabı açtık. Sponsor görüşmeleri çok önemliydi. Hem düzenlediği fuar organizasyonlarından bölgedeki şirketlere aşina, hem de reklam sektöründe faaliyet gösteren Halil Beyi böyle tanıdım. Expodyum ve Renklam şirketleri de tanıtım, sponsorluk, sosyal medya girişleri, çeşitli baskı ve tasarım işlerinde bize yardım etmek üzere ekibimize katılmış oldular. İyice "biz" olmaya doğru gidiyorduk.

Instagram hesabımız https://www.instagram.com/ayvalikyatyarisi/   oldu

Logomuzda bölgenin en büyük değeri zeytin mutlaka olmalıydı. Denizin mavisi, bölgenin yeşili, tekne nasıl bir arada olur derken, bir kaç alternatif arasından şu logoyu seçtik.

[Çetin Kent]

Yavaş yavaş organizasyonun boyutları büyümeye başladı. Teknelerde beşer altışar kişi anca olur diye düşünürken kayıt formlarına baktığımda katılımın bunun çok üzerinde bir sayıya ulaştığını gördüm. Aileleriyle gelecekleri de hesaba katarsak, sadece sporcu çevresinden Ayvalık'a yüzlerce misafir gelecekti. Nitekim öyle de oldu. Sezon kapanmışken otellere dağılan bir kaç yüz yeni misafir düşünün. Tüm haftaya yayılan restoran ve kafe yoğunluklarını gözlerimle gördüm. Özellikle yarışın olduğu tarihte bir kaç restoranda yer bulamadığımızı söyleyebilirim. Restoran sahibi yer olmadığını belirtirken .”..yarışlar var ya, maalesef yerimiz yok” demişti. Söylemesine gerek yoktu, oturan herkesi tanıyordum zaten. Ne mutluluktu.

Birkaç arkadaşım gelir mi, TEV burs fonuna bir katkımız olabilir mi, hayalim gerçekleşir mi derken ciddi ciddi Ayvalık ekonomisine faydalı bir hale dönüşmüştük. Bazı kuruluşlardaki yaz boyu “çok güzel bir fikir ama buralarda olmaz böyle bir şey” diye beni rahatlatmaya çalışan yöneticiler geldi aklıma. Yarışlar bitince, ödül töreninde fikirlerinin değiştiğini keyifle gözlemledim.

Törende arkamızdaki fon şöyleydi:



Yarış hakkında bilgi almak isteyen kuruluşlara da aşağıdaki yazıyı gönderiyordum:

Ayvalık Yat Yarışı, 4- 5 Ekim 2025

Ege’nin incisi Ayvalık, bu yıl ilk kez düzenlenen Ayvalık Yat Yarışı ile yelken tutkunlarını ve denizcilik meraklılarını ağırlamaya hazırlanıyor.

Kuzey Ege’nin kendine has rüzgâr rejimi, sakin koyları, tarihi zenginlikleri ve eşsiz adalar manzarasıyla Ayvalık, yelken sporu için Türkiye’nin en özel rotalarından birine sahip. Bu yıl hayata geçen Ayvalık Yat Yarışı, hem bölgenin potansiyelini ortaya çıkaracak hem de yeni bir denizcilik geleneğinin ilk adımını atacak.
Organizasyon, yalnızca spor yönüyle değil, sunduğu görsel şölenle de dikkat çekiyor. Katılımcılar, Cunda’dan Şeytan Sofrasına uzanan koylar boyunca yelken açarken, izleyiciler de Ayvalık sahilinden rengârenk tekneleri seyretme imkânı bulacak. Yarışın denizden ve karadan izlenebilmesi, etkinliği tüm ziyaretçiler için benzersiz bir deneyim haline getiriyor.

Ayvalık Yat Yarışı’nın, bölge ekonomisine de önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Oteller, restoranlar, kafeler ve yerel turistik işletmeler yarış süresince artan ziyaretçi trafiğinden doğrudan faydalanacak. Ayrıca katılımcıların bölgeyi keşfetmesi, Ayvalık’ın turizm ve yatçılık merkezi olarak tanınırlığını artıracak.
Ayvalık Yat Yarışı, denizcilik kültürünü güçlendiren, sporun heyecanını turizmin dinamizmiyle buluşturan yeni bir marka olma yolunda ilk adımını atıyor. Bu yıl başlayan bu gelenek, önümüzdeki yıllarda daha da büyüyerek Ege’nin en prestijli denizcilik etkinliklerinden biri olmayı hedefliyor.

Ayvalık Setur Marinanın ev sahipliğinde ve Ayvalık Yelken Spor Kulübünün organizasyonu olarak düzenlenecek yarışa Egeli yelkencilerden çok büyük ilgi var. Dışarıdan misafir edilecek tekne kapasitesi bir kaç gün içinde dolarken, bölgede kendi bağlama yeri olan ve yarışmak isteyen tüm teknecilerin kayıtları devam ediyor.

Bu seneki ilk Ayvalık Yat Yarışının bir önemli özelliği de yarışın gelirinin Türk Eğitim Vakfı'na aktarılacak olması.

Sürecek...

[Çetin Kent]

Sabah kahvenizi alıp, yukarıda verdiğim instagram sayfamızdaki fotoğraflara ve videolara bir bakınız lütfen. Yazıyla anlatamadığım büyük keyfi o görsellerde bulacaksınız.

Aşağıdaki fotoğraf yarış esnasında çekildi mesela. Bakarken iki büyük kupa kahve bitirtir

[Çetin Kent]

Sevgili Levent Çelmen'in objektifinden güzel bir Ayvalık Yat Yarışı özeti.

[Çetin Kent]

Kupalar

Cumartesi 2 ve pazar 1 olmak üzere toplam 3 yarış planlamıştık. Toplam 3 yarış sonunda bir Ayvalık Yat Yarışı Kupası vereceğiz, güzel. Cumartesi günü yapılacak ilk yarışa da Seturmarinas Ayvalık Kupası ismini verdik, o da tamam. Bir de overall birincisi tekneye kupa verelim derken. nereden baksanız toplamda 25-30 kupa olacaktı. Kupa sayıları tamam da, Ayvalık Yat Yarışı kupalarının tasarımı nasıl olmalıydı?

Farklı bir coğrafyadaydık, farklı bir etkinlikteydik, o zaman bambaşka bir tarz görmeliydik. Sadelik, zeytin, deniz, tarih, gastronomi, rüzgar, tekneler ve daha bir çok kelime yarışımızı tarif ediyordu ama bu kavramların bazılarını da içine alan bir tasarım nasıl olurdu? Bir ara sadece bir zeytin fidanının bile çok anlamlı olabileceğini düşündüm. Sıradan, bildik, hazır kupalardan gidip satın alacak bir durum sözkonusu olamazdı.

Sonra ağacın, zeytinin hem sanat hem de zanaat kısmında müthiş işlere imza atan arkadaşlarımız Funda ve Serhat’a danışmaya karar verdim. Sade bir zeytin parçasından alt zemin üzerine direk ve bumbayı sembolize eden iki zeytin çubuğu olması bile yeterdi benim için. ABARTTILAR! Çıkan iş baş döndürücü, şapka çıkartılacak bir kupa tasarımıydı.







Ayvalık Yat Yarışı'nın en çok içime sinen özelliklerinden biri kupalar oldu. Becerebilirsem aşağıya bir videoyu da eklemeye çalışacağım. Tören sırasında kupaları üzerinde durduğu masa da, dikkat buyurun, zeytin kütüğünden kesilmiş bir yüzey.

https://www.youtube.com/shorts/uVDpLpthibE

Sürecek...