Alt tarafı 3 gün işte.. Ne var ki yazacak diye düşünebilirsiniz.. ancak öyle dolu dolu bir üç gün geçti ki..
Öncelikle bilmeyen dostlar için kısa bir bilgilendirme, Burak Reisin davetlisi olarak yapılacak olan Marmaris Uluslararası Yelken kulübünün düzenlediği Kış yarışlarının 3 bacağına katılmak üzere Göcek 'e gittim.
Göcek dedim çünkü yarışacağımız tekneyi , Göcek ten Marmaris 'e götürmemiz gerekiyordu. Üç gün önce Burak ile telefon da görüşmüştük. Hiç hava gözükmüyordu ve muhtemelen motor seyri yapılacaktı. Yine yarış günlerinde de hiç hava gözükmüyordu.
Ancak ben bu rüzgar işinde biraz şanslıyımdır. Söyledim de . Nirekim tam da beklediğim gibi oldu. Yarışacağımız tekne aslında salma yapısını eğer dikkate almaz isek FolkBoat 'tqn daha zarif hatları olan , fiberglas, markoni arma bir yelkenli idi.
en büyük özelliği, aynı folkboat gibi camadan vurulmuyor. Gerçi 30 knottan sonra vursak iyi olur diye düşündükleri olmuyor değilmiş.
Cuma günü , kafadan esen ve son derece değişken, 12-17 knot arasında, kimi zaman ancak ender olarak 20 knotları gördüğümüz bir rüzgar ile karşılaştık.
Seyir 11 saat sürdü. Fethiye körfezinde hava kısmen sakindi , ancak oluşan soluganlardan Marmaris yolnda kuvvetli bir hava ile karşılaşacağımızı düşündüm.
Teknemizde sadece kıçtan takma ve 5 beygir gücünde bir motorumuz vardı. Yanlış okumadınız 5 beygir dedim. 15 ya da 25 değil.
Çünkü bizim " uçan Hollandalı " bu motoru sadece rüzgarsız havalarda kullanmakta. Bir de marinaya girip çıkarken.
Fethiye körfezinden çıktığımız 2 saat hariç, 9 saat boyunca yelken yaptık. Kuvvetli ve dalgalı havada çok hafif olan teknemiz , resmen dalgaların üzerinden seke seke yol aldı. Kuzeyli rüzgarlar olduğundan, Marmaris açıklarına doğru yükseldik. Yelken dışında , Marmaris 'e ulaşmamız 5 beygirlik kıçtan takma motorumuz ile mümkün değildi zaten. ancak gerek yoktu da. 9 saatlik orsa seyri ile Marmaris 'e saat akşam üstü saat 19 da vardık. 9 saat orsa seyri toplamda 11 saat , 60 deniz mili yol yaptık. Ortalam hızımız 5 Knot civarlarındaydı.
"uçan Hollandalı " tamı tamına 72 yaşında .. Tayo Mar , bu tekne yanında lüks yat sınıfına girmekte. Tuvalet , mutfak, otopilot, bimini, serpinti körüğü, GPS, ne bileyim işte hani şu John Vigor 'un dediği gibi. Tekne , yelken , halatlar, basit bir dümen var işte o kadar .
Kimilerinin torun sevdiği yaşta , bizim "uçan Hollandalı " 11 saat seyirin ertesi günü, ve pazar günü tüm gün yarıştı.
IRC 4 sınıfta olan teknesi , uluslararası bir yat kulübünce IRC 3 sınıfında yarıştırıldığı halde, bir gün önce 11 saatin 9 saatinde yelken yapmış olan bu 72 yaşındaki " yelkenci " , IRC 3 sınıfında yarıştığı halde ilk yarışında 20 saniye fark ile ikinci, ikinci yarışta , dördüncü (balon göndere takılmasaydı yine benzer bir sonuç alınırdı , 3 dakika kaybedildi yaklaşık ), son günkü yarışta ise beşinci oldu. Hafta sonu yapılan yarışların genelinde ise puan sıralamasına göre IRC 3 sınıfında 3. oldu.
Eğer olması gereken sınıfta yarıştırılsalardı sanırım yine birinci olurlardı. Ben hiçbir şey yapmadım. Sadece bu iki iyi dost ve yelkenciyi izledim. Elimden geldiğince yardımcı oldum.
IRC 3 te yarışacağımız duyulduğunda , bir yarış teknesi kaptanının, " nasıl yani , ? bu tekne şimdi bizim sınıfta mı yarışacak ? " diye rahatsız olduğunu duyunca gülümsemekten kendimi alamadım.
Ancak her şeyden önce şu - yelkenci - kimdir ? ona bir bakalım istiyorum..
Özellikle sevgili Kaan aman sakın yine kimsenin tercihleri muhabbetine girmeyelim ama. Yelkenci kimdir bunu konuşacağız.
Bekleyin geliyorum..