Şimdi, yarışçıları bu kadar da eleştirmemek lazım, ne de olsa ben de yarışıyorum bir kaç senedir
İstanbul çevresindeki yarışlardan sonra ekip üyeleri genellikle akşamları haftasonu nedeniyle mutlaka bir yerlere gidecek oluyorlar, öyle olunca, özellikle rüzgar azsa, yarış sonunda motor mecburen açılıyor; bazen de rüzgarı fazla bir yarış gününden sonra ( özellikle şamandıra yarışlarında en az iki yarış yapılıyor o gün ); sabahın köründe tekneyi hazırlamakla başlayıp yarış parkuruna intikal, orada muhtelif denemeler vs. ile başlayıp, yarışlar ve sonrasında dönüşte de toparlamakla bitecek olan bir günde hepimiz biraz daha az debelenmek istiyor olabiliriz, o zaman da motor gene yakın bir dost oluveriyor tabii ki
Bizimki gibi teknelerde ( 10 m. civarı ), kaptan hem dümenci hem de taktisyen olmak zorunda, bir de bizler garip hatalar yapınca tabii ki uyarmak zorunda kalıyor, işin cilvesi....
Ben ana yelkenciyim, özellikle rüzgarlı bir yarışta, hele ki sağnaklar da varsa son derece hızlı bir şekilde boşlayıp hız kaybetmeden tekrar toparlamak zorundayım, ayrıca orsa / apaz seyirlerde, keyif yapan bir yelkenciye kıyasla aynı mesafede herhalde yüz katı sayıda trim yapıyorumdur, haliyle biraz yoruyor:) Cenova trimcisi de benzer durumda, yani durmadan bir şeyler öğreniyoruz, unutuyoruz, yoruluyoruz ama zevk de alıyoruz yoksa pek akıllı insan işi değil ...
Umarım ileride gerçek keyif için yelken yapabilirim