Kaçak Köpek Hektor’un Hikayesi
(Deniz Dergisi, Cilt 2, Say› 16, Temmuz 1956)
Kaptan Kenneth DODSON* (Reader’s Digest)’ den çeviri
S. S. Hanley’in 3. kaptanı Harold Kildall’ın nazarı dikkatini her şeyden fazla köpek çekti. Hanley, Admiral - Oriental Line’nin yük gemilerinden biri olup Vancouver B. C. Hükümet rıhtımında yük yükleyen beş gemiden biri idi. Hadise 1922 senesinin 22 Nisan’ında oldu.
Kildall güverte yükünün bosalarını kontrol ederken rıhtıma verilmiş olan iskeleden gemiye girmeye çalışan siyah benekli, zeki bakışlı, ufak yapılı bir köpek gördü. Köpek gemiye girince, bütün güverteyi dinledi, etrafa göz gezdirdi. Köpek, yeni kesilmiş ve güverteye istif edilmiş olan keresteyi ve 4 numaralı ambara yüklenen çuvallı hububatı iyice kokladı. Sonra sahile çıkarak İngiltere için çam kütükleri, buğday unu ve elma yükleyen diğer gemi ye gitti. Bu kontrol Kildall’in nazarı dikkatini çekti ve şark sahilleri için, kağıt yükleyen gemiyi kontrol eden köpeği seyretmeye başladı. Köpek diğer gemileri de aynı eda ile dolaşıp kontrol etti. Bundan sonra Kildall geminin harekete hazırlanması dolayısıyla köpekle pek meşgul olamadı ve öğleyin Japonya seferine çıktılar.
Ertesi gün köpek kaptan kamarasının yanında bir Hindistan cevizi çuvalı üstünde uzanmış olarak bulundu. Görünmeden gemiye girmiş ve kaçak olarak Japonya seferine iştirak ediyordu. Kaptan köpekleri sevdiğinden bu zeki bakışlı hayvana sıcak bir hüsnü kabul gösterdi ise de karşılığını göremedi. Kildall ve diğerleri de aynı yakınlığı gösterdilerse de gene soğuk tavırlarla karşılaştılar. Az sonra köpek ayağa kalkarak kaptan güvertesinde gezindi ve tuzlu havayı kokladı. Yemek zamanı Kildall aşağıya inince köpek de onunla beraber aşağıya indi ve mutfak kapısında ümitle beklemeye başladı. Aşçı ona en iyi yemeklerinden verdi... Kildal vardiya için köprü üstüne çıkınca köpek de peşinden geldi ve pilot, harita kamaralarını gezerek miyara çıktı, pusulanın yanına uzandı. şurası kat’i olarak belli idi ki bu kaçak eski bir deniz kurdu idi.
Hanley, Pasifikte seyre çıkalı, 18 gün olmuştu. Tayfa ve zabitan köpeğin sevgisini kazanmak için yapmadıkları kalmıyordu. Başının okşanmasına müsaade ediyordu ama teşekküre lüzum görmüyordu. Kildall ile vardiyaya çıkmadığı zamanlarda ya kaptanın kamarasının önünde bekliyor veyahut aşağıya inerek yemeğini yiyordu. Honshu sahilleri göründüğü zaman kaçak, sahilden gelen rüzgarı koklamaya başladı ve karayı bordalayıncaya kadar baktı. Hanley, Yokahama’da gümrük iskelesi açısındaki demir yerine varınca, köpeğin dikkati daha da fazlalaştı. Burada yükünü boşaltan birçok gemi vardı. Kildall yükü kontrol ederken köpeğin yerinde duramaz olduğunu, kuyruğunu sağa sola süratle oynattığını ve burun deliklerinin diğer gemilere bakarken açılıp kapandığını gördü. En yakın olan gemi Nederlandline’in S.S. Simaloer’i idi ve o da Hanley gibi kereste boşaltıyordu.
Az sonra Hanley’in kıçı med ve cezirin tesiri ile bu Hollanda gemisine doğru saldı ve mesafe 300 yardaya indi. Birdenbire köpeğin bütün dikkatle bu gemiye baktığı görüldü. Derhal kıça koşarak küpeşteye tırmandı, havayı kokladı, heyecanlandığı bariz şekilde belli oluyordu. Kildall bunları seyrederken Simaloer’e bir kayık yanaşarak gemiden sahile çıkacak olan iki adam aldı. Gümrüğe doğru yönelen kayığın Hanley’in kıçından geçmesi icap ediyordu. Köpek hafif inleyerek etrafına bakınıyordu. Birdenbire olduğu yerde zıplamaya ve delicesine bağırmaya başladı. Bu haykırışlar kayıktaki iki yolcunun nazarı dikkatini çekti. Güneşin ışığı gözlerine geldiğinden elleri ile siper yaparak Hanley’in kıçına doğru baktılar. Yolculardan birisi derhal ayağa fırlayarak bağırmaya ve ellerini sallamaya başladı. Kayık Hanley’e doğru yöneldi ve iskeleye yanaştı. Fakat köpek iskeleye doğru olan yolu çok uzun görmüş olacak ki kendisini suya attı. Bağıran adam köpeği sudan çıkararak sarmaş dolaş oldular. Köpek ağlayarak bağırıyor ve sahibinin yüzünü yalıyordu. Artık efendisini bulduğu belliydi.
Kaçak kopek ile sahibinin buluşması her iki gemide de konuşulan mevzu oldu. Köpeğin adı Hector idi. Sahibi ise W. H. Monte olup Smaloer’in 3. kaptanı idi. Vardiya ve vazifeleri Kildall ile ayni idi. Vancouver’de; Simaloer Hükümet rıhtımından bonker için başka bir rıhtıma şifting yaparken, Hector uzun sefere çıkmadan evvel son defa biraz dışarı çıkmıştı. Monte, Hector’u çok aradı ise de bulamadı. Ve onsuz sefere çıktı. Hector bu kadar gemi içinde sahibine götürecek olan gemiyi seçmesindeki inanılması güç olan esrar nedir? Acaba yüklediği yükün çeşidi veya diğer işaretler mi Hanley’in de kendi gemisinin gittiği yere gideceği fikrini kendisini verdi? Sonra gemide seyir boyunca sahibi gibi ayni vazifelere malik olduğu için mi 3. kaptana bağlandı? Bütün bu suallere ancak bu hadiseyi bizzat gözleriyle görenlerin cevap verebileceği gün gibi aşikardı.
(*) Kaptan Kenneth Dodson, 25 senedir denizde ve II. Dünya Harbinde de U.S. donanmasında çalışmıştır. “Away All Boats”
adındaki romanın yazarı olup gecen sonbaharda Little Brown and co. tarafından “Stranger to the Shore” adındaki kitabı
yayınlanmıştır. Kaçak köpek Hector’un hikayesini ilk olarak 34 sene önce işitmişti. Hadisenin kahramanlarından olan iki
vardiya kaptanının hadiseyi teyit etmesinden sonra hikayeyi kaleme almıştır.
Alıntı: Kaptan Refik Akdoğan’ın “Akıntıya Kürek mi Çektik?” Kitabı Sayfa 14-16.