Yorumlar için teşekkürler. Devam edelim.
Verilen diyetin temelinde kan şekerini kontrol altına almak yatıyor. Kan şekerinin hızlı düşüşü acıkma hissini tetiklediğinden kan şekerini yavaş yavaş yükseltmek ya da yavaç yavaş düşmesini sağlamak en önemli hedef.
Karatay diyetinde bu ekmek dışında farklı gıdalar ile yapılıyordu. Hatta istediğiniz kadar yumurta yemek serbestti filan. Neyse konu bu değil.
diyetisyenin bana verdiği programda günlük 7 dilim şu Uno ya da Unitad tarzı tam tahıllı buğday ekmeği var. sabah 3 dilim, öğlen iki ve akşam iki dilim. Bu ekmek dilimleri diyetin temel birimi. canının bir şey çekerse bu ekmeklerden bir dilimi ve diğer bir gıdayı eksiltip, canınızın çektiği gıdayı yerine koyuyorsunuz.
Örnek ben akşamları bir kadeh şarap içmek istediğimden bir dilim ekmek ve yoğurdu öğünden çokarıyorum. Şarabı da haftada iki bilemedin 3 kez içmek kaydı ile.
Verilen programda ufak tefek değişiklikler yapmak serbest. Sabah kahvaltısında özellikle harikalar yaratıyorum kendime göre. Verilen peyir miktarını Pınarın çedar peyniri, ve çedarlı turuncu hamburger peyniri ile kullanıyorum. İki dilim ekmek ile tost yapıyorum. Ekmeğin arasına önce bir dilim turuncu çedar, üzerine ince dilimlenmiş mantar, kırmızı ya da yeşil biber , çok ince dilim pastırma ve üzerine bir dilim daha turuncu çedar koyuyorum. Tostun pişmesine yakın yağ hakkımın yarısını tereyeğından yana tostun üzerinde kullanıyorum. Müthiş oluyor.
İkinci tost alternatifim ise beyaz peyniril, yesil biber ve kekikli ve salçalı tost. Mantar yine vazgeçilmezlerden. Bu durumda tereyağı kullanmıyorum ve bir çorba kaşığı zeytinyağı hakkımı içine limon ve kekik koyarak hayatta en çok sevdiğim şekide tüketiyorum. 3. dilim ekmeği bu yağ karışımına bandırıyorum. Daha bitmedi;
Bir de yumurta var. Yumurtayı cas yumurta şeklinde (biz İzmirliler öyle deriz) eser miktarda tereyağında kırıyorum. Yumurtayı kırmadan önce önce mantar ve biberleri atıyorum ve üzerine yumurtayı kırıyorum. (bu tereyağının tostta kullandığım zaman diğer kalan kısmını yumurta da kullandığım menü )
Bol karabiber ve tuz yerine permasan tozu kullanıyorum. Rafadan yumurta yaptığımda da tuz yerine toz permasan kullanıyorum. Rafadan yumurta yaptığımda yağ hakkımı limonlu zeytinyağından yana kullanıyorum.
Tüm bunların yanında earl grey çay demleyip splenda ile tatlndırıp içiyorum. Ekmeklerden birisini azaltıp, reçel, bal yemek de mümkün. Zaten hazırlaması yarım saat sürüyor. Sonra ahşap (ahşap takıntısı burada da var ) bir nihale üzerinde keyifle kahvaltımı yapıyorum.
Saat 10 da ara öğün var. Bunu meyva veya kuru kayısı ile geçiyorum. Öğlen yemeği kolay. Otelin açık büfesi bu konuda tam rejimlik seçenekler sunuyor (yılın bu zamanı futbol takımları kampa geldiğinden haşlanmış et ve tavuk mutlaka büfede oluyor )
Ara öğünde (saat 15.30 gibi ) yarım paket diyet bisküvi var. Ben bunu da Eti'nin üzeri bitter kaplı iki adet kurabiyesi ya da armut, elma ya da muz gibi meyvaları tercih ederek geçiyorum.
akşam yemeği 6.30-7.30 arası. Bu da çok keyifi oluyor açıkçası. Diyetisyenin verdiği salata yerine çeşitlendirmeler yapıyorum.
Az biraz avakado ezmesi, patlıcan salatası , genelde 6 adet ızgara köfte, elbette yanında mantar. Ancak bu sefer mantarların saplarını kopartıp , içlerine çedar peyniri koyuyorum eser miktarda. Bunu genelde şarap içeceğim akşamlarda tercih ediyorum. Bunların üzerine de permasan tozu ekiyorum. Tuz niyetine. Günlük listeye göre yoğurt ya da çorba içiyorum. Özellikle bol limonlu ve karabiberli mercimek çorbası (çok az yağlı ya da yağsız) Şarap içeceksem çorba, içmiyorsam yoğurt yiyorum. Yoğurdu da salatalık ve bol sarımsak ile elbette.
Akşam saat 9.30 da bir çay bardağı çerez hakkım var. Genelde bunu çiğ fındıktan yana kullanıyorum. Yatmadan önce de meyva hakkım var. Bunu genelde yarım elma olarak geçiyorum.
Hafta sonları denize çıkamıyorum ama mutlaka teknede iş yapıyorum. Bu benim için çok kritik. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum çalışırken. Buradaki menu daha farklı ve pratik. Soğuk sandwich yapıyorm. Bu aralar fovorim bu tam buğday ekmeklerine labne peynir sürüp arasına somon füme koymak. Yeşil ve kırmızı biber ile birlikte. Yoğurt , meyva , ve diyet kola susamışken çok iyi gidiyor.
Bu programa 11 Aralık günü başladım. Bugün 24 Şubat ve tam 13 kilo verdim. Her hafta diyetisyene gidip, tartılıp yeni liste üzerine tartışıyoruz. Verdiğim kilo oranlarına göre rejimi dengeliyoruz. Eğer o hafta programdan çok kilo vermiş isem bir sonraki hafta bir miktar artış yapıp denge sağlıyoruz. Hedef haftada 1 kilo vermek üzerine .
127.7 kilo lie başlamıştım ve sanırım Mayıs sonunda 96 kilo olabileceğim.
Şimdi gelelim işin bütçesine. Pınar'ın gravyer peyniri 28 TL . içinde 5 dilim var. Ben ikiye bölüp kullanıyorum . Yakaşık bir hafta gidiyor. 400 gram turuncu hamburger peyniri de 34 TL. Bu peynirlerde Migros 'da bir al ikincisi %50 indirimli kampanyaları oluyor. BUnları kaçırmıyorum özellikle. en küçük paket labne bir hafta yetiyor. Parmesan tozu 23 TL. İki hafta filan gidiyor. Ekmek 10 TL 4 ya da 5 gün gidiyor.
Çerezleri BİM 'den alıyorum. Hem kaliteli hem de en uygun çerez fiyatları BİM 'de. Pastırma, kavurma ve somon fümeyi (somon füme her zaman bulunmuyor muhtemel çok Rus olduğu için sadece Antalya bölgesinde satılıyor ) Olmadı Migros marka füme somon da uygun fiyatta. 100 gr . 19.90 TL.
Yumurtayı pazardan alıyoruz. Bildiğiniz gerçek köy yumurtası . 1.25 TL adedi. Mantar Migros da 8 TL aynı kalitede mantar Bİm de 5 TL. Bim 'den alıyorum mantarı. Zaten her ikisi de karşılıklı işin komiği.
Et ve kıymayı ise Migros'tan alıyorum. Kuzu dana karışımı kuşbaşı etten çektiriyorum. Çok lezzetli ve öyle çok yağlı da olmuyor üstelik 45 -55 TL bandında. Arada antirikot ve tavuk göğüs de az miktarda yediğimden hesaplı geliyor.
Şarapta Doluca 'nın Vinea şarabını alıyorum. Shiraz ve Kalecik karası kupajı. Çok başarılı. 37 TL idi. 41 TL yaptılar Migros 'da. 6-8 kadeh arası çıkıyor bir şişeden.
Bu arada acı sos, Migros 'turşu ve balzamik sirke de en çok kullandığım ürünlerden. Pınar ürünlerini tercih etmemin bir nedeni de ambalaj kalitesi yüzünden. Kolay açılıyor ve yapışkanlı. İçindeki ürünü kurumadan saklamak mümkün oluyor.
acı sos bana bedava. Küçük kızımın iki ya da üç haftada bir Mc Donalds hakkı var. Mc Donalds'ın acı sosu gerçekten çok iyi. O da sanırım Pınar.
Migros da iki konserve paketi ton balığı da kullandığım ürünlerden . 10 TL idi. İki adedi. Şimdi 13 TL oldu sanırım. Yine de rakiplere göre iyi fiyat. Kalitesi de büyük parçalı olmasa da iyi gerçekten.
Yani maliyetlerim çok abartılı değil aslında. Miktarlar öyle azaldı ki mutfak masrafları düştü bile diyebiliriz.
Daha az yediğimden daha kaliteli ürünleri tercih etme şansım oluyor açıkçası. Yediklerimin daha lezzetli olmasına dikkat ediyorum artık. İlk ay ile kıyasladığımda şimdi programa uymak daha kolay oluyor.
Bu yemek yeme sitilimi hayat tarzım haline getirmeye çalışıyorum. Bu kadar uzun bir diyet programı yapmamın nedeni de bu. 6 aylık bir program sonuçta.
Dürüstçe söylemem gerekirse hedefim Bülent gibi yemek yiyebilmek. Hastayım adamın yemek yeme tarzına. Özellikle öğlen rakıları ve yemek yiyişi öyle kaliteli ki. Lezzetli olmayan hiç bir şeyi azına koymuyor adam. İstediği gibi pişmemiş ya da zamanında getirilmemiş ve bu nedenle lezzeti azalmış bir porsiyonu asla yemiyor. Hepi topu bir dubleyi iki saatte filan içiyor. Çok az ama çok lezzetli öğünler tercih ediyor.
Hedeflediğim kilo kaybının daha yarısına bile gelmemiş olmama rağmen sağlık açısından değişimler inanılmaz. Geçen gün televizyon izlerken bağdaş kurmuşum. Kızım farketti. "Aaa babamı ilk defa bağdaş kurarken gördüm" dedi.
Yelkencilikte tercih ettiğim yeteri kadarına sahip olma ve tüketme felsefesini kara hayatına da uygulamaya çalışıyorum aslında. Bunu da anlatacağım. ancak sağlığım ile ilgili olumlu değişiklikleri önce anlatmak istiyorum.
Bir sonraya efendim. Bu arada herkes bu konuda yaşanmışlıklarını paylaşırsa çok değişik bir konu başlığı olur diye düşünüyorum. Sizler de yazınız yaşadıklarınızı lütfen.