Üzerinde çok tartışmadığımız bir konu. Geçenlerde başıma gelen göz ile ilgili bir sağlık sorunu nedeni ile yaşadıklarımı burada bir hasta olarak paylaşmak istedim.
Tekne sahiplerinin yaş ortalaması ile ilgili bir istatistik var mı bilmiyorum ancak çoğunun orta yaş ve üstü olduğu düşünüldüğünde bence bu konuda da yaşanmışlıkların paylaşılmasında fayda var. En azından genç arkadaşlar da ilerde başlarına ne geleceğini bilirler ve önlem alırlar.
Şimdi durum şu;
Yaklaşık 8 senedir yakın görme bozukluğu artarak devam diyordu ve artık yakın gözlüğü kullanır olmuştum. ancak son sene yakın görüşü ciddi şekilde düzeldi ama bu sefer de uzak görüşüm ciddi olarak bozuldu. Öyle ki insanaların yüzünü seçemeyecek dereceye geldi.
Yoğun olarak araba kullandığımdan bu araç kullanma performansımı da çok olumsuz etkiledi. Hali ile göz doktorunun yolunu tuttum. Mühendis meslek deformasyonum sonucu doktorlar ile anlaşmam zor oluyor. Her durumda neden sonuç ilişkisine baktığımdan kimi zaman konulan teşhisleri anlamakta zorlanıyorum. Sıkıntımın nedeni iyi anlatılmaz ise doktora olan güvenim kayboluyor ve gerekenleri yapmayabiliyorum.
Önce bu yaptığımın yanlışlığını baştan kabul etmeliyim. Bir doktor arkadaşım böyle sorular sormaya başlayınca bana tıbbın bir pozitif bilim olmadığını ve hastalıkların kişiye özel olabileceğini çok güzel anlatmıştı.
Her neyse sözü uzatmayalım. Alanya 'da bütün önemli hastahanelerin şubeleri var. Son derece donanımlı hastahaneler ve büyük şehirlerden sıkılıp gelen çok iyi doktorlar da mevcut. Herhangi bir Anadolu şehirinin çok üstünde bir çizgi var burada.
doktor gözlerimi modern bir alet ile muayene ettikten sonra gözlerimin bozukluğunu uzağı görememe , astimat ve katarakt başlangıcı olarak belirledi.
Ulennnn.. Hadi diğerlerini anladık ama bu katarakt başlangıcı? Bu benim dedemin gözlerinde olan şey değilmiydi?
Bilinç altım dedem yüzünden katarakt ile aramda 70 yıl olduğunu sandığından resmen şoka girdim.
Katarakt başlangıcının verdiği sıkıntı şu. Miyop ve astimat ile ilgili gözlük doğru da olsa uzaktaki kimi cisimleri örneğin trafik lambalarını sanki birbirinin üstünde ve çok hafif kaymış olarak görüyor olmanız. Bu merceğin saydamlığını kaybetmesinden kaynaklanıyormuş.
İlerleyen dönemlerde ameliyat ile bu mercek değiştiriliyor ve kataraktın tedavsi gerçekleştiriliyormuş. ancak bunun için saydamlık bozukluğunun %50 yi aşması gerekiyormuş.
Şimdi biz amatör denizcileri ilgilendiren kısma geliyorum. Katarakt başlangıcı 55 yaş için erken kabul ediliyormuş. Doktor ben şoka girdiğim için mi böyle dedi bilmiyorum ancak bana güneşte çok kalıp kalmadığımı ve güneş gözlüğü kullanıp kullanmadığımı sordu.
Ben de yelken yaptığımı ve bu esnada denize düşürdüğüm güneş gözlüğü sayısını artık hatırlamadığım için kullanmadığımı söyledim. İşte özellike dalgalardan gelen yansıma bunu tetikleyen en önemli durum imiş. Doktor "sen bir değil birden çok güneşe bakıyorsun artık mutlaka güneş gözlüğü kullan" diye tavsiyede bulundu.
İşin en sıkıntılı iki haftası bundan sonra başladı. Doktorun verdiği gözlüğü yaptırdım. Gidip aldığımda şoka girdim. Çok daha kötü görüyordum. Özellikle yan taraflarda ağaçlar direkler bildiğin yamuk duruyor. Midem bulanmaya başladı. Gözlüğü çıkarıp kendime geldim.
Otururken ve araba kullanırken takıyor ve gözlerimi yana döndürmediğim sürece gözlüğü kullanabiliyordum.
Önce gözlük yalnış yapıldı sandım. Tekrar doktora gittim. Mercekleri kontrol ettirdim. Gözlükler doğruydu.
doktor bir süre sonra alışırsın dedi. Zafer Türkmen'i bile aradım. O 'da benzer yorumda bulununca kendi kendime gözlüğe alışmaya çalıştım.
Ancak bir türlü uyum gösteremedim. Bu sefer bir arkadaşımın tavsiyesi ile Üniversite hastahanesinin göz bölümüne gittim. Doktor neredeyse 45 dakikalık muayenenin sonucunda aynı teşhşisi koydu. Ancak tarz olarak bu doktor beni daha bilgilendirdi. Yeni uzak yakın lensler çıkmış. Ban deneme lensi taktı. Nasıl takacağımı da anlattı.
Bu lens işinde kadınlar çok daha iyiymiş. Aslında çoğu konuda olduğu gibi yani. Erkekler takamıyormuş. Benim öyle bir sıkıntım olmadı ama başka bir sıkıntı yaşadım. Lens parmak ucumdan ayrılıp gözüme yapışmıyor. Çıldıracağım. Bir gözlükçü arkadaşım başka bir yöntem önerdi. ancak o yöntem ile de lenslerden birini yırtınca lens macerası da fiyasko ile sonuçlandı.
Üstelik lens güneş gözlüğü problemimi de ortadan kaldırmıyordu. Lensin üzerin güneş gözlüğü çok sıkıcı oldu. Hiç kullanmayacağım belli. aradan bir hafta daha geçti. Mecburen özellikle araba kullanırken gözlükleri takıp , gün içinde çıkarıyordum. Acayip çapariz vermişlt bu gözlük işi bana.
Çözüm tam da gittiğim diyetisyenin altındaki gözlükçüdeymiş meğer. Gözlük problemimi de şaka gibi ama ahşap takıntım sayesinde çözdüm. Eşim vitrine bakarken " Ersin bak tahta saplı gözlükler var üstelik çerçevesi sarı " diyince ister istemez vitrine doğru çekildiğimi hissettim.
Çok iyi bir gözlükçü ile böylece tanışmış oldum. Şansa bak. Öğrendiğim, göz doktoru ve gözlük kadar gözlükçü de çok önemliymiş.
Gözlükçüye sanki sorumlusu oymuş gibi sinirli bir şekilde yaşadıklarımı anlattım. Adam sakince elimden o beğendiğimiz ahşap saplı gözlüğü alıp, diğer konu başlığında videoda gördüğünüz gözlükleri taktı.
Küçük yuvarlak gözlükler. Titanyum imiş. İlk tepkim çok hafif olması idi. Küçük olduğundan ve titanyumdan dolayı hem hafif hem çok sağlam. Gözlükçü sapları tutup iki yana ayrınca kırılacak sandım. Bir şey olmayınca şaşırdım açıkçası. Öyle incelerdi ki.
Güneş gözlüğü sorununu ise kolormatik camlar ile çözdük. Ben bu kolormatik denilen güneşe çıktığında koyulaşan gözlükleri oldum olası sevmem. Renkleri hoşuma gitmiyordu. Ancak yeni camların renkleri çok güzel olmuş gerçekten. Titanyum çerçeveye güneşte gıri renge dönüşen camları çok beğendim.
Küçük, hafif ve bu yüzden burnumun üzerinden kaymıyor. güneşte renk değiştiriyor ve lens kadar rahat ettim. Yüzüme biraz küçük kaldı ama olsun. Gerçekten rahatsızlık veren bu durumu küçük, yuvarlak ve güneşte renk değiştiren camlar ile çözdük.
Gözlüğün küçük olmasının bir ilginç avantajını da yazayım. Daha önceden yaptırdığım gözlük kare ve büyüktü. Yan taraflara gözümü kaydırdığımda her şey öne doğru bükülmüş gözüküyordu. Oysa bu gözlük küçük olduğundan yan taraflarda dünyamı yamultan
camlar olmadığı için çok rahat ettim.
Hani şu Amerikan vestern filimlerinde kasabanın doktoru olur ya. Her filimde mutlaka kurşunu kahramandan gelip çıkaran doktor. Yelekli beyaz gömlek ve kurdela gibi bir papyonu vardır hani. Bunların mutlaka yuvarlak ama ciddi küçük gözlükleri gibi bir şey işte bu aldığım.
Yani demem o ki aman gözlere dikkat. Dalgalardan yansıyan güneş ışıkları gözler için çok zararlıymış.