Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: amatör denizcilikte sağlık sorunları

  • *
  • İleti: 3573
amatör denizcilikte sağlık sorunları
OP: 11 Şubat 2021, 06:10:42
Üzerinde çok tartışmadığımız bir konu. Geçenlerde başıma gelen göz ile ilgili bir sağlık sorunu nedeni ile yaşadıklarımı burada bir hasta olarak paylaşmak istedim.

Tekne sahiplerinin yaş ortalaması ile ilgili bir istatistik var mı bilmiyorum ancak çoğunun orta yaş ve üstü olduğu düşünüldüğünde bence bu konuda da yaşanmışlıkların paylaşılmasında fayda var. En azından genç arkadaşlar da ilerde başlarına ne geleceğini bilirler ve önlem alırlar.

Şimdi durum şu;

Yaklaşık 8 senedir yakın görme bozukluğu artarak devam diyordu ve artık yakın gözlüğü kullanır olmuştum. ancak son sene yakın görüşü ciddi şekilde düzeldi ama bu sefer de uzak görüşüm ciddi olarak bozuldu. Öyle ki insanaların yüzünü seçemeyecek dereceye geldi.

Yoğun olarak araba kullandığımdan bu araç kullanma performansımı da çok olumsuz etkiledi. Hali ile göz doktorunun yolunu tuttum. Mühendis meslek deformasyonum sonucu doktorlar ile anlaşmam zor oluyor. Her durumda neden sonuç ilişkisine baktığımdan kimi zaman konulan teşhisleri anlamakta zorlanıyorum. Sıkıntımın nedeni iyi anlatılmaz ise doktora olan güvenim kayboluyor ve gerekenleri yapmayabiliyorum.

Önce bu yaptığımın yanlışlığını baştan kabul etmeliyim. Bir doktor arkadaşım böyle sorular sormaya başlayınca bana tıbbın bir pozitif bilim olmadığını ve hastalıkların kişiye özel olabileceğini çok güzel anlatmıştı.

Her neyse sözü uzatmayalım. Alanya 'da bütün önemli hastahanelerin şubeleri var. Son derece donanımlı hastahaneler ve büyük şehirlerden sıkılıp gelen çok iyi doktorlar da mevcut. Herhangi bir Anadolu şehirinin çok üstünde bir çizgi var burada.

doktor gözlerimi modern bir alet ile muayene ettikten sonra gözlerimin bozukluğunu uzağı görememe , astimat ve katarakt başlangıcı olarak belirledi. 

Ulennnn.. Hadi diğerlerini anladık ama bu katarakt başlangıcı? Bu benim dedemin gözlerinde olan şey  değilmiydi?

Bilinç altım dedem yüzünden katarakt ile aramda 70 yıl olduğunu sandığından resmen şoka girdim.

Katarakt başlangıcının verdiği sıkıntı şu. Miyop ve astimat ile ilgili gözlük doğru da olsa uzaktaki kimi cisimleri örneğin trafik lambalarını sanki birbirinin üstünde ve çok hafif kaymış olarak görüyor olmanız. Bu merceğin saydamlığını kaybetmesinden kaynaklanıyormuş.

İlerleyen dönemlerde ameliyat ile bu mercek değiştiriliyor ve kataraktın tedavsi gerçekleştiriliyormuş. ancak bunun için saydamlık bozukluğunun %50 yi aşması gerekiyormuş.

Şimdi biz amatör denizcileri ilgilendiren kısma geliyorum. Katarakt başlangıcı 55 yaş için erken kabul ediliyormuş. Doktor ben şoka girdiğim için mi böyle dedi bilmiyorum ancak bana güneşte çok kalıp kalmadığımı ve güneş gözlüğü kullanıp kullanmadığımı sordu.

Ben de yelken yaptığımı ve bu esnada denize düşürdüğüm güneş gözlüğü sayısını artık hatırlamadığım için kullanmadığımı söyledim. İşte özellike dalgalardan gelen yansıma bunu tetikleyen en önemli durum imiş. Doktor "sen bir değil birden çok güneşe bakıyorsun artık mutlaka güneş gözlüğü kullan" diye tavsiyede bulundu.

İşin en sıkıntılı iki haftası bundan sonra başladı. Doktorun verdiği gözlüğü yaptırdım. Gidip aldığımda şoka girdim. Çok daha kötü görüyordum. Özellikle yan taraflarda ağaçlar direkler bildiğin yamuk duruyor. Midem bulanmaya başladı. Gözlüğü çıkarıp kendime geldim.

Otururken ve araba kullanırken takıyor ve gözlerimi yana döndürmediğim sürece gözlüğü kullanabiliyordum.
Önce gözlük yalnış yapıldı sandım. Tekrar doktora gittim. Mercekleri kontrol ettirdim. Gözlükler doğruydu.
doktor bir süre sonra alışırsın dedi. Zafer Türkmen'i bile aradım. O 'da benzer yorumda bulununca kendi kendime gözlüğe alışmaya çalıştım.

Ancak bir türlü uyum gösteremedim. Bu sefer bir arkadaşımın tavsiyesi ile  Üniversite hastahanesinin  göz bölümüne gittim. Doktor neredeyse 45 dakikalık muayenenin sonucunda aynı teşhşisi koydu. Ancak tarz olarak bu doktor beni daha bilgilendirdi. Yeni uzak yakın lensler çıkmış. Ban deneme lensi taktı. Nasıl takacağımı da anlattı.

Bu lens işinde kadınlar çok daha iyiymiş. Aslında çoğu konuda olduğu gibi yani. Erkekler takamıyormuş. Benim öyle bir sıkıntım olmadı ama başka bir sıkıntı yaşadım. Lens parmak ucumdan ayrılıp gözüme yapışmıyor. Çıldıracağım. Bir gözlükçü arkadaşım başka bir yöntem önerdi. ancak o yöntem ile de lenslerden birini yırtınca lens macerası da fiyasko ile sonuçlandı.

Üstelik lens güneş gözlüğü problemimi de ortadan kaldırmıyordu. Lensin üzerin güneş gözlüğü çok sıkıcı oldu. Hiç kullanmayacağım belli. aradan bir hafta daha geçti. Mecburen özellikle araba kullanırken gözlükleri takıp , gün içinde çıkarıyordum. Acayip çapariz vermişlt bu gözlük işi bana.

Çözüm tam da gittiğim diyetisyenin altındaki gözlükçüdeymiş meğer. Gözlük problemimi de şaka gibi ama ahşap takıntım sayesinde çözdüm. Eşim vitrine bakarken " Ersin bak tahta saplı gözlükler var üstelik çerçevesi sarı " diyince ister istemez vitrine doğru çekildiğimi hissettim.

Çok iyi bir gözlükçü ile böylece tanışmış oldum. Şansa bak. Öğrendiğim, göz doktoru ve gözlük kadar gözlükçü de çok önemliymiş.

Gözlükçüye sanki sorumlusu oymuş gibi sinirli bir şekilde yaşadıklarımı anlattım. Adam sakince elimden o beğendiğimiz ahşap saplı gözlüğü alıp, diğer konu başlığında videoda gördüğünüz gözlükleri taktı.

Küçük yuvarlak gözlükler. Titanyum imiş. İlk tepkim çok hafif olması idi. Küçük olduğundan ve titanyumdan dolayı hem hafif hem çok sağlam. Gözlükçü sapları tutup iki yana ayrınca kırılacak sandım. Bir şey olmayınca şaşırdım açıkçası. Öyle incelerdi ki.

Güneş gözlüğü sorununu ise kolormatik camlar ile çözdük. Ben bu kolormatik denilen güneşe çıktığında koyulaşan gözlükleri oldum olası sevmem. Renkleri hoşuma gitmiyordu. Ancak yeni camların renkleri çok güzel olmuş gerçekten. Titanyum çerçeveye güneşte gıri renge dönüşen camları çok beğendim.

Küçük, hafif ve bu yüzden burnumun üzerinden kaymıyor. güneşte renk değiştiriyor ve lens kadar rahat ettim. Yüzüme biraz küçük kaldı ama olsun. Gerçekten rahatsızlık veren bu durumu küçük, yuvarlak ve güneşte renk değiştiren camlar ile çözdük.

Gözlüğün küçük olmasının bir ilginç avantajını da yazayım. Daha önceden yaptırdığım gözlük kare ve büyüktü. Yan taraflara gözümü kaydırdığımda her şey öne doğru bükülmüş gözüküyordu. Oysa bu gözlük küçük olduğundan yan taraflarda dünyamı yamultan :) camlar olmadığı için çok rahat ettim.

Hani şu Amerikan vestern filimlerinde kasabanın doktoru olur ya. Her filimde mutlaka kurşunu kahramandan gelip çıkaran  doktor. Yelekli beyaz gömlek ve kurdela gibi bir papyonu vardır hani. Bunların mutlaka yuvarlak ama ciddi küçük gözlükleri gibi bir şey işte bu aldığım.

Yani demem o ki aman gözlere dikkat. Dalgalardan yansıyan güneş ışıkları gözler için çok zararlıymış.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 101
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#1: 11 Şubat 2021, 09:59:37
Geçmiş olsun. Tıpkı karlı ortamlarda olduğu gibi su üzerinde de yanlardan gelip gözlük tarafından süzülmeden göze ulaşan güneşi unutmamak lazım, yani gözlük gözleri iyice çevrelemeli, imiş... Başkalarının yalancısıyım :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#2: 11 Şubat 2021, 10:46:21
Denizde çalışmaya başladığım ilk günden beri yüksek UV korumalı ve polarize güneş gözlüğü kullanıyorum, korumasını bilmem ama polarize olmasa yaşayamayız Fethiyede sanırım.. Manevralarda yansımayı kestiği için denizin içindeki kayaları bile net görebiliyorum, gün içindeki seyirlerde deniz yüzeyindeki yansımayı yok ettiği için yorgunluğu azaltıyor.

ama sezon bitip, Ekim ayına geldiğimizde artık sezon boyu sürekli takmaktan sıkılmış ve ciddi şekilde yüzümde güneş izi (gölgesi!) olduğu için çıkarıp atıyorum ve bir daha Mayıs'a kadar takmıyorum! :) (İstanbul gibi düşünmeyin, burada kışın da güneş gözlüğü taktıracak ciddi güneş var, sadece açısı biraz daha düşük ve güneşlenme süresi az daha kısa.. açısı az olduğu (dik gelmediği) için yakıcı UV etkisi atmosferde filtrelenmiş oluyor tabi..)

diğer yandan bizim işler sürekli dışarıda, Fethiye güneşinin altında ve denizdeki yansımaların arasında, ama cildimizi güneşten koruyacak kıyafet giymek dışında birşey kullanmıyorum. Herkes çok uyarıyor aman cilt kanseri olacaksın koruyucu krem sür diye, ama zaman içinde vücudumuzun güneşe karşı adapte olduğunu hissediyor ve düşünüyorum. Atalarım krem mi sürüyordu? Erkenden ölüp gidiyorlardı! :D

Ben ki eskiden tatile denize gittiğimde tişörtle yüzen, güneş sevmeyen insandım, bu işlere girince 1 yılda alıştım, kabul ettim.

Güneşin ve deniz suyunun yaşlandırma, yıpratma etkisi malum. Bu işe girdiysek çok da direnmek anlamlı gelmiyor bana.
Öyle japon turist gibi giyinip sürünüp denize çıkmak gereksiz.
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 92
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#3: 15 Şubat 2021, 03:51:38
Benzer bir göz problemini yakın zamanda ben de yaşadım. Sağ gözümde görme bozukluğu ve ışık yansıması oluştu.
Doktora gittim. Doktor gözde et büyümesi var deyip operasyonla göz bebeğine kadar gelmiş olan eti aldı.

Sorun düzeldi.
Bu sorun güneşten ve rüzgardan dolayı oluşuyormuş. Doktor kesinlikle güneş gözlüğü kullanmam gerektiğini söyledi.
Hiç sevmediğim halde güneş gözlüğü aldım, şimdi kullanıyorum.

Not: Güneş gözlüğü takanlarla alay etmişliğim vardır. Özür diliyorum.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#4: 21 Şubat 2021, 20:21:24
Benzer problem bende yaşadım bundan sekiz yıl önce sol gözüm katarakttan dolayı görme yetisini kaybetti ve bu çok hızlı oldu. Katarakt oluşumuna göre 40 yaşın çok erken bir yaş olduğu söylendi ve bu nedenle altında şeker , tansiyon gibi nedenler arandı. ama mecbur ameliyat olmak zorunda kaldım. Üzerinden sekiz yıl geçti takılan mercekte hafiften puslanma oldu. İlerlediğinde tekrar bir operasyonla temizlenecek. Multifokal denilen merceklerden tercih etmediğim için sol gözümle yakını göremiyorum, bu yüzden normal süreçten 10-12 yıl kadar önce okuma gözlüğü kullanmaya başladım. Göz kesinlikle  en önemli organlarımızdan biri, dikkat etmekte fayda var. Hiç biri vücudun doğal hali gibi değil.
İki kere 200 lirayı on lira diye verdim. Birinde geri verdiler , birini yediler.   
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#5: 22 Şubat 2021, 12:51:34

   Aramızda göz doktoru vardır diye bekledim ama ortalığı boş bulunca dayanamadım artık. ;)

   11 yaşımda okulda 2. sıradan tahtayı okuyamadığım için göz doktoru ile tanıştım ve 2.5 derece miyop olarak gözlüklü yaşantım başladı.Üniversite yıllarım başladığında 6.5 derece miyop idim.Yıllarca gözlük kullanan biri olarak arayış içine girdim ve kızım İstanbul'da okurken evine yakın olan göz hastahanesinde Prf. Dr. Sinan Göker'in başarılı lazer operasyonu sonucu gözlükten kurtuldum.

   İzmir'de Selma Kaşkaloğlu'na ameliyat olmak için gittiğimde sol gözümdeki astigmatı belirleyemedi ve neden farklı görüyor bu gözüm sorusuna elin parmakları da farklı gibi bilimsel bir açıklama getirdi. Ameliyat yapacağınız lazer cihazı son nesil mi ameliyat noktasına kilitleniyor mu? Gözümü oynatırsam risk olur mu? Sorusuna siz kültürlü bir insansınız oynatmazsınız şeklindeki 2. bilimsel açıklamayı yapınca İstanbul kararı almıştım. Burada isim vermekteki amaç sizlerden de aynı tezgaha takılacak arkadaşları uyarmaktır. >:(

   3-4 sene önce teknemin altını son kez zehirli ile boyamış ve arkadaşın kafede dinleniyorken iki gözümün artık bariz farklı gördüğünü yani sol gözün görmesinde bakılan yerin ortasında görme bulanıklığı farkettim. İzmir'de yıllardır eşimi götürdüğüm doktorumuz beni ilk kez muayene ediyordu. Lazer ameliyatı olduğumu söyleyince kim yaptı ise hiç dikiş bile göremiyorum demişti.

   Sonuç retinada kabarma varmış ve 6 ayda bir kontrole gidiyorum. Kabarma artarsa lazer ile müdahale edilecek imiş. Bu kadar uzun girişin amacı o kadar çok göz doktoru ile tanıştım ki yazsam roman olur. Sağlık sektörümüz maalesef  son zamanlarda daha hızlı bir şekilde ticarileşti. Doktorumuzun bize olan davranışları özel hastahanelerin işleyiş biçimi ile ticariye kayıyor ve verdiği bilgileri ve davranışları ticari mi gerçeği mi yansıtıyor anlaması çok zorlaştı.
   
   İlk günden beri retinadaki kabarma özel bir cihaz ile fotoğraflanıyor. Sağ ve sol gözün farkını ve kabarmanın miktarını gözü azda olsa gören biraz da izan sahibi her insan görebilir. Pandemi nedeni arayı açınca bana kızan doktoruma biz mal mıyız diyemedim ve yutkundum. Güvendiğim bir kişinin bu şekilde davranışı beni çok üzdü. Neyse ki kendisi operatör değil ve ameliyatı o yapmayacak.
   
   Gelelim denizde kullanacağımız gözlüğün seçimine. Gözümüz sağlam ise koyu renkli, gözü yanlardan da kapatan ve polarize özellikli (biraz pahalı ama olmaz sa olmaz) bir model olmalı. Dereceli gözlüklerde ise böyle kavisli gözlük hala yapılamıyor diye biliyorum. bu nedenle kolormatik tercih edilebilir. Bunların da bence güneşte ve tente altında da etkili olabilmesi için koyu olanları seçilmeli. Özellikler ne kadar bir araya gelirse o kadar fiyat artıyor. Multi fokal de işin içine girince iyice uçuyor. Derece yükselirse inceltilmiş cam devreye girer ve fiyat daha da arıyor. Organik cam hafifleştiriyor ama çizilmeye açık bir seçenek. Tuzlu su ile ıslanmış bir gözlüğü silmek camı çizer.

   Biz teknede yaşarken eşime çok farklı gözlükler alarak çözüm aramıştık. Tek bir gözlükte işi bitirmekten daha ucuz ve konforlu çözüm gibi geldi bize. Teknede tente altında okumak için colormatik yakın. Güneşte gezerken colormatik uzak. Teknenin içinde okurken düz yakın ve sürekli kullanımlarda düz uzak gözlüğü kullandı. Hepsinin toplamı yine de daha uygun ve daha konforlu idi.

   Bu arada maalesef katarakt için de çözümler aynı şekilde maalesef. Ameliyatın şeklinden (klasik - lazer ile) tutunda takılacak merceğin multifokal olmasına kadar aynı kafa ve cüzdan karıştıracak seçenekler burada da var. İşin esası sonuçta iş doktorda bitiyor. ;)
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1240
  • Selamlar
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#6: 22 Şubat 2021, 15:34:40
 Benim yaşı bana yakın bir arkadaşım eşi ile cerrahi operasyon sonrası yeni çıkan merceklerden taktırarak gözlük kullanma derdine son verdiler ve çok mutlular. Bende yakın 5, uzak ise 2.5 ve 2.75, tereddüdüm var ama yeni geliştirilen merceklerin çok başarılı oldukları çok sıkça konuşulmaya başlandı


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: amatör denizcilikte sağlık sorunları
#7: 24 Şubat 2021, 06:30:45
Bende de benzer bir problem var. Konulan teşhisin kafama yatması gerekiyor. Aksi durumda uygulamada tereddütler yaşıyorum.

Sonuçta doktor değiliz ve bu alan  uzmanlık alanımız değil. Üstelik bu alanda yaşanan yeniliklerin hızına yetişmek doktorlar için bile ayrı bir sorun haline geldi.

Ben kendi adıma doktor seçerken şöyle bir standart getirdim kendi kendime. Bunu sadece doktor seçiminde değil diğer uzmanlık isteyen alanlarda da uyguluyorum. Çoğunlukla işe yarıyor.

Bir doktora güvenmem için onu bu alan dışında tanımış olmaya çalışıyorum. Doktorluk uzmanlık alanım değil ama bunca yıllık insan ilişkileri tecrübesi önemli ipuçları veriyor. Ben bir doktorun sosyal ilişkilerine yaklaştığı şekilde mesleğine de aynı perpektiften yaklaşacağını düşünüyorum.  Bunu sigortacı ya da avukat için de genelleyebilirim.

Örnek son pandemide dahi kanunen hakkı olduğu halde ve üstelik bu güne kadar tek kuruş vergi borcu olmayan bir sigortacı arkadaşımın çalıştırdığı personeli pandemi nedeni ile kısa çalışma programına sokmaması ve gerekçe olarak "personele ayıp olur " diye düşünmesi benim artık hayatım boyunca sigortalarımı bu arkadaşa yaptırmam için çok önemli bir durumdur. Bu kafada olan birisinin hazırladığı poliçeyi okumaya gerek kalmaz bence. Sadece bu  arkadaş bana biraz " saf " geleceğinden (temizlik dürüstlük anlamında yazdım ) bu kadar dürüstlükle bu memlekette ticaret yapmak mümkün olmaz bu ilerde batar mı acaba diye korkabilirim.

Keza bir avukatlık işi ile ilgili avukatlık parasını "sonra bakarız " diye almayan ancak sanki peşin almış gibi iş gören bir avukat arkadaşınız varsa sakın peşini bırakmayın derim.

Genel olarak şunu söyleyebilirim ki bu camiada tanıştığım bir şekilde deniz ile tanışmış profesyonellerin en çakalı dahi standart piyasa koşullarında masum kalıyor . O yüzden profesyonellik gerektiren kimi gereksinimlerimi mümkün olduğunca bu camia içinden karşılamaya çalışıyorum.

Tekrar göz konusuna dönersek yukarıda ileri sürdüğüm tezin en canlı ispatı Zafer Türkmen 'dir. Basit bir toplantı organizasyonunda bile insanı delirtebilecek kadar detaylar ile ilgilenen böyle bir kimsenin yönettiği hastahane de sorgusuz sualsiz ameliyat olunur bana göre. Göz gibi insanın en hassas organı üzerinde çalışan bir idarecenin sosyal hayatında bu derece detaycı olması , profesyonel hayatında da olaylara aynı şekilde yaklaşacağını düşünmeme neden olur.

Dernek işlerinde eleştirdiğim kimi konular iş Zafer abiden profesyonel destek almaya geldiğinde tercihim olur.

Yine belki faydası olur diye yazmak istediğim bir sağlık sorunum daha var. Malum fazla kilolarım var. Bu sefer profesyonel destek de alıyorum. Hayatımda ilk defa diyetisyene gidiyorum. adamın yaklaşımları kafama yattığından gidişat fena değil. 13 kilo verdim iki buçuk ayda. Kilo vermek istememin bilinen sağlık sorunları dışında daha felsefik birkaç nedeni var. Ayrıca yazacağım.

Kendi normallerinizden 30 kg daha ağır olunca sindirim ve mide problemleri de kaçınılmaz oluyor. Bir de yaptığınız işin stresi zaten sindirim sistemini direk etkiliyor.

Bende yemek yedikten neredeyse bir saat sonra başlayan çok ciddi bir mide şişkinliği vardı. Bu sıkıntıyı yıllardır çekerim. Gitmediğim doktor kalmadı. Bilinen asit düzenleyici ve gaz gidericiler kullanarak bu rahatsızlığımı bertaraf etmeye çalışıyordum.

Rejim yapmaya başladığım ilk günlerde Alanya 'da tanışıp dost olduğum bir doktor arkadaşım ile akşam yemeği yerken aynı sorun baş gösterdi. Uzatmayalım konu ilgisini çekti ve teşhisi koydu. " Sende hazım problemi var " Ben de gayet alaycı bir üslupla  " ciddimisin? ben de göbeğim niye şişiyor diye merak ediyordum " diye dalga geçtim. Tipik mühendislik kafası burada da devreye girdi hemen. Bana problem ile gelme  çözüm ile gel mantığı var ya meşhur.
 doktor arkadaşım hiç istifini bozmadı. "O asit düşürücüler ile kendini tedavi edemezsin. Sen de hazım problemi var eczaneden git probiyotik al . Bunları her gün gece yatmadan paket bitene kadar iç. Birşeyin kamaz " dedi.

Meğerse bu kullandığım proton inhibitörleri yani asit dengeleyiciler bir süre sonra sindirim sisteminde gerekli olan bakteriler yerine kötü bakterilerin ortaya çıkmasına neden oluyormuş. Bu da ciddi hazım problemi yaratırmış. Denedim ve artık asit düzenleyici ilaçlar kullanmıyorum. Çok rahatım. Kilo vermemin de çok etkisi oldu elbette. Yemek yemem disipline girince hazım sorunları da azaldı doğal olarak. Ancak bu probiyotik işi önemli. Bence benzer problemleri olan varsa denesin. Hiç işe yaramasa en azından işe yarıyan bakterilerin çoğalmasına faydalı olur. Elbette ben burada kendi özel durumum ve doktor arkadaşımın anlattıklarından anladığım kadarı ile yazdım. Benzer problemi olanlar için fikir vermek amacı ile yazdım. Siz gene doktorunuza danışmadan denemeyin elbette.

  • IP logged
« Son Düzenleme: 24 Şubat 2021, 06:35:47 Gönderen: Ersin Böke »

 
Yukarı git