Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Tsunami

  • *
  • İleti: 3573
Tsunami
OP: 01 Kasım 2020, 09:40:05
Öncelikle hayatını kaybeden tüm İzmirlilere Allahtan rahmet diliyorum. Yakınlarının başları sağolsun.  Geçmiş olsun. İzmir 'de yaşayan ablam yaşananları dehşet içinde anlattı. Biz İzmirliler depreme alışığız aslında. ÇOğumuz irili ufaklı depreme denk gelmişizdir. Anladığım bu deprem çok uzun sürmüş. Gerçekten çok üğzüldüm. Umudum yok ama belki bizlere ders olur.

Bu vesile ile Marmara depreminde tsunamiyi bir risk olarak görmeyen televizyonarda ahkam kesen kimi Jeologlar da belki ders alırlar. Çünkü bunların tamamı Tsunami'yı bir yüzey dalgası sanıp, Tsunami dalga boyu yüksek olmaz o yüzden de zarar vermez diye yorum yapıyorlardı.

Gördüğünüz üzere Tsunami dalga gibi gelmiyor çoğunlukla. Denizin kendisi geliyor! Anlaşılamayan bu.

Daha önceden forumda yazmış olmam lazım. aradım ama bulamadım. Sığacık'ta yaşanan bu tusunaminin nerede ise aynısını 2017 yılında Karaincir koyunda yaşamıştım. Gece  saat 1.15 gibi yaşanan deprem sonrası Bodrum Karaincir ve yan koylarına tsunami vurmuştu.

O gece ben tonozda olduğum halde Anabella ile çarpışmıştık ve benim civadram kırılmıştı. Gece olduğu için video çekmek filan aklımıza dahi gelmemişti.

O zaman da söylediğim gibi Tsunami öyle Holywood filmlerinde olduğu gibi bir yüzey dalgası gibi gelmiyor.

Aynı görüntülerini gördüğünüz gibi deniz tamamen kendisi geliyor ve dar koylarda denzi seviyesi bir anda yükseliyor. Bu azalan şiddette üç ya da 4 kez devam ediyor. Hem vurduğu an hem de kıyıya çarpıp döndüğü zaman kıyıda ne varsa toplayıp üzerinize çılgın gibi hücum ediyor.

Dediğim gibi o zaman pek önemsememişti kimse yazdıklarımı haliyle. Şİmdi görüntüler bu derece çarpıcı olduğundan durumun korkunçluğu çok net bir şekilde ortaya çıktıyor.

İşte Tayo Mar ve Anabella ve koydaki bir çok tekne böyle bir tsunami ile karşı karşıya kalmıştık.

O gece henüz uyumamıştım. Bir şeyler olacağını hissetmiş olmalıyım ki seyir fenerlerimi açtım. Makineyi çalıştırdım ve sahil güvenliği anons ettim. Deprem sırasında bir çok yelkenlinin salması deniz tabanına vurmuştu zira. Ne yapacağımı beilmez bir şekilde teknede bekliyor ve depremin nerede olduğunu anlamaya çalışıyordum. depremden yaklaşık 15 dakika sonra denizler koya çılgın gibi akmaya başladı. Ne olduğumu şaşırdım. Tayo Mar tonoz etrafında fırıldak gibi dönüyordu. Anabella 'nın zinciri boşalmış vaziyette sürüklenmeye başladı. Ben mi çarptım O 'mu bana çarptı hatırlamıyorum. Son hatırladığım civadram Anabella'nın vardevelasına sıkıştığı idi. Çarpışma anı nasıl ani idiyse ayrılma anı da birdenbire oldu. Takılan civadra tam da Küpeştenin dibinden kırıldı.

Gerçekten çok korkunçtu. Bu korkunç tecrübe bana şunu öğretti. Deprem sonrası hemen açığa çıkmalı. Koylar ve marina ve iskeleler en tehlikeli yerler.

Deprem günü ve sonrası Can hocayı geçmiş olsun diye aradığımda çok önemli bir detayı konuştuk. Malum pantonları zincirler ile deniz zeminindeki tonozlara bağlıyorlar. Galvanik korozyon belki de bu zincirleri zayıflatmış olabilir. Ani deniz yükselmesi ile kopma gerçekleşimş olmalı.

Beklenen İstanbul depremi bence KAlamış gibi artık iyice eskimiş pantonlar sahip olan marinaların bu bağlantıları kontrol etmeleri için önemli bir uyarı oldu.

Bir İspanyol sözünde Teknenin kaptana dediği gibi. " sen beni karadan koru , ben seni denizden korurum"
 
  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Kasım 2020, 19:44:03 Gönderen: Doğan Erbahar »

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Deprem ve Tsunami
#1: 01 Kasım 2020, 10:41:05
Sosyo-politik olduğu kadar jeolojik olarak da karmakarışık bir coğrafyada yaşıyoruz maalesef. Dünya kabuğunu oluşturan 5-6 ana plakanın ikisi tam Doğu Anadolu'nun altında bir araya geliyor. Bu da yetmezmiş gibi Anadolu fayının kendide özgü öyle tuhaf özellikleri var ki jeoloji ile ilgili bir kitap okumuştum 1-2 sene önce orada bahsediyordu özel olarak ilgisini çekiyormuş dünyadaki jeologların burayı incelemek. Çünkü kuzey Anadolu fay hattı tam plaka sınırında yer almamasına rağmen sadece sınırlarda görülebilecek derecede büyük depremler üretme kapasitesi var. Bu tam anlaşılmış bir durum değil bilimsel olarak ve "yalnız ve güzel" ülkemin seçme şansına sahip olmadığımız bir diğer nev-i şahsına münhasır özelliği gibi görünüyor.

İstanbul büyük göçünü 70'lerden sonra almaya başladı ve o tarihten sonra olan ilk büyük zelzele 99 olduğu için bu konuda bir toplumsal hafıza oluşması henüz çok yeni maalesef. 99 depreminden sonra hem vatandaşta hem devlette deprem konusunda az çok bir bilinç oluşmaya başladı. Hala yeterli seviyede değil elbette. Evimiz yıkılmasa bile bütün dolapların, düşebilecek şeylerin duvara monte edilmesi lazım mesela. Çocuğun odasını tasarlarken defalarca uyardım mesela eşimi yüksek açık raflara kitap doldurma diye. Hep o gözle bakıyorum ev içindeki yerleşime. Dolapların üzerine birşey yerleştirirken filan.

Deprem konusunda bile zayıf olan bilincimiz tsunami konusunda neredeyse yok seviyesinde. İzmit-Gölcük depreminde de oldu esasında tsunami ama büyük hasarı deprem yarattığı için bu hususa odaklanılmadı fazla, bir "yan etki" gözü ile bakılıyor hala... Oysa 16. yy'da olan bir büyük İstanbul depremi var, şehirde minare kalmamış diye rivayet edilir. O depremin ardından İstanbul surlarına çarpan bir tsunami tasviri de var kaynaklarda. O yüksek şehir surlarını yer yer aşan sudan filan bahsediliyor. Depreme yapacak birşey yok ama tsunami için 10-15 dakika süresi olabiliyor insanın, depremin psikolojik şokunu hızlı atlatıp erken uyarı almak, normal zamanda tatbikat yapmak, vs. gibi önlemler almak gayet mümkün. Bilinç meselesi...

Teos marinadaki o ağzımızı açık bırakan görüntüleri bir iki arkadaş grubunda paylaşınca "adamın derdine bak" diye düşünenler olduğuna eminim. Bu deprem Türkiye'de tsunamiden hayatını kaybeden ilk insanı kayıtlara geçirmesi ile de önemli. Umarım bu hususta bilinçlenmeye de vesile olur. Şimdiye kadar biz amatör denizcilerin ilgisini çeken bir husustu bu sadece.

Özellikle yörede yaşayanlar ve etkilenenler başta olmak üzere tekrar hepimize büyük geçmiş olsun.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Kasım 2020, 10:43:47 Gönderen: Doğan Erbahar »
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Deprem ve Tsunami
#2: 01 Kasım 2020, 13:59:12
Bu tsunaminin Kuşadası limanına etkisi neden az olduğu konusunda fikri olan var mı?

Sığacık koyu daha kapalı, korunaklı olduğu için içindeki su boşaltıp yeniden doldu sanırım.

öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1541
  • Bilen bilir
Ynt: Deprem ve Tsunami
#3: 01 Kasım 2020, 14:48:41

   Dün Atilla ile konuştum şükür marina kaptanı değil ve alargada iken karşılamış dalgaları. Eşim ve ben inşallah bir şey olmamıştır diye dua edip duruyorduk. Özgürün sorusunu kafadan cevap yazayım diyerek başlamışken yaşlı kafana güvenme google earth'e bak deyip Kuşadası'nın ve Teos marinanın konumunu inceledim.
   Aynen düşündüğüm gibi olmuş. Yükselen su kütlesi Kuşadası'nda marinanın konumu itibari ile içeri girmeyip dalga kıranlardan yansımıştır. Zaten öyle okyanus ölçeğindeki gibi metrelerce değil 1 metre civarında yükseklikten söz ediliyor.
   Teos ve yer aldığı Sığacık mahallesinde ise su kütlesi Çeşme yarım adasının güney kıyılarından  farklı koylarda defalarca yansıyarak çıkışı olmayan ve yavaş yavaş yükselen bir koya girip ilerliyor. Önce yükselen su ile darbeyi alan pontonlar sonradan çekilen su ile 2. darbeyi alıyor ve belki de kale içinden ve arkasından gelen sular 3. darbeyi oluşturuyor diye düşünüyorum. Buraya koyamadığım telefonumdaki bir çok videoda marinanın içinde sular kaynıyor gözüküyor.
    Bökenin yazısında  yazdığı  İspanyol sözünde Teknenin kaptana dediği gibi. " sen beni karadan koru , ben seni denizden korurum.'' sözü de burada doğrulanmış oluyor. Atilla'nın teknede kaptanı ile güzel konuşmuş.
   Ben de sürekli marinanın teknenin sigortası yok diye beni taciz etmesine kızarak teknemi satmış olmamı tanrının bana kıyağı olarak algılıyorum. Tekrar hepimize geçmiş olsun.
   
   
  • IP logged
DeDe

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Deprem ve Tsunami
#4: 01 Kasım 2020, 15:07:53
Videolarda Kuşadası marinada suyun sakince rıhtım hizasına kadar yükseldiği görülüyor. Ani bir hücum ve çekilme olmamış.

Sanırım fay hattının yönü de etkili.

öZgür (mobil)

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Deprem ve Tsunami
#5: 01 Kasım 2020, 15:40:49
Wikipedia maddesinde 2004 tsunamisinin bir simülasyonu var, asimetrik bir yapısı da var zannedersem kırılma karakterine, dibe coğrafyaya vs. bağlı olarak

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Tsunami

Yani merkez üssüne bir taş attım, çembersel dalgalar oluşturuyor gibi değil de, kırılma yönüne göre bir cetvelle suya vurdum, çizgisel bir dalga cephesi gibi sanki daha ziyade.
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ynt: Deprem ve Tsunami
#6: 01 Kasım 2020, 16:18:02
Evet, depremi hep tek bir noktada oluyor gibi düşünüyoruz ama aslında bir hat boyunca ince uzun bir bölge kırılıyor.

Aşağıdaki haritada görüldüğü gibi depremin olduğu Samos fayı (adanın hemen kuzeyindeki) doğu-batı çizgisi üstünde gibi, dolayısı ile oluşan kırık kuzeye doğru daha çok etki etmiş, hemen hemen aynı mesafedeki Kuşadasına aynı etkiyi yapmamış.

  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 938
Ynt: Tsunami
#7: 01 Kasım 2020, 19:48:55
Konu önemli bir konu Ersin Reis, izninizle başlığı sadece tsunamiye değiştirdim bu öneme binaen. Türk sularında olayı yaşayıp bu önemli hatırayı aktaran herhalde az sayıda kişiden birisiniz.

İşin fiziği ile ilgili yaptığım okumalardan aldığım notları paylaşmak istiyorum.

Malumunuz isim Japonca'dan geliyor. "Liman dalgası". Ilk bakışta tuhaf gelebilir ama balıkçılıkla uğraşan halkın açıklarda avlanırken ne deprem ne dalga hiçbişey hissetmeyip köylerine döndüklerinde köyü mahvolmuş şekilde bulmalarının toplumsal hafızalarına kazınması muhtemelen ismin sebebi.

Büyük bir su kütlesinin "kısa" sürede yer değiştirmesi. En bariz sebebi deprem, gök taşı çarpması bir diğer olası sebep, nükleer bir patlama da bunu yaratabilme potansiyeline sahip.

Karakteristik özelliği açısından bir dalgaya benzemiyor gibi görünebilir ancak tam olarak bir dalga. Bildiğimiz dalgalardan değil sadece, dalga boyu çok uzun bir kere, kilometrelerce uzunlukta. Bu bağlamda mukayese edilebilecek birşey varsa o da med-cezir "dalgaları"dır. Hal böyle olunca ilerleme karakteristiği bir "sığ su dalgası" şeklinde oluyor. Nasıl yani 5 km derinlikte sığ su dalgası mı olur diyebilirsiniz? İşte o mesele dalgaboyunun derinlikle mukayesesine bağlı... Dalga boyu 200 km olunca 5 km derinlikteki denizde bile sığ su dalgası gibi ilerliyor. Siz açıkta iken bu kadar uzun boylu bir dalgayı hissetmiyorsunuz bile, isterse 5 metre yukarı kaldırıp indirsin sizi.

Ama kıyıya yaklaşınca iş değişiyor. "Green kanunu" diye bir kanun var. Derinlik azaldikca dalga yüksekliği artar. Kumsalda normal bir zamanda gördüğümüz beyaz köpüklü dalgaların yükselmesi de bununla alakalı. Yüksekliği artıyor dalgaboyu kısalıyor ve kırılıyorlar. Ama dalga boyu 200 km, periyodu 20 dakika civarında olan bir dalga gitgide sığlaşan suda yükselerek bir duvar gibi üzerinize geliyorsa kötü işte.

Daha da kötüsü depremin uzakta olmuş olabilme ihtimali, belki hiç hissetmediniz ama tsunamisi üzerinize geliyor. Uyarı sistemi yoksa ve size dalga tepesi önce ulaşıyorsa geçmiş olsun!

%50 şans ile dalga çukurunun size ilk ulaşma ihtimali var. Bu durumda önce sular çekiliyor. 2004'de uzak doğuda çoğu insan uzaktaki depremden habersiz, sahilde bu "ilginç" durumu gözlemlemek için olduğu yerde dondu kaldı mesela ve hayati dakikalarını böyle harcadılar.

Böyle bir durumla karşılaşınca teknede iseniz 3-4 dakikada nereye nasıl kaçılır bilemiyorum, karada isem ve mevzuya uyanmışsam açık alanda yaya yakalanmaktansa sürüklenirken oraya buraya çarpmadan koruyacak en azından araba içinde olmayı tercih ederim herhalde. Bir binanın üst katları filan artık yaratıcılığı kullanmak lazım.

Yani böyle konuşması kolay tabii, asırlardır deprem tecrübesi ile yaşayan teknoloji devi Japonya’da bile 2004 de tsunaminin nükleer santrale ne yaptığı ortada. Nükleer santraller bırakın depremi tepesine uçak çarpma senaryoları ile filan inşa edilen yapılar!!
  • IP logged
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Tsunami
#8: 01 Kasım 2020, 21:05:16
bu mesaj silindi.
  • IP logged
« Son Düzenleme: 01 Kasım 2020, 21:12:03 Gönderen: Ersin Böke »

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: Tsunami
#9: 01 Kasım 2020, 21:28:30
Konu başlığını değiştirmenizde bir sıkıntı yok. İyi yapmışsınız.

2017 depremi gece saat 01.15 civarında olmuştu. Gece karanlığında olayın vahametini görüntülemek aklıma bile gelmedi.

Hemen teknik bir bilgi vererek başlayalım. Tsunami oluşması için düşey atımlı bir fay olması gerekiyor. Yatay atımlı faylarda tsunami oluşuyor.

dalga gelmiyor deniz geliyor diya tarif etmemin nedeni olayın dehşetini anlatabilmek içindi. Koylara sıkışan su kütlesi sıkışıp yükseliyor ve kıyıya patlıyor. Bu durum azalan güçte iki üç kez devam edebiliyor. Benim yaşadığımda şiddetli şekilde ve elbette azalan şiddette iki kez olmuştu.

Kuşadası marinanın bunu yaşamamasının nedeni ise fayın yönü ile ilgili. Düşey atımlı fayın yönü doğu-batı yönünde olduğundan ve Sığacık tarafındaki kırık aşağı düştüğünden Sığacık yönünde dalga oluşmuş olmalı. Eğer bu kuzey güney yönünde bir kırık olsaydı aynı şey Kuşadası marinada da olurdu. Kaldı ki bu coğrafyada faylar ekseriye doğu batı yönünde deprem üretiyor.

Bugün üzülerek Teos marinadan yapılan canlı yayını izledim. Yetkili daha önce böyle bir olay ile ilgili bir şey bilmediğini söylüyordu. Oysa benzer durum 2017 de yaşanmış ve Bodrum marinada ciddi hasar oluşmuş ve çekek sahalarındaki tekneler takozlarından kurtularak devrilmişlerdi.

Ege denizinde oluşacak tsunamilerin doğal hali böyle. çekilen videolar o yüzden çok önemli. Ben pantonların bu derece kopmuş olmasını  pantonları tutan zincirlerin galvanik korozyona uğramış olma olasılığına  bağlıyorum. Bence kopan zincirler mutlaka incelenmeli. 

Yazdığım üzere benzer durum İstanbul marinaları ve tüm marinalar için geçerli. Hepsi panton zincirlerini kontrol etmeli ve bence yedeklemeliler.

Teos MArina yetkilisinin çaresiz yayınına çok üzüldüm. Tsunamiden iki gün sonra dahi net rakam veremiyor. 100-150 tekne civarında diye anons yapıyor. Oysa sayıları net vermesi gerekirdi. Yaşadığı olayın korkunçluğunu bildiğimden bu nedenle böyle açıklamalar yaptığını sanıyorum. Hepimizin birbirine anlayış göstermesi gerektiği bir dönemden geçiyoruz.

Tekrar geçmiş olsun.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 5812
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: Tsunami
#10: 07 Kasım 2020, 11:15:33
Bu konuda sosyal medyada çok şey yazıldı çizildi. Olay yerine gidip enkaz kaldırma faaliyetlerini yerinde gören biri olarak vakit bulduğumda kendi gözlemlerimi derleyip toplayıp paylaşacağım. Herkese çok büyük geçmiş olsun umarım kısa sürede yaralar sarılır.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

 
Yukarı git