Konu önemli bir konu Ersin Reis, izninizle başlığı sadece tsunamiye değiştirdim bu öneme binaen. Türk sularında olayı yaşayıp bu önemli hatırayı aktaran herhalde az sayıda kişiden birisiniz.
İşin fiziği ile ilgili yaptığım okumalardan aldığım notları paylaşmak istiyorum.
Malumunuz isim Japonca'dan geliyor. "Liman dalgası". Ilk bakışta tuhaf gelebilir ama balıkçılıkla uğraşan halkın açıklarda avlanırken ne deprem ne dalga hiçbişey hissetmeyip köylerine döndüklerinde köyü mahvolmuş şekilde bulmalarının toplumsal hafızalarına kazınması muhtemelen ismin sebebi.
Büyük bir su kütlesinin "kısa" sürede yer değiştirmesi. En bariz sebebi deprem, gök taşı çarpması bir diğer olası sebep, nükleer bir patlama da bunu yaratabilme potansiyeline sahip.
Karakteristik özelliği açısından bir dalgaya benzemiyor gibi görünebilir ancak tam olarak bir dalga. Bildiğimiz dalgalardan değil sadece, dalga boyu çok uzun bir kere, kilometrelerce uzunlukta. Bu bağlamda mukayese edilebilecek birşey varsa o da med-cezir "dalgaları"dır. Hal böyle olunca ilerleme karakteristiği bir "sığ su dalgası" şeklinde oluyor. Nasıl yani 5 km derinlikte sığ su dalgası mı olur diyebilirsiniz? İşte o mesele dalgaboyunun derinlikle mukayesesine bağlı... Dalga boyu 200 km olunca 5 km derinlikteki denizde bile sığ su dalgası gibi ilerliyor. Siz açıkta iken bu kadar uzun boylu bir dalgayı hissetmiyorsunuz bile, isterse 5 metre yukarı kaldırıp indirsin sizi.
Ama kıyıya yaklaşınca iş değişiyor. "Green kanunu" diye bir kanun var. Derinlik azaldikca dalga yüksekliği artar. Kumsalda normal bir zamanda gördüğümüz beyaz köpüklü dalgaların yükselmesi de bununla alakalı. Yüksekliği artıyor dalgaboyu kısalıyor ve kırılıyorlar. Ama dalga boyu 200 km, periyodu 20 dakika civarında olan bir dalga gitgide sığlaşan suda yükselerek bir duvar gibi üzerinize geliyorsa kötü işte.
Daha da kötüsü depremin uzakta olmuş olabilme ihtimali, belki hiç hissetmediniz ama tsunamisi üzerinize geliyor. Uyarı sistemi yoksa ve size dalga tepesi önce ulaşıyorsa geçmiş olsun!
%50 şans ile dalga çukurunun size ilk ulaşma ihtimali var. Bu durumda önce sular çekiliyor. 2004'de uzak doğuda çoğu insan uzaktaki depremden habersiz, sahilde bu "ilginç" durumu gözlemlemek için olduğu yerde dondu kaldı mesela ve hayati dakikalarını böyle harcadılar.
Böyle bir durumla karşılaşınca teknede iseniz 3-4 dakikada nereye nasıl kaçılır bilemiyorum, karada isem ve mevzuya uyanmışsam açık alanda yaya yakalanmaktansa sürüklenirken oraya buraya çarpmadan koruyacak en azından araba içinde olmayı tercih ederim herhalde. Bir binanın üst katları filan artık yaratıcılığı kullanmak lazım.
Yani böyle konuşması kolay tabii, asırlardır deprem tecrübesi ile yaşayan teknoloji devi Japonya’da bile 2004 de tsunaminin nükleer santrale ne yaptığı ortada. Nükleer santraller bırakın depremi tepesine uçak çarpma senaryoları ile filan inşa edilen yapılar!!
"...parce que je suis heureux en mer et peut-être pour sauver mon ame..." - Bernard Moitessier