Mümkün elbette .Ancak tek kıstas derinlik değil ki. Strabon Knidos ile ilgili şöyle diyor.
Strabon XIV, 656, “Είτα Κνίδος δύο λιµένας έχουσα ών τόν έτερον κλειστόν τριηρικόν καί ναυσταθµον ναυσίν είκοσί”, “Sonra çifte limanlı Knidos’a gelinir. Bunlardan biri Triremeleri içine alabilen yirmi gemilik bir donanma merkezi olan ve de kapatılabilen bir limandırArkeologlar küçük liman girişindeki yapıları ve geçidin darlığını düşünerek kapatılan limanın burası olduğunu düşündükleründen burasını askeri liman olarak tanımlıyorlar.
Strabon 20 Trireme diye açıkça yazmış. en küçük trireme 36 metre ve eni 6 metre.
Şu fotoğrafı iliştirivereyim hemen.
6 m genişliğinde triremeler için dip dibe dursalar dahi 140 m.genişlik gerekli. Peki nasıl manevra yapacaklar?
Burası askeri liman değildi dememin nedeni bu. Kaldı ki strabon limanların hangisi olduğunu söylememiş.
Bu son derece doğal. Bakın neden?
Batık bir trireme bulunamadı henüz. O kadar deniz savaşı yapılmış. sayılar bile belli . Lokasyon dahil. Neden hiç trireme batığı bulunamadı hiç düşündünüzmü? elbette bu bulunmayacağı anlamına gelmiyor. Belki de bulunmuştur da ben farkedemedim diyelim.
Şimdi yine bir püf noktaya geldik. Şu saat yönünün tersinde yapılan kıyı seyri ile ilgili rotalar var ya. Şu meşhur Akdeniz seyrüdeferi adlı antik çağdan kalma dökümandan bahsediyorum. İşte bu seyrüsefer ticari tekneler için değil triremeler içindi. Bir diğer kullanıcılrı da şehir limanlarında bulunan bölgesel küçük yük tekneleri bu seyrüseferi kullanıyordu.
Yani kıyı seyri yapan triremelerdi. Zamanın büyük ticari gemileri değil. Triremeler için en büyük tehlike karadaydı. O kadar kürekçi ve asker düşünülürse triremelerin menzilleri çok kısa olmalı. Lojistik için karaya yakın gitmeleri ve gündelik seyirler yapmaları gerekiyordu. Sadece 50 kişinin su itiyacını , bütün gün kürek çeken kürekçilerin yemek hatta tuvalet ihtaycını düşündüğünüzde ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak.
İşte bu seyrüsefer kıyı seyri yapan triremeler için yazılmış gibi duruyor bana göre. Ticari gemiler de kullanılıyordu ancak bu seyrüsefer Triremeler için çok kıymetli idi. Triremeleri denizde kıstırmak yerine gece aldıkları askeri limanlarda kıstırmak çok daha kolaydı. Nitekim tarihte bunun örneklerini çok görüyoruz.
Nitekim Roma Komutanı Quintus Fabius Labeo’nun Seleukos Kralı III. Antiochos’a ait 50 adet güverteli savaş gemisini Patara Limanı’nda yaktığını yazıyor.
Ne baskın ama ! Dolayısı ile bir antik çağ donanmasının en korkulu rüyası limanda iken baskına uğramaktı. O yüzden antik çağlarda savaş gemisi limanları ciddi şekilde gizleniyor olmalıydılar.
Antik çağlarda liman denilen yer derinliğ hızla artan bir kumsaldan ibaretti. Triremeler mahmuzlarını kuma saplıyor ve kıçtan demir atıyorlardı. Kıç tarafı sürekli yüzer durumda kalıyordu ki bir baskın anında kaçıp kurtulabilsinler. Yine muhtemeldir ki belli sayıda kürekçi her zaman geceleri gemide kürek başınd nöbet tutuyor olmalıydı.
Patara limannınolduğu yerde bataklık içinde dalış yapılmış ancak triremeler için bir ipucu dahi bulunamamış. Nerede bu altın başlı triremeler peki?
Şİmdi gelin biz Knidos 'a geri dönelim. Knidos 'da 20 triremenin karaya çıkabileceği kumsal olmadığına göre bakınız Knidos askeri limanı nerede.
Ayn durum Patrara için de geçerli. Onu da yazacağız efendim.
Ancak daha detayı merak edenler için şuradan okuma yapabilirler.
https://ersinboke.blogspot.com/2020/04/knidosun-antik-liman-nerede.htmlkeza yine blogda triremeleri anlatan iki yazı var. sanırım konuya merak duyanlar için ilginç yazılar.