Evet, eski model kocaman radarlar daha kuvvetli elektromanyetik ışıma yaptığı için daha uzakta durmakta fayda var, ama yeni cihazlar oldukça düşük güçlerde çalışıyor. Cep telefonunu kulağımıza dayıyorsak radarı da yatağımıza güvenle alabiliriz!
Bu arada "radyasyon" kelimesi çok korkutucu geliyor ama korkmayın, siz de radyasyon saçıyorsunuz, taş da, fiber tekne de..
Radyasyon bir cismin enerjisini etrafa saçması, ışıması demektir..
Her ışıma canlılara zarar vermez.. Zarar verenlere "iyonize edici radyasyon" deniyor.. radyo dalgaları bu kategoride değil.
mikrodalgalar veya radyo dalgalarına çok yakından ve uzun süre maruz kalmanın bilinen en büyük tehlikesi "ısınma"dır..
yani bir radara kafanızı dayıyarak uyursanız en fazla bazı deri hücreleriniz ısınma kaynaklı zarar görecektir, o kadar..
Değişik frekansların değişik zararları olduğu konusunda çokça araştırma ama çok az net sonuç vardır.
Bu konuda o kadar çok değişken var ki iki deneyin aynı sonucu vermesi mümkün olmadığı için bilim adamları net bir sonuca ulaşamıyor..
Ama emin olun dünyada herhangi bir radyo dalgası sonucu ölen, zarar gören, kanser olduğu ispatlanan canlı yok.
Radar'a dönersek, zaten çalışma prensibi gereği çok aşağıda, deniz seviyesinde olmaması lazım.
üreticilerin tavsiye ettiği min ve max yükseklikler içinde nereye isterseniz takabilirsiniz..
eğer salıncaklı bir sistem ile tekne yattığında da denize paralel olmasını sağlarsanız dadından yenmez!
Radar ie chartplotter karşılaştırmasındaki fikrim;
Radar gerçektir, siz gözlerinizle ne görüyorsanız onu görür, ama charplotter gps'den aldığı (hata payı olan) bir mevki bilgisini sanal olarak yaratılmış bir harita (hataları eksikleri olabilen) üzerine yerleştirip gösterir..
Ben chartplottere gözle görüp teyit etmediğim sürece güvenmem, ama radar ile gece veya siste hiç bilmediğim bir boğazdan geçerim.
vee elbette AIS cihazı (transponder) muhteşemdir! ama radar ile karşılaştırılacak bişey değil..
Diğe gemilerin (özellikle büyüüük gemiler!) sizi her durum şartta görmesini sağlar..