Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: Sorumsuz Denizci Tipleri ve Yaşattıkları

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 1165
Sorumsuz Denizci Tipleri ve Yaşattıkları
OP: 18 Şubat 2017, 17:05:59
Bu konuyu açmak dün fuarda Mustafa Ertör Reisimiz  sayesinde aklıma geldi. Stantlardan birisinde yüksek sesli korna var mı? diye sorup sonrasında bana bir iki sene önce başından geçen bir motor yat tehdidi macerasını kısaca anlattı. Anlatırken yüzündeki ifadenin ve renginin sanki  o anı tekrar yaşıyormuş gibi aniden değişmesi beni çok etkiledi.

Yaşadığımız ülkede  ne yazık ki “yolda yürümeyi bilmiyor” dediğimiz pek çok insan var. Başka ülkelerde böyle bir deyim var mıdır acaba?  Bu tarz insanları yıllarca kara yollarında gördük ve maalesef bir çok ölümlü kazaya neden oldular. Öteki dünyada yanında arkadaşını da getirirsen ceza indirimi olacağını düşünüp kendileriyle birlikte başkalarını da ziyan ettiler. Aslında böyle şeylerin şakası olmaz ama karada, denizde ve havada çok dikkatli olmamız  gereken  bir ülkede yaşıyoruz. İnsan kaynaklı deniz kazalarının olasılık yüzdesi, karadakilerden çok daha düşük olmasıyla beraber kurtulma olasılığı da düşük sayılır.

Hepimiz sorumsuz denizcilerle karşılaşmışızdır ve bu sayede tecrübelerimizi artırmışızdır. Ayrımcılık gibi olabilir ama motor yatların bu konudaki sabıkaları, yelkenlilere göre hayli kabarık. Ama sadece motor yatlar değil. Bizi gördüğü halde görmemiş gibi yapan feribotlar ve büyük gemiler de denizlerimizde birer tehlike deposu. Bizim teknemiz bir balıkçı barınağında olduğu için giriş çıkışlarda balık tutmak için sandallarıyla bir anda önümüzde beliren amatör balıkçılar bile  bazen korkutabiliyor.

Bu başlık altında başımıza gelen insan kaynaklı zor durumları ya da sorumsuz denizci tiplerini yazarsak birbirimizin deneyimlerinden faydalanabiliriz. Bazıları unutmak istediğimiz kadar korkutucu olsa da burada paylaşmak iyi olabilir. Bazıları bizim yaptığımız ciddi ya da ufak hatalar da olabilir. O anda yaşadığımız sıkıntıyı daha sonra gülümseyerek hatırladığımız olmuştur. Komedi eskimiş dramdır sonuçta.  Ben aynı gün yaşadığımız iki olayla giriş yapıyorum.


Koca Deryada kafa tokuşturmaca

Ağustos 2015

Harika bir Pazar günü. Rüzgar 15-20 knot arası poyrazdan esiyor. Ekim’i alalı altı ay bile olmamış. Yeşilköy sahillerinden uzaklaşmadan 5-6 millik bir bölgede gide gele yelken seyri yapıyoruz. Uzunca bir Pazar keyfinden sonra barınağa dönmeye karar veriyoruz. Güneşin batışına bir saat kadar var yok. Yaklaşınca yelkenleri topluyorum. Yekede Ece var. Barınak girişine 1 milden az kalmış. Karşıdan mavi bir tekne geliyor. 7-8 metre uzunluğunda ufak balıkçı teknesine benziyor. Tam pruvamızda olduğu için Ece rotayı sancağa kırınca onun yolundan çıkıyoruz. Ama o da bize doğru dönüyor. Bu sefer iskele yapıyoruz onlar da yine yön değiştirmez mi. İyice yaklaştılar Ece motoru boşa alıyor, yavaşlıyoruz. Tekne yaklaştıkça üstünde abartısız an az 15 kişi olduğunu görüyorum. En önde 2 erkek bir kadın ayakta durmuşlar reisin görüşü tamamen kapalı. Ben ellerimi kollarımı açtım bir yandan bağırıp bir yandan işaret ediyorum. Öndeki üç kişi dönüp reisi uyaracaklarına bana bakarak komik bir durum varmış gibi sırıtıyorlar. Mülteci kaçıran bir tekne gibi.  Birisi bana anlatsa inanmam. Çarpışma kaçınılmaz. Ece’ye dönüp tornistan diyeceğim. Ben başımı çevirip göz göze geldiğimizde O da aynı kararı vermiş zaten. Ben yerden kakıcı alıyorum sanki işe yarayacakmış gibi. Bizim tornistan başlarken karşı tekneyi kullanan kişi de ayılıyor. Hız kesiyor. Biraz yavaşlasa da gelip bizim öndeki demire çarpıyor. Çarpma çok hafif şiddetli. Bizim demirimiz, diğerinin pruvasını biraz zedeliyor. Ahşap fiber çarpışması değil ahşap demir çarpışması oluyor. Ben sinirden çıldırmış haldeyim. Karşı Reis gelip özür diliyor. Hasar yok görünüyor. Sakinleşmeye çalışıyorum olmuyor. Hışımla barınağa gelin diyorum. Biz barınağa dönüyoruz. Gelirken bir yandan da kimsenin denize düşmemesine şükrediyorum. Allah bilir o teknedekilerin çoğu yüzme bilmiyordu. Kadın Erkek Çoluk çocuk doluşmuş nereye gidiyorlar? Teknelerinde adam gibi donanım yok. Can yeleği ya da simit yok. Şaşırmamak işten değil. Biz yerimize yanaşırken tesadüf komşu reislerden beş altısı tam bizim teknenin olduğu yerde sohbetteler. Gerginliğimizi anlıyorlar. Olayı kısaca anlatıyorum. Adamı şikayet edeceğimi söylüyorum. “Kimsede bir şey yoksa  boş ver diyorlar. Rahat ol olur böyle şeyler.” Ben de ikna oluyorum. Çünkü gerçekten kısacık yol boyunca birisinin düşüp boğulmamasına sevinir hale gelmişim. Diğer tekne ortada yok. Denizde de “arazi olmak” deyimi biraz tuhaf kaçar. Hulusi Gülen Reis “kornanız yok mu?” diye soruyor. Utanıyorum. Spray şeklideki kornalardan teknemizde var. Ama içerde bir yerde duruyor. Bana tüm seyir sırasında kolay yerde bulundurmamı tembihliyor. Ben kendimi de suçlamaya başlıyorum. Neyse beni teselli ediyorlar. Hepsinin başına benzer durumlar gelmiş. Reisler teknelerine dağılıyor. Biz de etrafı neta edip havuzlukta oturup kahvelerimiz içiyoruz.

Varan 2 “Burası neresi abi?”

Biraz sonra 10-12 metrelik bir motor yat giriyor barınağa. Doğruca bizim tarafa geliyor yavaşça. Teknede altı yedi erkek var. Hepsinde Cübbeli Ahmet sakalı var. Üstleri çıplak altlarında kıspet benzeri uzun şortlar. En önde birisi cep telefonuyla konuşuyor.
- Murat abi biz geldik sizin marinadayız görüyor musun bizi? Girdik şimdi”
Karşıdan olumsuz yanıt geldiği belli. Şaşıran bir yüz ifadesi. Bana doğru:
-Abi burası neresi? Ataköy değil mi?
Yok yok bu kötü bir rüya olmalı. Daha yarım saat önce başka bir belayla cebelleştik. Nerede olduğunu bilmeyen bir tekne. Hem de İstanbul’da. Hadi denizciliğin zayıf. İstanbul’u da mı bilmiyorsun birader? Nasıl bilmezsin Yeşilköy’de olduğunu? Neyse şoku atlatıp,
-Yeşilköy diyorum.
Karşı tarafa iletiyor:
-Abi Yeşilköy'müş burası sana uzak mı?
….
-O zaman buradan alırız eyvallah. Telefonu kapatıyor.
- Abi burada mazot nereden alırız?
Allahım yarabbim! Olamaz böyle bir şey. Nerede olduğunu bilmeyen, ve yakıtı bitmiş bir motor yat. Hava kararmak üzere. İnanması çok zor.
Adama burada yakıt satılmadığını söylüyoruz. Hulusi Reis’te büyük bir bidon dolusu mazot  varmış. Bende boş  ufak 10 litrelik bir bidon var. Onu Dua teknesine büyük bidondan mazot aktarsınlar diye veriyorum. Ama önce biraz yanaşmaları gerek. Öndeki reis diğer teknelere çarpmayayım diyor. “Ah ne düşünceli adam!” diye düşünüyorum. Eğilip yerden uzunca bir şey alıyor. Kakıç beklerken uzun saplı süpürge çıkmaz mı? Ben saf saf buna da şaşırıyorum. Bidonu doldurup Ekim’e dönüyorum. Hava kararıyor. On litre mazotu depolarına boşaltıyorlar. Hulusi Reis para önemli değil demişti ama ben de 40TL'lik mazot için ceza olsun diye 50TL alıp Hulusi Reise iletiyorum. Teşekkür edip “Allah razı olsun” deyip karanlığın içinde kayboluyorlar. İçimden bu sorumsuz adama “Peki Allah senden razı olacak mı ? “ diyorum. Bu sorumsuzlukla bir kazaya neden olsan, arkadaşlarının çoluğuna çocuğuna, annesine, hanımına hangi yüzle bakacaksın?   “

Aynı gün içinde karşılaştığımız bu iki sorumsuz denizci, uzun zaman aklımdan çıkmadılar. Denizlerde böyle yüzlercesi yok mu?
Hava durumu, deniz durumu, teknik problemler her zaman olabilir. Ama sorumsuzluktan kaynaklı sorunlar özellikle cana kastediyorsa çok ciddi sonuçları olabilir.
Canınızı sıktıysam af ola. Bu tarz konular da konuşulursa birimizin deneyimi diğerlerine de geçer. Yurtdışına seyir yapmış reisler, bu sorumsuz denizcilerden başka yerlerde de var mı, bilgi verirlerse öğrenmiş oluruz.

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1343
Akdenizde bir llçenin barınağındayız.Eşim,iki çocuğum,ben ve köpeğimiz teknemizde kalıyoruz.Limanda çamaşırhane var,sıcak su,duş ve tuvalet var.Teknemizde mavikart var ama pis su tankı yok.Bu sebeple en küçük tuvalet ihtiyavımız için limanın ucundaki tuvalete gidiyoruz.Bir görevlisi var hem çamaşırhaneye hem de duş ve tuvaletletlere bakıyor.Herşey tertemiz.Köpeğimizin ihtiyaçlarını da liman dışında arazide hallediyoruz.
 Bir sabah uyandığımda rıhtımda Sahil Güvenlik komutanı ast subay,duşlardan sorumlu kişi,bağlama işlerinden sorumlu para alıp makbuz kesen kişi hem söyleniyor hem de denize bakıp sanki iz sürüyorlar.Denize baktığımda köpükler ve kahverengi pis sular denizin üzerinde yüzüyor.Eyvah dedim bizim pis su depomuz yok ihale bize kalacak.İnip ben de katıldım araştırmacılara.Renkli suyun bittiği yerde tekne yok.Akşam üç charter teknesi bağlıydı.Erkenden ayrılmışlar.Ayrılırken de sifon çekmişler(?)Ne mi oldu? Hıç birşey!...
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

  • *
  • İleti: 171
Benimde basima benzer bir iki vaka geldi en onemlisi bir gemi ustumuzden gececekti. Pazar gunu Sivri adadan donuyoruz. Ruzgar nerdeyse kafadan esiyor.Teknenin alti kirli. 3 knot anca yol yapiyoruz ruzgara karsi. Geminin biri garip bir sekilde agir yol kiyiya paralel ilerliyor. Gemilerin demirledigi bolgeden daha icerideyiz. Gemiyi kollayarak ilerliyorum. Birden hizlica pruvasini acik denize dogru cevirdi ve biliyorsunuz gemiler yavas gorunsede oldukca hizlilar. Tam carpisma rotasinda ustumuze geliyor. Tekrar pruvami gemiye gore rotami bozup iskele yaptim. Gemi sancagimdan gecmeli idi ancak hem daha da hizlandi ve o da pruvasini cevirdi. Tamamen rotami degistirdim Teknede yol yapmadigi icin zar zor onunden kactim ve umrunda olmadan yakinimizdan gecti gitti.Yabanci bandrali bir gemiydi.

SM-N910C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged

  • *
  • İleti: 1467
    • AÇIK DENİZ AKADEMİ
Ohhoo.. açık denizde üstümden geçmeye çalışan motoryatları saysam iki elimin parmakları yetmez! :)
  • IP logged
><(((º>

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Huyumdur, seyir halinde iken çatışmadan kaçınmak için yol hakkı bende bile olsa rotamı yeni bir çatışma yaratmayacak şekilde degiştiririm ama capada balık avındayken başımdan 1-2 olay geçti ki aynı eyvah eyvah filmindeki gibi...
Biz mersin limanına yakın bir bölgede ama gemi yolu denilen güzergah dışında 4 metre kayığımla avlanırken koca bir konteyner gemisinin hızla bize doğru yaklaşmakta oldugunu gördüm. Belli ki gemi kestirmeden rotaya yönelmişti... Tesadüf ya teknedeki diger 2 arkadasım yaklasan geminin acentesinde calışıyorlar. Ben teknin kıçında oturuyorum ve pruvadan gemiyi görürken onların arkası pruvaya dönük teknenin kıçına bakıyorlar. Oltamı çekmiş yem takarken yaklaşan gemiyi tanıdım. Arkadaşlara o gün hangi gemilerinin çıkacağını sordum. Onlar tartışırlarken gemi hızla yaklasıyordu. Arkalarına döndüklerinde teknede panik hakim oldu. Bırakın dedim tartışmayı operasyon birimini arayın kaptana ulaşmamız lazım.. tabii nafile.. bu arada bir arkadaşım uzanıp çapayı alayım dedi. Derinlik 25 metre; çapayı alması dakikalar sürer.. o an inanılmaz bir rahatlık oldu bende bırak dedim gemi gelene kadar zaten çapayı alıp kaçamayız...(!) Bu arada diger arkadaş operasyonu arayıp malum geminin üzerimize doğru geldiğini yarı endişe yarı gülerek bildirdi. Öylece geminin gelişini beklerken herkese can yeleklerini hazır etmelerini tekneyi terk edip yüzmemiz gerekebileceğini söyledim. Sanırım çatışmaya 200-300 metre varken koca gemi rotasını değistirdi ve biz de derin bir nefes aldık... Geminin yaklaştığını arkadaşlara söylerken yem takıp oltayı aşağı salıyormuşum.. andıkça hala güleriz...

En acısı ise ben tek başıma 6-7 mil açıkta tek başıma avlanırken körfezin ucundan sahil güvenliğin gelmekte oldugunu gördüm mesafe 10 km üzerinde. Tabii bana yaklaşacağını sanmıyorum ticari balıkcıların peşindedir diye düşünüyorum bir olta atışı sonrası kafamı kaldırdım ki koca bot bana doğru geliyor.. Durum anlaşıldı.. evrakları can yeleğimi her seyi hazırladım ama asıl korktuğum şey SG botunun yarattığı dalga.. Bu, 4 metre bir fiber için hakikaten kabustur. Oltamı topladım, evrakları hazırlarken o koca bot öyle bir yaklaştı ki denizde küçük çaplı bir kıyamet hakim o an şimşek çaktı bende hemen motoru çalıştırıp çapalı vazıyette teknenin başını botun yaratacağı dalgaya çevirdim. Koca bir gemiyle küçücük bir kayığa yaklaşıyorlar ki mevcut dalgayla ortam tam bir çamaşır makinesi. Bana hava bozacak kıyıya dön demek için gelmişler... Sagol canım bozacak havayı tattırdın bana zaten..Hayati tehlike var mı yok ama bir kolluk kuvvetinin küçük bir tekneye böyle sorumsuzca yaklaşması sinirlerimi oynatmıştı...

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 1631
Yakın zamana kadar Yalova'da yaşıyordum. Her haftasonu serbest dalış yapar zıpkınla balık avlardım. Nisan ayıydı hiç unutmuyorum; Çınarcık'ta kıyıya 40 metre mesafede taşlık bölgede Karagöz avlarken balıkçı amca 20 cm yanımdan geçip ağ attı. "Abi ne yapıyorsun?" Dediğimde de " ne oldu bütün balıkları sen mi avlayacağğğdın?!" Diye cevap verdi gitti
Ayrıca dalışlarım esnasında 4 tane dalış şamandıramı oralardan geçen tekneler muhtemelen "ne olduğunu anlamadım ama bir şekilde değerlendiririz atalım tekneye" mantığıyla toplayıp gittiler.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Yakın zamana kadar Yalova'da yaşıyordum. Her haftasonu serbest dalış yapar zıpkınla balık avlardım. Nisan ayıydı hiç unutmuyorum; Çınarcık'ta kıyıya 40 metre mesafede taşlık bölgede Karagöz avlarken balıkçı amca 20 cm yanımdan geçip ağ attı. "Abi ne yapıyorsun?" Dediğimde de " ne oldu bütün balıkları sen mi avlayacağğğdın?!" Diye cevap verdi gitti
Ayrıca dalışlarım esnasında 4 tane dalış şamandıramı oralardan geçen tekneler muhtemelen "ne olduğunu anlamadım ama bir şekilde değerlendiririz atalım tekneye" mantığıyla toplayıp gittiler.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Umarım birgün badi olur birlikte dalarız..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

  • *
  • İleti: 1631
Yakın zamana kadar Yalova'da yaşıyordum. Her haftasonu serbest dalış yapar zıpkınla balık avlardım. Nisan ayıydı hiç unutmuyorum; Çınarcık'ta kıyıya 40 metre mesafede taşlık bölgede Karagöz avlarken balıkçı amca 20 cm yanımdan geçip ağ attı. "Abi ne yapıyorsun?" Dediğimde de " ne oldu bütün balıkları sen mi avlayacağğğdın?!" Diye cevap verdi gitti
Ayrıca dalışlarım esnasında 4 tane dalış şamandıramı oralardan geçen tekneler muhtemelen "ne olduğunu anlamadım ama bir şekilde değerlendiririz atalım tekneye" mantığıyla toplayıp gittiler.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Umarım birgün badi olur birlikte dalarız..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Çok memnun olurum
Bu arada senin direkle ilgili araştırma yaptım. YouTube da" repairing an aluminium boat with west system g/flex epoxy" diye arama yaparsan basit bir şekilde aluminyum deliklerin nasıl doldurduğunu gösteriyor. Bir de JV Weld diye bir ürün gördüm. Bunu da dolgu macunu gibi kullanabilirsin gibi gözüküyor. Yine de sitesinden detaylı bilgi alabilirsin. Umarım minimum maliyetle problemini çözersin.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
  • IP logged

  • *
  • İleti: 2553
Motor yat tehdidi ve demirde iken sahil güvenlik dalgasını yakından bilirim.Hem de 9 m. Tekne ile. :)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1649
    • instagram
Yakın zamana kadar Yalova'da yaşıyordum. Her haftasonu serbest dalış yapar zıpkınla balık avlardım. Nisan ayıydı hiç unutmuyorum; Çınarcık'ta kıyıya 40 metre mesafede taşlık bölgede Karagöz avlarken balıkçı amca 20 cm yanımdan geçip ağ attı. "Abi ne yapıyorsun?" Dediğimde de " ne oldu bütün balıkları sen mi avlayacağğğdın?!" Diye cevap verdi gitti
Ayrıca dalışlarım esnasında 4 tane dalış şamandıramı oralardan geçen tekneler muhtemelen "ne olduğunu anlamadım ama bir şekilde değerlendiririz atalım tekneye" mantığıyla toplayıp gittiler.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Umarım birgün badi olur birlikte dalarız..

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Çok memnun olurum
Bu arada senin direkle ilgili araştırma yaptım. YouTube da" repairing an aluminium boat with west system g/flex epoxy" diye arama yaparsan basit bir şekilde aluminyum deliklerin nasıl doldurduğunu gösteriyor. Bir de JV Weld diye bir ürün gördüm. Bunu da dolgu macunu gibi kullanabilirsin gibi gözüküyor. Yine de sitesinden detaylı bilgi alabilirsin. Umarım minimum maliyetle problemini çözersin.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Not aldım hemen bakıyorum... ;)

SM-G920F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  • IP logged
Akdenizli, Balıkçı

 
Yukarı git