Tam da bunu vurgulamaya çalışıyordum Burak.
Tekneler sanılandan daha "yavaş" batarlar...
Genelde yavaş batıyorlar, kaza gerçekleştikten sonra tekne kaynayana kadar epey bir süre geçiyor. Fakat bazen de bu iş o kadar hızlı oluyor ki ne olduğu anlaşılamıyor bile. Tabi burada etken çok önemli, bir kazadan dolayı mı batma tehlikesi, yoksa bir arızadan dolayı mı batma tehlikesi yada havadan dolayı mı batma tehlikesi geçirdiğimizle alakalı.
Kazadan dolayı batma tehlikesinde , alınan yaranın büyüklüğü önem arzeder . Bu durumda suyu yenemeyebilirsiniz. Burada hızlı karar vermek gerekebilir. Bazen teknenin kaynaması çok uzun sürebilir ama ilk başlarda uzun gelen bu süreç , teknenin direnç noktasını geçince çok hızlanır. Ne olduğu anlaşılmaz bile.
Arızadan dolayı batma tehlikesinde durum farklıdır. Özellikle arıza dedim, bana göre hortum vana ve tahliyelerden kaynaklı batma , bir bakımsızlık yada eksik bırakılan bir tamirattır. Aslında tanım olarak buda bir kazadır ama biz arıza, arızalı parça yada bir eksiklik diyelim. Bu durumda en önemli olan şey bana göre sizin suyu ne zaman fark ettiğinizdir. Genelde bu su gelişlerini teknelerin tahliye sistemleri , su gelişini kestiğinizde çok hızlı yenebilirler. Tekne terk hali yada fark etmekte geç kalındırğı durumlarda bu batış noktasını kaçırırsanız durdurmak güç olabilir yada mümkün olmaz. Özellikle limanlarda duran teknelerin su keimlerine sürekli bakmak çok önemlidir. Çünkü tekne ilk bir karışı belki bir hafta da batar eğer fark edilmezse ondan sonrasını 3-4 saatte gider. Seyirdeyken başa gelinirse ne kadar soğuk kanlı olunabiliyorsa o kadar iyi. Benim seyirde yaşadığım bir den fazla durum var. Sadece son iki yılda iki tane var. Bu profesyonel bir ekiple seyir halindeyken olursa kolayca halledebiiliyorsunuz. Ama ailecek ve küçük çocuklarla olursa iş biraz tatsız hal alabiliyor.
Birde havadan dolayı batma var, burada genelde batma fırtınaya girmekle alakalı değil. Fırtına esnasında yaşanılan tersliklerle alakalı. Fırtınadan karşılaşılan arızalar, terslikler, kopma ,kırılma halleri, tekne bakımsızlığı ve teknenin bu durumda pozisyonunu koruyamaması gibi. Yelkenli tekneler bu konuda çok şanslı, bir şekilde işin içinden çıkıyorlar. eğer kaptan bir saçmalık yapmaz ise hatta tekneler kendileri bu sorunu bertaraf edebiliyorlar. Bir de fırtına da batma genelde kıyılarda oluyor, hatta demirdeyken. Uygunsuz yere atılan demir, teknenin demir taraması, bulunulan yerin aşırı dalga kaldırıp kumbaşı yapması gibi gibi. Yoksa açıkta selamet hep var ve üzerinde atalet olan tekne pek batmıyor.
Özel tekneler içinde iki tane batan tekne gördüm, bir tanesindeki mürettebatı ben kurtardım ve tekneyi de yarı batık halde 2,8 mil yedekledim, kıyıda selamete ulaştırdım. dört tane batan tekne vakasını bizatihi sahibinden dinledim. Bir tanesinde sahil güvenliğe irtibatından tutunda ekibin bota geçişine kadar kendileriyle irtibat halindeydim.
Ticari balıkçı teknelerinde ise tahta atan teknede bulundum , kıyıya çekerken parçaladığımız teknemiz oldu, yardım ettiğimiz tekne oldu, kayalara bindirip batan teknemiz oldu. Onlar başka şeyler , orada profesyonel ekip var ama onlarda aşırı güvenden tekneleri kaybedebiliyorlar. Can kaybı da bu şekilde oluyor. Hatta şimdi aklıma geldi Akın Reis e ait 11 metreydi hatırladığım bir balıkçı teknesi yaklaşık 25 yıl önce ağ çekerken , kumbaşı yedi ve battı. Hatırladığım Akın teknede yoktu , ortağı fırtına öncesi kıyı ağlarını kurtarmaya çalışırken kumbaşı yedi ve tekne toparlayamadı. Dediğim o kadar sığ suda da değil , hatırladığım 8-10 metre suda olmuştu.