Yazmayacaktım şu konuya daha fazla dayanamadım yine.
Sevgili Ersin,
Tek başlığı uzun yazdığımızda, yazılan kısımları atlıyor, sırf cevap vermek istediklerine odaklanıyorsun. O yüzden kısa kısa yazacağım.
* Burada tekne yaptırma diye oldu mu ? hayır
* Çeşitli sebeplerle tekne yaptıramayacaklar, bu gün, bahsettiğin tarzda ikinci el bir tekne bulabilir mi ? Hayır yok. Bu durumda ne olacak. Neyi konuşuyoruz yani. Türkiyede kaç tane randa arma tekne var. Olmayan tekneler ve imkanlar üzerinden mi konuşacağız. Belli bir boyun üzerin de olunca tatile çıkan bir aile, ister 15 gün kullansın, ister 45 gün, isterse 350 gün marinada yatırsın, kullanamayacak olduktan sonra anlamsız. Arkadaş sen Tek başına çıkıyorsun, 35 ft olunca İstanbul'da tek başıma kullanamam diyorsun. Millete bunu tercih edin diyorsun.
* İnatla küçük tekne üzerinden konuşuyorsun, 35-45 ft arası tekneler için değerlendirme yap, 22-28 ft tekneler zaten her yola gelir. Sen küçük seviyorsun diye herkes sevmek zorunda olmadığı gibi belli boyutlarda planlı ve son haline gelmiş bir teknenin öyle kabuğunu 1500 den çakıyorlar ne olacak ki demek olmadığını kabullenmen lazım. Kabaca düzgün bir tekne, fabrikasyon bir tekne fiyatına çıkıyor neredeyse herşeyi ile. Burada da kabul etmen gereken günümüz tekne sahiplerinin beklentileri. Kendi beklentilerin değil.
* Herkes yatırım gözüyle bakıyor, bir tek sen farklı imiş gibi genelliyorsun, doğru değil. Az değer kaybetmesini, satışının kolay olmasını isteyenler elbet var ama o da bir tercih. Yıllarca çalışıp, zorlukla aldığı teknesi için değiştirme gerektiğin de satabilme imkanını düşünen insana yanlış yapılyorsun deyip sonra maksat herkes denize ulaşsın, hayallerinden uzak kalmasın demek de yanlış.
* Mesela ben tekne mi ev gibi görürüm ama buna yatırım gözüyle bakmam. Bu demek değildir ki gidip parayı sokakta bulmuşcasına harcayacağım. Zengin değilim ki.
* O bahsettiğin yerli üretim tekneler var ya, beğenenler elbet vardır mesela ben 3 sn bakıyorun 4.sn kafamı çeviriyorum. Kimin tasarladığı umrumda değil, tanımıyorum, güvenmiyorum, albenisi yok. Kuş serisi arabalar gibiler. Belli bir boyun altında ve lüks değilse bizim tasarımcılar da üreticiler de iş yapmıyorlar/ yapamıyorlar.
* Hayal kuruyor ama başka tekneler tercih ediyorsunuz lafı var ya. Bunu defalarca söyledi(k)m, şu söylediklerinin bir çoğu aslında konuşmalar arasında söylediklerimizin, kabul ettiğin kısımlarını, parça parça bize karşı tekrar söylüyorsun. Sanki söyleyen ben/biz değilmişiz gibi.
* Sonra kızıyorsun, sanki, "ben tek, siz hepiniz" dermiş gibi yazıyorsun. Oysa kişilerin anlatmak istediklerini inatla es geçiyorsun.
* Örneğin, 79-80 model iyi bakılmış, HC, PS vs eğer bütçeme uygun bulursam gözümü kırpmadan alırım ama almayana sen yanlışsın diyemem. Bir tekneye 150,000€ vermiş kişiye, ikinci elinin ne önemi var, önemli olan hayallerin dersen, sana tek söyleyeceği şey, bellidir.
* Özetle, ne arma tecihin, ne materyal tercihine kimse yanlış demiyor, eksik deniliyor. Eksik denilen taraf, değerlendirdiğin pencere. Daha dar ve özel bir pencereden değerlendirmen gerekirken, tamamen panaromik manzaraya bakıp, herkese yanlış diyorsun. Hani birisi kahvehaneye girer ve birden ana avrat küfür eder orta yere, sonra da ben size demiyorum bazılarına diyorum der ya. Bunun gibi yazdıkların. Araya bir kaç "ona karşı değilim", "buna düşman değilim ki" gibi cümleler serpiştirince doğru anlaşılmıyorsun.
* Hani o örnek gösterilen, bazı tekneler var, benim de söylediğim markalarda dahil, Bu kadar mükemmeler de neden tüm dünya da, bak türkiye demiyorum dünya da genellikle sadece 100-150 tane arası üretilmiş teknelerdir. En bilindikleri 250'yi anca bulur.
* Şimdi bir tekne yaptırsan, yawl, randa, ahşap. Herkes tebrik edecek, bayılacak, fotoğraflar çekecek, içim gitti filan diyecek ama yine tercih etmeyecek. Bunu da kabullenmek, herkesin isteklerine saygı göstermek gerekiyor.
*İşin ilginci, bunları yazarken, tekneleri yatırım aracı gibi asla görmem, eski hatta son sahibi olabileceğim bile olsa, mutlu olacaksam göz ardı ederim, tekne ve arma techimin ilk kriteri tek başına kullanma, sonrasında sert hava ile başa çıkabileceğini bilmemdir, lüks aramam, her daim içinde yaşayabileceğim kadar büyük olmasıdır. Marka,yıl, model kriterlerimi karşılar ve maddi kısmıda bana uyarsa ne ala.
Ama bunlar benim tercihimdir, tercihi, deniz üstünde olayım da ne olduğu hiç önemli değil, zaten gidip geldiğim 2 koy diyen, ben sadece yunana kadar gidiyorum, kıyın kıyın dolaşıyorum bana standart bir tekne yetiyor zaten imkanımda bu kadar diyen yada standart fabrikasyon tekneye çok ciddi paralar ödeyen, lüks arayan kişinin tercihlerine sohbet arasında, bence gerek yok diyebilirim belki ama asla yanlış diyemem. Herkesin kendi tercihi olduğunu kabul ederim.
Peki neden yazdıklarına muhalefet eder gibi yazıyorum. Çünkü, okuyan herkes buna kendini mecbur hissediyor yukarıda yazdıklarımdan dolayı.
Yansıtman eksik bence, sevdirmek mi istiyorsun, her iki lafından biri randa böyle güzel ama markonide bunu bulamazsın, fiber de öyle ama ahşap gibisini bulamazsın diye yazmana gerek yok. Yawl'mı anlatacaksın anlat ama sadece iyi kötü özelliklerinden bahset, diğerini kötülemeden, randadan mı bahsedeceksin, özelliklerini anlat, imkanlarını anlat ama diğerine laf etmeden. Yani fikirlerinde hata yok, anlatırken ki yansıyan şeklinde hata var.
Senisevenamabazenmuhalefetetmedenduramayanbunlarıyazarkenkızgınlıkladeğilgülerekyazankardeşinkaan