Aşağı git Skip to main content

Gönderen Konu: John Guzzwell.. Trekka

  • *
  • İleti: 3573
John Guzzwell.. Trekka
OP: 04 Şubat 2017, 04:37:28
Şu Vigor amcanın kitabından neler çıkıyor neler.. Yine ben geç öğrenmiş olabilirim tabi.

1987 yılında rekoru kırılana kadar Trekka dünyayı dolaşan hem de üç kez dolaşan en küçük yelkenli ünvanını taşımaktaydı.

J. Laurent Giles tarafından tasarlanan tekne sadece 20'6'' idi. Yani 20 feet 6  inch. Bir tekne imalatçısı olan Guzzwell bu planları 50 Paunda satın almıştı.

Hayallerinde dünya tutu filan atmak olmayan bu dünya gezgini (circum navigator) , Guzzwell in derdi Haiti'ye gidebilmek ve balık tutabilmekti.

Ne hikmetse bu da bir yawl.. elbette ahşap.. :) ancak salması ve omurgaya bağlama taktiği ilginç. Youtube de renoavasyon videoları var. Özellikle Filika dan tekne yapmak isteyenler için ilginç olabilir.

Peki Tasarımcıyı bilen.. ? Bu Laurent Giles, tekne tasarımcısı, 1969 de vefat etmiş, dümen ile omurgayı birbirinden ayıran ilk tasarımcı. Tasarımlarında en çok dikkat ettiği şey her hava koşulunda dümen dinleyen tekneler yapmakmış.

Kendisi , Birçok meşhur Westerny teknelerinin de tasarımcısı oluyor aynı zamanda..

  • IP logged
« Son Düzenleme: 04 Şubat 2017, 04:46:37 Gönderen: Ersin Böke »

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#1: 04 Şubat 2017, 13:08:33


Ne hikmetse bu da bir yawl.. elbette ahşap.. :)
ancak salması ve omurgaya bağlama taktiği ilginç. Youtube de renoavasyon videoları var. Özellikle Filika dan tekne yapmak

Ersin'in "yawl" ve "elbette ahşap" göndermesini görünce 1950'lilerin bir teknesine arma ve fiberle ilgili bir iki şey yazmak lazım geldi.

Fiberglas dediğimiz şey tamamen yalıtım malzemesi olarak kullanılmak üzere, mineral yün üzere buhar püskürtme yöntemi ile cam liflerinin icat edilip, kullanılması (deneylerde)  1870 yılına denk geliyor. Biraz geliştirildikten sonra ipek ile beraber dokunmuş fiber bez için, 1880 yılında patenti alınmış.

Fiberglas deneyleri 1920'li yıllara kadar devam ediyor. Bugün bildiğimiz Fiberglas ise tamamen bir çok üründe olduğu gibi tesadüfen 1932 yılında bulunuyor. Hava geçirmez biz conta üretmeye çalışılırken, yanlışlıkla erimiş cam'a çarpıyor ve buradan doğan fikirle cam elyafı ortaya çıkıyor. 1935 yılında fiberi geliştirmek isteyen başka bir firma işin içine giriyor ve şirket birleşmesi yoluyla, fiber deneyleri hızlanıyor. Bu arada Fiberglas (tek s) sözcüğünün patenti de alınmış oluyor. Bu deneyler fiberin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Eşit ağırlık esasına göre, bir fiberglas şeriti, bir çelik telden daha güçlü olduğunu kanıtlıyordu.

1936 yılına gelindiğinde polyester reçinesinin patenti alınmıştı.  Almanlar üretim sürecini, kür işlemlerinin rafine ederek ilerlettiler. İkinci dünya savaşının başlarında İngilizler bu işlemlerle ilgili sırları çaldıla ve Amerikaya anlaşmalar karşılığında verdiler. 1942 yılına gelindiğinde Amerikalılar bugün bildiğimiz haliyle polyester reçinesinin ilk halini hazırlamışlardı.  Bunlar tamamen uçaklar için kullanılan parçalar ve reçine kombinasyonları için çalışmalar devam ediyordu. Ve kullanılmaya da başlamıştı.
Aslında 1937 yılında o firmada çalışan bir öğrenci olan Ray Green, plastik üzerine eğitim almış ve tamamen plastik kullanarak bir iki küçük tekne yapmıştı ama malzeme yeterli değildi ve doğru malzemeyi aramaya devam etti.

1947 yılına gelindiğinde BB Swan bir kaç küçük Fiberglass tekne yapmış olmanın verdiği tecrübe ile Ocak 1947 de yaptığı Fiberglas tekneyi görücüye çıkarttı.
Bunu 1951 yılnda Arion isimli 42 ft keç bir tekne takip etti. Arkasından 1956 yılında çıkan Sidney Herreshoff'un tasarımı, Fred Coleman'ın Bount II teknesi vardı.
Daha sonra Ray Green tekrar tarih sayfasına döndü ve kendi yapım şirketini kurdu. 1957 yılında, New Horizon adında bir 25 ayaklık Sparkman & Stephens tasarımı üretti. Bu bir başlangıçtı ve arkasından 175 fiberglas tekne daha üretti. Arkasından da Pearson tekneleri ile fiberglas aldı yürüdü :)

Bu kadar şeyi kabaca ve yuvarlayarak niye yazdım, elbette en başta söylenilen "elbette ahşap" göndermesinin aslında "E tabii ki ahşap, 1955'de yapılmış bir tekne için başka ne olacaktı ki daha fiberglas yeni ortaya çıkıyordu" demek, aynı zamanda 1950'lilerin neredeyse tüm tekneleri ahşaptan imal, yawl, keç yada uskuna değil mi? demek içindi, e birazda fiber teknelerin geçmişi elbet.  ;D ;D ;D ( Yahu şeytan gülüşü istiyorum, çarkçıbaşılar)
  • IP logged

  • *
  • İleti: 1344
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#2: 04 Şubat 2017, 13:48:35
Laurent Giles VERTUE yazıp ararsanız.Efsaneyi görürsünüz.

VERTUE 25 bir örneği Kıbrıs Karpaz Gate Marina Direktörü Deniz Akaltan Kardeşimizde. Özenerek yapılmış, bakımı ve tutumu yapılarak korunmuş bir örneğine sahip.

Ayrıca VANDARER 30'u da araştırmanızı öneririm.Eric ve Susan Hiscock çiftinin hikayesi hoşunuza gidecek
  • IP logged
BABA TUNCA /YEŞİLKÖY

T
  • *
  • İleti: 2171
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#3: 04 Şubat 2017, 13:53:59
Hayalet'in kız kardeşleri.
  • IP logged

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#4: 04 Şubat 2017, 21:15:04
Bakalım Vigor amca neler yazmış ahşap tekneler ile ilgili..

" Ahşap, doğanın yelkencilere bir hediyesidir. Bir çok yönden mucizevi bir malzemedir. Fiberglastan, alüminyum ve çelikten hafiftir. ancak bunlarla aynı güçtedir ve ütüne üstlük yüzebilir. BUnlardan daha önemlisi ise geri dönüşümü mümkündür. Doğada kendiliğinden yok olabilir. Son teknikler ile (epoksi elyaf uygulamasından bahsediyor. ) mükemmel sonuçlar elde etmek mümkündür.

En güzeli ise ahşap bir tekne insan ruhuna çok iyi gelir"


Sevili dostlar, kazara satın almış olduğum Tayo Mar ile yaşadıklarımı kimi zaman bir fikir tartışmasını da başlatmak adına sivri bir dille yazıyorum.

Ben fiber düşmanı değilim. Markoni arma kullanılmayacak diye bir derdim de yok. Fırsat buldukça farklı boylarda fiber teknelerde bu armayı kullanıyorum. Tecrübemi arttırıyorum.

Bakınız şu Bodrum Cup konusunu konuşurken Erdem , latina rama bir tirhandilin alabora olmuş videosunu yayınladı.

Dikkatinizi çekti mi ? bilmiyorum. Söz konusu tekne , ahşap ve kamarasız bir tirhandil. Sert bir sağnakta alabora olmuş.

ekip, devrilmiş teknenin bordasına oturmuş, telefonları ile çekim yapmakta. alabora olmuş ama batmamış. Neden? ahşap ta ondan.

Bir zamanlar bir konu başlığı açmıştım " sen batan bir tirhandil gördün mü Abidin ? " diye..

Göremezsiniz. Bu yüzden.

Aynı şey bir fiber tekneye olsaydı, kurtarma gelene kadar tekne çoktan batmış olurdu muhtemelen.

Ben , markoni armayı biliyorum , ama çoğunuz randa armayı bilmiyorsunuz. Parçalı küçük küçük yelkenler ile 6 knotun üzerinde hız yakalamak mümkün oluyor bu sayede.

Bunları yazıyorum çünkü neredeyse 4ya da 5 marka tarafından neredeyse tüm Dünya sömürülüyor. Vigor 'un söylediği gibi modern tekniklerle ahşap ya da ahşap türevi malzemeler ile çok daha makul bedellere yelkenli yaptırmak mümkün.

Bunları savunmak ve yazmak zorundayız, yat imalatçılığımızı kopyacılıktan kurtarmak için gayret göstermeliyiz. Geleneksel teknelerimize sahip çıkmalıyız..

Markoni arma , uzun direk ve %110 cenova çok tehlikeli bir kombinasyon.  Markoni armada özellikle ana yelken de sarma ise , camadan vurduğunuzda , yani yelken küçülttüğünüzde dahi hele bir de torpil salma ise tekne daha bir dengesizleşiyor.

Cenovanın yelken alanı küçülüyor ancak yelken ağırlık merkezi teknenin pruvasına doğru kayıyor. Bu durumda moment kolu büyüdüğünden alan küçülse , kuvvet azalsa bile döndürme momenti değişmiyor. Üstelik bu yelkeni dengelemekle görevli ana yelken de küçültüldüğünde , bu durumda ana yelkenin de etki merkezi (ağırlık merkezi) öne doğru kayıyor. Yani küçülmüş cenovanın döndürme momentini ters yönde etkileyecek bir moment oluşamıyor.

O yüzden , markoni armada, 1. camadan her durumda ana yelkeni küçültmeden, cenovayı küçültmek olmalı. Cenova tamamen kapatılmadan , ana yelkene camadan vurulmamalı. Markoni armada sert hava seyri ancak cenovasız ve camadanlı ana yelken ile mümkün olabilir.

Oysa görüyorum , birçok yelkenci , her iki yelkeni birden küçültüyor. Bence sın dereca yanlış bir ugulama.

Markoni armada başkaca hiç bir seçeneğiniz yok.

Oysa bir randa arma kotra arma bir yawl da bakın neler yapılabiliniyor.

Sert hava seyrinde , ana yelkene camadan vurduğunuzda ana yelken etki merkezi değişmiyor. Civadra üzerinde bulunan furling sistemli flok yelkeni kapatmak birinci camadan oluyor.

Bocurum, trinket , ve camadanlı ana yelken ile sorunsuz seyir yapmaya ve hızınızı korumaya devam ediyorsunuz.

sonrasında , ana yelkeni kapatıp, Bocurum ve trinket devam edebiliyorsunuz. , Hava biraz kaldığında ya da teknenizin yönünü değiştirdiğinizde ana yelken kapalı olduğu hale flok yelkeni tekrar açabiliyorsunuz.

Her havaya göre bir yelken kombinasyonu var bu tür bir armada. Küçük uzun yol teknelerinde hele hele tek başına iseniz , bu nedenle yawl arma kullanılmakta. Jashua Solocum dan beri böyle bu.. Trekka da da benzer bir arma kullanılınca o yüzden yine yawl demiştim.

O yüzden buyrun bekleriz bir gün Tayo Mar'a..
  • IP logged

  • *
  • İleti: 5822
    • Son Denk Kayıkçısı
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#5: 05 Şubat 2017, 01:21:56
Ahşap tekne batmaz demesek daha doğru olur.Ahşap tek başına yüzebilir. Ama kayık haline dönüşünce eğer içinde kapalı hava tutan bir alanı yoksa kaynar. Birde içinde makina , akü, şaft, dolu tanklar vs. varsa o zaman kaynamakla kalmaz ,dibine kaynar yani batar. Bir tek makinanın ağırlığı bile teknenin kaynadığı zaman pozitif yüzerliğini bozar. Ahşap batmaz tanımı daha ziyade donamsız sandal türü kayıklar için geçerlidir.
Bodrumdaki örnekte muhtemelen teknede hava kalmış.
  • IP logged
S/Y Bidarka / Fatih / İstanbul


"Son Denk Kayıkçısının Hatırasına"


https://sondenkkayikcisi.blogspot.com/

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4256
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#6: 05 Şubat 2017, 05:09:45

Markoni arma , uzun direk ve %110 cenova çok tehlikeli bir kombinasyon.  Markoni armada özellikle ana yelken de sarma ise , camadan vurduğunuzda , yani yelken küçülttüğünüzde dahi hele bir de torpil salma ise tekne daha bir dengesizleşiyor.

Cenovanın yelken alanı küçülüyor ancak yelken ağırlık merkezi teknenin pruvasına doğru kayıyor. Bu durumda moment kolu büyüdüğünden alan küçülse , kuvvet azalsa bile döndürme momenti değişmiyor. Üstelik bu yelkeni dengelemekle görevli ana yelken de küçültüldüğünde , bu durumda ana yelkenin de etki merkezi (ağırlık merkezi) öne doğru kayıyor. Yani küçülmüş cenovanın döndürme momentini ters yönde etkileyecek bir moment oluşamıyor.

O yüzden , markoni armada, 1. camadan her durumda ana yelkeni küçültmeden, cenovayı küçültmek olmalı. Cenova tamamen kapatılmadan , ana yelkene camadan vurulmamalı. Markoni armada sert hava seyri ancak cenovasız ve camadanlı ana yelken ile mümkün olabilir.

Oysa görüyorum , birçok yelkenci , her iki yelkeni birden küçültüyor. Bence sın dereca yanlış bir ugulama.

Markoni armada başkaca hiç bir seçeneğiniz yok.



Masal sarma ana yelken- sarma cenova. Cenova %110, torpil salma.

Camadan vururken en iyi kombinasyonum; ana yelkenin cenovadan küçük olduğu durumlar. Çok stabil oluyor teknem.
Her teknenin kendi sözü vardır. Büyük genellemeler yerine bunu hissetmeye çalışmak daha doğru.



  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

  • *
  • İleti: 3573
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#7: 05 Şubat 2017, 09:53:05
Sevgili Ahmet, elbette ki her tekne batar.  Ancak söz konusu tirhandil, alabora olmuştu. Tekne kamarasız üzeri açık bir tekne. Yani her hangi bir noktasında hava tutabilecek kapalı bir alanı yok. ahşap olduğundan , içinde ciddi bir yük olmadığından , batmamış işte..   :)

ahşap bir tekneyi batırabilmek için alabora olmadan, tüm iç hacmine su dolması gerekir. sanırım senin kaynama dediğin de bu. Yoksa o kadar eski batık nasıl batacak. ?

Sevgili Bülent, Orsa seyrinde tüm yelkenler , tekne aksına doğru trim edilir. Cümlesi bir genellemedir ancak doğrudur.

Senin teknende sen önce ana yelkeni küçülterek camadan vuruyorsan ve Cenovan tamamen açıksa ve böyle daha konforlu olduğunu hissediyorsan, seçenekler şunlardır.

1 Teknende tasarım hatası vardır. (ki bu mümkün değil, teknen Bavaria , kaldı ki az bir süre de olsa yelken yapmışlığım var teknende üstelik sırf cenova ile. )

2 son seçenek , sen öyle hissettiğin için öyledir. Yoksa camadanı cenovadan başlatmak gerekir.

3 Nasıl iyi hissediyordan doğrusu odur. :)



  • IP logged

  • *
  • Donatan Temsilcileri
  • İleti: 4256
Ynt: John Guzzwell.. Trekka
#8: 05 Şubat 2017, 12:14:05
Böyle yaptığım zaman dümen tutmuyorum. Kendi kendine gidiyor.
  • IP logged
Saatin fazla tiz tıkırtısında,ışık yıllarının ömür süremizle alay eden sesini de işitiriz.

 
Yukarı git